SAKLI-ŞİFA
Bu site geçek dili ve imla ile ”edebiyatcı tarih felsefe ve veya editor” taraflarından düzeltirilerek yazılmamış ve bu site yazarı “tamamen terçübesine ” göre yazmış olarak sunulmuştur.
ALKALİ ANTİOKSİDAN ANTİ AGİNG SEKİZ KAVRAMLI MEDİKAL SU SAKLI ŞİFA
ALKALİ ANTİOKSİDAN ANTİ AGİNG SEKİZ KAVRAMLI MEDİKAL SU
Şayet bir maddenin ph değeri 7 den 8 e çıkmış ise eskiduruma göre 10 kat daha fazla alkali olmuş tur ve tersine ph değeri 7 den 6 ya düşmüş ise 10 kat daha fazla asidik olmuştur.
Bir örnek verelim ph değeri 2,5 olan kola nört karakteri ph değeri 7 olan suya göre 50 000 kez daha fazla asidik olup 1 bardak koladan fosforik asit nedeniyle oluşan asidiyeti nörtleştirmek için ph 7 olan 32 bardak nört su gerekir.
Normal değeri olan 7,365 olan kanımızın 7 ye düşmesi birden bire 4 kat daha asidik olarak kendi kendini zehirlemesi anlama gelir,bu önemli neden vücudun alarma geçerek otomati olarak asidiyeti onarmak ve tekrar eski sağlıklı ph değerine getirmek için ilave bir gayret göstermesi gerektirir.
Buradan çıkarmamız gerekli olan sonuç vücüdümüzü her hangi bir zamanda vücudumuza giren yiyeçek içeçek ile stres ve kirlenme daha çok sağlık bozucu gibi bir çok nedenden etkilenebileceğıdır,vücudumuzun bağışıklık sistemini korumalı sağlıklı beslenmeli alkali karakterde su içmeli ve mutlu olmalıyız
PH ,IN YARARLARI NELERDİR
Kanın pH dercesini sağlıklı tutmak için 7,35 7 ,45 arasında bedenimiz çeşitli yömtemlere başvurur bazi mantar türleri ise vücutta düşük pH derecesinde ürerler egzama ve sedef hastalığı gibi iltihaplı hastalıklar da asitli ortamları sever hadis kanser hüçreleri de anaerobik yani oksijensiz ortamlarda türerasit ortami dengelemek için yaşantımıza %75 oranın da alkali oluşturan sağlıklı su ve yiyeçekleri sokmak gerekir.
Bu sayede kişiler daha kolay sakinleşmekte duygusal iniş ve çıkışlarını dengeleyebilmekte ayrıca vücüttaki ağrıları ve diğer sağlık sorunlarını en aza indirmek ve vücudun kendini iyileştirebileçeği ortamlar yaratabilmek için alkali oluşturan sağlıklı su ve yiyeçekler kullanılmalı dır.
Artık vücut kendini onaraçak şekle gelir evren dengesini yakalayarak hastalık sebeplerini yok eder.
HAYATIN KAYNAĞI SU BİR BAKALIM
YAŞAM SU HER SU KENDİNE HAS DEĞERLERİ VARDIR
Resimde görülen tüpleri onaylı şekilde yer etmiş bilgi ve de “yer altı gibi katmanları düşünün” yer altı suyu “vura vura” doğaya taşır “çan katar ve can verir” ve “yaşam zinçir biyoleji” kısmı oluşturur
Her toprak altından gelen sular yer altı maden minerallere vura vura çıkar oanda akan su en degerli dir aynı an da içilen suda çok hızlı kana karışır ve şifa dağıtır ama ne yazıkkı du su bir kaba koyulur sonra kulanırım drseniz bilin “o suyun sırrı” kaybolur değer ler düşer su çıktığı yer de değer kazanır.
Bir satılan su 8,5 ph demilsede evet çıkan su aynen öyledir ama kısa mutdet sonra değerler 5.5 ph kadar düşer o su hareketsiz oluşundan dır “o duru suyu” bir soguk don tutaçak yere koyarsanız sonradan çıkardığınız da yeniden o su 8.5 ph çıkar ve veya bir maddeyle hızla çevirmeniz ise yanı bir girdap oluşuşla su başka yönlerde değer kazanır sonuç ta su hareket halin de değerlidir.
Bu gün “arıtma için de tüplerin” için de gerçek “mineral taşlar” varsa ve “utravol ışıktan geçerek” yer altı gibi bakteriyi yok eder artık “o su o an içildiğin de su değerlenir “ve suda arınmış olarak bedene girer ve alınan bedene kanı pırtılaştuıran besinler ve damarlarda ki pirtilaşmış yağlı kanı temizler ve beyne oksijen sağlar ama “o suda bekletilip” içildiğin de gene diğerleri gibi değer kaybeder.
Yukar daki gördüğüz resmi tüpleri “mineral maden dağın yer altı katmanı olarak düşünün” ve içinde geçen su size hızlı şekilde şifa sunaçak “su için ilaç içmeyin modunu” gerçekleştireçek su hareketli ise sudur modunu gerçekleri gerçekler le yer bulaçak bu “çoban dağlarda” çok gördü çıktığı yerde şıfa dağıtır “az ilerde o su aynı şifayı göstermez” bu okumakla yer etmez okul biter yerini zaman geçer “terçübe terçübeler” alır.
Bir kazan düşünün kazan için de “bir madde ürün yapaçak sınız” ve örnek alın ve ölçün çıkan değer “not alın” gene kazanın bazı kesimlerin den örnek alın “ölcün başka çıkaçak” gene defalarca “başka başka yer den örnek alın” farklı farklı değer alaçaksınız her şey hareketli ise yaşam ve enerji farklı olaçaganı anlayaçaksınız hiç bir zaman sabitleyemez siniz aldığınız bir örnek su bile bir az zaman sonra değerleri düşer ve de düünyanın her geleçek günü varsa gene her şey değişir
Bu da insanlığın “yaşama değer vermeyişin” den de “yeşil vadiler çöle dönüşür” adına ne diyorsunuz “eko düzen” evet sizler bozsanız da “doğa dünya yaptıklarınızı temizleyeçek” ve sonra insan varsa insanlığa ve veya evrimleşemeyen geleçek biyolojiye tekrar tekrar sunaçak.
Sadece şükür et su iç o bile hareket sağlar “Allah Tanrı de şükret ve zikir et” ve suyu yudumla iç şifa bedene girsin.
HAYATIN KAYNAĞI SU DOĞANIN SİZLERE HAZIRLAYIŞI
Su, insan hayatı için en önemli nimettir ve beslenmemizin vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsan, besin almadan haftalarca canlılığını sürdürebilir fakat su içmeden yaşayabilme süresi ancak üç-dört gündür.
Günde ortalama %75’i sudan meydana gelmiştir. Beynin %85’i, kanın %90’ı, kasların %75’i, böbreklerin %82’si ve kemiklerin %22’si sudur.
İnsanın hayatiyetini devam ettirebilmesi için en az oksijen kadar önemli olan suyun faydaları saymakla bitmez:
Besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınmasında; hücrelerin, dokuların organ ve sistemlerin düzenli çalışmasında; vücut sıvılarında bulunarak, eklemlerin kayganlaşmasına neden olur. Tükürük ve mide salgısında bulunarak sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Hücre ve kas dokularını güçlendirir. Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni kaslara taşır. Cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır, cildin nemini düzenler.
Vücut fonksiyonlarının çalışmasında, metabolizmanın dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonunun gerçekleşmesinde su son derece önemli rol oynamaktadır. İçerdiği elementler nedeniyle suyun, vücudumuzun dengesini korumada önemli yeri vardır. Mineraller açısından en zengin ve faydalı içme suyu kristal kaya tuzlu sudur.
Soğuk algınlığı, kabızlık, idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde önemli rol oynar. Büyüme ve vücut fonksiyonlarının devamı için yeterli su alımı çok önemlidir. Yapılan çalışmalar her insanın kendini zinde hissetmesi vücutta oluşan zararlı maddelerin idrar ve ter yoluyla vücuttan atılmasını sağlamak ve vücut sıvı dengesini koruyabilmek için günde 2,5 litre su tüketmesi gerektiğini ortaya koymuştur. İnsanlar su ihtiyaçlarını genelde; içecekler, besinler ve metabolizma olmak üzere üç kaynaktan sağlarlar.
Eğer vücutta az su bulunursa, kan yoğunlaşır ve bu da organlara çok az miktarda oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden olur. Fakat içtiğiniz su miktarı çok aşırıya kaçarsa, bu da vücut için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Vücudunuzun su alımının yeterli olup olmadığını anlamanın en etkili yolu, idrara dikkat etmektir. Açık renkli idrar, su ihtiyacını doğru karşıladığınızı gösterir. Eğer idrarınız koyu renkli ise, bu yeterince su almıyorsunuz anlamına gelir.
Sabahları uyandığınızda ilk yapmanız gereken işlerin başında 1 bardak ılık su içmek de olmalıdır. Egzersiz yaparken, sıcak havalarda çalışırken, özellikle hava ve deniz yolculuklarında su tüketimi arttırılmalıdır.
Vücudun su toplamaması için, bol miktarda su içmek gerekir. Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı da artmaya başlar. Böbrekler yeterli miktarda su almazlarsa, iyi çalışmazlar. Bu görev de karaciğerin olur. Karaciğer böbreklerin görevini üstlendiğinde ise, daha az yağı enerjiye dönüştürür. Bu da zayıflamayı olumsuz etkiler. Öğlen ve akşam yemeklerinden önce içeceğiniz bir bardak su; iştahı bastırıp, mideyi doldurur ve sindirime iyi gelir. Spor yapmadan önce içilen bir bardak su da yine metabolizmayı çalıştırır.
Su günün tüm yorgunluğundan ve stresinden arınmada da fayda sağlar. Bunun için yapmanız gereken en basit şey ılık suyla bir banyo yapmaktır. Çok sıcak su, kanın yüze doğru hücum etmesine neden olur ve ana merkezler görevini daha zor yaparlar. Sıcak su, bazı dolaşım bozukluklarına da sebep olabilir. Bunun yanı sıra çok soğuk suyun da bazı zararları bulunur. Özellikle yaz aylarında tercih edilen soğuk su, serinletmek yerine aksine terletir ve hastalıklara sebep olur.
Sıcak ve nemli havalarda vücut terleyerek sıvı kaybını artırır. Vücudun normal sıcaklığını korumak için, sıcaklık artışının başladığı günlerde sıvı tüketimi de artırılmalıdır. Suyla ilişkili hastalıklar suyun sağlıklı ve güvenli olmadığı, suyun organik ya da inorganik maddeler, insan ya da hayvan dışkısıyla kirlendiği durumlarda ortaya çıkar.
Antik çağlardan bu yana su ve şifalı özellikleri hakkında hikayeler duydum. Su, dünyadaki en önemli unsurdur, ve onsuz hayat mümkün değildir. Özellikle, günlük uygun yeterli miktarlarda girilecek su tüm organların işleyişini etkiler. İster inanın ister inanmayın, son araştırmalar su olduğunu gösterir "bellek." Bizim verimlilik, ruh ve sağlık suya bilgilerin etkilenebilir.
NEREDE 'CANLI' SU BULABİLİRİM
Bizim sağlık ve ruh olumlu etkisi 'canlı' su tadı daha iyi ve doğru kristal yapıya sahiptir. Özellikle, bu tür su sulanan bu bitkiler daha hızlı büyüdü ve hastalığa karşı daha dirençli ve daha fazla meyve üreten edildi. Ama biz 'canlı' su nerede bulabilirim .
Yaylar doğal ve saf su veya bilgilendirilmiş ve programlanmış ve enerjik su 'canlı' bir su olarak kabul edilir.
Su programlanabilir daha farklı şekillerde dua, renkler, müzik yardımıyla da dense de asıl su hareket halindeki sıcağa soğuğa göre değişken hal alır doğanın sesine göre de bazen şekil alır bazen fırtınalı bazen meltem estirir.
Bu doğal yapısına döner ,aynı zamanda ağır metaller, klor ve pestisitler tarafından kirliliğini azaltıyor dense de doğa bu nu her zaman yapmakta.
Yazın su ve yer altı 'maden suyu' için yorgunluktan kurtulun
Yaz aylarında kendilerini yorgun ve güçsüz hissetmek istemeyenlerin, su yerine maden suyu içmesini yaz aylarında kendilerini yorgun ve güçsüz hissetmek istemeyenlerin, su yerine maden suyu içmesini terle birlikte vücudun kaybettiği mineraller maden suyu ile vücuda alındığı için, kişi kendisini yorgun ve güçsüz hissetmeyecektir.
Çünkü maden suyunun içinde sodyum, potasyum, magnezyum gibi, vücudu dinç tutan ve zindelik veren mineraller mevcuttur. Terlemeyle vücuttan hızla atılan bu mineraller, maden suyu içilmesiyle büyük ölçüde geri kazanılabilir, böylece vücut normale döner.''
Aşırı sıcaklar nedeniyle oluşan su kaybının, kan basıncını azalttığını, azalan kan basıncının ise özellikle çocuklar ve yaşlılarda bilinç kaybına bile neden olabildiğini bu nedenle yaz aylarında bol sıvı alınması, karpuz gibi bol sulu meyve ve sebzelerin tüketilmesi gerektiğini ifade edilir.
Terleme ve sonrasında terin buharlaşmasıyla vücudun ısı dengesi de sağlar.
TER BEZLERİ, KANI TEMİZLİYOR VE ISI DENGESİNİ SAĞLIYOR
Sıcak havalarda en çok şikâyet edilen konulardan biri olan terlemenin, normal oranlarda gerçekleşmesinin insan sağlığı açısından oldukça faydalı olduğu ve kanı temizlediği belirtiliyor.
Ter bezlerinin böbrek gibi çalıştığı ifade edilirken, vücuttaki üre, ürik asit, tuz ve diğer zararlı maddelerin terleme yoluyla dışarı atıldığı kaydediliyor.
Uzmanlar, terlemenin engellenmesinden çok, terlemeyle oluşabilecek kötü kokuların önüne geçilmesini öneriyor.
Yetişkin bir insan vücudunda yaklaşık bir milyon ter bezi bulunuyor ve bu bezlerin hepsi de vücuttaki zararlı maddeleri dışarı atmak için her gün çaba harcar..
ALKALİN SU YAŞAMA İLK ADIM
Duru su hareketsiz enerji yoktur ve akan ve donan su duru suda olsa enerji yüklü olur
Bu durum suda tat ve koku yapılarına neden olan yapıların sistemi sayesinde elimine edildiğine işaret etmektedir. Öte yandan ,musluk suyundaki Ca2 parametresi 69,7 mg/L seviyesinden 55.7 seviyesine düşürülmüştür.
Bu sonuç bize alkali sisteminin sudaki sertlik miktarını bir miktar düşürdüğünü göstermektedir.Ca2 açısından zengin olan suların tüketilmesi insan vücudundaki dişlerin ve kemiklerin gelişimi ve onarımı aşamasında çok faydalı olur .
İLAÇ YERİNE YAŞAMIN GERCEK SU İÇİN AMA SU İÇİN
Şimdi bakalım denek sizde yaparak gerçekleri görmek şimdi başlayalım şeffaf plastik bidon alın içine çeşme suyu koyun ve 10 bekletin güneşte veya her hangi bir yerde beşinci gün geçtiğinde su sararmaya 10 günde su sarı renk alacak biraz daha bekleterek artık gözle görünen sarı renk toprak olmaya başlayarak çamur hale dipte görecek siniz “eeee biliyoruz peki neden içiyorsunuz sorusu “ şimdi bu soruyu düşüne durursun gözle görünmeyen parçacıklar zamanla tortulaşarak hal almakta nerde mi vücudun %85 su ise nerde olabilir..
Bakalım damarlara ve safralarda börek yapılarında hatta dişleri hızla çürümesine kadar daha ileri giderek kemik yapıların bozulması daha öteye giderek gözle görünmeyen kısımlar kana karışarak vücudun her yerini tıkamakla meşgulken sizler nerede olabilirsiniz “sağlık varsa para olmayacak yerlerde” kazanılacak işlem merkezi ise sağlığın olmadığı sağlık bulmak için gittiğiniz yerde olabilir misiniz..
Şimdide satılan suya bakalım su akarak dağlardan gelen su dolumda 8,5 ph dır çünkü hareket halindedir suyu da sabit ölçüm olmaz su içinde dolaşan hareket halinde her noktası ayrı ayrı çıkar evet şimdi bazen derler ya yazıyorlar 8.5 bir süre sonra baktığımızda 6 bazen 7 7.5 çıkmakta derler evet biraz daha bekletirseniz sararmaz ama 5 bile çıkar çünkü artık duru su olmuştur ama 5 çıkanı buz dolaba koyarak 1 saat sonra su 8,5 çıkarneden mi su içinde kristalleşen su artık hareket halinde oluşundandır..
Şimdi burada kısa yazılmakta ne den evlerde arıtma şart her arıtmada arıtma değildir bu bölümü şablon yazıda çok uzun olduğundan yazılmamaktadır bu bölümü site bölümünde (alkalin sağlıklı su cihazları ) okumak idealdir..
Dağlardan gelen öyle sular var ki kana kana içilir taşlar artık süzer öyle yer altı dan gelen sular var ki sıcak soğuk madenlerden süzülerek yukarı doğru çıkar su artık doğanın distile makinesi gibi suyu arındırır yer altın da “öyle taşlar vardır ki maden ve mineraller var ki aynı akciğere benzeyen deliklerle dolu gözenekli maden ve mineral dolu taşlar vardır ki su zemzem suyu gibi çıkar bir kabiliyetle bir çelik veya sağlıklı bir silimdir plastikle o madeni doldurup suyu içinden geçirmek veya arıtmadan çıkan son kısma ilk kısma koymanız ise evinizde mükemmel bir suya kavuşur ilaç yerine su içersiniz ama su içersiniz saymakla bitmeyen maden taşlar yer altın da ki sodyum karbonatta maden taşlar çok tur bu da suyu hızlı hareket haline getirir..
ARTIK DAMAR YOLLARI AÇILMIŞ SAĞLIKLI YAŞAMA KOŞARSINIZ..
İnsan vücudunda ayrıca sindirim kolaylığı ve kalp ritim dengesinin korunmasına da yardımcı olduğu belirtmektedir.
BÖYLECE ATARDAMARLARIN VE KASLARIN DENGESİ DE KORUNMUŞ OLUR.
Mg2 açısından zengin olan suların tüketilmesi insan vücudundaki bağışıklık sistemi ,kan akış dengesi gibi 300 den fazla fiziksel ve kimyasal fonksiyonların gerçekleştirilmesinde kullanılmaktadır.
Ayrıca kanser ,damar tıkanıklığı ,böbrek hastalığı gibi hastalıkları engellemektedir.
Her başlangıç su ile başlar aldığınız ilaç bile su ile almanız ilaca bile katkı sağlar artık gerisi size kalmış evrendeki dengeyi yakalayın hasta olup çare aramak değil..
Dünyada öyle arıtma makineler var ki bir küçük araba fiyatına ama sizlerde ayrıntılı okur ve işlemleri gerçekleştirirseniz araba hediye kalır..
BİZ İŞİMİZİ YAPTIK GERİSİ SİZE KALMIŞ
ÖNCE SAĞLIK ARITMANIN ANA TEMELİ TÜPLERİN İÇİNE KONULAN TAŞLAR
MODEL : Böyle bir sistem hakkınızdır Alkali iyonize Su Cihazı
Alkali İyonize Su Teknolojisi alırken her hangi bir üniversite raporlu ve onaylı oluşuna bakın
ALKALİ İYONİZE SU ÜRETİR.
Alkali Su Cihazı piyasadaki suyu elektroliz ederek alkali su üreten cihazlardan farklı olarak; teknoloji ürünü ve doğal biyo seramik taşlarla suya yaydığı kızılötesi ışınlar, negatif iyonlar ve suya verdiği alkali minerallerle suyu alkali hale getirir ve ORP yi düşürür.
Sizin için; kaliteli, sağlıklı ve yaşayan su üretir. İleri teknoloji ürünü olan cihaz ,musluk suyunu önce arındırır daha sonra alkalin suya dönüştürür.
4 TEMEL NEDEN:
1. pH'ı yüksek su vermesi: Çağımızdaki kirlenmiş çevre koşulları ve kötü beslenme alışkanlıkları vücudumuzun alkali dengesini bozar.
Bu da vücudumuzun asit alkali dengesini (pH) aşağıya çekip bağışıklık sistemimizin zayıflamasına neden olarak çeşitli hastalıkların oluşmasına zemin hazırlar.
pH'ı yüksek su vererek vücudun asit alkali dengesinin düzenlenmesine yardımcı olur.
2. Suyun ionlarının ayrılması ve suyu moleküler yapıda küçültmesi: Çağımızda içtiğimiz suyun moleküler grup yapısı kirlilikten dolayı büyümüştür. Oysa sağlıklı suyun her bir grubunun 5 6 adet su molekülünden oluşması gerekir.
İçilen alkali su, ionlarına ayrılmış olduğundan ve moleküler yapısı küçüldüğünden hücrelerimize çok daha etkili nüfuz ederek hidrotasyonu sağlar.
3. Antioksidan özellikte su sağlaması: Vücudumuzda zamanla biriken toksik maddeler nedeniyle oluşan "serbest radikaller" bir çok hastalığın temel nedenidir.
Serbest radikaller ancak antioksidan maddeler ile vücuttan uzaklaştırılabilir.
Alkali su yoğun miktarda antioksidan negatif elektrik yükü taşıması nedeniyle güçlü bir antioksidan görevi görür.
4. Suyu klordan ayırması: Zararlı organizmaları sudan arıtmak amacı ile kullanılan klor, suda kanserojen trihalometan (THM) oluşturabilir.
İçilen su, musluk suyundaki kloru ve diğer mikrobik kirlilikleri arıtarak sağlıklı su içmemize yardımcı olur.
Alkali su arıtma sistemi cihazları ambalajlı sulardan daha sağlıklı, daha mineralli ve daha lezzetli su üretebiliyor.
SU YAŞAM KAYNAĞIDIR. SAĞLIKLI YAŞAMAK İÇİN SU ŞARTTIR.
Su içildikten 30 saniye sonra kanınızın bir parçası haline gelir ; 1 dakika içinde beyin dokularına ve üreme organlarına ; 30 dk içinde de vücudunuzun her bölgesine ulaşır.
Bir çok uzmanın suyun sağlık üzerindeki faydalarını vurgulamasının nedeni de budur.
Su yaşamın ve sağlığın temeli olduğu için içilecek su tercih edilirken seçici davranılmalıdır.
CANLI SUYUN 6 KRİTERİ
Birincisi, su temiz olmalıdır.
İkincisi, mineral yönünden zengin olmalıdır.
Üçüncüsü ,alkali olmalıdır.
Dördüncüsü ,serbest radikalleri yok edebilmelidir.
Beşincisi, altıgen su molekülleri açısından zengin olmalıdır.
Altıncısı ,canlı ve enerji dolu olmalıdır.
PH: 7.5 - 10.0 ORP: (-50) (-200)
GİRİŞLERİNE GÖRE ARITMA PERFORMANS SONUÇLARI ŞÖYLE OLMALIDIR
ANALİZ SONUÇLARI:
ORP -50 / -180 mV
PH 7.5 10
ALKALİNİTE 312 mg/l CACO3
TOPLAM ÇÖZÜNMÜŞ MADDE 224 mg/l
OKSİTLENEBİLİRLİK 0.12 mg/l
Ca++ 55,7 mg/L
Mg++ 18,5 mg/L
Na+ 6,5 mg/l
K+ 1,3 mg/L
Alkali İçme Suyu Arıtma Sistemi analiz sonuçlarına göre ORP değeri azalması ile suya antioksidan özellik kazanmıştır .Ph değerinin yükselmesi ile alkali su kazanmıştır
Alkali su içilmesi insan vücudunda fiziksel olarak oluşan asitliği engelleyerek yaşlılık hastalıklarından korunmaya destek ve vücudun homeostazi fonksiyonunun desteklenmesine neden olur
Küçük molekül yapısı nedeniyle vücut tarafından diğer göre çok daha hızlı ve daha iyi emilebilen alkali su içildiğinde daha fazla antioksidan ,alkalilik ve kalsiyum alınmasına neden olur.
Toplam çözünmüş madde ölçümünde azalma olması sudaki askıda ve kolodial formdaki maddelerin giderimin işaret etmektedir .
Organik madde 0,2 g l seviyesine indirilerek suyun içerisindeki organik madde muhteviyatı düşürülmüştür .Bu durum suda tat ve koku problemine neden olan yapıların sistemi sayesinde elimine edildiğine işaret etmektedir
Suya mineral açısından zengin özellik kazandırmıştır .İnsan Vücudundaki hücrelerin beslenmesi ve fonksiyonlarının aksamaması için hücre içi ve çevresindeki uygun bir polariteye sahip olması gerekmektedir içme suyu arıtma sitemi bu özellikleri bünyesinde barındıran bir sudur.
SONUÇ OLARAK
Alkali İçme Suyu Arıtma Sistemi ile musluk suyunun ORP değerinin +160 dan negatif seviyeye ( -180 mV) indirildiği, PH değerinin 7.7 den 10.52 ye yükseldiği ,alkalinite parametresinin ise 225 mg/lt den 312 mg/ lt ye yükseltilerek suya antioksidan ve alkali özellik kazandırıldığı tespit edilmiştir.
ÖZET OLARAK
Bu durum suda tat ve koku yapılarına neden olan yapıların arıtma sistemi sayesinde elimine edildiğine işaret etmektedir .Öte yandan, musluk suyundaki Ca2 parametresi 69,7 mg/L seviyesinden 55.7 seviyesine düşürülmüştür.
Bu sonuç bize alkali sisteminin sudaki sertlik miktarını bir miktar düşürdüğünü göstermektedir.Ca2 açısından zengin olan suların tüketilmesi insan vücudundaki dişlerin ve kemiklerin gelişimi ve onarımı aşamasında çok faydalı olur.
İnsan vücudunda ayrıca sindirim kolaylığı ve kalp ritim dengesinin korunmasına da yardımcı olduğu belirtmektedir. Böylece atardamarların ve kasların dengesi de korunmuş olur.
Musluk suyunda 30,1 mg/L konsantrasyon değerine sahip Mg2 parametresi, musluk suyu alkali filtreden geçirildikten sonra 18,5 mg/L değerine inmiştir. Mg2 seviyesindeki bu düşüş arıtma filtrenin suyun sertlik değerini bir miktar azalttığını işaret etmektedir
Mg2 açısından zengin olan suların tüketilmesi insan vücudundaki bağışıklık sistemi kan akış dengesi gibi 300 den fazla fiziksel ve kimyasal fonksiyonların gerçekleştirilmesin de kullanılmakta dır
Diğer yandan musluk suyunun arıtma filtreden geçirilmesi sonucunda Na1 ve K1 parametrelerinde ciddi anlamda artış tespit edilmiştir. Sudaki Na1 konsantrasyonu 5,0 mg/L den 6,5 mg/L ye yükselirken K*1 seviyesi ise 1,09 mg/L den 1,3 mg/L ye yükselmiştir.
Söz konusu arıtma sistemi suya minareli açısından zengin özellik kazandırmıştır .
İnsan vücudundaki hücrelerin beslenmesi ve fonksiyonlarının aksamaması için hücre içi ve çevresindeki suyun yeterli seviyede sodyum ve potasyum iyonlarına ve uygun bir polariteye sahip olması gereklidir.
ALKALİ SU BU ÖZELLİKLERİ BÜNYESİN DE BARINDIRAN BİR SUDUR.
SU DAKİ HAYAT YAŞAM VİTAMİN VE MİNERALLER
KALSUYUM DOĞASI GEREĞİ ALKALI OLAN GIDALAR DA ANATAR FAKTÖRDÜR
Doğa ğereği canlı kaynak su
PH yiyecek tablobumuza bakar sanız Tru ,nun yaptığı 9 -10 pH seviyesine düşen tüm yiyeçeklerin kalsuyum acısından çok yüksek olduğunu göreceksiniz ispanak lahana salatalık kereviz brokoli ve tabi ki bazı “meyveler limonlar çeşitleri “ve limon daha da çok sıralamalar ” meyveler sebzeler” aşağıda ki tabloda pH acısın dan yüksek örnek gıda meyveler sebzeler yazmakta dır.
SUYUN İÇİN DEKİ VE MİNERALLER GIDALAR İÇİNDEKİ MİNERALLER DIŞA VURMAK
MİNERALLER ETKİLERİ VE EKSİKLİĞİNDE GÖRÜLECEK HASTALIK
BELİRTİLERİ
Mineraller, vücudun sağlıklı kalabilmesi için gerekli olan ve vücudumuzun kendi kendine oluşturamadığı maddelerdir. Sağlıklı ve dengeli beslenmede vitamin ve minerallerin önemi büyüktür. Mineraller, vitaminlerle birlikte çalışarak vitaminlerin ve diğer besin maddelerinin etkin bir şekilde kullanılmasını sağlarlar.
Sağlıklı diş ve kemik yapısı, kalbin düzenli ve verimli çalışması, kas fonksiyonları, üreme sağlığı, hücre korunması ve gelişimi, sağlıklı dolaşım ve sinir sistemi, vücuttaki su dengesinin korunması gibi pek çok hayati fonksiyonda görev alırlar.
Mineraller ayrıca kan oluşumunu ve sağlıklı sinir fonksiyonları gelişimini de kontrol ederler.
Vücudun sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğu mineral çeşitleri on beşten fazladır. Vücut, ihtiyaç duyduğu bu mineralleri yeterli miktarda karşılayamazsa yetersiz beslenme sonucu mineral eksikliği aldığı mineralleri fazla miktarda kaybetmesi sonucu mineral kaybı oluşur.
Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda mineral eksiklikleri oldukça büyük sorunlara neden olabilmektedir. Vücudun kendine oluşturmadığı inorganik maddeler olan minareller vitaminler ile birlikte çalışarak vücutta en fazla ihtiyaç duyulan bölgelere etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlarlar.Dolayısıyla insan vücudunun en az vitaminler kadar minarellere de ihtiyaç vardır.
Kan basıncında kalp ritminde ,kas fonksiyonlarında, vücuttaki sıvı dengesinin devamlılığında ,üremede oldukça önemli rol oynayan minareller kan oluşumunu ve sağlıklı sinir fonksiyonları gelişimini de kontrol eder. Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda minarel eksiklikleri oldukça büyük sorunlara neden olabilmektedir.
KALSİYUM: Özellikle kemik oluşumu ve diş sağlığı açısından önemli bir mineraldir. Kalsiyumun, kas büyümesi ve kasların gerginliği, enerji üretimi, sinir iletimi ve kalbin ve kan damarlarının verimli ve düzenli çalışmasında önemli görevleri vardır. Hamilelik ve doğumdan sonra süt yapımında etkilidir.
Romatizmayı giderir, kemik erimesini önler, akciğerin normal çalışmasını sağlar, kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Ayrıca kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltır. Hayat boyu her gün düzenli olarak yeterli miktarda kalsiyum alınması kemiklerin çabucak kırılmasına, kamburluğa ve insan boyunun kısalması riskine karşı korur.
Sırt ağrıları çeken insanlara kemiklerini ve kıkırdaklarını güçlendirmek için kalsiyum ve magnezyum takviyesi kullanmaları önerilmektedir.
Kolon kanseri riski taşıyan kişilerin kalsiyum bakımından zengin bir beslenme programı uygulamaları ya da kalsiyum takviyesi kullanmaları halinde hastalıklarının önlenebileceğine dair tespitler yapılmıştır.
Kadınların adet dönemlerinde kalsiyum, magnezyum takviyesi kullanmalarının ağrılarında rahatlama sağlamaya yardımcı olabileceği görülmüştür.
Kalsiyum ve magnezyumun uzun süre bir arada kullanılması halinde beyin damarlarının da bulunduğu kan damarlarının sağlığı korunacak, migren kaynaklı baş ağrıları hafifleyecektir. Kalsiyum ve magnezyum takviyesi uyku problemlerini çözmede de etkilidir.
Kalsiyum eksikliğinde raşitizm, kemik erimesi ve diş çürümesi gibi sorunlar ortaya çıkar. Saç ve tırnaklarda kırılmalar meydana gelebilir. Ayrıca, eklem ağrıları, kas krampları, egzama, kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon, sinirlilik, uykusuzluk ve depresyona neden olabilir.
Fazla kalsiyum alınması böbrek taşı ve kireçlenmesi, kas güçsüzlüğü, kemiklerde kireçlenme gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Kalsiyum en fazla süt ve süt ürünleri, yumurta, un, susam, saf bitter çikolata, soya fasulyesi, şalgam, ıspanak, patlıcan, patates, soğan, lahana, pırasa, karnabahar, küçük balıklar, fındık, fıstık, çilek, dut, portakal, limon, ayva, nar, hurma, karpuz, pekmez, pirinç, nohut, mercimek ve zeytinde bulunur.
SODYUM: Sodyum, vücutta su dengesinin korunmasında ve besinlerin hücre duvarından geçişinde görev alan bir mineraldir. Sinir ve kas fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için de gereklidir.
Yeterince alınmazsa gelişmede bozukluk, kilo kaybı, mide ekşimesi görülür. Halsizlik ve güçsüzlük, baş dönmesi, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü, hafıza bozukluğu ve konsantrasyon zayıflığı, baş ağrısı, depresyon, mide bulantısı ve kas krampları gibi sağlık sorunları oluşur. Yetersiz tuz alımı, tuz alınmadan fazla miktarda su tüketilmesi, böbrek hastalıkları, yanıklar ile ishal, kusma ve terleme yolu ile vücudun tuz kaybetmesi sodyum eksikliği oluşmasının başlıca nedenleridir.
Normalde, vücuttaki sodyumun fazlası idrar ve terleme yoluyla vücuttan uzaklaştırılır. Buna rağmen vücutta, sodyum fazlalığı olması halinde yüksek tansiyon, potasyum kaybı, vücutta su tutulması ve ödemler görülür
Sodyum fazlalığının en önemli sebepleri aşırı tuzlu besinler tüketmek ve yetersiz su alımıdır. İshal, terleme ve kusma yoluyla vücudun fazla su kaybetmesi de kandaki sodyum oranının artmasına sebep olabilir. Sodyum fazlalığında potasyum takviyesi yaparak, potasyum eksikliğinden doğabilecek zararlı sonuçlardan korunmaya çalışılmalıdır.
Başlıca sodyum kaynağı yemeklik sofra tuzudur. Ayrıca, maden suları, başta hamsi olmak üzere deniz ürünleri, peynir, kırmızı ve yeşilbiber, fındık, fıstık, ceviz ,peynir, süt tozu, yumurta ,ıspanak ,ekmek, zeytin, kereviz ve havuç bol miktarda sodyum içeren besin maddeleri arasındadır
POTASYUM: Potasyum minerali, insan beslenmesinde hayati önem taşıyan bir mineraldir. Potasyum, kalp ve kaslar için oldukça önemli olan, besinlerin hücrelere taşınması ve sinir sistemindeki mesajların ulaştırılması gibi görevleri de yerine getirir. Vücuttaki alkolün, fazla suyun, fazla şekerin ve fazla tuzun atılması, insan vücudundaki su ve mineral dengesinin korunması da potasyum sayesinde gerçekleşir. Vücuttaki potasyumun % 98 hücre duvarlarının içindedir.
Potasyum, yetersizliğinin en belirgin sebepleri arasında yetersiz beslenme, ishal durumu, kullanılan idrar söktürücü ilaçlar, kusarak veya terleyerek vücuttan atılan minerallerdir. Kişinin gün içinde çok fazla miktarda kahve tüketmesi ve stresli hayat tarzının olması da potasyum eksikliği sebeplerindendir.
Potasyum yetersizliğinin ardından da kan dolaşım bozukluğu, kaslarda güçsüzlük yüzünden ortaya çıkan yorgunluk ve halsizlik halleri, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, kabızlık, zihin bulanıklığı, dalgınlık, konsantrasyon eksikliği, baş ağrısı ve karın ağrısı, kramplar ve kalpte ritim bozuklukları gibi şikayetler ortaya çıkmaya başlar.
Bunun yanında sporcularda meydana gelen sakatlanmalarının en önemli sebeplerinin magnezyum ve potasyum eksikliğinden meydana geldiği bilinmektedir.
Potasyumun gün içinde olması gerekenin çok üzerinde bir miktarda tüketilmesi, böbreklerde ve kalpte bazı sağlık sorunlarına sebep olur. Aşırı potasyum tüketimi, kaslarda zayıflamaya, kalp ritim bozukluklarına, böbrek hastalıklarına, idrar azlığına gibi bazı sağlık sorunlarına sebep olabilir.
Lahana, brokoli, pazı gibi yeşil yapraklı sebzeler, zeytin, balık, sarımsak, portakal suyu, patates, muz, hurma, incir, avokado, kayısı, badem, fındık, ıspanak, pırasa, soğan, armut, karpuz, erik, tahıl kabukları, kepekli ekmek, bulgur ve pekmez ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, bol miktarda potasyum içeren besinler arasındadır.
DEMİR: İnsan vücudu için önemi ve faydaları açısından vazgeçilmez bir mineraldir. B vitaminlerinin kullanımı, kanda oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerinin ve çeşitli enzimlerin üretimi için gereklidir.
Demir minerali, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan korunmaya yardımcı olur. Vücut direncini arttıran demir yorgunluğu gidermede faydalıdır.
Demir minerali vücudun büyümesine de yardım eder. Özellikle gelişme çağındaki çocukların vücut ve beyin gelişimi açısından çok önemlidir. Eksikliğinde kansızlık oluşur. Önemli belirtileri, halsizlik, baş dönmesi gibi şeylerdir.
Kadınlar erkeklerden daha fazla demir tüketirler. Bu nedenle kadınlarda demir eksikliği daha fazla görülür. Demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık yani anemi, yorgunluk ve çalışma kapasitesinde azalma görülür.
Karaciğer, böbrek, yürek, yumurta sarısı, bazı kuru baklagiller, deniz ürünleri tahıl kabukları, kepekli ekmek, sakatat, yoğur, peynir, tereyağı, kakao, kuru meyveler, kaysı, badem, kuru üzüm, et, tavuk, , sebzeler, enginar, patates, lahana, ıspanak, patlıcan, maydanoz, soğan, pırasa, karnabahar,, çilek, pirinç, bulgur, nohut, mercimek, pekmez, muz, ayva, nar, hurma, karpuz ve susam demir içeren besinler arasındadır.
MAGNEZYUM: Magnezyum hayati önem taşıyan mineralden belki de en önemlisidir. Vücudun kendisi bu minerali üretmediği için magnezyumun be sinler yoluyla alınması gerekir.
Vücudumuz için gerekli olan magnezyumu bazı gıdalardan, içtiğimiz sulardan özellikle maden sularıyla alırız.
Magnezyum toprakta ve deniz suyunda saklıdır. Vücudumuzda da sürekli doldurulması gereken bir magnezyum rezervi vardır. Yanlış beslenme, toprakta bu mineralin giderek azalması magnezyumun vücut tarafından yeteri kadar alınmamasına neden olur.
Ayrıca fazla terleyen, müshil veya idrar söktürücü ilaç alan kişilerde vücuttan daha fazla magnezyum gider.
Stres, hamilelik ve emzirme gibi durumlarda ise vücudun magnezyuma olan ihtiyacı daha da artar. Vücut bu minerali yeteri kadar almadığı zaman kemiklerde depo edilmiş olan magnezyumu kullanır.
Rezervi bittiği zaman da alarm verir. Mide barsak bölgesindeki, idrar yollarında, baldırlardaki kramplar, kalp ritmindeki bozukluklar, boyunda ve omuzlarda kasılmalar veya sinirlilik, ellerde uyuşukluk ve karıncalanma, migren, dikkat azlığı, gürültüye karşı hassasiyet magnezyum eksikliğinin işaretleridir
Magnezyum, sinir sisteminin aşırı duyarlılığını azaltarak sakinleşmeye yardımcı olduğu için “Antistres minerali” olarak da bilinir. Astım ve alerjik nezleyi hafifletir. Ayrıca cildi düzgünleştirir, saçı güzelleştirir, tırnakları kuvvetlendirir. Kas ve sinir fonksiyonlarının yürütülmesi, kalp ritminin düzeninin sağlanmasında magnezyum büyük önem taşımaktadır.
Magnezyum, enzimlerin harekete geçirilmesi ve kandaki şekerin enerjiye dönüştürülmesinde rol alır. C vitamini, sodyum, potasyum, kalsiyum ve fosfor gibi vitamin ve minerallerin daha etkili kullanılması için de gereklidir. Astım ve alerjik nezleyi hafiflemesi de magnezyumun faydaları arasındadır. Adet dönemi öncesi magnezyum takviyesi adet sancılarını azaltır. Hamilelikte görülen kramplara karşı koruyucudur.
Bilim insanları hastalıkların yüzde 13’ünün magnezyum eksikliğine bağlı olduğunu belirletiyor, Magnezyum olmadan vücutta enerji dönüşümü olmaz. Magnezyum eksikliği kalp, böbrek, beyin ve karaciğer fonksiyonlarında aksaklıklara yol açarak halsizlik, iştahsızlık, huzursuzluk ve uyku bozukluları, dalgınlık, hafıza zayıflığı, öğrenme güçlüğü, böbrek yetmezliği, kalp çarpıntısı, kramp gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Özellikle alkol bağımlılarında ve sık alkollü içki içenlerde magnezyum eksikliğine bağlı kalp hastalıkları daha sıktır. Ayrıca sigara da aynı etkiyi yaptığı için sigara içenlerde ihtiyaç daha fazladır. Bu da kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlamaktadır.
Hamilelikte magnezyum eksikliği erken doğum riskini arttırır. Yeni doğanda ise magnezyum eksikliği bebeğin ısı kaybetmesine ve ölümüne yol açabilmektedir. Magnezyum fazlalığı bitkinlik, yorgunluk, uyuşukluk, böbrek ve sindirim sistemi hastalıkları, kaslarda istek dışı titremeler, terleme ve depresyon gibi sağlık sorunlarına yol açar
Kuru sebze ve meyveler, lahana, patates, pırasa, tahıllar, soya, badem, yer fıstığı, fındık, çikolata, muz, çilek, hurma, esmer pirinç, bulgur, kepekli ekmek soya ,semiz otu ,maydanoz ,kuru bezelye ve etler kemik yapımı için gereklidir.
AYRICA BEDENE YARIYAÇAK MİNERALLER VİTAMİNLER