• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
   

  SAKLI-ŞİFA  https://www.sakli-sifa.com  

Evren dengesini yakalamak hasta olup çare aramak değil.

Hasta olmamak için hastalığa sebepleri yok etmek.

ARTIK ZAMANI GELMİŞTİR
Musibet bitmeyecek yaratılıştan beri var olan ama bilin hiçbir virüs yaratanın evrenin yaratmış olduğu bedeni içinde algılama senyörleri bağışıklığı yıkamayacak bu insan elinden çıksa da sen yeter ki bedene bedenine bedenlere zarar verme ver dir me.. saklı şifa 

Yaşam savaşını kazanan, her zaman en güçlü yada en hızlı olan değildir. Er ya da geç kazanan kişi, kazanabileceğini önceden düşünen kişidir. “Bir gün bir zaman gelecek gelişi muhteşem olacak” şekli yer alır saklı-şifa 

İnsanoğlu kendini çok büyük gösteriyor, evrende ne kadar küçük olduğunu bilseydi, kelimelerin gücünü anlardı gözler, beden ve eller ,insanın karakter yapısını ve içinde ki ruhu ölçer neydin ne olacaksın. saklı-şifa

 https://www.sakli-sifa.com   sakli-sifa.com     https://www.sakli-sifa.com

               Yeni ürünler bölgesel veri tarama      Yeni ürünler bölgesel tarama  veri toplama      Yeni ürünler bölgesel tarama veri toplama                         
ENVİDA TOKEN
ENVİDA TOKEN

ARTIK BORSADA

"Evida Token canlı grafik yazmanız yeterli" 
Envidatoken
 https://www.sakli-sifa.com
Site Menusu
SÜR KAZAN
https://www.sakli-sifa.com

 https://www.sakli-sifa.com
shop.drivemining
 shop.drivemining
Site Haritası
Takvim

ELLER AYAKLAR GÖZLER AĞIZ BAKIMI HASTALIK VE ŞİFALARI SAKLI ŞİFA

 ELLER AYAKLAR GÖZLER AĞIZ BAKIMI HASTALIK VE ŞİFALARI  
Ellerimizin derisi hava şartları, sıcak ve soğuk su, deterjanlar, parlatıcılar ve balece toprağının yaratacağı zorluklarla karşı karşıyadır. En iyi korunma, yerine göre pamuklu, kauçuk ya da bahçe eldiveni takmak ve el kremlerini bol bol kullanmaktır.

Tercih ettiğiniz tarifle birkaç şişe krem hazırlayıp onları ellerinizi yıkadığınız yerlere koyun. Eldiven takmaktan hoşlanmıyor ya da eldivensiz çalışıyorsanız kirli iş yapmadan önce ellerinize koruyucu kremler sürün.

Şifalı bitkilerle düzenli el tedavisi:

Elleri yumuşatıp rahatlatmak için onları aslanpençesi, rezene, karakafes otu, civanperçemi ya da gülhatmi in füzyonlarına sokun. Aynısefa çiçeği veya sarı papatya çiçeklerinden yapılan in füzyonlar da aynı yumuşatıcı etkiyi sağlarlar.

Tırnakları güçlendirmek için onları iki günde bir 10 dakika süreyle doğranmış atkuyruğu ile dereotu tohumunun in füzyonlarına daldırın. Bu in füzyonları ihtiyaç duyduğunuzdan fazla hazırlayın ve gelecekteki kullanımlarınız için etiketleyerek şişeleyin.

El maskesi: 2 yemek kaşığı iyi öğütülmüş yulaf ezmesi, 1 yemek kaşığı aynısefa çiçeği taçyaprakları, 1 tatlı kaşığı avokado yağı, 1 tatlı kaşığı limon suyu, 1 tatlı kaşığı gliserin.

Bu ögeleri yumuşak bir macun oluşturmak üzere birbirine katın. Ağarması ve derisinin yumuşaması için haftada bir bu maskeyle ellerinizi tedavi edin. Tercihen yatmadan önce, 20 dakika süreyle maskeyi ellerinize uygulayın.

Sonra yıkayıp ellerinize güçlü bir nemlendirici sürün (ve uyurken ellerinize pamuklu eldiven takın) ertesi sabah ellerinizdeki kremi yıkayın.

ELLERİN BAKIMI ( ÖZEL TARİF)
Ellerimizin derisi hava koşullan, sıcak ve soğuk su, deterjanlar, parlatıcılar ve bahçe toprağının yaratacağı zorluklarla karşı karşıyadır. En iyi korunma yerine göre pamuklu, kauçuk ya da bahçe eldiveni takmak ve el kremlerini bol bol kullanmaktır

Yeğlediğiniz tarifle birkaç şişe krem hazırlayıp ellerinizi yıkadığınız yerlere koyun. Eldiven takmaktan hoşlanmıyor ya da eldiveni bilinç dışı olarak elinizden çıkarıyorsanız, kirli iş yapmadan önce ellerinize engelleyici kremler sürün.

 Ağır hizmet engelleyici krem
4 yemek kaşığı petrol jölesi 2 avuç dolusu taze mürver çiçeği
1. Petrol jölesini çok az ısıtarak eritin ve içine mürver çiçeklerini karıştırın
2. 45 dakika süreyle ıslanıp yumuşamalar için öylece bırakın. Jöle katılaştıkça hafifçe ısıtın.

3. Karışanı ısıtın ve süzerek ağzı sıkıca kapanan bir kavanozu koyup soğumasını bekleyin. Kapağı kapayıp etiketleyin.
El maskesi
Yararlı otlar düzenli el tedavisi
 
Elleri rahatlatmak için onları aslanpençesi, rezene, kara kafes otu, civanperçemi ya da gülhatmisi in füzyonlarına sokun. Aynısefa çiçeği veya san papatya çiçeklerinden yapılan in füzyonlar da aynı yumuşatıcı etkiyi yaratırlar.

Tırnaklan güçlendirmek için onları doğranmış atkuyruğu ile dereotu tohumunun in füzyonlarına iki günde bir 10 dakika süreyle daldırın.

Bu infüzyonları gereksindiğinizden çok hazırlayın ve gelecekteki kullanımlarınız için etiketleyerek şişeleyin.

Ağarması ve derisinin yumuşaması için haftada bir ke: bu maskeyle ellerinizi tedavi ediniz.

Tercihen yatmadan önce, 20 dakika süreyle maskeyi ellerinize uygulayın. Sonra yıkayıp ellerinize güçlü nemlendirici sürün  (ve uyurken ellerinize pamuklu ertesi sabah ellerinizdeki kremi yıkayın.

2 yemek kaşığı iyi 1 tatlı kaşığı avokado yağı öğütülmüş yulaf ezmesi 1 tadı kaşığı limonun suyu 1 yemek kaşığı aym sefa çiçeği 1 tatlı kaşığı taç yapraklım gliserin
bu öğeleri yumuşak, bir macun oluşturmak üzere birbirine kalın. Yukardaki talimatı aynen uygulayın.

AYAK SAĞLIĞI: AYAK SAĞLIĞI İÇİN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Tüm gün yükümüzü taşıyan ayaklar, belki de bedenimizde en çok ilgiyi hak eden ama çoğunlukla ihmal edilen organlarımızdır. Özellikle şeker hastaları yılda bir kere de olsa bir ayak uzmanına görünmelidir.

Ayak sağlığı için ayağın şekline uygun ayakkabılar seçmeye özen gösterilmelidir.
Dar kalıplı, üstü basık, yüksek topuklu, sivri burunlu ayakkabılar ayak sağlığını olumsuz olarak etkiler ve ayak, bacak ve bel ağrılarına; basma bozukluğuna, ayak mantarlarına, tırnak batmalarına, acılı nasırlara, bilek burkulmalarına ve ayakta kalıcı şekil bozukluklarına sebep olur.

Giyeceğimiz ayakkabının doğal malzemelerden imal edilmiş olmasına, en uzun parmak ile ayakkabının ucu arasında yarım santim boşluk olmasına dikkat etmek gerekir.

Bağcıklı ayakkabılar ayağı daha iyi kavradığı ve kan dolaşımını engellemeyecek şekilde ayarlanabildiği için tavsiye edilir.

Yaptığınız etkinliğe uygun ayakkabı seçin. Örneğin koşarken gündelik ayakkabınızı değil, koşu ayakkabısı giyin. Her gün aynı ayakkabıyı kullanmayın. Ayağınızı, özellikle parmak aralarını düzenli olarak yıkamak ve çok iyi kurulamak gerekir.

Ayak tırnaklarını düz kesin ve çok kısaltmayın. Tırnakların kenarını kesmeyin, batık tırnaklara neden olabilir.

Şeker hastaları, kan dolaşımı problemi olanlar ve kalp hastalarının tırnaklarının başkaları tarafından kesilmesi daha doğrudur. Çünkü bu grup enfeksiyona eğilimlidir.
Yara ve enfeksiyona açık ortamlarda yalın ayak yürümeyin. Sandalet giyiyorsanız güneşli havalarda vücudunuz gibi ayaklarınızı da kremleyin.

AYAKLARIN BAKIMI 
Yukarda ellerimiz için verilen tedavi ayaklara da uygulanabilir. Özellikle iyileştiniz maske faydalı olur. Ama ayaklarınıza bir nemlendirici sürecekseniz gece boyunca pamuklu çorap giymeniz gerektiğini  unutmayın.

Faydalı otla ayak banyoları: Geleneksel ayak banyosu en iyi yöntemlerden biridir. Yorgun ayakları ferahlatmak için defne, Lavanta, adaçayı, tatlı mercanköşkü, kekik gibi şifalı bitkilerden birini seçin. Bir avuç dolusu taze veya 1/4 fincan dolusu kuru bitki ile 1 tatlı kaşığı deniz tuzunu bir kova sıcak suyun içine koyun. Kolaylık olsun diye bu ögeler suyun içine oldukları gibi konula-bilirler.

Ayakları ısıtan bir banyo için: Bu karışıma yemek kaşığı kara hardal tohumunu ezerek katın.

Kaşınan ayakları  rahatlatmak içi: Ayak için hazırlanan aynı banyo suyuna 4 yemek kaşığı elma sirkesini katın.

Ayak kokusunu yok etmek için: Ayaklarınızı adaçayı ve selamotunun kaynar suda çıkarılmış özü ile zenginleştirilmiş banyo suyuna sokun

Üşümüş ayaklar: 1 tatlı kaşığı çok acı kırmızıbiber tozuna talk pudrası ya da kil karıştırıp bu toz karışımını çok çabuk ısınmayı hissedinceye kadar ayaklarınıza serpin.

AYAK BAKIMI
Yukarda ellerimiz için verilen tedavi ayaklara da uygulanabilir. Özellikle iyileştirici maske yararlı olur. Ama, ayaklarınıza bir nemlendirici sürecekseniz gece boyunca pamuklu çorap giymeniz gerektiğini unutmayın.

Yararlı otla ayak banyoları
Geleneksel ayak banyosu en iyi yöntemlerden bilidir.
Yorgun ayaklan ferahlatmak Bunun için şu otlardan birini seçin: Defne, lavanta, adaçayı, tatlı mercanköşkü, kekik. Bir avuç dolusu taze veya 1/4 fincan dolusu kuru yararlı ot ile 1 tatlı kaşığı deniz tuzunu bir kova sıcak suyun içine koyun.

Kolaylık olsun diye bu öğeler suyun içine oldukları gibi konulabilirler.

Ayaklan ısıtan bir banyo için: Bu karışıma 1 yemek kaşığı kara hardal tohumunu ezerek katın.

Kaşınan ayaklan rahatlatmak için: Ayak için hazırlanan banyo suyuna 4 yemek kaşığı elma sirkesini katın.

Ayak kokusunu yok etmek için: Ayaklarınızı adaçayı. ve selamotunun kaynar suda çıkarılmış özü ile zenginleştirilmiş banyo suyuna sokun

Üşümüş ayaklar;
1 tatlı kaşığı çok acı kırmızı biber tozuna talk pudrası ya da kil karıştırıp bu toz karışımını çok çabuk ısınmayı duyumsayıncaya kadar ayaklarınıza serpin.

GÖZLER ÖZEN İSTER: 
Gözler, ruhun ve sağlığın aynası, aynı zamanda yüzün en nazik bölgesidir. Çünkü göz çevresindeki deri yüzün diğer kısımlarından 7 kat daha incedir. Dış etkenlere aşırı duyarlı ve kırışıklıklara açık bir yapısı olduğundan yüze uygulanan her türlü krem ya da maske göz çevresi derisine zarar verebilir. Özel göz bakım ürünlerinin kullanılması gerekir.

En doğru seçim, tahriş etmeyen ve alerjik olmayan yağsız nemlendiriciler kullanmak ve doğal yöntemlerle cildi beslemektir. Beslenmekten, dinlenmeye, temizlikten göz jimnastiğine ve evde hazırlanan doğal kremlere kadar pek çok konuda bazı temel kurallara uymak gerekir.

Beslenme: Dengeli beslenmek sağlık kadar güzellik için de faydalıdır. Öğünlerinizde gözlerin dostu olan A vitamini içeren yiyeceklere mutlaka yer verin. Havuç, ıspanak, kereviz, maydanoz, dereotu, roka, kayısı, şeftali, kavun, et, balık ve yumurta gibi A vitamini kaynağı besinleri sofranızdan eksik etmeyin.

Dinlenme: Uykunun azı da fazlası da zararlıdır. Yeterli, düzenli ve doğal uyku bir insanın tüm vücuduyla birlikte göz sağlığı açısından da çok önemlidir.

Yetersiz uyunur ya da uykusuz kalınırsa gözler yorgun, rahatsız ve kan oturmuş durumda olur. Parlayan gözlere sahip olmak için en iyi tarif, iyi bir gece uykusu uyumaktır. Her gece aynı saatlerde uyumak yorgun gözleri dinlendirir.

Özellikle yoğun tempoda çalışanların düzenli uyku uyumaları ve mümkünse öğle yemeğinden sonra gözlerini 5-10 dakika dinlendirmeleri faydalı olur. Kaynatılarak elde edilmiş soğuk bir şifalı bitki özüyle gözler rahatlatılabilir.

Temizlik: Göz makyajı her akşam yatmadan önce mutlaka temizlenmelidir. Ancak temizleme işlemini göz çevresini tahriş etmeden yumuşak hareketlerle yapılmalıdır.
Göz temizliği ve bakımı yapmadan önce kullanılan bütün araç ve gereçlerin mikroptan arındırılması için kaynatılmalıdır.

Gözlere parlaklık ve ışıltı verecek şifalı bitkilerin başında, gösterişsiz bir ot olan gözlük otu gelir. Bu ot, gözdeki yorgunluğu ve ağrıları alır. Göz ve saman nezlesini iyileştirir.
Gözlük otu göz banyosu: 2 yemek kaşığı taze ya da 1 tatlı kaşığı kuru gözlük otunu 2 fincan suda 20 dakika süreyle kaynatın. Soğutup süzün ve hemen göz banyosu olarak kullanın.

Kasıkotu göz banyosu :Parlak gözlere kavuşmada ikinci derecede faydalı olan şifalı bitki kasıkotudur. Bir avuç kasıkotunu 570 ml. Suda 20 dakika süreyle kaynatın. Soğutun, süzün ve hemen kullanın.

Göz kompresleri: 2 fincan sarı papatya ve gül çiçeğinin tabanını 2 çay poşeti ile birlikte 3 dakika süreyle kaynatın. Poşetleri çıkarıp soğutun. Sonra, bu poşetleri 15 dakika süreyle gözlerinize bastırın, bu sırada ayaklarınızı yukarı kaldırıp dinlenin. Bu tür kompres kara çay ile de yapılıp yorgun gözler rahatlatılabilir.

Göz jöleleri: Gözlerin çevresindeki ince deri için kullanılacak losyon ve jöleler öyle hafif kıvamda olmalıdır ki uygulanmaları insanı rahatsız etmemelidir. Cildin derinine kadar işleyen yağlar göz çevresinde şişik görüntülere neden olabilir.

Gözlük otu ve mürver çiçeği jölesi: Gözlük otu ve mürver çiçeğinin kaynamış suda çıkarılan çok yoğun özünü bir jöle içinde çözün. Elde edilen, gözleri rahatlatıcı bir jöle olacaktır.

 Rahatlatıcı göz jölesi: Sarı papaya, aynı sefa ve peygamber çiçekleri ile ebegümeci yaprağı eşit miktarlarda olmak üzere kaynatılarak güçlü bir öz çıkarılır.
6 yemek kaşığı şifalı bitki özü, 2 yemek kaşığı acı fındık, 1/4 tatlı kaşığı agar agar, etkilerini artırmak üzere bir tutam sodyum benzoik asitti kullanılacaktır.

Bitki özünü kaynama noktasının biraz altına kadar ısıtın. Agar agar ve acı fındık yağını buna dökerek kaşıkla karıştırıp iyice çözün. (ve istenirse sodyum benzoik asidi) Aksi takdirde agar agar taneli olur.

Karışımın soğuması ve koyu kıvam kazanması için bir kenara bırakın. Eğer çok katı bir jöle olursa inceltmek için mikserle birkaç saniye çırpın. Ağzı sıkıca kapanan bir kavanoza koyup buzdolabında saklayın.

GÖZ Hastalıkları:                                            
İlerleyen yaş, bilgisayar ve televizyon kullanımının artması gibi nedenlerle en önemli organlarımızdan birisi olan gözlerindeki problemler de artmaya başladı.

Astigmat, miyop, hipermetrop, arpacık, göz tansiyonu, göz tembelliği, katarakt, şaşılık, gece körlüğü, göz ağrısı, göz kanlanması, göz alerjisi, göz kuruluğu ve göz sulanması, göz kapağı şişliği başlıca göz hastalıkları arasındadır.

Göz sağlığını korumak ve sağlığı bozulan gözlere eski sağlığını kazandırmaya çalışmak önemlidir. Günümüzün gelişen imkânları ile uzman doktorlar tarafından pek çok göz rahatsızlığı tedavi  edilebilmekte ya da rahatsızlık azaltılabilmektedir.

Göz hastalıklarının önlenmesinde ve göz sağlığının korunmasında sağlıklı beslenme çok önemlidir. C ve A vitamini içeren sebze ve meyvelerden bol miktarda yemek gerekir.

Yapılan araştırmalarda A vitamini gözün görme gücünü arttırdığı tespit edilmiştir. Bal mumu çiğneyerek, havuç, elma, hurma, incir, üzüm, çilek yiyerek A vitamini elde edebilirsiniz. Ispanak ve karalâhana da göz sağlığı koruyan ve destekleyen antioksidanlardır.

Kayısı: kayısı görmenize katkı sağlar, gözdeki hücre ve dokuları hasara karşı dirençli hale getirir.

Yer elması: Yer elmasının göz sağlığı üzerindeki etkisi çok fazladır. Günde en az 3 4 kâse tüketilmelidir. Bir kâse yer elmasında bir günlük A vitamini ihtiyacınızın fazlası bulunur. Ayrıca havuç ve portakal da gözlerimizi korumaya yardımcıdır.

Yumurta: Çinko bakımından zengin olan yumurtada bol miktarda Omega-3 yağ asitleri ve lutein bulunur. 

Genellikle kırklı yaşlardan sonra ortaya çıkan göz tansiyonu yükselmesi, yani  ani körlüğe neden olabilen bir hastalıktır.

Bir ay boyunca günde bir bardak taze sıkılmış domates suyu içilirse göz tansiyonu düşer. Bu amaçla kullanacağınız domatesin hormonsuz olmaması gerekir.

En uygun olan içme zamanı öğle yemeğinden bir saat öncedir.

Mersin görme yeteneğini artırır. Sedefotu göz yorgunluklarına iyi gelir. Gözlük otu gözlerdeki batmada ve gözlerdeki ışığa aşırı duyarlılıkta kullanılır.

GÖZ KANLANMASI:
Çeşitli nedenlere bağlı olarak göz ve göz kapağı çevresinin kanlanıp kızarmasıdır. Göze yabancı bir cisim kaçması, herhangi bir tahriş ya da iltihabi durumdan meydana gelebilir.

Göz kuruluğu, alerjiler, göz tansiyonu, zararlı güneş ışınları ve bazı hastalıklar sinüzit, grip, yarım baş ağrısı gibi de göz kanlanmasının sebeplerindendir. Uzun süre geçmeyen göz kanlanmaları için mutlaka uzman bir doktora başvurulmalıdır.

Bitkisel Tedavi: Göz kanlanması için pek çok bitkisel tedavi tavsiye edilebilir. İşte birkaç tanesi...

Bir çay fincanı kaynar suya bir çay kaşığı civanperçemi katılıp demlenir, kısa bir süre beklendikten sonra süzülerek içilir.

Bir çay fincanı kaynar suya bir tatlı kaşığı göz otu ya da hatmi çiçeği atılıp demlenmesi için kısa bir süre beklenir, süzüldükten sonra içine pamuk batırılıp gözlerin üzerine kompres yapılır.

İki adet iri diş sarımsak havanda dövülür, bir tatlı kaşığı bal katılarak göz kapaklarının üzerine sürülerek gözler dinlendirilir.

Bir miktar lahana yaprağı mikserden geçirilerek sıkıldıktan sonra elde edilen suyundan ikişer damla gözlerin içine damlatılır.

Gözlerin içine ikişer damla limon suyu damlatılır.

GÖZ KURULUĞU:
Göz kuruluğu; gözlerde yanmaya, kumlanmaya ve batmaya neden olan bir göz sorunudur. Çeşitli hastalılara bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Göz sağlığı açısından gözyaşının önemi büyüktür, göz kuruluğu mutlaka tedavi edilmelidir.

Gözün görevini yerine getirebilmesi için ihtiyacı olan oksijeni gözyaşı sayesinde sağlamaktadır. Gözyaşı eksikliğinde gözde körlüğe varacak kadar ciddi problemlerin ortaya çıkabilir.

Göz kuruluğu daha çok uzun süre kuru havalı ortamlarda yaşayan ve bilgisayar başından ayrılamayan kişilerde görülmektedir. A vitamin eksikliği de göz kuruluğuna sebep olabilir.

Hastanın bulunduğu ortam nemlendirilmeli, hasta güneş gözlüğü kullanmalıdır. Ebegümeci çayı ile göz banyosu yapmak göz kuruluğuna iyi gelir.

GÖZ KAPAĞI ŞİŞLİĞİ
Göz kapağının şişmesinin tek bir sebebi yoktur. En çok aşırı ağlama, alerjiler, kızamık, nezle ve böcek ısırması gibi nedenler göz kapağı şişmesine neden olabilir. Uzun sürmesi halinde önemsenmeli ve tedavi edilmelidir.

Sürekli olan göz kapağı şişliği aynı zamanda böbrek ve kalp rahatsızlıklarının da habercisi olabilir.

Tedavi: Öncelikle şişliğe neden olan sebep doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Göz kapağı şişliğine bitkisel çözüm olarak çaylar tavsiye edilebilir.

Çayların demlendikten sonra göz kapaklarının üzerinde tutulmaları göz kapağı şişliğinin ve göz ağrılarının azalmasına neden olacaktır.

ARPACIK:
Arpacık, gözde meydana gelen bir enfeksiyondur. Hastalık 1 2 gün gibi kısa bir zaman diliminde siğil şeklinde aniden ortaya çıkar.

Arpacık, teşhisinin erken yapılması, kullanılacak olan merhem, damla ve antibiyotikler sayesinde kısa sürer. İç arpacık ve dış arpacık olmak üzere iki türü vardır.

Arpacık egzama hastalığına eğilimi olan ve cildi kuru olan kişilerde daha sık görülmektedir. Arpacık vücut direncinin düşük olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır.

Belirtileri: Arpacık ortaya çıkmadan önce kişide o bölgede batma hissi ve kaşıntı olur. Arpacık çıktıktan sonra ise gözde sulanmaya, çıktığı bölgede ağrıya, şişliğe, ışığa karşı aşırı hassas olmaya sebep olur.

Bunun haricinde arpacık göz kapağında görülebilecek içinin irin dolu olduğu bilinen bir kabarcığa da neden olmaktadır. İç arpacık dış arpacıktan daha ağrılı olur.

Arpacık Tedavisi: Arpacık oluşumundan sonra yapılabilecek en güzel tedavi yöntemi arpacığın içindeki iltihabın boşaltılmasının sağlanmasıdır.

Arpacığın çıkmasından sonra o bölgeye sıcak kompres uygulanması arpacığın yayılmasına engel olur ve arpacığın oluşmasına neden olan yağ keseciklerinin ve mikroorganizmaların dışarı atılmasını kolaylaştırır.

Arpacığın dış kapakta olduğu durumlarda buradaki kirpiğin bir cımbızla alınması sonucunda arpacığın boşaltılması sağlanmış olur. Arpacığın boşalmasından sonra ağrı ve şişlik ortadan kalkacaktır.

Geç fark edilen iç arpacığın tedavisi daha zordur. Bu aşamadan sonra vücudun savunma mekanizması kendiliğinden devreye girerek enfeksiyonun yok edilmesi amaçlanır.

Arpacık oluşumunun engellenmesi için gözlerin ovuşturulmaması, ellerin kısa aralıklarla mikroplardan arındırılmak için yıkanması gelir.

Soyulmuş sarımsak kesilip sürülür. Bal petekli kısmı eritilir arpacık üzerine konur .Patates kes konur. Doğal maden sodasıyla temizlenir, pansuman yapılır

Şifalı bitkilerle yapılan göz rahatlatıcıları:

Şifalı bitki kaynatarak güçlü bir öz elde edin. Süzün. İçine mikrobu kırılmış kare şeklinde kumaş parçası koyun, sonra çıkarıp bunu kapalı gözler üzerine uygulayın.

Aynısefa çiçeği: Yangılı ve acıyan gözleri rahatlatır. Sarıpapatya: Yangıyı rahatlatır.
Peygamber çiçeği: Şişiklerin azalmasına yardımcı olup rahatlatır.

Rezene tohumu: Yangıyı yok eder ve gözlere parlaklık verir. Atkuyruğu Kızarandan azaltır ve gözkapaklarındaki şişi indirir. Arpacığa da etkilidir. Ancak, 20 dakika kaynatılmalıdır.

Ebegümeci: Gözlerin çevresindeki deriyi yumuşatır .Nane: Gözlerin çevresindeki kara halkaları en aza indirger. Gül: Gözlerin çevresindeki deriyi yumuşatır.

Pelin: Göz yangıları ve kızarıklığı azaltır. Bitki özüne batınla pamuk havluyla uygulanmalıdır.

Güneş, göz alerjilerini artırıyor
Alerjik göz hastalıkları, deniz ve güneşin etkisiyle yazın daha çok görülüyor.

Çıplak gözle güneşe bakmak ise çok tehlikeli. Işınlar görünmezdir. Güneşli ya da bulutlu hava olmasına bakmaksızın her mevsim güneşten yayılan ultraviyole ışınlardan etkileniriz.

Ultraviyole ışınların zararlı etkilerinin yıllar içinde birikme özelliğine sahip olduğunu , yaz aylarında dünyaya ulaşan ultraviyole ışın miktarı fazla ve gelen ışınlar daha dik olduğu için ultraviyole ışınlardan korunmanın önemlidir.

 AĞIZ BAKIMI:
Vücudumuz için gerekli olan yiyecek, içecek ve havanın ilk girdiği, sindirim sistemimizin başladığı yer ağızdır. Dışarıdan gelen mikropların pek çoğunun vücudumuza giriş kapısı da ağızdır.

Bu yüz-den sık sık olumsuzluklarla ve hastalıklarla karşılaşır. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz etkilenmesine yol açar.

Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra konuşmada ve görünümümüzde önemli etkileri vardır. Dişleri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır, çiğnemede veya ısırmada da zorluk olur.

Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. Diş eti hastalıkları kimi zaman çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir.

Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebilir. Dişler neredeyse bütün sistemleri olumsuz etkileyen sürekli enfeksiyon odağı haline gelebilir ve kalp, böbrek, eklemler vb. yapılarda önemli sağlık sorunlarına yol açabilen enfeksiyonlara kaynaklık edebilir.

Bunun için her gün düzenli olarak dişleri fırçalamak, misvak kullanmak, gargara yapmak gerekir.

Günümüzde ağız ve diş sağlığı açısından yaşanılan en büyük sorunlardan biri de içinde çeşitli kimyasalların bulunduğu diş macunlarının kullanılmasıdır.

Piyasada bulunan diş macunlarının tamamına yakını aşındırıcı, tatlandırıcı ve deterjan ögeler içerir. Çok diş macunu kullanıldığında dişlerin daha iyi temizlendiği sanmak doğru değildir.

Diş macunu çok kullanıldığında diş etlerine büyük zarar verir, diş etlerini eritir.

Türkiye’de de satılan birçok ünlü diş macunu markasında ve sabunun içinde bulunan triclosan maddesi sağlık açısından çok zararlıdır. Islak mendillerde de bulunan bu madde anne karnındaki bebeğin yeterli oksijeni almasına engel olmakta, bu da bebeklerin beyinlerinde hasara neden olmaktadır.

Diş macunlarının içinde ‘sodyum florür’ adı verilen zehirli bir kimyasal da yer alır. Bu kimyasal doğada kullanılan flor gibi doğal özelliklere sahip değildir ve birden çok zararı vardır. Diş çürüğünü engellediği gerekçesiyle çocuklar için üretilen diş macunlarında da bu madde kullanılmaktadır.

Küçük çocuklar dişlerini fırçalarken genelde macunu yutmaktadır. Bu çok sakıncalıdır. Kanserojen özelliklere sahip olan bu kimyasal madde çocuklarda zekâ geriliğine yol açar.

Ayrıca, bağışıklık sistemini çökertir, enfeksiyonlara karşı direnci düşürür, üreme sistemine zarar verir ve kalıcı dişlerin çıkmasını geciktirir. O nedenle 5 6 yaş öncesi çocuklara macun kullandırtmamalıyız. O yaşta sadece uygun bir diş fırçası kullanılması diş sağlığı için yeterli olacaktır.

ABD’de satılan bir diş macunu üzerinde; “Eğer çocuğunuzun diş macunundan yemiş olduğunu fark ederseniz, derhal yakınınızdaki zehirlenme istasyonuna götürün ve doktorunuz ile temasa geçin.” Uyarı notu yer alır. En doğrusu ev yapımı diş macunu kullanmaktır.

Doğal diş temizliği: Bir adaçayı yaprağıyla dillerinizi ovarsanız onların parlayıp temizlendiğini görürsünüz.

Arkasından,1 çay kaşığı adaçayı, 1 çay kaşığı karbonat,1 çay kaşığı tacını karıştırın. Bu karışıma fırçanızı batırarak dişlerinizi fırçalayın.

Bu işlemi birkaç kez tekrarladıktan sonra yavaş yavaş dişleriniz istediğiniz beyazlığa ulaşacaktır.

Bir başka formül ise, 1 çay kaşığı karbonat, yarım limon suyu ve 2 damla zeytinyağı damlatarak karıştırın. Bu karışıma diş fırçanızı batırın ve dişlerinizi fırçalayın. Bir kaç fırçalamadan sonra farkı göreceksiniz.

Çilek mevsiminde dişlerinizi olgun çileğe batırılmış fırça ile fırçalayın hem nefesiniz güzel kokacak hem de dişleriniz beyazlayacaktır.

Evde yapılabilecek diş temizleyici ürünler:
Malzeme: 1 kaşık tuz, 1 kaşık sodyum, 1 kaşık karbonat, 1 kaşık limon suyu.
Hazırlanışı: Malzemeleri karıştırıp kapaklı bir kaba alın. Diş fırçanızı kabın içine daldırıp tozdan bir miktar alarak dişlerinizi fırçalayın. 0-12 yaş arası çocuklara bu formülü uygulamayın.

Ağız sağlığı ve diş bakımı için de karbonat çok önemlidir. Yatmadan önce bire bir oranında tuz ile karıştıracağınız karbonat ile dişlerinizi fırçalayın.

Sabaha kadar ağzınızda ve dişlerinizdeki bakteri ve virüsler karbonat ve tuzun etkin temizleyiciliği ile tamamen temizlenmiş şekilde uyuyacaksınız. Ayrıca ağız ve diş kokuları da önlenmiş olacaktır.

Diş fırçalamanın tekniği süresi: Diş fırçalanırken kesinlikle fazla bastırılmaması gerekir. Diş ve diş etlerinde sorun olmayanlar orta sert fırça, diş etleri kanayanlar ise yumuşak fırça tercih etmeli.

Fırçalama süresi de 3 dakikayı geçmemeli. Tesirli bir fırçalama diş etinden dişe doğru yapılan süpürme tarzındaki fırçalamadır. Alt ve üst damak birbirinden bağımsız şekilde fırçalanması faydalı olur.

Diş fırçalama sırasında yanağın iç kısmı ve dilde yoğun bakteri birikeceğinden yanaklar ve dilde fırçalanarak temizlenmelidir.

Doğru diş fırçalama tekniği uygulandığı takdirde 12 saatte bir dişlerin fırçalanması yeterli olacaktır.

Çürük Yapıcı Maddeler: Çok şeker kullanan toplumlarda ve ailelerde çürükler sık ve ağırdır. Bakteri plaklarında çoğalan mikroplar asit yapımına yol açarlar. Bu asitler çürüğü başlatır, var olan çürükleri derinleştirir.

Bu nedenle bakteri plağının oluşumunu engellemek kadar şekerli besinlerden ve özellikle dişlere yapışan türlerinden kaçınmak da faydalıdır. Bakteri plağı ve yapışkan şekerli maddelerden korunmanın ana öğesi dişlerin fırçalanmasıdır.
 
MİSVAK 
Diş temizliğinde kullanılan misvakta her şeyden önce iyi bir antiseptiktir. Ağız kokusunu giderir, diş çürümelerini önler. Diş etlerini güçlendirir. Sürekli kullanımda diş eti kanamalarını bitirir. Balgamı bertaraf eder.

Ağız kuruluğunu önleyerek akıcı konuşmayı sağlar. Misvak yağı eklem ağrılarına karşı faydalıdır. Misvak tohumu mide kuvvetlendiricidir. Sürekli kullanımda hem sesi hem de cildi güzelleştirme özelliği vardır.

Misvak ihtiva ettiği kimyevi maddeler dolayısıyla gözler için de faydalı bir ağaçtır.

DOĞAL DİŞ MACUNU YAPIMI
 Naneli diş macunu
Kendi diş macununuzu yapmak için, 1 tatlı kaşığı bikarbonat ve su, meşe odun kömürü ya da toz durumuna getirilmiş çilek kökü ile 2 damla nane esansını alın.

Bunların içine damlalıkla su koyarak macun oluşturun. İyice karıştırıp diş macunu olarak kullanın.

Dişteki lekeleri çıkarıcılar Çilek: Bir çilekle (en iyisi Alp çileği olur) dişlerinizin üzerini  ovun

Limon kabuğu: Kabuğun iç tarafı ile dişlerinizi ovun. Limonun ağartma özelliği, çay ve diğer kahverengi lekeleri çıkarmada çok iyidir.

Kayısı ve limonlu dudak merhemi:1 tatlı kaşığı balmumu, 1 tatlı kaşığı
1 tatlı kaşığı aynısefa çiçeği yağı Kayısı çekirdeği yağı 1 birkaç damla limon ya da portakal esansı

Yapılışı: Balmumunu eritin. Kayısı çekirdeği ve aynısefa çiçeği yağlarını buna ekleyip kaşıkla sürekli karıştırın.

Kaşıkla karıştırmaya devam ederken ateşin üzerinden alın. Biraz soğur gibi olunca esansı katın. Karıştırıp küçük bir kavanoza aktarın.

AĞIZ KOKUSUNA BİTKİSEL ÇÖZÜMLER
Ağız kokusu kişinin kendisini ve çevresindekileri rahatsız eden nefese verilen addır. Genellikle çürük dişler, ağız ve boğazda meydana gelen iltihaplanmalar, sinüzit, solunum yolu hastalıklarından meydana gelir. Fazla hayvansal gıda yemek de ağız kokusuna sebep olabilir.

Nefesinizin güzel kokusu olmasını isterseniz öncelikle ağız bakımına özen göstermemeli, yeşil yapraklı sebzeler yemelisiniz. Maydanoz çiğnemek, ısırgan yaprağını ve su teresini ezerek çıkardığınız suyla ağzı çalkalamak da nefesin güzel kokmasında etkilidir.

Hazımsızlık veya mide gazından yakınmalarınız varsa, mideniz yeterince asit üretmiyor demektir. Bu durum ağız kokusuna sebep olabilir.

Sindirim sisteminizi normal düzeninde çalıştırmak için et, balık veya yumurtalı yemeklere sirke koyun.

Elma sirkesinde normal mide asidi kuvvetinde asetik asit bulunuyor. Yarım litre ılık suya elma sirkesinden iki çay kaşığı koyup karıştırın. Her gün bu karışımla gargara yapmak her durumda olmasa bile çoğu durumda ağız kokusunun giderilmesine yardımcı olur.

Bal ve rendelenmiş Hindistan cevizi macun yapılıp yutulursa mide kaynaklı kokuların giderilmesine yardımcı olur.

Ağız kokusundan şikâyetçiyseniz yanınızda küçük bir kutu içinde kakule veya kuru karanfil taşıyın ve sakız çiğner gibi bunları çiğneyin.

Alıç tohumunu çiğnemek ve yutmak da ağız kokusun giderilmesinde etkilidir.
İki üç çay kaşığı dereotu yaprağını ya da dövülmüş tohumunu iki üç bardak suda kaynatın ve için.

Kişniş veya anason tohumunu kaynatarak elde edeceğiniz suyu çay olarak ya da ağız gargarası olarak kullanırsanız ağız kokusunu giderebilirsiniz.

Her gün düzenli olarak ekinezya çayı ile ağzınızı çalkalamak da ağız kokusu yapan diş eti enfeksiyonlarının tedavisinde faydalıdır.

Bunun için iki çay kaşığı ekinezya kökünü bir çay bardağı suya koyun. Ağzını kapatarak on dakika kadar ağır ateşte kaynatın ve soğuduktan sonra kullanabilirsiniz

Sarımsaktaki kimyasal maddeler sindirim esnasında kana karışır ve sonra nefesle dışarı çıkar.

Bunu önlemek için sarımsak yedikten sonra kokudan rahatsız olacağınız bir ortamda bulunmadan önce duş alın, ardından bir bardak suya koyacağınız üç damla nane yağı ile gargara yapın ve maydanoz yaprağı ile karanfil çiğneyin.

BİTKİSEL GARGARALAR;
Ağız kokusu için gargara kullanımında dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Genellikle kişiler ağız kokusundan kurtulmak için gargara kullanırlar. Fakat bu bazen ağız kokusunu daha çok tetikleyebilmektedir.

İçerisinde alkol bulunan gargaralar öncelikle ağız kokusunu geçici olarak yok edebilirler fakat daha sonra ağız kokusunu artırarak devam ettirirler. Piyasadaki bazı gargaralar da çok güçlü kimyasallar içerdikleri için vücuttaki sindirici sıvıların dengesini bozar. En doğrusu bitkisel ilaçlarla ağız kokusu azaltarak yok etmektir.

Karışım Gargara
Malzemeler: 2 damla lavanta yağı, 1 adet limonun suyu, 1 adet limonun kabuğu, 1 litre su, Yarım çay bardağı ile adaçayı

Gargaranın yapılışı; 1 litre kaynamış suyun içerisine 1 adet limonun suyunu ve bir adet limonun rendelenmiş kabuğunu 2 damla lavanta yağını ve yarım çay bardağı ada çayını koyup demlendirin.

Bu karışımı gün içerisinde istediğiniz kadar gargara yapabilirsiniz. İçilebilir olan bu karışımı içmenizi tavsiye etmeyiz. Ağzınızı çalkalayıp tükürmeniz yeterlidir.

Biberiye Gargarası: Malzemeler: Biberiye çiçekleri, sıcak su, 1 adet limon
Yapılışı: Biberiye çiçekleri kaynar suyun içine atılır. İçine 1 adet limon dilimlenerek eklenir. Bu karışım 20 dakika bekletilir.

Sürenin sonunda karışım sıkılarak su elde edilir. Elde edilen bu su biraz daha dinlendirildikten sonra sabahları aç karnına ve yemek sonrası bir fincan içilir.

Malzemeler: Menekşe çiçekleri, maydanoz, nane ruhu yapılışı Menekşe çiçekleri ve maydanoz bir miktar suyun içinde 10 dakika kaynatılır. Elde edilen karışım süzülür. Bu suya bir miktar nane ruhu katılarak bir gün bekletilir.

Artık ağız kokusu sorununuz için gargaranız hazırdır. Bu suyla rahatsızlığınız devam ettiği sürece yemeklerden önce ve sonra gargara yapabilirsiniz.

 Malzemeler: Adaçayı, nane ruhu

Yapılışı: Bir avuç kadar adaçayı sıcak suyun içine katılarak 15 dakika demlenmesi beklenilir. Elde edilen karışım sıkılarak içine bir miktar nane ruhu katılır. Bu su gün boyunca dinlendirilir.

Dinlendirilmiş olan su yarı oranda içme suyuyla karıştırılarak ağız sık sık çalkalanarak gargara yapılabilir.

Adaçayı Gargarası: Gün boyu birkaç defa yapacağınız adaçayı gargarası ilk günlerde sizi rahatlatacak, ilerleyen günlerde haftada birkaç defa bu gargarayı tekrarlamanız sizi bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı koruyacaktır.

Gargaranın Yapılışı: Yaklaşık bir su bardağı suda bir tatlı kaşığı taze adaçayı on dakika demlenir. Demleme süresi tamamlandıktan sonra bitki daha fazla suyun içinde bekletilmemeli, mutlaka süzüp ayrılmalıdır.

Günde 2 3 defa gargarası yapılır. Ayrıca, beraberinde bir ay boyunca her gün bir çay bardağı adaçayı içilir.

Not: Aktarlardan satın alacağınız adaçayı hem çok daha ucuz hem de amacınıza daha uygundur.

Uyarı: Adaçayı, memleketimizde son yıllarda sıkça tüketilmeye başlanmış bir çaydır. Ancak, hamile bayanların hamileliklerinin ilk üç ayında adaçayını temkinli kullanmaları gerekir.

Eğer düşük tehlikesi söz konusu ise kesinlikle adaçayından uzak durmaları gerekir. Çünkü, adaçayı yaprakları, dört tane düşük yapma riskini artıran madde içermektedir.
Biberiye Gargarası: İncecik kıydığınız bir tatlı kaşığı taze biberiyenin üzerine bir su bardağı

kaynar su ekleyin. On dakika kadar demlendikten sonra çay olarak içebilir ya da gargara
olarak kullanabilirsiniz..
Eğer taze biberiyeniz yoksa aynı çayı aktardan temin edeceğiniz kurutulmuş biberiye yaprakları ile demleyebilirsiniz.

Gargara olarak kullanmadan önce demlediğiniz biberiye çayının içine birkaç dal adaçayı yaprağı atın.

Biraz ılıdıktan sonra bu çayla gargara yapın. Boğaz ağrılarında ve ağzınızda oluşan çeşitli mikrobik durumlarda bu gargara sizi rahatlatacaktır.

Devam edecek
 
 
 
 
DUYURU MODÜLÜ
ZİYARET İSTATİSLİĞİ
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam43
Toplam Ziyaret1296638
ALTIN GÜMÜŞ BAKIR DAN ŞAŞMA
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339