BİTKİLERİN DİLİ TEMİZ SU ÜRETME SAKLI ŞİFA
BİTKİLERİN DİLİ SAKLI ŞİFASI KÖY HAVZA SU TOPLAMA VE DOĞADAN TEMİZ SU ÜRETME SONRASI VİRÜS
Yıl 2005 Yıl 1976 notlarımdan 2005 yazılımlar” daha önce yazılanımda artık sudan gelecek tehlikeli virüsleri bilmek görmek daha çok bilinçlenmek ve atık suları daha çok karbonlamak daha çok dezenfekte etmek insanlık doğanın yaptığını yapamaz temizleyemez gelecek daha çok zehirlere maruz kalmak bu eskiden beri gelen tehlikeleri bu günden görmez isek gelecek 20 30 yıl dan daha sonra asırlarda bir damlaya ihtiyacınız ve yağan yağmurlardan asit yağdığını bir asır sonra net olarak yaşanacak şimdiden kısa zaman içinde daha baştan virüsler olarak yaşayacaksınız..
“
Kanalizasyon atıkları, bitkiler vasıtası ile temizleniyor. Arıtma işlemi için bitkilerin kullanıldığı doğal arıtma sistemi, enerji gerektirmediği için minimum maliyetle istenilen her yere kurulabiliyor.
Bitkileri kullanarak temizlenen suyun berraklığı karşısında
Saz, kamış, su mercimeği, su sümbülü gibi saçak köklü sucul bitkilerin kullanıldığı arıtma sisteminde bitkiler suyu kirleten azot, fosfor, potasyum ve karbon gibi elementleri tüketerek beslenirken, havadan aldığı oksijeni de kökleri vasıtasıyla suya ileterek arıtma işlemini gerçekleştirmiş oluyor.
Bu işte bitkilere, doğal ortamda bulunan mikroorganizmalar da partiküllerle beslenerek katkı sağlıyor.
Doğal arıtma tesisinde kanalizasyon suları ’sulama suyu’ kalitesine kadar arıtılırken, özellikle köylerde atık suların arıtılmadan çaylara, derelere verilmesi ya da foseptikte toplanması nedeniyle ortaya çıkan bulaşıcı hastalık, sinek, kötü koku gibi problemler tamamen ortadan kalkıyor.
Doğal arıtma tesisinin yapımı oldukça basit. Önce, dikdörtgen şeklinde bir havuz kazılıyor. Ardından, köklü bitkilerin tutunabileceği toprak, kum ve çakıldan oluşan karışım, havuzun altına seriliyor. Dağıtım ve drenaj boruları döşendikten sonra uygun sucul bitkilerin dikimine geçiliyor.
Bitki olarak suyu seven, sulak ortamda kendiliğinden yetişen saçak köklü bitkiler, sazlar ve kamışlar kullanılıyor. Bitkilerin dikiminden sonra tesisin inşası tamamlanıyor.
Evsel atıklar ve kanalizasyon suyu, borular kanalıyla havuza aktarılıyor. Kendi kendini yenileyebilme özelliği olan bu bitkiler suyu kirleten azot, fosfor, potasyum ve karbon gibi elementleri tüketerek besleniyor ve havadan aldığı oksijeni de kökleri vasıtasıyla suya ileterek, arıtma işlemini gerçekleştiriyor. Bu işte bitkilere ortamdaki mikroorganizmalar da katkıda bulunuyor.
Tesislerde atık sular, ’sulama suyu’ kalitesine kadar arıtabiliyor. Doğal arıtmada kullanılan sucul bitkiler, tarım ilaçları ya da maden işletmelerinden gelen zehirli maddeleri uzaklaştırma özelliğine de sahip. Su Mercimeği ve Su Sümbülü gibi kamış türü bitkiler, kirli suyu arıtarak tarımsal alanda kullanılabilir hale getiriyor Su Mercimeği ve Su Sümbülü gibi sulak alanda yetişen kamış türü bitkilerin kökleri, doğal arıtma işlevini evsel giderdeki maddeleri alarak yapıyor.
Bu yolla varlığını sürdürebilen bitkiler, kanalizasyon atıklarını tarımda kullanılabilecek kadar temiz hale getiriyor.
Sulak alan bitkileri oldukları için kış mevsiminin sıkıntıya yol açmadığı bitkilerin üst kısmı kurusa da, kökleri 4 mevsim işlevini yapmaya devam ediyor. Doğal arıtma sistemlerinde arıtma işlemi 5 gün içerisinde gerçekleşiyor.
Atık suyun içerisindeki azot, fosfor ve potasyum gibi maddeler, bitki kökleri ve çakıllar arasındaki mikro organizmalar tarafından parçalanmakta. Kalan su ise koku ve atıktan arındırılmış halde tarımsal sulamaya hazır hale geliyor.
Dikkat çeken bitki, su sümbülüdür (Eichornia crassipes). Ilıman ve suptropikal iklimlerde doğal olarak yaşayan bu bitkiye; çok güzel görünüşüne rağmen, hızla büyüyüp vejetatif çoğalma ile yayılması ve sonuçta su kanallarını tıkaması nedeniyle 70’li yıllara kadar zararlı bir su otu gözü ile bakılmaktaydı.
Bitki, bu atık organik maddeleri, hücre materyali sentezinde kullanır. Durgun suların yüzeyinde yaşayan, gövdesinden çıkarttığı vejetatif uzantılar ve tomurcuklar ile çok büyük bir hızla çoğalan ve tüm su yüzeyini kısa bir süre içinde kaplayabilen bu bitki, toplandığında günde hektar başına 20-40 ton yaş biyolojik materyal verebilir.
Hesaplamalar, evsel atıklar içeren bir gölü temizleyebilmek için gölün toplam alanının % 30’ukadar bir su sümbülü ekim alanının yeterli olacağını ortaya çıkarmıştır. günde hektar başına 2,2 milyon litre atık su havuza verildiğinde, içerdiği azotlu bileşiklerin % 80 ‘i ve fosforlu bileşiklerin % 40’ı iki gün içinde bu bitki tarafından atık sudan uzaklaştırabilmektedir.
Su sümbülleri ile yapılan bu çalışmaların ışığında . Göletlerin yüzeyi su sümbülleri ve ona benzer başka bir bitki olan su mercimeği (Lemna sp.) ile kaplı bulunmaktadır.
Su mercimeği, hava sıcaklığı optimum değerin altına düştüğünde yoğunluğu azalan su sümbülünün filtrasyon görevini üstlenerek sistemi destekler ve ancak su sümbüllerinin büyüme hızı yavaşladığında kendini gösterir; hava sıcaklığı normale dönünce su mercimeği yerini yine su sümbüllerine bırakır.
Bu bitkinin zararlı maddeleri süzme yeteneği diğerinden, farklı olsa da, sisteme bir bütünlük kazandırıp, yıl boyunca kesintisiz çalışmasını sağladığından katkısı büyüktür
Bu bitkilerin yanı sıra, sulak-bataklık arazide yetişen, halk arasında hasır sazı diye bilinen Typha bitkisi de benzer özelliklere sahiptir. Dayanıklı, çok değişik ortamlarda yaşayabilen ve sürgünlerle çok hızlı çoğalabilen bu bitki, yapay bataklıklar için ideal bir türdür. Yılda oluşan biyo-kütle miktarı ve kök yapısı, bakteriyel faaliyet için geniş bir bitkisel yüzey alan oluşturur.
Ayrıca, benzer ortamlarda yaşayan diğer bitkilere oranla, daha yüksek bir azot ve fosfor uzaklaştırma potansiyeli sergiler. Doğal bataklıkların atık su kaynaklarına göre coğrafi konumları ve kullanımlarında ortaya çıkan çevre ve mülkiyet sorunları, atık suların üçüncül arıtılmasında yapay bataklıkların tercih edilmelerine neden olmuştur.
Farklı yükleme kapasiteleri, derinlik, bekleme süreleri, ön işlem gereksinimleri, sıvı sirkülasyon düzeni ve alanın geometrisi, yapay bataklıkların tarsım değişkenleridir.
Birçok değişkenin elde edilen arıtma veriminden sorumlu olduğu saptanmıştır.
Bekleme süresi yazın buharlaşmadan, kışın ise donmadan etkilenmektedir. Yazın derinlik az, akım hızlı; kışın ise derinlik fazla, akım yavaş tutulmaktadır. Yapay göletler ile karşılaştırıldıklarında, 20.000 kişilik bir yerleşme merkezinin atık sularını arıtmak için 40 hektarlık bir yapay gölet gerekirken, 24 hektarlık bir yapay bataklığın yeterli olduğu görülür.
Ayrıca, kışın da arıtma veriminde bir düşme olmadan çalışmaları ve benzer boyuttaki yapay göletlerin maliyetinden iki ya da üç kat daha düşük maliyete sahip olmaları üstünlükleri arasında sayılabilir.
Çamur oluşumunu önleyip, oksijen ihtiyacını azaltmak için atık suyun ve bakımından bir ön işlemden geçmesi daha olumlu sonuçlar vermektedir. Bu ön işlem kademesi içinde, fosfor da kimyasal yolla indirgenmelidir.
Bu tür endüstriyel çaptaki su arıtma proseslerinde karşılaşılan en büyük sorun, atık sulardaki besin maddelerini kullanarak çoğalan bitkilerin ne şekilde değerlendirileceğidir.
Sistemin ekonomik olabilmesi için değerlendirilmeden elde edilecek kârın, toplama ve işleme dahil tüm masrafları karşılayabilecek miktarda olması gerekmektedir.
Su sümbülleri kurutulup öğütülerek, mineraller ve protein yönünden zengin bir hayvan yemi elde edilir.
Hayvanlarda elde edilen sonuçlar, bu yemin besin değerinin pamuk tohumu veya soya fasulyesine eş değer olduğunu göstermektedir.
Fakat, kurumuş materyalin besin değeri ve yem olarak kullanılıp kullanılamayacağı, hem atık suların organik madde ve mineral içeriğine, hem de bitkinin hasadının yapıldığı gelişim evresine bağlı olarak değişir. Genellikle, endüstriyel atık sularda yetiştirilen bitkiler, yüksek metal iyonu içerdikleri için gübre veya hayvan yemi olarak kullanılamazlar. Buna karşılık su sümbüllerinden havasız ortamda fermantasyon yolu ile biyogaz elde edilmesi mümkündür. çok az miktarlarda nikel ve kadmiyum içeren bitkilerden elde edilen biyogazın daha yüksek oranlarda metan gazı içerdiğini göstermiştir.
Metal iyonu içeriği çok yüksek olmamak koşulu ile biyogaz tesisinden elde edilen atık madde ise çok iyi organik gübredir. Ayrıca su sümbülü kompostlaştırılıp gübre olarak kullanıldığında, killi ve kumlu toprakların tarımsal değerini fark edilir derecede arttırır.
Bu seçeneklerin yanı sıra, yapraklardaki protein ekstrakte edilirse, gıda katkı maddesi olarak kullanılabilir.
Bitki doğrudan doğruya yakılabildiği gibi, kâğıt sanayi ham maddesi olarak da değerlendirilebilir.
Benzer şekilde yapay bataklıklarda üretilen hasır otlarının toplanarak biyokütlelerinin enerji üretimi için değerlendirilmesi çalışmaları da sürdürülebilir
Bu bitki örtüleri korunmaz ise sular bataklık ve zehirden daha ötesi olur.
BU GÜNLER İÇİN İDEAL VE ÖĞRENEREK GELECEK ZAMANLARINIZ İÇİNDE İDEAL.
BİTKİLERİN ,TOPRAĞIN, TAŞLARIN ,CANLILARIN DİLLERİ VE İNSAN BEDENİNDE Kİ ŞİFALARI
CEVİZ YAPRAĞI YAĞI ERİTİR CEVİZ İSE BEYNE YAĞ YAPAR
Trigliserid Kandaki yağ asitler hızla yükselen ve aşağıya çekmek içinde sadece ceviz yaprağını bir yaprağı gölgede kurutup veya kurumuş aldığınız ufalayıp sıcak suyun içine atarak dinlenip günde bir bardak içmeniz içtiğiniz andan itibaren de kademeli olarak hemen aşağıya çekecektir
Yükseldiği 500 1000 kaç olursa olsun ve zaman sadece 10 gün kullanmanız kafi gelir çok fazla kullanmanız kandaki yağ oranını çok aşağıya çeker oda zarardır normal kullanım 10 gün dur o da kontrollü kullanın sağlanırsa normale döner.
Yaptığınız andan itibarendi farkı fark ederek rahat bir yaşama halsiz yorgunluğunuz gidecek.
ÖKSE OTU
Kan dengeleyici olarak ta gene akşamdan sıcak suya koyup sabah içtiğinizde kanı dengeleyen o günün yorgunluğu ve sabah enerjinize fayda sağlayacak ağaçlarda asalak yaşayan “Ökse otu “ister alın isterseniz de gölgede kurutun topladığınızda beyaz tohumları vardır.
Kullanılmaz bunlar toplayıp sıcak suda kaynatarak bir parçada yanmamış kireç atarsanız çok küvetli yapışkan olur dikkat edilecek ise elinize sürmeyin iki parmağı ayıramazsınız ayakkabı veya celil çatlakta kulana bilirsiniz dıştan.
Tarihçesi ipek yollarında kervanların vazgeçilmez ihtiyaçlarıdır ökse otunu çay olarak tohumlarını yapışkan hale getirip ağaçlılarına sürerek kuşları yakalarladır.
Aynı şekilde astıkları zaman da geçe ucan haşereler sinekler zehirli böcekler den geçe tuzakları hazırlar boş kaldıklarında veya ayakkabı erlik gibi yapıştırarak yol alırlardı.
Ağaçlarda ki oluşumu ise kartal doğan atmaca gibi kuşların çıkardığı dışkılarla ağaçta döllenerek bitki olarak çoğalırlar
Doğa her bitkilerin şifaları çoktur saklı şifa sırlar kitabin dan Bitkiler ,toprak ,taşların, canlıların dilleri ve insanda ki şifaları bölümünden kısa olarak alınmış tır
Her ağaca da hem şifasını vermiş hem de panzehrini.
“Allah Tanrı de zikret “
Çoban
Devamı var