• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
   

  SAKLI-ŞİFA  https://www.sakli-sifa.com  

Evren dengesini yakalamak hasta olup çare aramak değil.

Hasta olmamak için hastalığa sebepleri yok etmek.

ARTIK ZAMANI GELMİŞTİR
Musibet bitmeyecek yaratılıştan beri var olan ama bilin hiçbir virüs yaratanın evrenin yaratmış olduğu bedeni içinde algılama senyörleri bağışıklığı yıkamayacak bu insan elinden çıksa da sen yeter ki bedene bedenine bedenlere zarar verme ver dir me.. saklı şifa 

İnsanoğlu kendini çok büyük gösteriyor, evrende ne kadar küçük olduğunu bilseydi, kelimelerin gücünü anlardı gözler, beden ve eller ,insanın karakter yapısını ve içinde ki ruhu ölçer neydin ne olacaksın. saklı-şifa

 https://www.sakli-sifa.com   sakli-sifa.com     https://www.sakli-sifa.com

               Yeni ürünler bölgesel veri tarama      Yeni ürünler bölgesel tarama  veri toplama      Yeni ürünler bölgesel tarama veri toplama                         
Envidatoken
 https://www.sakli-sifa.com

Sen yapıyı kur geleçek için
Her şey yerin de olacak sabırla beklersen “gelecek gelecekte bir gün gelecek” sen yolundan korkma ve bekle o kapılar tek tek açılacak zamanlar için geleçek  
Site Menusu
Envida Stake Katılım
SÜR KAZAN
https://www.sakli-sifa.com

 https://www.sakli-sifa.com
shop.drivemining
 shop.drivemining
Site Haritası
Takvim

KARACİĞER HASTALIKLARI SAKLI ŞİFA

KARACİĞER HASTALIKLARI

Karaciğer; kanınızı temizlemek, zehirli maddeleri süzmekle görevli çok güçlü bir organdır. İltihap veya sıvı birikimi nedeniyle birdenbire büyüdüğünde üzerini saran zar gerildiği için ağrı yaşanabilir. Ağrıyı ileten sinir uçları bulunmadığından karaciğer hastalığında ağrı pek hissedilmez.
Vücudunuzda karaciğer hastalığına bağlı herhangi bir belirti ortaya çıktıysa, karaciğerinizin neredeyse üçte birinden fazlasının zarar gördüğünü bilmelisiniz. Karaciğerin kendini yenileme ve depolama kapasitesi yüksektir.
Üçte ikisi zarar görmüş olsa da zararlı alkol, virüs, kimyasallarla, gereksiz yere aldığınız ilaç gibi etkenlerden uzaklaştırılıp bakıma alınırsa, eski sağlığına yeniden kavuşabilir.
Belirtileri: Karaciğer rahatsızlıkları kendini daha çok karnın üst kısmında şişlik veya dolgunluk ile gösterse de, bir karaciğer sorununun klasik belirtisi halsizlik ve yorgunluktur.
Sarılık, yani cilt ve göz akında sararma en önemli belirtilerdendir ama iş bu noktaya geldiğinde çoğu kez karaciğerdeki rahatsızlık da oldukça ilerlemiştir. Özellikle idrar renginin koyulaşmasıyla birlikte olan sarılıkların karaciğer hastalıklarıyla ilişkili olması daha yüksektir.
Kronik karaciğer hastalıklarında karında ve ayaklarda şişme, erkeklerde göğüslerde büyüme ve tüy dökülmesi de ortaya çıkabilir. Sorun karaciğer yetmezliği aşamasına ulaştığında ciltte kuruma, pullanma, kaşınma, damarsal genişlemeler, avuç içlerinde kızarma, saç ve kaşlarda azalma, bulantı, iştahsızlık gibi belirtiler de ortaya çıkar.
Teşhiste kullanılan daha pek çok test var: Kanda protein düzeyi, virüs hepatiti işaretleri, bağışıklıkla ilgili incelemeler görüntüleme yöntemleri bunlardan bazılarıdır. Bu testlerin hangilerinin ne zaman yapılacağına doktorlar karar verecektir. Bazı karaciğer sorunlarında teşhis gerçekten güçtür. Böyle durumlar da karaciğer konusunda uzmanlaşmış hepatoloji uzmanlarının bilgilerinden faydalanmak gerekir.
Karaciğerinizi daha güçlü hale getirmek istiyorsanız doğal gıdalardan ve şifalı bitkilerden faydalanmalı, şeker tüketiminizi azaltmalı, daha fazla bakliyat, balık ve sebze-meyve tüketmelisiniz.
Karaciğer hastalıklarında en yaygın kullanılan bitki Milk Thistledir diğer adı deve dikeni veya meryem ana tohumu selçuk efes harabelerinde çoktur. Kullanımı eski Roma’ya kadar uzanır. Alkoliklerde ve kronik hepatitli hastalarda karaciğer hasarını iyileştirebilir, Siroza gidişi yavaşlatabilir, Sirotik hastaların hayat sürelerinin uzamasına katkıda bulunabilir.
Karaciğer tedavisinde kullanılan bir bitki de meyan köküdür. Hamilelikte, hipertansiyon ve kalp yetmezliğinde kullanılmamalıdır. Bir haftadan fazla kullanıldığında ciddi tansiyon yüksekliği ve potasyum düşüklüğüne neden olabilir. Kronik hepatitte, kolestatik karaciğer hastalığında ve sirozda kullanılmamalıdır.
Milk Thistle.. meryem ana dikeni efes harabeleri etrafi     
Karaciğer Hastalıklarının Bitkisel Tedavisi:
Karaciğer hastalıklarında beslenme çok önemlidir. Bu batı tarzı beslenme, konsantre güçlü gıdalar terkedilmelidir.
Karaciğer hastalıları genellikle stres ve depresyon sonucu oluşur. Bunun için oğul otu, karabaş otu (daha az) karışımı, ıhlamur gibi kaynatılıp balla tatlandırılarak günde 3 su bardağı soğuk olarak her gün içmeye devam edilir.
Karaciğer hastalıklarının ilk basamağı, diş temizliğidir, dişler günde en az iki defa fırçalanmalı veya misvakla temizlenmelidir.
Her yemeğe başlarken halis zeytinyağı, kepekli ekmeğe bandırılıp yenir.
200 gr çam sakızı, 100 gr çörek otu öğütülüp balla macun yapılarak aç iken günde 3 defa atlı kaşığı yenmeye devam edilir.
Okaliptüs yaprağı ıhlamur gibi kaynatılıp, balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.
Midede uyguladığımız kür aynen uygular. İncir, elma, hurma, armut, kabak tatlısı devamlı yenir.
Karaciğeri temizleme ve güçlendirme:
Şahtere, kekik, deve dikeni karışımı ıhlamur gibi kaynatılıp balla tatlandırılarak normal soğuk içilmeye devam edilir. Zeytinyağlı enginar yemeğine devam edilir. Enginar yaprağı, civanperçemi ihlamur gibi kaynatılarak balla tatlandırılıp (normal soğuk) günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir.
Yoğurt yenir. Greyfurt, turunç, hurma yenmeye devam edilir Çörek otu, kekik, misvak, az sinameki karışımı kaynatılıp içilir.
Yeşil Çay: Antioksidan etkili bir bitkidir. Karaciğer hücrelerini koruyucu etkisi olduğu bildirilmektedir. Ateş, hemoliz (kırmızı kan hücrelerinin yıkımı) ve ürtiker denilen alerjik reaksiyon gibi yan etkiler ortaya çıkabilir.
Karahindiba: Safra akışını artırdığı için sarılık ve hepatitte faydalı olduğu karaciğeri zehirli maddelerden arındırdığı bilinmektedir. Yüksek konsantrasyonlarda A vitamini içerdiğinden ciddi karaciğer hasarına neden olabilir.
Zerdeçal: geleneksel Hindu tıbbında karaciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılmış bir bitkidir. Bu bitkinin antioksidan etkili olduğu bilinmektedir. Aflatoxin ve diğer toksinlerin karaciğerde oluşturduğu hasarı önlemektedir. Hint toplumunda karaciğer hastalığının daha az görülmesinin bu baharatın kullanımına bağlı olduğu düşünülmektedir.
Karabiber ve uzun biber: Her ikisi de baharat olarak çok kullanılır. Yapılan deneysel çalışmalarda
Enginar ve deve dikeninin tohumları karaciğerin kendini onarmasına yardımcı olabilir.
Karaciğere zararlı olabilecek bazı bitkiler akdiken, eşekkulağı, cehri, basurotu, kırlangıçotu, katran ruhu, karakafes, kedi otu, kanarya otu, mayasıl otu, yer meşesi, yeşil çay, ökse otu, yarpuz, sinameki, tatlı yonca, solucan otu, dikkatli kulanı lir.
 
KARACİĞER TÜMÖRÜ:
Karaciğer tümörleri iyi huylu ve veya kötü huylu olmak üzer iki grupta sınıflanır. Karaciğer tümörleri genellikle rutin görüntüleme esnasında tesadüfen tespit edilir. Bazen büyük hacimlere ulaşınca sağ üst kadranda ağrı veya dolgunluğa neden olabilir. Tümör eğer safra yollarına yakın ve büyürken safra yolarını sıkıştırıp tıkarsa sarılık ve kaşıntı meydana gelir.
Belirtileri: Karın ağrısı, karında sıvı toplanması yakınmaları yapabilir.
Karaciğerin en iyi ilacı perhizdir. Safra salgısını bozacak, karaciğeri rahatsız edecek ısıtıcı gıdalardan; fazla yağlı, fazla proteinli gıdalardan uzak durulmalıdır. Sucuk, turşu, acılı gıdalar yiyince vücutta oluşan kaşınmalar karaciğerden gelir ve yenen gıdalardan kaynaklanır.
Şahtere demlenir, kuru üzümle içilir ve yenir.
Sabahları yarım fincan saf zeytinyağı üstüne limon sıkılarak içilir.
Karaciğer kendi hastalığını tamir edebilecek niteliktedir. Karaciğer soğuk ve soğutucu gıdaları sever. Bal, soğuk bal şerbeti, hurma, kuru ve yaş üzüm, elma, ayva, armut, kekik, zemzem suyu, rezene, pancar, şahtere, tere yaprağı, marul, hindiba, deve sütü, misvak, yoğurt, salatalık, limon (kabuğuyla beraber), greyfurt, çörek otu, papatya, ayrık kökü, incir, helile, zeytinyağı, enginar, devedikeni  kabak, havuç, kabak çekirdeği, kabak tatlısı, oğul otu, karabaş otu, civanperçemi gibi karaciğere faydalı gıdalardandır.

KAŞINTI: EGZAMA     
EGZAMA YARA ÇEŞİTLERİNİ OKUYUN
Egzama, derinin sulanması ile meydana gelen bir iltihaptır. Tıp dilinde Kaşıntı ve kızartı ile ortaya çıkar.
Bazen alerjik ve mikrobik olabilir. Genellikle karaciğerden kaynaklanır. Karaciğer istemediği maddeleri zayıf bulduğu el, ayak v.s yerlerde kaşınma, sulanma, sivilcelenme şeklinde dışarı atar.
Kuşburnu ve kuşburnu öksesi suyu içilir.
Yer elması suyu ve marmelattı yapılır.
Şahtere otu ve kurtpençesi demlenerek içilir.
Ardıç katranı krem haline getirilerek egzamalı yere sürülür.
Lahana, enginar, ayrık otu, mayasıl otu, karabaş otu, lavanta, aynısefa çiçeği kaynatılarak egzamalı yere asuman yapılır.
Çörek otu, şahtere, sedef otu, biberiye, papatya, anason, ardıç, funda, adaçayı, hibiskus, sinirli ot, ebegümeci, sarısabır egzamaya iyi gelen şifalı bitkilerdendir.

A VİTAMİNİ:
A Vitamini, bağışıklık sistemi, kemik gelişimi gibi pek çok faaliyette görev alan önemli bir vitamindir. Deriyi yeniler, gözleri korur; saçları, tırnakları güçlendirir. Büyümemizde, dişlerde mine tabakasının oluşmasında etkisi vardır.
K vitamini yağda eriyen bir vitamin olması sebebiyle bağırsaklardan yağlarla e-milerek karaciğere gelir, ısıya dayanıklıdır, alkali, kuvvetli asitler, radyasyon ve okside edici ajanlar tarafından etkisizleşir. Yoğurt, kefir, asitlenmiş süt bağırsaklardaki bakterilerin K vitamini üretimini artırır.
Fazla alındığında yüzde ateş basması, kızartı, kaşıntı ve karaciğer bozukluğu gibi sorunlara yol açabilir.

B10 VİTAMİNİ: Güneş ışınlarından korur. Cildi korur, pürüzsüz yapar. Deri sertleşmesini önler. Vücutta leke ve renk yapan kısmın oluşmasını önler. Tüm cilt hastalıkları için faydalıdır

BİOTİN B8: vitamini de denir. Hücre metabolizması, kan hücrelerinin beslenmesi, saç, deri ve sinirlere faydalıdır. Derinin sağlığı, kas ağrıları ve iştahsızlık için önemlidir. Dolaşım sistemleri ve cinsel bezelerin çalışmasına faydası vardır. Yağ ve şeker gibi gıdaların yakımı için gereklidir.

B6 VİTAMİNİ: Deri, saç, sinir gelişiminde rol oynar. Ana rahmindeki bebeğin oluşum ve gelişiminde çok gereklidir. Diş sağlığının korunmasında etkilidir. Kan hücrelerini arttırarak kansızlığın giderir, İnsülin ve adrenalin hormonlarının oluşmasını sağlar. Kolesterolün düşmesini sağlar. Vücudun direncini arttırarak kansere karşı korur. Romatizma, astım, diyabetlerde faydalıdır

B3 VİTAMİNİ: Bağırsakları çalıştırma, Sinir sistemleri düzenleme, Beyin fonksiyonlarını ayarlama; Bitkinlik, uyuklama, depresyon ve cildin sağlığını koruma da çok faydalıdır. Eksikliğinde çocuklarda büyüme durur. Pellegra hastalığı görülür.

B2 VİTAMİNİ: Beden biyokimyasında rol oynar, büyüme gelişmeyi sağlar. Enerji vitaminidir. Karaciğerin normal çalışmasında etkilidir. Kansızlığın giderilmesini, alyuvarların ve dokuların yenilenmesini sağlar. Ağız içi dil iltihabı, göz hastalıklarını önler. Migren, cilt hastalıkları ve ince bağırsak iltihaplarının tedavisinde çok faydalıdır

MAGNEZYUM: Magnezyum hayati önem taşıyan mineralden belki de en önemlisidir. Vücudun kendisi bu minerali üretmediği için magnezyumun be sinler yoluyla alınması gerekir

FOSFOR: Fosfor eksikliğinde iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, huzursuzluk, gerginlik gibi ruhsal sorunlar yaşanır. Aynı zamanda eklem sertliği, kemik ağrıları, kemiklerin kırılganlığı ve duyu kusurları, büyüme yavaşlaması, kemik ve diş gelişimi geriliği gibi raşitizm benzeri belirtiler görülebilir; diş kayıpları, cilt sorunları ve eklem iltihapları ortaya çıkabilir.

ÇİNKO: Büyüme ve bağışıklık sistemini güçlendiren, vücudun hastalıklara karşı direncini artıran bir mineraldir. Vücudun kendi kendini yenilemesi ve çeşitli görevleri için gereklidir.
Çinko eksikliğinin en önemli belirtisi iştahsızlıktır. Eksikliğinde saçlar dökülür ve vücut kılları kaybeder. Sedef hastalığı ve ciltte akneler sık görülür. Tat ve koku hissi kaybolur. Gözde katarak oluşur. Erkeklerde erken prostat büyümesi görülür, yumurtalıkların gelişmesi aksar.
Cinsel organ gelişmesi durur. İnsan organizmasının büyüme ve gelişme geriliği oluşabilir .Ayrıca ergenlik çağında cinsel olgunluğa erişememe ,enfeksiyonlara dayanıksızlık, iştahsızlık ve kilo alamama ,öğrenme ve dikkat eksikliği ,tat alma  duyusunda bozuklu siyah noktalar dermatit, saçlarda incelme ve dökülme gibi cilt sorunları yaşanabilir.

KÜKÜRT: Solunum sisteminin sağlıklı çalışmasına katkıda bulunur ve vücudun oksijen dengesini korur. Beyin fonksiyonlarının çalışmasını destekler. Saç, tırnak ve cilt sağlığı için gereklidir.
Alerjik rahatsızlıklara karşı koruyucudur. Uyuz ve egzama gibi deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Karaciğerin düzenli çalışmasına yardımcı olur ve safra salgılarını arttırır. B Grubu vitaminlerinin kullanılmasına yardımcı olur. Beyin fonksiyonları için gereklidir Oksijen dengesini sağlar .Bazı zararlı bakterileri öldürücü etkisi vardır. Kükürttün faydaları arasında yaşlanmanın belirtilerini azaltması da sayılabilir.
Kükürt eksikliği saçlarda zayıflık ve deride solgunluk görülebilir. Aşırı kükürt böbreklere zarar verir. İnsan vücudu fazla kükürt alması durumunda baş ağrısı, boğaz ve mide yanması, kusma gibi belirtiler gösterir. Ayrıca, alerjik deri hastalıklarına neden olur.
Kükürt fazlalığı en çok astım hastalarını olumsuz etkiler .Sağlıklı saç ,cilt ve tırnaklar için gereklidir. Oksijen dengesinin muhafazasına yardımcı olur .Bu da beyin fonksiyonları için çok önemlidir.

BAKIR Bakır eksikliği; bağışıklık sistemi zayıflamasına vücut direncinin azalmasına, güçsüzlük, kansızlık, sinir ve asabi bozukluklara, deride yara ve egzama gibi sorunlar ortaya çıkmasına yol açar. Kalp hastalıkları ve kalp krizleri meydana gelir. Ayrıca, saç dökülmesi, iştahsızlık, ishal ve çarpıntı meydana gelebilir. Kemikler ve dokuların yapısı olumsuz etkilenir.
Bakırın aşırı dozda alınması, kanser riskini büyük oranda arttırmasının yanı sıra depresyon, şizofreni, bunaklık, hipertansiyon gibi ciddi zihinsel ve bedensel rahatsızlıklar meydana gelir

SİVİLCE: Karaciğerden kaynaklanan bir hastalıktır. Çok nadiren mikrobikle olup kremle tedavisi mümkün olabilir. Sirke, çöğen suyu, limon, pelin otu suyu gibi pansumanlarla tedavisi mümkün olabilir.
Pırasa öz suyu pansuman yapın. Üstüne kaya tuzunu sürün
Papatya sığırkuyruğu kaynat pansuman yap
Salatılığı çiğ sütle terbiye et tülbentten süz yüze sürün pansuman yap.
 
SİROZ:
Karaciğer kendini yenileme kapasitesi olan güçlü bir organımızdır. Ancak alkol, virüsler, birtakım ilaçlar ve toksik maddelere uzun sure maruz kalması sonucunda geri dönüşümsüz olarak hastalanması mümkündür. Uzun süren iltihabi yıkım sonucunda karaciğerde fibroz doku denilen bağ dokusu birikimi sonucu karaciğer büzülerek küçülür.
Sonuçta karaciğer düzensiz, nodüler, sert bir görünüm alır. Bu durumda bağırsaklar dan gelen ve karaciğerden geçip temizlenmesi gereken kanın geçişi engellenir. Karaciğerden geçemeyen kan çevre damarlardan geçmeye çalışarak bu damarların genişlemelerine neden olur. Aynı zamanda hücre kaybı sonucu sentez ve toksik maddeleri temizleme yeteneğinin önemli ölçüde kaybı, su toplanması ile sonuçlanan sürece siroz denir.
Alkolü, sigarayı bırakıp tedaviye başlamak gerekir.
Bitkisel tedavisi: Zeytinyağı içilir. Zeytinyağlı enginar yemeği yenir. Papatya, kiraz çöpü, kuşburnu karışımı kaynatılıp balla tatlandırarak  (soğuk) günde 3 su bardağı içilir. Çörek otu, kekik, misvak, az sinameki karışımı kaynatılıp içilir.

KAN TEMİZLEYEN YİYECEKLER
Cilt sorunları yaşayan, sivilce sıkıntısı olanların, karaciğerlerini temizleyecek yiyeceklere yönelmeleri çok önemli.
Karaciğeri temizleme ve vücuttaki zehirli maddeleri atma özelliği bulunan enginarın, faydaları saymakla bitmiyor. Damar sertleşmesini engelleyen, kanı temizleyen, beyin hücrelerini yenileyen enginar, aynı zamanda kolesterolün de düşmanı. Enginarda bulunan ‘ içindeki maddeler bölümüne bakin  site menusun de maddesinin karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve bağırsak sisteminin düzenli çalışmasına sallar. Okuyarak bilgileneceksiniz.
Kırmızı pancar ve havucun içeriğinde bulunan  site menüsün de için dekiler  maddelerini okuyarak karaciğerin çalışmasını ve sağlıklı bir şekilde çalışmasını  ve faydalarını okuyarak bilgilenin.
Küçücük miktarda sarımsak bile karaciğer enzimlerini uyararak, toksinlerin vücuttan dışarıya atılmasını sağlar .önemli bilgiler samımsak menüsünü okuyarak karaciğerin temizlenmesine yardım  cı olan vitamin ve mineral bölümlerinde sizlere çok faydası olduğunu okuyarak fayda olacağına inanıyorum.
Greyfurt içeriğindeki yüksek miktarda “C vitamini” ve “antioksidanlar” sayesinde karaciğerin doğal yolla hızlı bir şekilde zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
Hatırlatma.. Pek çok ilaçla etkilendiği için ilaçlarla beraber tüketmeyiniz.
Elmanın içinde yüksek miktarda bulunan “pektin” maddesi, sindirim aşamasında vücudu toksinlerden arındırılarak temizlenmeye ve karaciğerin işini kolaylaştırmaya yarar .İcindekiler bölümünü okuyun.
Bir bardak su içine sıkılmış limon karaciğerden toksinlerin atılmasına yardımcı safranın uyarılmasını sağlar. Sayfa 2 veya için dekiler bölümünü okuyun.
Eğer karaciğerinize  yeşil yapraklı sebzeleri yemek yapacağınız en iyi seçimlerden olur. Üzerinde bulunan yüksek miktardaki “klorofiller” kendi üzerindeki toksinleri de emebilir ve ağır metal, kimyasallar, pestisitleri nötralize ederek karaciğerin ciddi anlamda rahatlamasına ve dinlenmesine destek olur. Ispanak, roka, karahindiba en iyi seçeneklerdir. İçindekiler bölümünü okuyunuz.
Avakodo yemek, karaciğerin vücuttan toksinleri temizlenmesi için içindeki madde bölümünü okuyarak almış olduğunuz antibiyotikleri hem böbrek hem karaciğer e yardımcı olacaktır.
Tam tahıllardaki yüksek “B vitaminleri” karaciğer sağlığı ve fonksiyonları için oldukça yararlıdır. Beyaz un yerine mümkün olduğu kadar tam tahıllı besinleri tüketmeye özen gösterin.
 Zerdeçal  sarı safran da denir .Hint yemeklerinde sıkça kullanılan, yemeğe sarı rengini veren bir baharattır. Enzimlerin karsinojenleri detoksiye etmesine ve serbest radikallerin karaciğere zarar vermesini engelliyen güçlü bir özelliği vardır.günde 1 gr kafidir .
Ceviz içindeki yüksek miktardaki  yağ asitleri beyin ve karaciğerin temizlenmesine yardımcıdır. çeviz ağacının bir özelliği ceviz içi yağ yapar ,yaprağını içilirse fazla yağları yakar ,cevizin diş yeşil kabuğu da saçi besler ve boyar. Yaprağın bir de kuru bakliyatın üzerine  2 veya3 yaprak koyarsanız gıdalarınızı böceklenmeden korur.
 Siteyi çok iyi takip ederseniz baha çok bilgiye sahip olacaksınız.
 Site menüsünde döleşim menusunu okuyun ,her şeyi daha iyi anlayacaksınız.

DİABET/ŞEKER HASTALIĞI (Kanda şeker yükselmesi):
“Pankreasın yeterli miktarda ‘insülin’ salgılayamaması veya salgılanan insülin yeterli derecede kullanılamaması yüzünden kandaki şeker oranının yükselmesi” olan şeker hastalığı genellikle yaşlılarda görülen ciddi bir rahatsızlıktır.
Belirtileri: En önemli belirtisi çok fazla su içme ve içme isteği, iştahın açılması ve fazla yemek yeme, çok sık idrara çıkmak ve geceleri bunun için sık sık uyanmaktır. Ciltte kuruma, yaraların geç iyileşmesi, ani kilo kaybı, ağız kuruluğu, cilt yaraları, kuru kaşıntı, el ayak uyuşması, halsizlik, aşırı yorgunluk, karıncalanma, bulanık görme de en çok karşılaşılan belirtilerdir.
 Normal bir insanın da bu belirtiler ortaya çıkmasa bile şekerini, tansiyonunu, kolesterolünü yılda bir defa ölçtürmesi sağlığı açısından önemlidir.
Bitkilerle şeker tedavisi: Acıbakla, yedi kez yıkanır acı suyu gidince kullanılır Keçi boynuz pekmezle içilir (acı bakla ile karıştırabilirsiniz) pekmez karışım olmayacak) Pelin otu, sinirli yaprak, böğürtlen, okaliptüs, kereviz, yer elması salatası; kırk kilit otu, dut yaprağı, kuzukulağı, mersin yaprağı, ardıç tohumu (hibuzkus tarçınlı) bitkisel ürünler tamamen ayrı olarak şeker düşürme özelliğine sahiptir. Hurmayı devamlı yiyenlerde şeker hastası olma riski azalır. Hormonsuz salatalık vücudun şekerini dengeler, karaciğeri serinletir. Şeker hastalan bol, bol hormonsuz salatalık yemelidir.
Zeytin yaprağı, kekik eşit miktarlarda karıştırılıp ıhlamur gibi demlenerek günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir. Bu kür, şekerin en iyi tedavisidir. Mersin yaprağı, ısırgan yaprağı, böğürtlen yaprağı karışımı kaynatılıp günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir. Hindiba, ayrık kökü karışımı kaynatılıp içilmeye devam edilir Limon, ekşi nar, dağ eriği (çakal eriği) yenmeye devam edilir.
Ardıç tohumu günlük 3 adet ağızda çiğnenir. Ekşi yoğurt, cacık yenmeye devam edilir. Taze fasulye, ıspanak, enginar, yer elması, karnabahar yenmeye devam edilir. Kekik, çörek otu, misvak, az sinameki karışımı kaynatılıp günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir. Ceviz yaprağı, enginar yaprağı, maydanoz karışımı kaynatılıp içilmeye devam edilir. Ardıç tohumu kaynatılıp içilmeye devam edilir.

KOLESTEROL   Kolesterol hayat için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunur. Dışarıdan aldığımız hayvansal ve bitkisel yiyeceklerde de kolesterol bulunur. Vücut kolesterolü kullanarak hormon,
D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir. Dışarıdan aşırı miktarda kolesterol içeren yenecekler yenildiğinde birçok hastalığa (Hipertansiyon, sivilce, damar tıkanıklığı, v.b.) sebep olur. cilt, yüz ve ellerde sarı lekeler oluşur, ter ve nefes kokar, gözün altında siyah halkalar oluşur, baş dönmesi, baş ağrısı, başta ağırlık, hazım zorluğu, iştahsızlık, ruhi bulanım ve yorgunluk, göğüs sol tarafı kalp üzeri ağrılar,
Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa bu kan damarlarında birikir ve kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına yol açar. Toplumda kan damarlarının daralmasına damar sertliği, damar kireçlenmesi gibi adlar da verilir.
Kolesterol hangi organın damarında birikirse o organa ait hastalıklar ortaya çıkar. Örneğin kalbi besleyen atardamarlarda kolesterol birikimi olursa göğüs ağrısı, kalp krizi gibi sorunlar oluşur. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Trigliserid de kolesterol gibi kanda çözünen bir yağdır.
Kanda kolesterol ve LDL kolesterolün yüksek olması hasta için risk taşır. HDL kolesterolün düşük olması da bir risktir.
 Günde 2 elma yemek kolesterol seviyesini düşürür.
Yulaf kepeği ve keten tohumu, etkili kolesterol azaltıcılardır. Günde 50 gr yulaf kepeği veya yarım fincan keten tohumu kullanılarak etkin bir kolesterol kontrolü sağlanabilir. Keten tohumunu ham alevde kavurup öğüterek salatalarınıza, yoğurda ilave edebilirsiniz. Yulaf kepeğini karbonhidratlarla yağsız süt veya yoğurtla yiyebilirsiniz. Besinlerle aldığınız kolesterolü azaltmak için, özellikle hayvansal kökenli doymuş yağ zengini yiyecekleri sınırlamak, haftada 3-4 gün, yarım saat-45 dakikalık düzenli bir egzersiz ya da yürüyüş yapmak gerekir.
Margarinden uzak durunuz. Kolesterolü sadece zeytinyağı önler karaciğeri çalıştırır. Kekik, ıhlamur gibi kaynatılıp balla tatlandırılarak soğuk olarak günde 3 su bardağı içilir. Kolesterolü düşürdüğü tespit edilmiştir.
Fındık, fıstık, badem, gibi yağlı gıdalar kolesterol yapar, bunların yaprakları kaynatılıp içilmeye devam edilirse kolesterolü yakar.
Civanperçemi, kantaron, pelin otu karışımı kaynatılıp bana tatlandırılarak içilmeye devam edilir. Limon, maydanoz kaynatıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. Ayrık kökü, kekik karışımı ıhlamur gibi kaynatılıp balla tatlandırılarak içilir. Magnezyum ve kalsiyum içeren kaplıcaların suları içilir.

ŞEKER HASTALARI BİLE ÖZLEMLE YİYEÇEK VE İÇEÇEK
 STEVİA Rebudıana Şeker otu
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca, "Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi" kapsamında Türkiye'de şeker otu üretimi yaygınlaştırıldığı bildirir. Siz bayanlar ilk adim içecek yiyeceklerinizde şeker otu var mi sorusu ile başlar sanız bilin ki var olacak.
 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca, "Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi" kapsamında  şeker otu üretiminin yaygınlaştırıldığı bildirildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi" kapsamında şeker otu üretiminin arttırılmasının hedeflendiği ifade edildi.
Projeyle kadın üreticilerin birçok ilde şeker otu (Stevia) bitkisi üretimine yöneldiğine işaret eden açıklamada, projenin aynı zamanda istihdama da katkı sağlayacağı bildirildi.
Proje kapsamı altında  kadın çiftçilerin şeker otunu "Tarladan Sofraya Doğal Gıda" temasıyla ürettiklerinin belirtildiği açıklamada, Türkiye’de ki üreticiler için çilek, nane, biberi ve aspir yetiştiriciliğine alternatif olan şeker otu yetiştiriciliği kadın çiftçiler tarafından büyük ilgi gördü.
Türkiye de 5-6 yıllık bir geçmişi olan şeker otu bitkisinin yaygınlaşmasıyla kadın çiftçiler için şeker otu önemli bir gelir kaynağı haline geldi" ifadesi kullanıldı. Şeker otu çok eskiye tarihlere dayanır.
 
Doğal olarak şekerden 300 kat daha tatlı olan şeker otunun kalori ve karbonhidrat içermediğinin vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi: Tatlı ve kek tariflerinde şeker yerıne kullanmak 0 şeker.
Dünyanın birçok ülkesinde 100'den fazla çeşit yiyecek ve içeceğin tatlandırılmasında kullanılıyor. Kadın çiftçiler, ürünü işleyen tesislerin te kurulmasıyla bölgede alternatif ürün olma yolunda ilerleyeceğini ifade ediyor.
Önemli geri dönüşler alan kadın çiftçiler, organik lokum üreten bir işletme ile sıfır şekerli organik lokum üretimi için çalışmalara da başladı evde meyve sularına koya bilirsiniz tatlandırma..
Adım adım sağlıklı içeçek ve yiyecekle.  Güney Amerika’da  yetişen bir bitkidir. 1887 'de Paraguay yerlilerinin kullandığı şifalı bitkiler üzerinde inceleme yapan Güney Amerikalı bilim adamı Antonia Bertoni tarafından keşfedilmiştir.
 Paraguay Kızılderilileri tarafından "Tatlı ot" ve "Ballı yaprak" ismiyle anılan ve tatlandırıcı olarak kullanılan stevianın sırrını çözmek için, 1931'de Bridel ve Lavieille adında iki Fransız kimyacı bitkinin yapraklarından elde ettikleri ekstre  üzerinde çalışmaya başladı.
Onların çalışmaları sonucunda beyaz kristal yapıda ve "Stevioside" adı verilen saf bir ürün elde edildi ve bu maddenin normal rafine şekerden 100 ile 300 kat daha tatlı olduğu fark edildi. 1971'de Çinli araştırmacı Dr.Tei Fu Chen Paraguay'ı ziyaretinde ilgisini çeken Stevia bitkisi üzerinde çalışmalar yaparak, kimyasal olmayan doğal yöntemlerle Stevia ekstresi  elde edilmesinde ve yapraklarda bulunan keskin tadın kaldırılmasında başarılı oldu güney Amerika’da da yüzyıllardan beri tatlandırıcı ve tedavi edici özellikleri nedeniyle kullanılan stevia (şeker otu) , Japonya'da da otuz yılı aşkın bir süredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılmaktadır.
Bu bitkiden elde edilen özütün, kan şekerini düzenleyici etkileri olduğu kabul edilmektedir.  Stevia'nın insülin duyarlılığını ve hatta salınımını arttırıcı etkilerinin olduğunu gösteren bazı araştırmaların varlığı diyabet tedavisinde kullanımını destekler niteliktedir.
Diyet yapan, formuna dikkat eden, sağlıklı yaşamı tercih eden, çeşitli kronik hastalıklarından dolayı beslenme programına dikkat eden(Diyabet, Kalp hastalıkları, Obezite, Sindirim sistemi bozuklukları) kişiler güvenle kullanabilir. Sıcak soğuk tüm içeceklerde Reçel, komposto, muhallebi vs gibi kaynatılarak pişirilen tüm yiyeceklerde direkt olarak katılarak, Pasta, kek, kurabiye, gibi fırında yüksek ısıda pişirilen tüm unlu gıdaların içerisine direkt olarak katılarak kullanılabilir.

ADAKİ ENERJİ Güney Amerika’da  yetişen bir bitkidir. 1887 'de Paraguay yerlilerinin kullandığı şifalı bitkiler üzerinde inceleme yapan Güney Amerikalı bilim adamı Antonia Bertoni tarafından keşfedilmiştir. Paraguay Kızılderilileri tarafından "Tatlı ot" ve "Ballı yaprak" ismiyle anılan ve tatlandırıcı olarak kullanılan stevianın sırrını çözmek için, 1931'de Bridel ve Lavieille adında iki Fransız kimyacı bitkinin yapraklarından elde ettikleri ekstre  üzerinde çalışmaya başladı. Onların çalışmaları sonucunda beyaz kristal yapıda ve "Stevioside" adı verilen saf bir ürün elde edildi ve bu maddenin normal rafine şekerden 100 ile 300 kat daha tatlı olduğu fark edildi. 1971'de Çinli araştırmacı Dr.Tei Fu Chen Paraguay'ı ziyaretinde ilgisini çeken Stevia bitkisi üzerinde çalışmalar yaparak, kimyasal olmayan doğal yöntemlerle Stevia ekstresi  elde edilmesinde ve yapraklarda bulunan keskin tadın kaldırılmasında başarılı oldu.
GÜNEY Amerika da da yüzyıllardan beri tatlandırıcı ve tedavi edici özellikleri nedeniyle kullanılan stevia (şeker otu) , Japonya'da da otuz yılı aşkın bir süredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılmaktadır. Bu bitkiden elde edilen özütün, kan şekerini düzenleyici etkileri olduğu kabul edilmektedir.
Stevia'nın insülin duyarlılığını ve hatta salınımını arttırıcı etkilerinin olduğunu gösteren bazı araştırmaların varlığı diyabet tedavisinde kullanımını destekler niteliktedir.
Diyet yapan ,formuna dikkat eden ,sağlıklı yaşamı tercih eden, çeşitli kronik hastalıklarından dolayı beslenme programına dikkat eden(Diyabet, Kalp hastalıkları, Obezite, Sindirim sistemi bozuklukları) kişiler güvenle kullanabilir.
 Sıcak soğuk tüm içeceklerde Reçel, komposto, muhallebi vs gibi kaynatılarak pişirilen tüm yiyeceklerde direkt olarak katılarak, Pasta, kek, kurabiye, gibi fırında yüksek ısıda pişirilen tüm unlu gıdaların içerisine direkt olarak katılarak kullanılabilir.

SARILIK ve HEPATİT B:
Bilirubinin kanda aşırı miktarda bulunmasından meydana gelir. Karaciğer de tıkanıklık olursa karaciğer safrayı dışarı atamaz. Kandaki alyuvarların bozulması ile insanın rengi, özellikle gözleri sararır, idrarının rengi kahverengiye yakın renkte olur. Dışkısı çok kokar. Ciltte kaşınma başlar.
Perhiz: Karaciğere zarar veren hararet verici gıdalar yenmez.
Bitkilerle tedavisi: Soğutucu, serinletici gözenek açıcı gıdalar yenir.
Hormonsuz, sararmış salatalık ya da acur rendelenip misli kadar balla karıştırılarak yenir, günde 3 kere tekrarlanır. Kısa sürede karaciğeri iyileştirir.
200 gram çörek otu, 100 gram çam sakızı öğütülüp balla macun yapılarak günde 3 tatlı kaşığı yenmeye devam edilir. Vücudun bağışıklık sistemini arttırır. Vücuda kuvvet verir yukarıdaki kürle beraber uygulanırsa çok faydalı olur.
Kekik çörek otu, misvak, az sinameki kaynatılıp bal1a tatlandırarak soğuk olarak içilmeye devam edilir.
Rezene kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.
Biberiye, kuşburnu kaynatılıp bal1a tat1andınlarak soğuk içilmeye devam edilir.
Civanperçemi, kantaron karışımı balla tat1andınlarak içilmeye devam edilir.

 HEPATİT DOĞAL TEDAVI:
Hepatit A virüsü  sebep olduğu bir karaciğer akut iltihabıdır. Bu mide-bağırsak, sinir ve kalp-damar sistemi için karaciğer ve dalak, koyu idrar ve renksiz durakladı dışkı, hasar genişlemesi ile karakterize edilir. Hepatit genellikle sağ genel vücudun zayıf bir sıcaklık hafif artış, iştahsızlık, ishal ve ağrı kaybı ile başlar. Ağır vakalarda, hastalığın akut formunda (gönderme) olarak akacak ve her zaman sarılık tarafından işaretlendi.

 HEPATİT DOĞAL ŞİFA,YEMEK TARİFLERİ  
Muz ( Plantago major ) 20 gram Hindiba ( Lactuca intvbus ), kök 30 gram St.John 's wort ( Hypericum perforatum ), yaprakları 40 gram ile sapları Ölmez çiçek ( Xeranthemum yıllık ), çiçekler 40 gram Kadife ( Calendula officinalis ) çiçekler 40 gram Papatya ( Chamomi / la Recutita ) çiçekler 10 gram Barut Ağacı ( Rhamnus frangura ), ağaç kabuğu 30 gram
Karışımdan iki çorba kaşığı taze su yarım litre suya dökün ve gece boyunca beklemeye bırakın .Sabah, 5 dakika kaynatın 30 saniye  ve zorlanma oturmasına izin pişirin. Yemekten önce 3/4 bardak 15 dakika tarafından çekilmiştir.

HEPATİT İÇİN BİR BAŞKA TARİF:
Ölmez otu, çiçekler 60 gram sarı kantaron, çim 50 gram yaban zencefil ( Asarum europaeum ), çim, 30 gram keten ( Linum usitatissimum ) tohumları 20 gram
Çobançantası ( Capsella bal bursapastoris .), çim 20 gram Nane ( Mentha arvensis ), 30 gram yaprakları Karaciğer Çay ( Pedicn / Urı comosa ), çim 40 gram Civanperçemi ( Achillea millefolium), çim, 30 gram nar, meyve 50 gram 2 Alır karışımın 3 yemek kaşığı kaynar su 3 bardak dökün, 2 saat ve zorlanma bekletin. 15 dakika bir ay boyunca yemeklerden önce yarım fincan günde 2 kez alın. Bir iki hafta sonu ve bir dersi tekrar ederler.

ÜÇÜNCÜ TARİF:
 Ölü Isırgan ( Lamium album ). Çim 50 gram Huş ağacı tomurcukları 50 gram
kavak ( popu / bize sinir / a) , ağaç kabuğu (yedek lensler. söğüt) 40 gram sarı kantaron. çimen 30 gram
akşam ince toz halinde karışımın iki çorba kaşığı taze su yarım litre suya dökün ve gece boyunca beklemeye bırakın. Sabah, kaynayıncaya kadar soğumaya ve gerginlik için izin pişirin. Yemekten önce 15-20 dakika boyunca 1/4 bardak alın.

KRONİK HEPATİT VE DOĞAL ARITMA:
Kronik hepatit tedavisinde tıbbi bitkilerin temel amacı alerjik reaksiyonlara karşı safra ayrılmasını ve enzimlerin salgılanmasını, hareket geliştirmek, spazmlar ortadan kaldırır. Bu amaçla, otların karışımı konuşlandırılmış özleri ve çay (çay) vardı olabilir. Hulasa iyi (su yarım litre ince toz karışımı 2-3 yemek kaşığı), bir termos içinde hazırlanır ve sıcak yemek önce içilir - 3-4 kez. Tedavi süresi - en azından yarım yıl. Her 2 ay sonra mola yapmak için.

KRONİK HEPATİTLER İÇİN TARİF: 
Rezene ve kimyonu meyve, Parlak Al der topalak kabuğu, nane yaprakları • -20 gram10 gram, civanperçemi ve otlar kantaron başına. Karışımın çorba kaşığı kaynar su bir litre dökün sıcak bir yerde ve zorlanma 2 saat bekletin. . Yemeklerden önce çeyrek fincan günde 3 defa içilir
iyi suya batırılmış çim 100 gram ve daha sonra yarım saat sıkıca kapalı bir kapta kısık ateşte pişirin 24 saat bekletin şeker veya bal ve daha fazla 400 gram ekleyin: • pelin şurubu İçecek 15-20 dakika pişirin. Şurubu 3-4 kez bir tatlı kaşığı alın
yemeklerden yarım saat önce bir gün.
Tohum ya da selenyum yaprakları 4 gram alın. Soğuk su 150 mililitre ile doldurun (bir takvim olabilir kepçe tohumları kaynar su 150 mililitre Dökülen) ve 3 saat beklemeye bırakıldı. ve süzün. Bir çorba kaşığı günde 4 kez alın.
Bir litre su dökün, ince toz haline getirilmiş, yeşil yonca  saman 40 gram 5-6 dakika kaynatın drenaj kaynatın. 20-25 gün için 30 - 10 dakika yemek en az üç kez bir gün önce yarım bardak alın.
Kalen kökleri ya da genç çim kuşkonmaz sürgünlerinin (Asparagus officinalis) ile yeraltı kök 3 yemek kaşığı aldı, kaynar su, zorlanma ve içecek bir bardak bırakıldı Kronik hepatitli yemeklerden önce 2-3 yemek kaşığı.
İnce toz otlar Kalen Papatya Çiçeği (llcllis perennis) 3 çorba kaşığı alın. birinden dökülen ve soğuk kaynamış su yarım fincan, 2-3 saat ve zorlanma bekletin. Kronik hepatitli yemeklerden önce yarım fincan günde 3 defa alın.
Sıcak kompres koymak ve zeytinyağı yarım fincan içmek için yere doğru kaburga altında şiddetli ağrı durumunda.
Tozdan temizlemek, arpa  3 al 6 litre su ile dökülen ve 2 saat bekletin. Sonra ateşe koyun ve bir litre suyun olmadığı, sürece pişirin. Isı, soğuk, drenaj ve sıkmak çıkarın. . Yemeklerden önce çeyrek fincan günde 3 kez bir saat alın
Yulaf Yarım kilo alın, yıkayın ve ateşe koyun, 10 litre suyu dökün ve 2 litre kalan kadar pişirin. Gerilme. Tereyağı, bal, 100 gram ekleyip 10-15 dakika daha pişirin. Isı ve serin çıkarın. Yemeklerden önce bir çorba kaşığı günde üç kez bir saat alın.
 Kronik hepatit Sibirya kocakarı ilacı: Izgara siyah turp ve tülbentten geçirilerek suyu sıkmak .İyice sıvı bal 400 gram suyu bir litre karıştırın. Yemeklerden önce ve yatmadan önce 2 yemek kaşığı günde 3 defa alın

ALBUMİN;
Albümin karaciğerde sentezlenen berrak, koyu kıvamda, suda çözünebilen, ısı ile pıhtılaşan bir protein türüdür. Sağlıklı yetişkin karaciğerinde günde 12-14 gram kadar albümin sentezi yapılır. Albümin düzeyinin yüksek ölçülmesi genellikle vücuttaki su kaybına bağlıdır.
Karaciğer hastalığı sebebiyle düşük miktarda albumin sentezi yapılınca böbrek rahatsızlığında: Yüksek miktarlarda albuminin atılması söz konusudur Yaşlı insanlarda, karaciğer hastalığı olanlarda ve beslenme bozukluğu bulunan kişilerde albümin azalır. Bazı hastalarda idrar ya da bağırsak yolu ile albümin kaybı gerçekleşmektedir. Sonuçta albüminin kan düzeylerinde azalma dokular arasında sıvı birikimine neden olarak özellikle bacaklar ve sırtta ödeme neden olur. Bu sıvı ayrıca karında ve akciğerlerde toplanır.
Albüminüri hastalığı belirtileri ve alınması gereken önlem önerileri kısaca şunlardır: Birçok hastalıklarda, ancak özellikle böbrek hastalıklarında, idrarda almümin hastalığı sıkça görülür. Bunun için, öncelikle beslenmeye dikkat edilmesi gerekilir. Mümkün olduğu kadar çok süt içilmeli, patates haşlaması ile muhallebi sofradan eksik edilmemelidir.
Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle yenilememeli, kahve ve fazla miktarda su  içilmemelidir.
Bitkisel tedavi: 2 tatlı kaşığı susam ile 1 kahve kaşığı sarısabır karıştırılır, iyice dövülür. Bu karışım her sabah, aç karına, Bir bardak su ile 1 kahve kaşığı alınır. içilir. Bu işlem, şikayetler geçene kadar tekrar edilir.
 
Orta büyüklükte bir lahana haşlanır, suyu süzülür, yemeklerden önce birer su bardağı içilir.
2 avuç katırtırnağı sapı ve çiçekleri 10 bardak suya konur, zerine bir baş soğan rendelenir. 15 dakika kaynatılır. Küçük bir leğene süzülür. Bu su ile sabah akşam el ayak banyosu yapılır.
4 bardak suya, 1 avuç tere otu konur. 15 dakika kaynatılır. Sonra da ince ve temiz bir tülbentten süzülür. Her gün, 1 su bardağı içilir.
 
 Devam edcek
 
 
 
 
DUYURU MODÜLÜ
ZİYARET İSTATİSLİĞİ
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam12
Toplam Ziyaret1298588
ALTIN GÜMÜŞ BAKIR DAN ŞAŞMA
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704