VİTAMİNLER VE MİNERALLER ETKİLERİ SAKLI ŞİFA
VİTAMİNLER VE MİNERALLER ETKİLERİ VE EKSİKLİĞİNDE OLUŞACAK HASTALIK BELİRTİLERİ
Vitaminler, insan ve hayvan hayatında önemli rol oynayan organik maddelerdir. Kalori içermezler. Kendi başlarına enerji kaynağı değildir fakat birçok biyolojik olay üzerinde etkilidirler. Yeterli miktarda vitamin alınmaması organizmanın savunmasını zorlaştırır ve hastalıklar baş gösterir. Çok miktarda alındığında da başka hastalıklara sebep olurlar.
Vitaminler, erime özelliklerine göre: “Yağda Eriyen Vitaminler” ve “Suda Eriyen Vitaminler” olarak ikiye ayrılır.
Yağda Eriyen Vitaminler a, d, e ve k vitaminleridir ve bu vitaminler vücutta depo edilebilir. Suda Eriyen Vitaminler ise b grubu vitaminler ve c vitaminidir. Bu vitaminler vücutta yeterince depolanmadığı için besinler yoluyla düzenli olarak alınmaları gerekir.
A VİTAMİNİ: A Vitamini, bağışıklık sistemi, kemik gelişimi gibi pek çok faaliyette görev alan önemli bir vitamindir. Deriyi yeniler, gözleri korur; saçları, tırnakları güçlendirir. Büyümemizde, dişlerde mine tabakasının oluşmasında etkisi vardır.
Akciğer, mide, yemek borusu, gırtlak, idrar kesesi ve birçok tümörü engeller. A vitamini, antioksidan olarak faaliyet yaparak hücreleri kansere ve diğer hastalıklara karşı korur, yaşlanma sürecini yavaşlatır, yağ depolanmasına yardımcı olur .A vitamini karaciğerimizde depo edilir.
Hücreleri kuvvetlendirip ,hastalık ve zararlı maddelere karşı korur. A vitamini bağışıklık sistemimizi estekler .Bu vitamin proteinlerin yapımında da etkilidir .Tüm organların gelişmesi, büyümesi ve tamiri ,sağlıklı cilt, saç ve kemik ile gözümüz için gereklidir
Şeker hastaları ve karaciğeri hasta olan kişiler gıdalarla aldığı Caroten'i karaciğer A vitaminine çeviremez .Bu vitamini ayrıca bağışıklık sistemimizde büyük desteği olan Timus bezesini korur normal çalışmasını sağlar. Stres halinde ise bu bezenin çalışması bozulur. Yeterince alınması gerekir.
A Vitamini Eksikliği Belirtileri: Kilo alamama, boyun uzamaması, gözyaşının yetersiz salgılanması, görme bozukluğu ve göz hastalıkları, duyularda zayıflama, cilt hastalıkları ve erken yaşlanma, hastalıklara karşı dayanıklılığın azalması, çocuklarda gelişmenin yavaşlaması, saç dökülmesi, erkeklerde iktidarsızlık ve kadınlarda kısırlık.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Et, karaciğer, süt ve sütlü besinler, tereyağı, peynir, havuç, patates, marul, soğan, yumurta, kavun, kayısı ve sarı meyveler, yeşil sebzeler, şeftali, erik, Trabzon hurması, havuç, kereviz, bakla, ıspanak, domates, pırasa, sarımsak, karnabahar, limon, ayva, balık ve balık yağı, sığır karaciğeri ,tere ,maydanoz ,yumurta sarısı ,kayısı, şalgam, balık kayısı,kuşkonmaz,ıspanak,havuç,kereviz,marul,portakal,erik,domates karaciğerde bulunur.
B VİTAMİNİ: Suda eriyen, vücutta depo edilmeyen vitaminlerdendir. Yemeklerin pişme suyu dökülürse bu vitaminler de kaybolur. İştah, sindirim ve sinir sistemi için çok gerekli ve hayati öneme sahiptir.
Eksikliğinde iştahsızlık, yorgunluk, mide, bağırsak bozukluğu, kabızlık, gelişme geriliği, sinir iltihapları, konuşma yavaşlaması, ses çatallaşması görülür
Karaciğer, buğday kepeği, esmer pirinç, marul, kabak, domates, ıspanak, pırasa, kereviz, patates, sarımsak, portakal, et, balık, süt ve sütlü besinler, yumurta, kabuklu yemişler, fındık, fıstık, ceviz, badem, çilek, şeftali ve erikte bulunur.
B1 VİTAMİNİ: Karbonhidrat sindirimini sağlar, kalp ve sinir sistemini korur. Sinir sisteminin çalışmasını oksijen almayı ve kalp atışlarının düzenli olmasını sağlar. Sinirsel hastalıklarda, kasların zayıflamasında, zayıflamayı durdurup yeniden kilo almada faydalıdır. Solunum yetersizliğini giderici etkisi vardır. Kabızlık ve iştahsızlıkta faydaları görülür.
Eksikliğinde çocuklarda büyüme ve gelişme bozuklukları olur. Yorgunluk, güçsüzlük, depresyon, beriberi hastalığı, kabızlık, iştahsızlık, ödemler, kramplar, damar genişlemesi, diş ve diş eti hastalıklarına yol açar.
GIDA ÇEŞİTLERİ
En çok pirinç ve kepeğinde, tahıl ürünlerinde, kepekli ekmek, yulaf ezme si, filizler, et, sakatat, balık, ay çekirdeği, fasulye, türleri, kuruyemişler, Fındık, ceviz, çikolata, yeşilbiber, salatalık, kereviz, lahana, limon, ayva, nar, karnaba har, bulgur ve mercimek, toz maya ,kepek, fıstık, darı, tane bezelye ,arpa, bira mayası ,sığır eti ,koyun eti süt, çavdarda bulunur.
B2 VİTAMİNİ: Beden biyokimyasında rol oynar, büyüme gelişmeyi sağlar. Enerji vitaminidir. Karaciğerin normal çalışmasında etkilidir. Kansızlığın giderilmesini, alyuvarların ve dokuların yenilenmesini sağlar. Ağız içi dil iltihabı, göz hastalıklarını önler. Migren, cilt hastalıkları ve ince bağırsak iltihaplarının tedavisinde çok faydalıdır.
Eksikliğinde gözde bazı bozukluklar, büyüme bozuklukları, sinirsel bozukluklar ve deri hastalıkları görülür.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Fındık, fıstık, ceviz, süt ve süt ürünleri, çikolata, filizler, kuru maya, yeşil yapraklı sebzeler, salatalık, lahana, pırasa, bakla, soğan, limon, ayva, nar, et, pirinç, bulgur, yumurta, bal, kabuklu buğday ve tereyağı ,badem, kestane, soya ,kuru erik, nohut, sığır kalbi ,yumurta ,toz maya ,karaciğer, böbrek, buğday unu, peynir, kepek, mercimek, mantarlarda bulunur.
B3 VİTAMİNİ: Bağırsakları çalıştırma, Sinir sistemleri düzenleme, Beyin fonksiyonlarını ayarlama; Bitkinlik, uyuklama, depresyon ve cildin sağlığını korumada çok faydalıdır.
Eksikliğinde çocuklarda büyüme durur. Pellegra hastalığı görülür.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Yer fıstığı, bitter çikolata, karaciğer, süt, peynir, yoğurt, yumurta baklagiller, kepekli ekmek, balık, taze meyveler, yağlı tohumlar ve patateste ,kuzu eti, mercimek ,bira mayası, bulunur. Pek çok besinlerde, B1 ve B2 ile birlikte bulunur.
B4 VİTAMİNİ: Beyaz kan hücrelerinin yenilenmesini, yeteri kadar oluşmasını sağlar. Uzun süre devam eden ışın tedavilerinde, zehirlenmelerde B4 vitamini verilmelidir.
Bu vitamin yeteri kadar alınmadığında akyuvarlar azalır.
B5 VİTAMİNİ: Hücre yapımına yardımcı olur, Bağışıklık sistemini güçlendirir, Bitkinliği ve iştahsızlığı giderir, Romatizmayı giderir, Stresin atılmasına yardımcı olur, Yara ve yanıkların çabuk iyileşmesini sağlar, Saç dökülmesini önler.
Eksikliği sinirsel bozukluklara, sindirim bozukluklarına, kalp damar dengesizliklerine, deri ve mukoza enfeksiyonlarına yol açar.
Patates ve çikolata ,karaciğer ,kepek ,fıstık, yumurta sarısı, buğday çimi, karaciğer ,kırmızı et ,tavuk, ekmek, sebzeler ve kalp de bulunur.
B6 VİTAMİNİ: Deri, saç, sinir gelişiminde rol oynar. Ana rahmindeki bebeğin oluşum ve gelişiminde çok gereklidir. Diş sağlığının korunmasında etkilidir. Kan hücrelerini arttırarak kansızlığın giderir, İnsülin ve adrenalin hormonlarının oluşmasını sağlar. Kolesterolün düşmesini sağlar. Vücudun direncini arttırarak kansere karşı korur. Romatizma, astım, diyabetlerde faydalıdır
Eksikliğinde sinir bozuklukları, deri, göz, ağız iltihapları, kolesterol artması ve damar tıkanıklarına sebep olur. Böbreklerde okzalat taşı oluşur.
Koyun eti, balık, piliç, çiğ yumurta, süt ve süt ürünleri, çiğ sebze ve meyveler, kavrulmuş fıstık, karaciğer ,kırmızı et ,balık ,yumurta, ekmek, böbrek, patates, erik, kuru üzüm, çikolata, avokado, tahıl kabukları, makarna, soya, lahana, pırasa ,toz maya, karaciğer ,buğday çini kepek dana eti ve muzda bulunur.
B7 VİTAMİNİ: Ağrıları azaltır, karaciğeri çok iyi korur, Siroz yağlarının büyümesini önler, Damar sertliğini giderir, Sağlıklı saç çıkmasını sağlar, Felçli bölgelerin bir an önce iyileşmesinde faydalıdır.
Bitkilerde, karaciğerde, beyinde, buğday ununda, sütte, yulafta bulunur.
BİOTİN B8: vitamini de denir. Hücre metabolizması, kan hücrelerinin beslenmesi, saç, deri ve sinirlere faydalıdır. Derinin sağlığı, kas ağrıları ve iştahsızlık için önemlidir. Dolaşım sistemleri ve cinsel bezelerin çalışmasına faydası vardır. Yağ ve şeker gibi gıdaların yakımı için gereklidir.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Eksikliğinde yağ bezelerinde aşırı salgılanma ve sinirsel bozukluklara yol açabilir. Yer fıstığında, kuru bezelyede, çikolatada, mantarlarda ve hayvansal gıdalarda toz maya, yumurta ,kuru fasulye ,kuru bezelye sığır karaciğeri ,fıstık ,mantar ,dana etinde bulunur.
B9 VİTAMİNİ: Alyuvarların oluşumunda, enerjiye çevrilmesinde gereklidir. Karaciğer ve salgı bezlerinin çalışmasını sağlar. Saçların beyazlaşmasını ve dökülmesini önler. Düşünceleri toplamayı önler ve giderir. İktidarsızlığı giderir. Hamilelikte anne ve çocuk sağlığını korur.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Eksikliğinde; Kansızlık, akyuvar azlığı, güçsüzlük, depresyon, dirençsizlik ortaya çıkar. Yapraklı bitkiler, yumurta, karaciğer ve kuru sebzeler ,alabalık, fıstık, maydanoz, dana karaciğeri ,ıspanak ,piliç eti, lahanada bulunur
B10 VİTAMİNİ: Güneş ışınlarından korur. Cildi korur, pürüzsüz yapar. Deri sertleşmesini önler. Vücutta leke ve renk yapan kısmın oluşmasını önler. Tüm cilt hastalıkları için faydalıdır
GIDA ÇEŞİTLERİ:
Toz maya ,karaciğer ,ıspanak ,lahana, buğday çimi, mantarlar, yulaf ezmesi, mantarlar ve sütte bulunur.
B11 VİTAMİNİ: Mide ekşimesinde İştahsızlık, beslenme bozukluğu Bol yedirir, kilo aldırır Pankreas salgısını arttırır Gelişme bozukluğunu düzenler Kasların zayıflamasını ve kemik erimesini önler .Karaciğer ,böbrek ,kırmızı et ,ıspanak, marul, yumurta ,ekmek ,sebzelerde bolca bulunur.
B12 VİTAMİNİ: Alyuvarların gelişmesi ve çoğalmasını sağlar. Hücreleri korur. Bağ dokusunu güçlendirir, beden savunmasını artırır. Kansızlığı giderir Sinir sistemi bozukları ve iştahsızlığı yok eder. Kadın hastalıklarına ve dönemlere çok faydalıdır. Bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlar Hafızanın kuvvetlenmesine ve denge toplamaya faydalıdır.
Eksikliğinde kan hastalıkları, sinirlilik, sıkıntı, baş ağrısı, uyuşma, bacaklarda duyu azalması ve ağrılar görülür.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Et, süt, süt ürünleri, balık, peynir, karaciğer, böbrek ,yürek, tavuk, sebze, süt asitleri ve yumurtada bulunur.
B 13 ORATİK ASİT: Kanda ürenin düşmesini sağlar Böbrekte taş oluşmasını önler ve var olan taşları eritir Ayrıca bağırsaktaki faydalı mikropların oluşmasını sağlar Romatizmayı giderir. Kolesterolü düşürür .Buğday çimi ve toz mayada bulunur.
B 14 VİTAMİNİ: Vücutta tümör oluşumunu önler.
B 15 VİTAMİNİ: Vücut direncini arttırır. Çabuk yorulmayı önler. Dinç kalmayı sağlar. Kayısı çekirdeği, karaciğer de bulunur.
C VİTAMİNİ: C Vitamini, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kemik ve dişlerin gelişimi gibi pek çok fonksiyonda görev alan önemli bir vitamindir Vücutta kemiklerin, dişlerin, cildin ve eklemlerin gelişmesini ve güçlenmesini sağlar. Yaraları iyileştirir ve dokuları yeniler. Kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Hastalıklara karşı direnci artırır. Enerji üretiminde ve strese karşı hormonların yapımında görevlidir. Özellikle çocuklar için büyümeye ve gelişmeye yardımcı olur. Kanı zehirlerden temizler.
Tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını azaltır. Böbreküstü bezlerinin çalışmasını arttırarak erkeğin erkeklik gücünü sürdürmesini sağlar. Diş, kemik yapısı, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, kaslarda esneklik ve gücün artması, nezle grip gibi enfeksiyonlara karşı vücudun direncini artırması, eksikliğine yorgunluk, iştahsızlık, kas ağrıları, nefes alıp verme zorluğu, çırpıntı, kanser, damar yapısı, zedelenme ve yaralanmalar ve iskorpit hastalığına sebep olur.
C vitamini bağışıklık sistemini desteklediği için yeterince alınmadığı takdirde bağışıklık sistemi zayıflar ve sık hastalanmaya yol açar. Ayrıca, enerji azlığı, kıl diplerinde kanamalı döküntüler, vücudun kolay morarması, burun kanaması, yaraların geç iyileşmesi, diş eti kanamaları gibi sorunlar görülür.
Her türlü yeşil yapraklı sebzelerde, narenciye, patates, kivi, çilek, muz, marul, salatalık, kabak, biber, domates, ıspanakta, lahanada, pırasada, kerevizde, baklada, soğan, sarımsak, turp, karnabahar, portakal, limon, mandalina, greyfurt, turunçgiller, sirke ,siyah üzüm ,bezelye, kivi, şeftali, muz, dut, ayva ve narda bulunur.
C1 VİTAMİNİ: Hücre ve dokuları dıştan gelecek hastalıklara karşı korur. Vücudu enfeksiyonlara karşı korur, direncini arttırır. Şeker hastaları için faydalıdır. Kemiklerin sertliğini muhafaza eder. Nezle ve gribe karşı korur. Kan damarlarını kuvvetlendirerek kanamaları durdurur. Vücudun salgı bezlerini ve organları sağlıklı bir şekilde çalıştırır. Menopoz, varis ve karaciğere faydalıdır
GIDA ÇEŞİTLERİ
Kuşburnu ,maydanoz ,semiz otu, karnabahar ,tere, çilek, lahana, yeşil biber, limon ,portakal ,mandalina, greyfurtta ve at kestanesine bulunur.
C2 VİTAMİNİ: Damarları kuvvetlendirerek kanamaları önler. Göze faydalıdır, kanlanmasını önler. Kurdeşen hastalığına faydalıdır .Limon ,marul ve at kestanesinde bulunur.
D VİTAMİNİ: D vitamini, Dişlerin ve kemiklerin gelişmesi açısından önemli bir vitamindir. Bebeklerin ve büyüme çağındaki çocukların gelişiminde çok faydalıdır. Kalsiyum ve fosfor emilimini düzenleyerek kemiklerin ve dişlerin güçlenmesini sağlar. Raşitizmi önler. Sindirim sistemine iyi gelir, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Kaslar, cilt ve pankreas için de fayda vardır. Troid fonksiyonları ve normal kan pıhtılaşması için gereklidir.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Süt ve sütlü besinlerde, yoğurt, peynir, tereyağı gibi, ayrıca karaciğer, balık ve balık yağı ve yumurta sarısında bulunur.
Yeterli miktarda güneş ışığı alan yetişkinlerde ve çocuklarda D vitamini vücut tarafından yeterince üretilir. Bununla birlikte; yeni doğanlarda, büyüme çağındaki çocuklarda, gebelikte ve süt emziren kadınlarda D Vitamini ihtiyacı arttığı için besinlerle dışarıdan daha fazla miktarda alınması gerekir.
Yetersizliği, kemik ve diş yapısının bozulmasına, kemiklerin gücünü ve sertliğini kaybetmesine neden olur. Çocuklarda raşitizm denilen kemiklerde gelişim bozukluğu ve dişlerin geç çıkması gibi hastalık ve şikayetlere neden olabilir. Yetişkinlerde ise kemik yumuşaması, diş çürümesi, huzursuzluk, uyku bozukluklarına sebep olur.
D vitamininden çok fazla alındığı takdirde, mide bulantısı, kusma, ishal, iştahsızlık, yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliği, baş ağrısı, kılcal damarlarda deformasyon hatta çok ciddiyi hastalıklar görülmektedir.
Balıketi, balıkyağı, süt ve yumurta sarısı ,tereyağı ,karaciğer et, sebzeler, D Vitamini içeren besinler olarak sayılabilir.
E VİTAMİNİ: E Vitamini, bağışıklık sistemi açısından pek çok fonksiyonda görev alan önemli bir vitamindir. C ve selenyum ile birlikte çalışır. E Vitamini çok güçlü bir antioksidandır. Hücre duvarlarını ve karaciğeri zehirli etkenlerden korur, hücre yapısının bozulmasını engeller. Yaraların iyileşmesini hızlandırır. Kalbe ve kan dolaşımına faydalıdır, damar sertliğini ve tıkanmalarını engeller. Cildi güzelleştirir. Göz sağlığı için hayati önem taşır.
Vücuda alınan ağır metaller, zehirli bileşikler, radyasyon ve bazı ilaçların yarattığı toksinlere karşı koruma sağlar. Yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarını önler, cinsel hayatı güçlendirir, kanserden korur, kas erimesini önler.
Bu vitaminin eksikliğinde başta kansızlık ve göz bozuklukları kalp ve kaslar bozulur. Kolay yorulma, yaraların geç iyileşmesi, cinsel isteksizlik ve kısırlık ortaya çıkabilir. Sinirsel bozukluklar, cilt ve saç bozulması, ciltte buruşukluk, vakitsiz yaşlanma meydana gelir; kadın ve erkekte iktidarsızlığa yol açar.
E Vitamini eksikliği kalp hastalıkları ve kanser riskini de artırır. Ayrıca, vücutta su toplanmasına bağlı şişkinlikler görülebilir. Özellikle cinsel gelişimin hızlandığı ergenlik döneminde E Vitamini ihtiyacı yeteri kadar karşılanmalıdır.
GIDA ÇEŞİTLERİ:
Başta tahıllar olmak üzere kuruyemiş, bitkisel yağlar ıspanak, kabak, lahana, marul gibi yeşil sebzelerde, zeytinyağı, balık yağı, fındık, ceviz, ton balığı, sardalye, yumurta sarısı, fındık, domates ve patateste ,arpa çimi ,mısır çimi ,soya fasulyesi ve yulaf da bol miktarda bulunur.
F VİTAMİNİ: Vücuda çok faydalıdır. Kanser hastalığına karşı koruyucu etkisi vardır. Kolesterolü düşürür. Bağırsaklar mukoza denilen gıdaları emer. Zarın oluşumunda çok faydalıdır. Peklik ve ishali giderir.
Bu vitaminin eksikliğinde: Damar sertliği damar kireçlenmesi damar tıkanıklığı karaciğer ve sinir rahatsızlıkları ciltte değişik rahatsızlıklar ve vakitsiz yaşlanma olur (başta kepeklenme olur)
GIDA ÇEŞİTLERİ:
Soya yağı ,mısır yağı, pamuk yağı ,keten yağı, Ayçiçek yağı haşhaş yağı ve susam yağında bolca bulunur.
FOLİK ASİT: B vitamini türlerindendir. Eksikliğinde kansızlık ve gastrit olur. Yeni hücre yapımında hayati önemi vardır. Ayrıca kan yapar.
Yeşil sebzeler, ıspanak, lahana, marul, dereotu, tere, patates, domates, biber, şalgam, karnabahar, fasulye, çilek, Yeşilay ve karaciğerde bulunur.
İ VİTAMİNİ: Vücutta yağların depo edilmesini önler Karaciğerin yağlanmasını önler Siroz hastalarına faydası çoktur Çeşitli hastalıkların iyileşmesinde çok önem taşır
GIDA ÇEŞİTLERİ:
Buğday çimi ,dana yürek, fıstık, greyfurt ,taze bezelye ,portakal, buğday, üzüm de bulunur.
J VİTAMİNİ: Karaciğeri çok iyi korur Bakteriyel ve virüslerin yağlanma ve büyümesini önler Siroz hastalığına da faydası çoktur Damar sertliğini giderir Beyin ve kalbe faydası çoktur.
GIDA ÇEŞİTLERİ:
Yumurta sarısı ,buğday çimi, kuru fasulye ,bezelye ,dana karaciğeri kuzu böbreği ,lahana ve ıspanakta bulunur.
K VİTAMİNİ: K Vitamini (Naftakinon), kanın pıhtılaşmasında ve damar yapısında görev alan önemli bir vitamindir. Trombositi artırır. Kemiklerin sağlıklı olması ve kırıkların iyileşmesi için gereklidir. Kanın pıhtılaşmaması nedeniyle burun kanamaları, idrarda kan görülmesi, deri altında mavi ve siyah noktalar K vitamininin yetersizlik belirtileridir. Emilim bozukluğu, çok düşük kalorili diyetle beslenme, uzun süreli antibiyotik kullanma ve damar yoluyla beslenme durumlarında ihtiyacımız artar.
K vitamini hayvansal ve bitkisel yiyeceklerin çoğunda bulunur. En zengin olanları, ıspanak, yeşil yapraklı sebzeler ,inek sütü ,peynir, tereyeğı, pirinç, yeşil çay ve karaciğer, mısır, muz, şeftali, çilek, kuru baklagiller ve balıklardır. İnsanlarda yetersizliğine pek rastlanmaz, fakat aşırı kanamalarda, doğumda, yaralanmalarda ve bağırsak florası bozukluklarında ihtiyacı artar.
K vitamini yağda eriyen bir vitamin olması sebebiyle bağırsaklardan yağlarla emilerek karaciğere gelir, ısıya dayanıklıdır, alkali, kuvvetli asitler, radyasyon ve okside edici ajanlar tarafından etkisizleşir. Yoğurt, kefir, asitlenmiş süt bağırsaklardaki bakterilerin K vitamini üretimini artırır.
Fazla alındığında yüzde ateş basması, kızartı, kaşıntı ve karaciğer bozukluğu gibi sorunlara yol açabilir.
M VİTAMİNİ: Vücutta yağ düzenini sağlayarak deri sertleşmesini önler Mide ekşimelerinin giderilmesinde faydalıdır.
NİASİN: Enerjinin bütün vücuda dağılımı sağlar.
Tahıl kabukları, bulgur, fındık, mantar, karnabahar, et ve patates.
N LIPOIK ASIT THIOTİK: Alkoliklerin, karaciğer hastası olanların kanını temizleyerek zehirlenmeyi önler. Bağırsak rahatsızlığı olanların kanını temizler. Karaciğer ve toz maya da bulunur.
P VİTAMİNİ: P vitamini, doğada saf halde bol bulunan bir vitamin türüdür. Vücut direncinin artmasında ve kılcal damar geçirgenliğinin azalmasında önemli etkileri vardır. Suda çözünebilir, C vitaminine oldukça benzer özelliklere sahiptir. Genellikle C vitamini ile ayni besinlerde bulunurlar. Kılcal damarların yırtılmasını ve kanamasını önler. Ayrıca bunların dayanıklılığını artırarak enfeksiyonlara karşı korur. Beyin ve gözde retina kanamaları önler. Variste çok faydalıdır. Menekşe yaprağı ,marul, taze biber ,mersin ağacı meyvesi ,portakal ,yumurta ,yer fıstığı ,at kestanesi kabuğunda bulunur.
P Vitamini Eksikliği: Belirtileri C Vitamini eksikliğine benzer. Ayrıca kılcal damar yırtılmaları ve kanamaları, İnflamasyon denilen dokuların şişme ve kızararak ağrılı bir hal alması oluşur.
P Vitamini en fazla; menekşe yaprağı, marul, taze biber, mersin, portakal, yumurta yer fıstığı, biberde ve atkestanesi kabuğunda bulunur
PB VİTAMİNİ: Cilt sinir ve sindirim sistemini korur. Eksikliğinde; “Pellegra” hastalığı, vücutta ve ellerde iyileşmeyen yaralar görülür.
Karaciğer, böbrek, kalp, beyin, kuzu eti, kuru baklagiller, ceviz, fındık, fıstık, yağlı tohumlar, balık, süt, süt ürünleri, patates, yeşil sebze ve yapraklar, taze meyve ve turunçgillerde bulunur.
PP VİTAMİNİ: Lahana ve patateste bulunur.
PANTOTEKNİK ASİT: B vitaminlerine girer. Besin maddelerinin sindirimi, saç ve deri için önemlidir. Vücudun ve derinin gelişmesinde ve korunmasında rol oynar. Eksikliğinde; fiziksel yapıda bozukluklar, kas kasılmaları, el ve ayaklarda karıncalanmalar görülür.
Yeşil yapraklı bitkiler bu vitamini üreterek tohumlarında depolarlar. Tahıl kabukları, maya, kavun, brokoli, mantar, bakla, patates, soğan, karaciğer, böbrek, sakatatlar, süt, taze mantar, yumurta sarısı ve tahıllarda bulunur.
POTASYUM:Patates,ıspanak,pırasa,soğan,muz,kayısı,armut,hurma,karpuz,erik,tahıl kabukları ,kepekli ekmek, bulgur ve pekmeze bulunur .Kaslarda enerji birimi için gereklidir.
U VİTAMİNİ: Bağırsak ve midenin iç yüzeyini korur. On iki parmak ülseri, ince ve kalın bağırsak iltihabı tedavisin de çok faydalıdır. Lahana ,kereviz, marul ,domates, havuç, muz da bulunur.
TOZ MAYANIN İÇİNDE BULUNDUĞU VİTAMİN VE MİNARELLER
B 1 vitamin, B 2 vitamini, B 5 vitamini, B 6 vitamini ,B 8 vitamini ,B 10 vitamini B 12 vitamini ,B 13 vitamini, B 15 vitamini, N vitamini, Potasyum,
MİNERALLER ETKİLERİ ve EKSİKLİĞİNDE GÖRÜLECEK HASTALIK
BELİRTİLERİ
Mineraller, vücudun sağlıklı kalabilmesi için gerekli olan ve vücudumuzun kendi kendine oluşturamadığı maddelerdir. Sağlıklı ve dengeli beslenmede vitamin ve minerallerin önemi büyüktür. Mineraller, vitaminlerle birlikte çalışarak vitaminlerin ve diğer besin maddelerinin etkin bir şekilde kullanılmasını sağlarlar.
Sağlıklı diş ve kemik yapısı, kalbin düzenli ve verimli çalışması, kas fonksiyonları, üreme sağlığı, hücre korunması ve gelişimi, sağlıklı dolaşım ve sinir sistemi, vücuttaki su dengesinin korunması gibi pek çok hayati fonksiyonda görev alırlar.
Mineraller ayrıca kan oluşumunu ve sağlıklı sinir fonksiyonları gelişimini de kontrol ederler.
Vücudun sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğu mineral çeşitleri on beşten fazladır. Vücut, ihtiyaç duyduğu bu mineralleri yeterli miktarda karşılayamazsa yetersiz beslenme sonucu mineral eksikliği aldığı mineralleri fazla miktarda kaybetmesi sonucu mineral kaybı oluşur.
Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda mineral eksiklikleri oldukça büyük sorunlara neden olabilmektedir. Vücudun kendine oluşturmadığı inorganik maddeler olan minareller vitaminler ile birlikte çalışarak vücutta en fazla ihtiyaç duyulan bölgelere etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlarlar.Dolayısıyla insan vücudunun en az vitaminler kadar minarellere de ihtiyaç vardır.
Kan basıncında kalp ritminde ,kas fonksiyonlarında, vücuttaki sıvı dengesinin devamlılığında ,üremede oldukça önemli rol oynayan minareller kan oluşumunu ve sağlıklı sinir fonksiyonları gelişimini de kontrol eder. Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda minarel eksiklikleri oldukça büyük sorunlara neden olabilmektedir.
KALSİYUM: Özellikle kemik oluşumu ve diş sağlığı açısından önemli bir mineraldir. Kalsiyumun, kas büyümesi ve kasların gerginliği, enerji üretimi, sinir iletimi ve kalbin ve kan damarlarının verimli ve düzenli çalışmasında önemli görevleri vardır. Hamilelik ve doğumdan sonra süt yapımında etkilidir.
Romatizmayı giderir, kemik erimesini önler, akciğerin normal çalışmasını sağlar, kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Ayrıca kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltır. Hayat boyu her gün düzenli olarak yeterli miktarda kalsiyum alınması kemiklerin çabucak kırılmasına, kamburluğa ve insan boyunun kısalması riskine karşı korur.
Sırt ağrıları çeken insanlara kemiklerini ve kıkırdaklarını güçlendirmek için kalsiyum ve magnezyum takviyesi kullanmaları önerilmektedir.
Kolon kanseri riski taşıyan kişilerin kalsiyum bakımından zengin bir beslenme programı uygulamaları ya da kalsiyum takviyesi kullanmaları halinde hastalıklarının önlenebileceğine dair tespitler yapılmıştır.
Kadınların adet dönemlerinde kalsiyum, magnezyum takviyesi kullanmalarının ağrılarında rahatlama sağlamaya yardımcı olabileceği görülmüştür.
Kalsiyum ve magnezyumun uzun süre bir arada kullanılması halinde beyin damarlarının da bulunduğu kan damarlarının sağlığı korunacak, migren kaynaklı baş ağrıları hafifleyecektir. Kalsiyum ve magnezyum takviyesi uyku problemlerini çözmede de etkilidir.
Kalsiyum eksikliğinde raşitizm, kemik erimesi ve diş çürümesi gibi sorunlar ortaya çıkar. Saç ve tırnaklarda kırılmalar meydana gelebilir. Ayrıca, eklem ağrıları, kas krampları, egzama, kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon, sinirlilik, uykusuzluk ve depresyona neden olabilir.
Fazla kalsiyum alınması böbrek taşı ve kireçlenmesi, kas güçsüzlüğü, kemiklerde kireçlenme gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Kalsiyum en fazla süt ve süt ürünleri, yumurta, un, susam, saf bitter çikolata, soya fasulyesi, şalgam, ıspanak, patlıcan, patates, soğan, lahana, pırasa, karnabahar, küçük balıklar, fındık, fıstık, çilek, dut, portakal, limon, ayva, nar, hurma, karpuz, pekmez, pirinç, nohut, mercimek ve zeytinde bulunur.
SODYUM: Sodyum, vücutta su dengesinin korunmasında ve besinlerin hücre duvarından geçişinde görev alan bir mineraldir. Sinir ve kas fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için de gereklidir.
Yeterince alınmazsa gelişmede bozukluk, kilo kaybı, mide ekşimesi görülür. Halsizlik ve güçsüzlük, baş dönmesi, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü, hafıza bozukluğu ve konsantrasyon zayıflığı, baş ağrısı, depresyon, mide bulantısı ve kas krampları gibi sağlık sorunları oluşur. Yetersiz tuz alımı, tuz alınmadan fazla miktarda su tüketilmesi, böbrek hastalıkları, yanıklar ile ishal, kusma ve terleme yolu ile vücudun tuz kaybetmesi sodyum eksikliği oluşmasının başlıca nedenleridir.
Normalde, vücuttaki sodyumun fazlası idrar ve terleme yoluyla vücuttan uzaklaştırılır. Buna rağmen vücutta, sodyum fazlalığı olması halinde yüksek tansiyon, potasyum kaybı, vücutta su tutulması ve ödemler görülür
Sodyum fazlalığının en önemli sebepleri aşırı tuzlu besinler tüketmek ve yetersiz su alımıdır. İshal, terleme ve kusma yoluyla vücudun fazla su kaybetmesi de kandaki sodyum oranının artmasına sebep olabilir. Sodyum fazlalığında potasyum takviyesi yaparak, potasyum eksikliğinden doğabilecek zararlı sonuçlardan korunmaya çalışılmalıdır.
Başlıca sodyum kaynağı yemeklik sofra tuzudur. Ayrıca, maden suları, başta hamsi olmak üzere deniz ürünleri, peynir, kırmızı ve yeşilbiber, fındık, fıstık, ceviz ,peynir, süt tozu, yumurta ,ıspanak ,ekmek, zeytin, kereviz ve havuç bol miktarda sodyum içeren besin maddeleri arasındadır
POTASYUM: Potasyum minerali, insan beslenmesinde hayati önem taşıyan bir mineraldir. Potasyum, kalp ve kaslar için oldukça önemli olan, besinlerin hücrelere taşınması ve sinir sistemindeki mesajların ulaştırılması gibi görevleri de yerine getirir. Vücuttaki alkolün, fazla suyun, fazla şekerin ve fazla tuzun atılması, insan vücudundaki su ve mineral dengesinin korunması da potasyum sayesinde gerçekleşir. Vücuttaki potasyumun % 98 hücre duvarlarının içindedir.
Potasyum, yetersizliğinin en belirgin sebepleri arasında yetersiz beslenme, ishal durumu, kullanılan idrar söktürücü ilaçlar, kusarak veya terleyerek vücuttan atılan minerallerdir. Kişinin gün içinde çok fazla miktarda kahve tüketmesi ve stresli hayat tarzının olması da potasyum eksikliği sebeplerindendir.
Potasyum yetersizliğinin ardından da kan dolaşım bozukluğu, kaslarda güçsüzlük yüzünden ortaya çıkan yorgunluk ve halsizlik halleri, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, kabızlık, zihin bulanıklığı, dalgınlık, konsantrasyon eksikliği, baş ağrısı ve karın ağrısı, kramplar ve kalpte ritim bozuklukları gibi şikayetler ortaya çıkmaya başlar.
Bunun yanında sporcularda meydana gelen sakatlanmalarının en önemli sebeplerinin magnezyum ve potasyum eksikliğinden meydana geldiği bilinmektedir.
Potasyumun gün içinde olması gerekenin çok üzerinde bir miktarda tüketilmesi, böbreklerde ve kalpte bazı sağlık sorunlarına sebep olur. Aşırı potasyum tüketimi, kaslarda zayıflamaya, kalp ritim bozukluklarına, böbrek hastalıklarına, idrar azlığına gibi bazı sağlık sorunlarına sebep olabilir.
Lahana, brokoli, pazı gibi yeşil yapraklı sebzeler, zeytin, balık, sarımsak, portakal suyu, patates, muz, hurma, incir, avokado, kayısı, badem, fındık, ıspanak, pırasa, soğan, armut, karpuz, erik, tahıl kabukları, kepekli ekmek, bulgur ve pekmez ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, bol miktarda potasyum içeren besinler arasındadır.
DEMİR: İnsan vücudu için önemi ve faydaları açısından vazgeçilmez bir mineraldir. B vitaminlerinin kullanımı, kanda oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerinin ve çeşitli enzimlerin üretimi için gereklidir.
Demir minerali, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan korunmaya yardımcı olur. Vücut direncini arttıran demir yorgunluğu gidermede faydalıdır.
Demir minerali vücudun büyümesine de yardım eder. Özellikle gelişme çağındaki çocukların vücut ve beyin gelişimi açısından çok önemlidir. Eksikliğinde kansızlık oluşur. Önemli belirtileri, halsizlik, baş dönmesi gibi şeylerdir.
Kadınlar erkeklerden daha fazla demir tüketirler. Bu nedenle kadınlarda demir eksikliği daha fazla görülür. Demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık yani anemi, yorgunluk ve çalışma kapasitesinde azalma görülür.
Karaciğer, böbrek, yürek, yumurta sarısı, bazı kuru baklagiller, deniz ürünleri tahıl kabukları, kepekli ekmek, sakatat, yoğur, peynir, tereyağı, kakao, kuru meyveler, kaysı, badem, kuru üzüm, et, tavuk, , sebzeler, enginar, patates, lahana, ıspanak, patlıcan, maydanoz, soğan, pırasa, karnabahar,, çilek, pirinç, bulgur, nohut, mercimek, pekmez, muz, ayva, nar, hurma, karpuz ve susam demir içeren besinler arasındadır.
FLOR: Kemik ve diş yapısında yer alan, eksikliği veya fazlalığı vücutta zararlı sonuçlar doğuran elementlerden biridir. Diş çürümelerini önler. Kemikleri güçlendirerek kemik erimesi ve kırılmalarını engeller. Yetersizliği, dişleri zayıflatır ve diş çürümesini hızlandırır.
Kemiklerin zayıflamasına ve kemik erimesine yol açar. İçme suyuna flor katılarak, flor eksikliği önlenmeye çalışılır. Ayrıca, pek çok diş macununa da eklenmektedir. Özellikler bebeklerde ve çocuklarda flor eksikliği önlenmelidir.
Flor fazlalığı dişlerde sararmaya ve diş minesinin tahrip olmasına neden olur. Ayrıca, kemiklerde ve eklemlerde de normal dışı gelişimler ortaya çıkabilir.
Patates, soğan ve ıspanakta bulunur. Çay ve deniz balıkları, özellikle de somon balığı da flor ihtiva eden besinlerdendir.
İYOT: Hayat için oldukça önemli bir element de iyottur. İyot mineralinin büyük bir kısmı Tiroid bezinde bulunur ve Tiroid bezinin fonksiyonlarını düzenler.
İyot, aynı zamanda kanı temizler, ana damarların sertleşmesini önler, zihinsel fonksiyonları düzenler, kilo almayı sağlar. Normal büyüme ve gelişme, enerji kullanımı ve kilo kontrolü, beyin ve sinir sisteminin düzenli çalışması gibi başlıca fonksiyonlarda önemli görevler alır.
İyot eksikliği, troid bezinin fonksiyonlarını yerine getirmesine engel olarak başta guatr olmak üzere, zekâ geriliği, gelişim bozukluğu, kısırlık gibi şikâyetlerin oluşmasına neden olur.
Deniz ürünleri, süt, başta yeşil yapraklı sebzeler olmak üzere; brokoli, lahana, çilek, ıspanak ve havuçta bulunur.
MAGNEZYUM: Magnezyum hayati önem taşıyan mineralden belki de en önemlisidir. Vücudun kendisi bu minerali üretmediği için magnezyumun be sinler yoluyla alınması gerekir.
Vücudumuz için gerekli olan magnezyumu bazı gıdalardan, içtiğimiz sulardan özellikle maden sularıyla alırız.
Magnezyum toprakta ve deniz suyunda saklıdır. Vücudumuzda da sürekli doldurulması gereken bir magnezyum rezervi vardır. Yanlış beslenme, toprakta bu mineralin giderek azalması magnezyumun vücut tarafından yeteri kadar alınmamasına neden olur.
Ayrıca fazla terleyen, müshil veya idrar söktürücü ilaç alan kişilerde vücuttan daha fazla magnezyum gider.
Stres, hamilelik ve emzirme gibi durumlarda ise vücudun magnezyuma olan ihtiyacı daha da artar. Vücut bu minerali yeteri kadar almadığı zaman kemiklerde depo edilmiş olan magnezyumu kullanır.
Rezervi bittiği zaman da alarm verir. Mide barsak bölgesindeki, idrar yollarında, baldırlardaki kramplar, kalp ritmindeki bozukluklar, boyunda ve omuzlarda kasılmalar veya sinirlilik, ellerde uyuşukluk ve karıncalanma, migren, dikkat azlığı, gürültüye karşı hassasiyet magnezyum eksikliğinin işaretleridir
Magnezyum, sinir sisteminin aşırı duyarlılığını azaltarak sakinleşmeye yardımcı olduğu için “Antistres minerali” olarak da bilinir. Astım ve alerjik nezleyi hafifletir. Ayrıca cildi düzgünleştirir, saçı güzelleştirir, tırnakları kuvvetlendirir. Kas ve sinir fonksiyonlarının yürütülmesi, kalp ritminin düzeninin sağlanmasında magnezyum büyük önem taşımaktadır.
Magnezyum, enzimlerin harekete geçirilmesi ve kandaki şekerin enerjiye dönüştürülmesinde rol alır. C vitamini, sodyum, potasyum, kalsiyum ve fosfor gibi vitamin ve minerallerin daha etkili kullanılması için de gereklidir. Astım ve alerjik nezleyi hafiflemesi de magnezyumun faydaları arasındadır. Adet dönemi öncesi magnezyum takviyesi adet sancılarını azaltır. Hamilelikte görülen kramplara karşı koruyucudur.
Bilim insanları hastalıkların yüzde 13’ünün magnezyum eksikliğine bağlı olduğunu belirletiyor, Magnezyum olmadan vücutta enerji dönüşümü olmaz. Magnezyum eksikliği kalp, böbrek, beyin ve karaciğer fonksiyonlarında aksaklıklara yol açarak halsizlik, iştahsızlık, huzursuzluk ve uyku bozukluları, dalgınlık, hafıza zayıflığı, öğrenme güçlüğü, böbrek yetmezliği, kalp çarpıntısı, kramp gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Özellikle alkol bağımlılarında ve sık alkollü içki içenlerde magnezyum eksikliğine bağlı kalp hastalıkları daha sıktır. Ayrıca sigara da aynı etkiyi yaptığı için sigara içenlerde ihtiyaç daha fazladır. Bu da kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlamaktadır.
Hamilelikte magnezyum eksikliği erken doğum riskini arttırır. Yeni doğanda ise magnezyum eksikliği bebeğin ısı kaybetmesine ve ölümüne yol açabilmektedir. Magnezyum fazlalığı bitkinlik, yorgunluk, uyuşukluk, böbrek ve sindirim sistemi hastalıkları, kaslarda istek dışı titremeler, terleme ve depresyon gibi sağlık sorunlarına yol açar
GIDA ÇEŞİTLERİ
Kuru sebze ve meyveler, lahana, patates, pırasa, tahıllar, soya, badem, yer fıstığı, fındık, çikolata, muz, çilek, hurma, esmer pirinç, bulgur, kepekli ekmek soya ,semiz otu ,maydanoz ,kuru bezelye ve etler kemik yapımı için gereklidir.
FOSFOR: Fosfor; insan vücudunda kalsiyumun ardından en çok bulunan mineraldir. En fazla kemiklerde ve dişlerde bulunur. Fosfor, hücrelerin büyümesi için yardımcıdır. Proteinlerin sentezlenmesine, enzimlere ve hücrede enerji üretiminde etkilidir. Kemik yapan, vücuda enerji veren bir maddedir.
Kalbin dengeli çalışmasını sağlar, böbrek çalışmasını düzenler, sinir sistemi ve tüm organların çalışmasını arttırır.
Fosfor eksikliğinde iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, huzursuzluk, gerginlik gibi ruhsal sorunlar yaşanır. Aynı zamanda eklem sertliği, kemik ağrıları, kemiklerin kırılganlığı ve duyu kusurları, büyüme yavaşlaması, kemik ve diş gelişimi geriliği gibi raşitizm benzeri belirtiler görülebilir; diş kayıpları, cilt sorunları ve eklem iltihapları ortaya çıkabilir.
Fosfor mineralinin fazlalığı da sağlık bakımından zararlıdır. Fosfor fazlalığı, vücuttaki kalsiyum dengesini bozarak kemik yoğunluğunun ve gücünün azalmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda kemikler direncini kaybederek kolay kırılmaktadır. Fosfor fazlalığı, tansiyonu da yükseltmektedir. Bunların dışında, çeşitli tarım ilaçları gibi aşırı fosfor içeren maddelerin tüketilmesi veya bu maddelerle temas edilmesiyle fosfor zehirlenmesi ortaya çıkabilir.
Et, balık, süt ve süt ürünleri, yumurta gibi protein açısından zengin olan besinler bol miktarda fosfor içeren besinlerdir. Bunların yanı sıra fındık, çikolata, yumurta, kepek, kepekli ekmek, patlıcan, ıspanak, pırasa, patates, soğan, karnabahar, pirinç, bulgur, nohut, zeytin, portakal, çilek, nar, hurma maden suları, meyveler ve meyve suyu, mısır, pırasa gibi besinler de fosfor minerali bakımından zengin besinler arasındadır.
ÇİNKO: Büyüme ve bağışıklık sistemini güçlendiren, vücudun hastalıklara karşı direncini artıran bir mineraldir. Vücudun kendi kendini yenilemesi ve çeşitli görevleri için gereklidir.
Çinko eksikliğinin en önemli belirtisi iştahsızlıktır. Eksikliğinde saçlar dökülür ve vücut kılları kaybeder. Sedef hastalığı ve ciltte akneler sık görülür. Tat ve koku hissi kaybolur. Gözde katarak oluşur.
Erkeklerde erken prostat büyümesi görülür, yumurtalıkların gelişmesi aksar. Cinsel organ gelişmesi durur. İnsan organizmasının büyüme ve gelişme geriliği oluşabilir
.Ayrıca ergenlik çağında cinsel olgunluğa erişememe ,enfeksiyonlara dayanıksızlık, ,iştahsızlık ve kilo alamama ,öğrenme ve dikkat eksikliği ,tat alma duyusunda bozukluk siyah noktalar dermatit ,saçlarda incelme ve dökülme gibi cilt sorunları yaşanabilir.
Tahıl kabukları, kepekli ekmek, karaciğer, süt ürünleri (yoğurt peynir, tereyağı) kuru fasülye, lahana, sarımsak, bulgur, dana eti, kına kına otu, çobançantası, marul, pancar, şalgam, yulaf tuzda tütsülenmiş balık, yumurta, konserve yiyecekler, bisküviler, süt tozu, domates, ıspanak, pırasa, patates, soğan, mercimek, karpuz ve hardal çok miktarda çinko içeren besinlerdir.
SELENYUM: Güçlü bir antioksidan olan selenyum, bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanser riskini azaltır. Hücreleri korur ve yaşlanmayı geciktirir. Doku esnekliğini arttırarak ve kalp hücrelerini destekleyerek kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur.
Başta sperm üretimi ve canlılığı olmak üzere, üreme sağlığında rol alır. Akyuvarları güçlendirerek kanser ve tümör oluşmasını engeller. Vücuttaki zehirli maddelerin zararlı etkilerini azaltır ve vücuttan atılmalarına yardımcı olur. Karaciğerin faaliyetlerini düzenli olarak sürdürmesine katkıda bulunur.
Selenyum eksikliğinde, miyokart enfarktüsü ve katarak riski artar. Halsizlik ve yorgunluk yapar çocuklarda da gelişimin yavaşlamasına neden olur. Göz sağlığını olumsuz etkiler. Erken yaşlanma, sinir sistemi hastalıkları ve zekâ geriliğine neden olabilir. Sperm üretimi ve kalitesi azalarak kısırlık oluşabilir. Üreme sağlığı açısından, erkeklerin Selenyum ihtiyacı kadınlara oranla daha fazladır
Selenyum fazlalığında sindirim sistemi sorunları, saç, tırnak ve diş kaybı, çeşitli deri, omurilik ve kemik iliği hastalıkları, ateş gibi sağlık sorunları görülür. Daha yüksek dozları öldürücü olabilir.
Selenyum en fazla arpa, buğday gibi tahıllar, deniz ürünleri, et, karaciğer, pekmez, süt ve süt ürünleri, yumurta, tereyağı, mantar, soğan, lahana, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler ve tavuk eti Et, yumurta, tahıl, baklagiller, susam, Hindistan cevizi, kuru yemişlerde ve bol miktarda balıklarda bulunur.
KÜKÜRT: Solunum sisteminin sağlıklı çalışmasına katkıda bulunur ve vücudun oksijen dengesini korur. Beyin fonksiyonlarının çalışmasını destekler.
Saç, tırnak ve cilt sağlığı için gereklidir. Alerjik rahatsızlıklara karşı koruyucudur.
Uyuz ve egzama gibi deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Karaciğerin düzenli çalışmasına yardımcı olur ve safra salgılarını arttırır.
B Grubu vitaminlerinin kullanılmasına yardımcı olur. Beyin fonksiyonları için gereklidir Oksijen dengesini sağlar .Bazı zararlı bakterileri öldürücü etkisi vardır. Kükürttün faydaları arasında yaşlanmanın belirtilerini azaltması da sayılabilir.
Kükürt eksikliği saçlarda zayıflık ve deride solgunluk görülebilir .Aşırı kükürt böbreklere zarar verir. İnsan vücudu fazla kükürt alması durumunda baş ağrısı, boğaz ve mide yanması, kusma gibi belirtiler gösterir. Ayrıca, alerjik deri hastalıklarına neden olur.
Kükürt fazlalığı en çok astım hastalarını olumsuz etkiler. Sağlıklı saç, cilt ve tırnaklar için gereklidir. Oksijen dengesinin muhafazasına yardımcı olur. Bu da beyin fonksiyonları için çok önemlidir.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Kükürt Kırmızı et, tavuk ve balıketi, yumurta, zeytin, havuç, soğan, sarımsak, kereviz, turp, lahana, ıspanak, çilek, muz, maydanoz, marul, patates, incir, tere, soya, dana yürek ,kuru fasulye, balıklar, yumurta, buğday çimi, karides mercimek ,yulaf ezmesi, maydanoz ve hurma kükürt içeren besinler arasındadır.
BAKIR: Bakır karaciğerde depolanan; C vitaminini oluşumunda, vücut dokusunun yenilenmesinde ve kemik yapısının sağlamlığı için gerekli olan bir mineraldir. Başta beyin ve sinir sistemi sağlığı üzere er türlü hastalığa karşı koruyucudur
Protein sentezlenmesinde ve enerji üretiminde görev alır. Alyuvarların oluşumuna katkıda bulunur. Saç ve deri sağlığı için faydalıdır.
Bakır eksikliği, bakır açısından yetersiz beslenme, bakırın yeterince emilememesi ya da fazla çinko alımı gibi nedenlerden kaynaklanabilmektedir.
Bakır eksikliği; bağışıklık sistemi zayıflamasına vücut direncinin azalmasına, güçsüzlük, kansızlık, sinir ve asabi bozukluklara, deride yara ve egzama gibi sorunlar ortaya çıkmasına yol açar.
Kalp hastalıkları ve kalp krizleri meydana gelir. Ayrıca, saç dökülmesi, iştahsızlık, ishal ve çarpıntı meydana gelebilir. Kemikler ve dokuların yapısı olumsuz etkilenir. Bakırın aşırı dozda alınması, kanser riskini büyük oranda arttırmasının yanı sıra depresyon, şizofreni, bunaklık, hipertansiyon gibi ciddi zihinsel ve bedensel rahatsızlıklar meydana gelir.
GIDA ÇEŞİTLERİ
Zeytin, badem, fındık, ceviz, taze ve kuru üzüm, arpa, tam ekmek, bal, kuzu ciğeri, sarımsak, portakal, pancar, pekmez, brokoli, fasulye, sığır karaciğeri, buğday çimi, ceviz ,kayışı, mercimek ,yulaf ezmesi ,badem ,soya ,fındık ,mantarlar, tere ,limon. ve bezelye bol miktarda bakır içeren besinler arasındadır.
BOR: Bor sağlık açısından önemli bir mineraldir. Vücudun fosfor dengesini sağlar Kalsiyum, magnezyum ve fosfor mineralleri ile D Vitamininin vücutta korunmasına ve etkili bir şekilde kullanılmasına yardımcı olarak diş ve kemik sağlığının korunmasına katkıda bulunur. Beyin fonksiyonlarını geliştirir, östrojen hormonunun çalışmasını destekler. Borun bir diğer özelliği de doğal bir antibiyotik oluşudur.
Özellikle, kemik erimesi, migren, sinir hastalıkları, halsizlik, uykusuzluk ve kanser tedavilerinde kullanılmaktadır.
Bor eksikliği, D vitamini eksikliğine ve buna bağlı olarak da kemik erimesi ve zayıflamasına ve kemiklerin daha kolay kırılmasına neden olur. Eksikliğinde ayrıca, konsantrasyon zorluğu ve hafıza zayıflığı görülebilir. Yüksek dozda alınması zehirleyici etki gösterebilir.
Badem, fındık, elma, üzüm, çilek, hurma, şeftali, erik, patates, sarımsak, brokoli ve domates bol miktarda bor içeren besinler arasındadır.
BROM: Uykusuzlukta çok faydası vardır ve sinir sistemini rahatlatır .
Bu minarel,çilek,domates,elma,havuç,üzüm,kayısı,kavun,kereviz,lahana,pırasa,sarımsak,soğan ve turpta yeteri kadar bulunur.
BİZMUT: Özellikle Anjin, bademcik, farenjit larenjit, kulak burun boğaz hastalıklarında çok faydalı bir mineraldir. Nezle damlaları gibi ilaçlara katılarak alınırsa iyileşme etkilerini hızlandırır.
BROM: Sinir sistemini rahatlatıcı bir mineraldir. Çilek, domates, elma, üzüm, kayısı, havuç, sarımsak, soğan, pırasa, kereviz, lahana ve turpta bulunur.
KOBALT: Kobalt da vücudumuzda yer alan elementlerden biridir. Bu element kandaki eritrositlerin oluşumunda gerekli B12 vitaminin bir parçasını oluşturur. Bu nedenle vücuttaki kobalt eksikliği, eritrosit oluşumunu engellediğinden, “pernisyöz anemi” adı verilen ağır bir kansızlık durumu oluşur ve hastalarda bitkin düşme ile genel zafiyet kendini gösterir
Damarları genişletir, yüksek tansiyonu önler ve giderir. Sinir sistemlerini rahatlatır. Migreni geçirmeye faydası vardır. Kansızlığı giderir. Karaciğer ve pankreasın normal çalışmasını sağlar
Kobalt, B12 vitaminiyle beraber kabalamın bileşiğini meydana getiren bir elementtir. Pankreasta önemli miktarda bulunur. İnsülinin ve bazı enzimlerin sentezlerinde kullanılır. Yeterince B12 vitamini ihtiva eden besinler alındığında kobalt eksikliği görülmez.
KROM: Kan şekeri ve kolesterol seviyesini kontrol eder ve dengede tutar. Böylece özellikle şeker hastaları için çok faydalıdır, insülin etkisi yapar. Kemik erimesini ve yaşlanmanın etkilerini azaltır. Ayrıca, krom minerali vücuttaki yağı kasa dönüştürerek, kilo vermeye, vücut hatlarının daha düzgün görünmesine ve kas yapmaya yardımcı olur. Erkeklerde cinsel gücün normal olmasını sağlar. Damarların sertleşmesini önler. Kalp ve damar hastalıkları önüne geçer
Dengesiz beslenme sonucu oluşan krom eksikliği, huzursuzluk, halsizlik ve yorgunluğa neden olur. Kalp ve damar sağlığını olumsuz etkileyerek damar sertliği ve şeker hastalığı riskini artırır. Krom eksikliği olanlarda sürekli açlık hissi ve yeme isteği, tatlılara düşkünlük görülür.
Fazlası krom zehirlenmesine neden olacağı için bilinçli ve ölçülü tüketilmelidir. Bazı durumlarda baş dönmesi ve deri döküntüsü görülebilir. Özellikle şeker hastaları doktora danışmadan krom desteği almamalıdır.
Kara kovan balı peteğinde, Et, pirinç, yer fıstığı, üzüm suyu, peynir, buğday, süt ve süt ürünleri, yumurta, tavuk, mısır, mantar ve patates bol miktarda krom içeren besinler arasındadır. Ayrıca, ısırgan otu, civanperçemi, meyan kökü ve yulaf da krom minerali açısından zengin bitkilerdir. Sebze ve meyve kabuğunda bol miktarda krom vardır.
LİTYUM: Beyin için çok faydalı etkilere sahip birçok su sisteminde bulunan çok önemli bir mineral kaynağıdır. Lityum, içme suyunun doğal bir bileşenidir ve gözlemlere göre intiharı ve genel kötü davranışları azaltır ve uzun ömür sağlar.
Mmanik depressif hastalık tedavisinde ilk tercih olarak duygu durum düzenleyicisi olarak lityum karbonat tuzu kullanılır.
Türkiye’de yaklaşık 30 bin kişi tarafından lityum kullanılmaktadır. Tekrarlanan hastalıklarda lityum tabletlerinin ömür boyu alınması gerekebilir.
Lityum eksikliğinde psikolojik bozulmalar, depresyonlar, bunalım ve sinirsel rahatsızlıklar, dikkat dağınıklığı, kişilik değişikliği ortaya çıkabilir .Fazlası zarardır.
MANGANEZ: Antioksidandır. Sindirimde ve besinlerden enerji üretilmesinde yardımcı olur. Kemiklerin gelişmesi ile bağ dokuları için gerekli bir mineraldir. Tüm vücuttaki kırıkların yenilenmesini sağlar Sinir fonksiyonlarında ve Gelişiminde etkilidir.
Cinsel gücü arttırır ve kısırlıkta faydalıdır. Kanın normal pıhtılaşması için gereklidir. Romatizmayı geçirir Beyin kaslarının beslenmesine yardımcı olur. Kadın ve erkeklerde üreme sistemine faydalıdır.
Manganez yetersizliği, sürekli yorgunluk, hafıza problemleri, kısırlık, kilo kaybı, özellikle çocuklarda ve bebeklerde büyüme geriliği ve gelişim bozuklukları, kemik ve kıkırdaklarda anormal oluşumlar, bulantı, kusma, saçlarda beyazlaşma ve saç uzamasında yavaşlamaya neden olabilir. Ayrıca, diyabet ve pankreas bozuklukları görülebilir. Diyabet hastalarında vücutta olması gerekenin yarısı kadar manganez bulunmaktadır.
.GIDA ÇEŞİTLERİ:
Yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, kepekli tahıllar, fındık, ceviz, badem, avokado ,ince kepek, fındık ,kepekli ekmek ,badem, buğday çimi ,buğday, kuru fasulye ,kestane, kuşkonmaz ve çay manganez içeren besinler arasındadır.
MOLİBDEN: Molibden insan hayatı için temel elementlerden biridir. Molibden yoğun olarak karaciğer böbrek kemik ve deride bulunur. Yetişkin insan vücutlarında yaklaşık olarak dokuz miligram molibden bulunmaktadır .Karaciğerde üretilen enzimlerin yapısına giderek miktarı yapıyı artırır. Karaciğerde depo edilmesini sağlar
Baklagillerden fasulye mercimek ve bezelye molibden bakımından en zengin gıda kaynaklarındandır. Tahıl ürünleri ve kabuklu yemişler de molibden içeriği bakımından zengindir. Hayvansal ürünler, meyve ve sebzeler genellikle molibden içeriği açısından oldukça zayıftırlar. Molibdenin emilimi mide ve bağırsakta kolaylıkla meydana gelir ve boşaltı mı ilk olarak idrar kanalıyla gerçekleşir.
Yüksek seviyede molibden alımı yüksek oranda bakır boşaltımına dolaysıyla da bakır eksikliğine neden olabilir.
NİKEL: Pankreas bezesini çalıştırır. Şeker hastaları için önemli mineraldir .Havuç ,lahana, tere ,mantarlar ,ıspanak ,taze fasulye ,soğan ,incir ,kaysı ve kara kovan balı peteğinde yeterince bulunur.
SİLİSYUM: Zarları kuvvetlendirerek kanamaları önler. Organların vakitsiz yaşlanmasını, bozulmasını engeller. Beyin yorgunluğunu giderir. Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar.
Bu minareli hücre zarlarını kuvvetlendirerek kanamalarını inceler. Organların vakitsiz yaşlanmasını ve bozulmasını engeller .Beyin yorgunluğunu giderir .Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar .Buğday kepeği sarımsak, kuru fasulye ,enginar ve kırk kilit otu (at kuyruğu)
Musibetlere ilk seni yıkmak için kas kemik yapını bozar ve oksijenini keser yavaş kademeli sağlam yerlerini de yok eder bir cevap tarih ve zamanlar gelince yazılacak..
KIRKKİLİT OTU: Atkuyruğu Musibetlere karşı en etkili bugün içinde geçerlidir..
05 06 mayıs Hıdırellez ve kırk bitki toplanıp doğanın kaynatılır tabiatın çocukları içer şifa bulurlardı ,on dan dolayı kolay yoluyla olsun diye doğa tek ot verilir kırk kilit oto verilir doğaya hepsinin bir birleşimden silika silisyum dioksit ve tek bitki örtülerin için de ise silika atkuyruğu kırk kilit otu da bulunur.
“Kapı pencere acın yağmur olsa da enerjileri alın”..
Hiç bir yerde bulunmaz sadece sentetik yapılır.. Bu gün ise musibeti büyütür.. Asıl öyle değildi çok önce saklı olan şifa sizlere elçiler haberdar etti doğaya ol dedi sadece bu kadar..
Sonradan araştırılır asırlar sonra.. sonrası Latin harflerini alır..
Atkuyruğu: silisli asitler, sapanin, oksal, sodyum, potasyum, demir, alüminyum, koloid, mangan, reçine, acı maddeler, eqvisetin
Latince Adı: Equisetum arvense
Diğer adları:
At koruğugillerden; kök sapı ömürlü olan, nemli yerlerde yetişen bir bitkidir. Çay için toplanacak yaz sürgünleri Mayıs Haziran döneminde, henüz canlı yeşil rengini korurken, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. Bitkide sonbahara hastalık gözükebilir. Hastalıklı bitkiler toplanmamalıdır.
İyi kurumuş bitki gevrekleşerek çıtır çıtır kırılır. İğne yapraklar gövdeden kolayca ayrıldığında kuruma tamamlanmış olur. Yapraklar ovuşturularak saptan ayrılır ve bir örgüye serilerek 1 2 gün boyunca tam olarak kurumaya bırakılır.
Acı madde, saponin, tanen, silisik asit, çeşitli alkoloidler ve potasyum içerir.
Faydaları ve Kullanım Şekli: Damarları ve kasları yumuşak tutar. Özellikle, sporculara çok faydalıdır. Kanı temizler. Saçı besler ve kepeği önler, Saç dökülmesi, tırnak kırılmalarında fayda sağlar. Kronik öksürükte faydalıdır.
Sindirim sistemini güçlendirir. İdrar ve balgam söktürücüdür. İdrar torbasındaki iltihabı giderir. Ödem giderici etkisi de bulunmaktadır. Ağız ve bademcik iltihaplarında faydalıdır. Vücut direncini arttırır. Yaraların ve kesiklerin iyileşmesini hızlandırır. Böbrekleri temizler ve böbreklerde oluşan kum ve taşları dökmeye yardımcı olur.
Kaşıntılı egzamalarda, kabuklu, iltihaplı, kılları dökülmüş olsa bile, atkuyruğu kaynama suyu ile yapılan banyolar veya kompresler büyük yardım sağlar. Kemikleri kuvvetlendirir. Romatizma, gut ve eklem ağrılarında çok faydalıdır.
Damar sertliğini önler, regl düzensizliklerinde iç kanamaları önlemede ve durdurmada (burun, mide, barsak, akciğer, beyin kanamaları, aşırı regl kanamaları) kullanılır.
Sinir sıkışması, bel ve boyun ağrıları, kıkırdak sorunlarında faydalıdır.
Kırk kilit bitkisinin toprak üstünde kalan kısımları kurutulup kaynatılmak suretiyle çay ve gargara olarak ya da haricen kullanılır.
Pek çok faydalı etkiyi çay olarak içildiğinde gösterir. Ayrıca, Kırk kilit suda kaynatıldıktan sonra elde edilen su, haricen egzama, sivilce, yara, çıban ve kıl dibi iltihaplarına karşı kullanılabilir.
Bu su gargara olarak ise boğaz, bademcik ve dişeti iltihaplarına karşı faydalıdır. Kökler zehirli olduğundan toplanırken sürgünlere karışmamasına dikkat edilmelidir.
Çay: 1 2 çay kaşığı bitkinin taze veya kuru yaz sürgünü 150 ml. suda 3 5 dakika ateş görmeden demlenir süzülür.
Silika (Silisyum Dioksit) yaşamsal önem taşıyan bir mineraldir. Konuşma sırasında silisyum olarak da geçen silika atkuyruğu olarak bilinir.
SİLİSYUM: Zarları kuvvetlendirerek kanamaları önler. Organların vakitsiz yaşlanmasını, bozulmasını engeller. Beyin yorgunluğunu giderir. Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar.
Bu minareli hücre zarlarını kuvvetlendirerek kanamalarını inceler. Organların vakitsiz yaşlanmasını ve bozulmasını engeller. Beyin yorgunluğunu giderir. Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar. Buğday kepeği sarımsak, kuru fasulye, enginar ve kırk kilit otu (at
kuyruğu)
Uyarı: Tavsiye edilen miktardan fazla kullanılmamalıdır. Kırk kilit otunun bazı türleri zehirlidir. Kullanırken dikkat edilmeli ve uzman kişilere danışılmalıdır. Uzman kişilerden yârdim istenir.
Saklı şifa sırlar kitabin dan bitkilerin dilleri, bitki içindekiler ,7 bitki 16 bitki 40 bitki 52 bitki ayrı ayrı gönderilen şifreleri, bölümlerinden kısa alıntılar
BORON
Vücudumuzdaki ve kemiklerdeki kalsiyum ,magnezyum ve fosforun muhafazası için gerekli olan bir minareldir .
Boron bu 3 minarelin vücutta maksimum şekilde kullanılması ve muhafazasını sağlayan yardımcı minareldir.
DİĞER MİNARELLER; Stronsiyum ve kromur.
TOZ MAYANIN BULUNDUĞU VİTAMİN VE MİNARELLER :
B 1 vitamini, B 2 vitamini, B 5 vitamini, B 6 vitamini, B 8 vitamini, B 10 vitamini, B 12 vitamini, Potasyum,