• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
   

  SAKLI-ŞİFA

Evren dengesini yakalamak hasta olup çare aramak değil.

Hasta olmamak için hastalığa sebepleri yok etmek.

 Bu site geçek dili ve imla ile ”edebiyatcı tarih felsefe ve veya editor” taraflarından düzeltirilerek yazılmamış ve bu site yazarı “tamamen terçübesine ” göre yazmış olarak sunulmuştur. 

Yaşam şavaşını kazanan kazanacak güçlü ve hızlı olan değildir “ inandığı yolda doğrulukla doğrularla ” yaşama yaşatmak için sabır ile ilerleyen yaşamda başarılı yer tutar ve onu hiç bir güç kimse durduramaz defalarca yıkılsada saklı-şifa 
ENVİDA TOKEN CANLI GRAFİK
ENVİDA STAKE TOKEN
ENVİDA STAKE TOKEN
SİTE MENÜSÜ SAKLI-ŞİFA
SİTE HARİTASI SAKLI-ŞİFA
TAKVİM SAKLI-ŞİFA

TABANI YOK SAYANLAR SAKLI ŞİFA

TABANI YOK SAYANLAR YÜZ YIL  "SIRLAR KİTABİN DAN "

İnsanoğlu anlayamamış olmalı ki yüz yılı geçmişten bu güne gelen günü ebedîyi yaşaya çam demekten ve çırpınarak didinerek şimdiki zamana bakmış yüz yıl bitivermiş.. 
 

HER ŞEYE KULAK VER HİÇ BİR ZAMAN YANIZ DEĞİLSİN

YAZILIM TARİHİ 29 10 2013 CUMHURİYET BÖLÜMÜN DE TABANI YOK SAYANLARA ARŞİVLER DE

İnsanlar huzurluysa bilin ki orda “Allah” korkusu eşitlik, iman , ilim, bilim, edep ve adalet vardır. YANI KISACA Cumhuriyet vardır.

Cumhuriyet gücü “yaratanın adaletin” den ve insanlara vermiş olduğu güçten gelir

Bu gün “sahip ve sahip çıktığın topraklar,” ve “birileri birilerine bakarak birileri de birbirine bakarak ,biride birisine bakarak ,biride birileri birini beklerse beklentilerle  yer hazırlıyorsa” Vatan Bayrağa Halka halkı “yıkarak paraçalayarak sahiplenmek isteniliyorsa” bil ki , geleçek te neslin  diş güçlere enperyalızlere yayılımcı güçlere gelecek yıllar da köle ve esir olmaya mahkum dur “uyan uyanık kal her bastığın topraklar bas o güç sen de var var olan güç kudret güçündür “

“Allah Tanrı de zikret “

Çoban 

Yüz yıl uyutulmuş bir yüz yıl daha unutulmaya unutturmaya çalışılan “yüz yıl beş yıl önce bunda on yıl öncesi bunlardan otuz yıl öncesi hepsinden ötesi yetmiş dokuz yıl “öncelerinden de önce ben sen ve bitmeyen bir araştırma sonucu seçim seçmen seçilme için ortalama geçen zaman içinde “beş günde bir iki günü tatil “bu güne kadarda her o beş gün içlerinde seçim olur olmadı gene seçim diye barışmalar içinde yer alan ve kardeş kardeşi kavgalara çeken bu çektirenlerde kenara çekilip ve seyre kalmaları ortada “sofrada kumpir yanı patates fırında içine mayonezli ketçaplı ortaya sergilenen yaşam sizce” ne ,ne kadar daha bir yüz  yıllara yol almakta..

Bir yüz yıl öncesi bu günün tarihi o günün sarayları evleri yerlerinde durmaz iken ve şimdide yaşamları bir şekilde ilaçlar savaşlar hastalıklar yaş ortalamasını bu asırda “elli beş” yaşa inmesi sizce bu gün ila ev olsun ila bu da şu da olsun onlar oldu eşyalar olsun derken yaş bitti ev eskidi bu zamanın ve gelecek zamanın nesilleri de bu olmaz bu olur derken oldu bir yüz yıl daha geçer yaş ortalaması “kırk beş”..

Yüz yılar biter gittikçe gider sonra bu zamanda ve o zaman da ya diğer ülkeler küçük olduğu kadar bizden zenginler tarımda işte her konuda on de acaba neden diye sorarlar kendilerine nerde ne eksik ne fazlalık yaptık der der geçen yüz yıl..

Bir bakalım önce siz düşünün “yarın yarından sonrada devamını yazalım” bakın bakalım eşleşiyor mu sizler ayrı düşünürken bilin “gözleriniz bağlı bir şeyin peşinde koşmak ,elleriniz zincirli köle misali lunapark ta ki elde tokmak kafa kaldırana vurmak gibi işte burada gözler bağlı sıralanmış çanta misali hislerine kapılıp boş yerde zıplama ,zıplatma ,zıplat maya “bakalım “bu gün ve bugünden sonra devamı yazılasıya kadar” kol bacak gösterip popüler kara iken yüze yort çalan geçmişleri unutulmuş zannedilen pembe dünya insanıyla yarın yarından sonra yazılacak kaybolan servetler servetlerin peşinde olan dünya ülkeleri ile ne, ne kadar zengin olma neden olmuyoruz la eşleşiyor mu bir bakalım yarın yarından sonra devamı .

Araştırırken aklınızın uçunda olsun “dünyadan ne kadar zengin olduğumuzu” düşüncelerinize  bu cif noktalı kısmi bir yere koyun” fikir ve ideolojilerinizi önce kaldırın sadece ,vatan bayrak halk “olarak düşünün..

Çobanın tatili olmaz söz konusu vatan bayrak ise halk şuan tatilde deniz seyrederek palmiye ağacında özgürlük setresi atıyor ya tatil sonrası püf.  

Çobanın derki çobanın mesai saati sizin tatil gününüz olabilir ,sizin mesai saatiniz çobanı tatil günü düşünürseniz gene yanılırsınız hiç görmemiş ki tatil tam atmış altı yıl ” uyuma ,uyutma ,uyutulma bu iki arada kalır göz banttı eller zincirli sömürge köle esir işte bu da (ülkelerinde güneş batmayış) ülke oluşu ve nöbetleri ise gerek içerde gerek dışarından yetişen yetiştirilen nöbetçiler.

“Siz palmiye ağacın altında sanal özgürlük tadı çıkarırken bile”
Düşün bu dünyanın derdine bu ülkeyle eskiden beri evirip çeviren yetmiş dokuz yıldır başını yerden kaldırtmayan (dünya sahip olamadıkları devleti olmayan hükümetlerine lobilerine nasıl iş yapıyorsunuz diyen yüzleri kızarmıştan siyaha dönüşen diğer ülkeleri kışkırtarak her yerde yoğurt çalarak ilerleyen kişi ve kişilerin derdine acaba.

Bir çıban mı ,yoksa gelecekteki kuracakları ülkeyi tehlikeli ülkeyi yok etmek mi ,yada nasıl teslim alırız bu halkı mi ,eskiden evirip çeviren bazı kişileri yanına çekerek şan şöhret krallıklar vererek kışkırtan kaos sergileyenler mi ,şimdi uyudu zannedilen yavaş yavaş anlayacağı gibi anlatımlarla uyanan halka nasıl cevap verim diyen yöneticileri (hedef gördükleri kişileri nasıl alaşağı yaparız diyenle arasında mısın) yoksa” vatan bayrak deyip 15 07 2016 halk ve halkın demokrasi zincirler kırılmış göz bantları çözülmüş gibi misin Karal ver ki o bağımsız özgürlüğün devamı olsun  

He şey çok basit anlayabilmek her gecen gün korkuyla sona gitmek aç açıkta kalmak ölüm endişesiyle yaşamak sadece size gösterilen bir illüzyon asil korkutan şey ise akıl içinde endişeler aynı yenilme yenilebilme ne derler korkusu içinde bir satranç ta ki bir gelecek hamlelerdir.

Korkuyu bertaraf etmek ise en derin deki akıl ile korkusuzluğu çıkarmak tir kadere değil tekrar “var oluşa” ilerlemekte olduğunuzu bilmek bilerek emin adımlarla yol almak.

Buda doğuştan doğudan batıya doğru gidiş belirsizlik zannedilse de aslı tekrar doğuşa gittiğimiz kanıtıdır.

Gizemli sır çözülememiş gidilen yollara haberdar edilse de insanlık geriye bırakacak teknoloji yapay blok zincirinde insanlığın tüm bilgileri bir yapay zekâya toplansa da  insanlığın yaşarken bilgi eğitimleri yerine bir hapishane gibi dışarları görmemiş bir blok zincirine toplanması gelecek boyutlarda insanlığı ne kadar aciz olduğunu göstermekte her insanlığı %100 olduğu bir yapay zekânın %99 oluşu %1 eksilik ise hala başarısız oldukları gene bir kanıtı olacak..

Buda %1 içinde akıl içinde zerrecik aynı beş parmağın bir olmadığı gibi % 1 içinde mikronlara bölünmüş o mikronun içindedir “sır ise”  insanlığın ve yapay zekanın yok olma ihtimali oluşu ve endişesi ise “en az akıl içinde insanın” bile yapay zekadan üstün oluşu dur.

Bunu kavrayamamak ise yaşamda her geçen gün yarın ne olacak der endişesi kavramı yer alır insanlıkta.

Diğer keşifler ise bundan ki yapay zekaya et kemikten oluşan yapay zeka yerleştirmek gelir akıllarına bunun ilk adımları ise kendilerini ve (gelecek asırlarda yapay zeka ilah gösterir her şeyi bilen ) ve bu günden insanlığın akılını yıkayarak ülke ve ülkeleri kaos kışkırtma ile endişe yaşatarak korku salarak adım adım ilerleyerek savaş savaşlara girmeden yıkanmış akılları gladyatörlerle veya ülkeler içinde dönen dünyada insanlığı nefis pembe dünyalarına sokarak.

Özgürlük adı altında insanlığa dünyayı dar ettirirler insanlık yaşarken eğitime girmez (aynı yapay zekanın hapisteki gibi oluşu gibi hal alır) ve dışardaki palmiye altında  özgürlük altında olan insanlığa her şeye erişebilmeleri içinde hapisteki yapay zekaya bilgi ve insanlığın geçmişleri hakkında ve yaşamları hakkında bilgi göndererek insanlığı şimdilik patner ve veya ofis boy olarak sonradan et kemikten yapay zekaya teknolojilerle bu gün özgürlük altında yarın esir esaret içinde olmak sizce insanlığın acizliği olmak değil mi.

İşte burada tek bir konu var ki tüm insanlığı yapay zeka değil %1 akıl sizlerin % 1 aklınızı çalarak% birle %99 tamamlayarak sizleri tarihîleri sıfırlamak yeniden % 1 akılla kendilerini hangi tarikatlar ise var oluşu unutturmak yaratanı yok etmek ve kendilerini gelecek boyutta ise kurdukları kuracakları dünyada ilah tanrı  boyutuna ulaşmak ve ulaşmaları ise o düşünen akıl %1 içinde yer almakta geri kalan insanlıktaki %99 artık esir hal almış tır.

Bu tüm bilgileri bir blok zincirine yüklenerek dünyanın döndüğünü gibi deriz asıl ise ortalıkta bir deyimle “dolap beygiri gibi dönmek” aynı bir daire içinde her dönüş ise bir enerji kaynağını nefis boyutlarda harcamak harcattırmak içinde oluşumuz bunu keşfedilememiş oluşumuz işte bu da pembe hayaller püf püf olunca beden çökmüş hallerimiz yer alır ama gene azim le keşfederek insanlık doğuşa doğru yol alır bazen deriz ben bu günleri yaşamış yaşatılmış hal durumunda ise irkilir.

Geleceğe karamsar yürüyüş ise ortadan kalkar aslında var oluşa yürümek gibi hal alır geçmiş oradan gelmekte oluşu doğudan batıya gidiş batış son olmadığını tekrar doğuş olduğunu hisseder aynı zamanın aynası gibi işte ondan daha önceki yaşamışlığını hisleriyle keşfederek ruhlar aleninden yaşamı hatırlayamadığımız gibi, anne karnından yaşamı hatırlayamadığımız gibi ,tekrar doğuştan var oluşa yürümek gibi ,halde başka zaman içinde var oluşa doğru adımla atmak atmadan önce insanlık var olması için ne yaptın sorgulamasıyla başlar.

Tekrar başlar hesap hangi dünyadan geldiğini bilmeyerek yürür evren dengesine yakalamak ister adalet terazisi hassas ölçüm değer taşır geldiği dünyadaki gibi anne karnından geldiğini hatırlar ve gördükleri şey ise yaptığı ,yapacağı ,yapmak istediklerini yok etmek için geri dönmek ister ama nafile donuş yok aynı bu yaşamış dünyasında anne karnına giremeyeceği gibi halde aynı evrenin dairesel galaksiler dairesel güneş sistemi içinde dünyanın dairesel içinde döndüğü evrenin oluşumu tekrarı olmayışı gibi hiç sordunuz mu insanlık ne işe yarar ne den bu dünya neden buradayız ne den nedenle bir gizem içinde yer alır akıl % 99 kaybetseniz de  %1 kaybetmeyin her şey orada saklı..

Hatırlaya bildiğiniz kadar ve hatırlamak için insanlık hatırlaması için sizleri var oluştan beri esir etmekte hakimiyet içinde “Habil kabil “ kendi öz kardeşini yok ederek sonradan savaşlarla gitse de “eşitliği getiren şiht dengeyi sağlasa” da insanlık boyutunda savaşlar arkası kesilmeden gelse de gönderilen elçiler haberdar edilse de gene insanlık bir yolunu bularak kaos kargaşa altında dinler mesepler bölse de bir birine uymayan söylettiler felsefelerle tarihlerde ki olaylar , istedikleri şekilde yazılarak insanlığa öğretilse de o zamanların insanlığı kendi boyutunda akıl genişledikçe nefis şan şöhretler içinde ve “akıl içindeki blok zincirler ne yükleyerek aklı akılları yıkayarak istedikleri bu günün bilgi detayı yüklenen insanlık” bu günün insanlığını insanlık tarafından kaos kışkırtma gladyatörler ekonomi her değerler zenginlik ben, ben olma hissi olması insanlığın bu insanlığı bu şekle getiren insanoğlu olmuyor mu...

Her sefer savaşlar darbeler iyi kötü kötü iyi karma karışık düzen aynı düzen aynı ayna yansıması gibi yaşamışlığı tekrar yaşamak her şeye hazır olmak yerine hala hızla giden araba tekerleği tersine donuşu fark edemiyorsanız dünya ile eş dönen bir dünyanın döndüğünü de fark edemezsiniz ve gelecek gizemi hiç çözemez insanoğlu neden ben bu dünyadayım neden buradayım hiç çözemez ve aynı insanlık doğudan batıya yürümekle korku endişe ile geride bırakıldığı zannedilen kendi nefsi ile korku halleri içinde yerini endişe bırakarak neden savaşmadan göç yollarında oluşunu aklında ve toplum akıl işler işleri bitince geçince.

Geçiren zarara uğramış akıl gidecek yeriniz yok diyen akıl ise ,üstün akıllar tarafından gene korkutularak insanlık aklı savaşmadan esir esaret içinde yaşamaktan başka çaresi kalmadığını anlaması ,gelecek zamanlar da asırlarda aynı bu zamanın korkusuyla direnemedikleri gibi (yapay zekaya  %99 tek akıl  %1 ise ) insanlık aklı % 1 akla esir esaret olacaklar “o zamanın bu zamanı gibi insan topluluğu gibi “son yok son olması için insanlık kendi topuğuna sıkmak gibi haldir aynı aynanın yansıması her şeyi tersten okunursa bir daire şekli gibi bu günden geçmişi gelecekten ne olacak hiç değil” gelecek asıl geçmişten bir şeyler söylemekte ve hatırlatmakta” farkına varılmaması.   

ANLAMAK ZOR OLSA DA GELECEK GEÇMİŞ HABERDAR ETMEKTE
Neden yaşıyorsunuz sorusu ise filim şeridi gibi akıldan geçmesi  

HER HAREKET SAKLI ENERJİ
Var olan insanlık gücü anlatmak her yaşamda bir yerde başlar iyi bir enerjiyle zamanlar ise kötü enerjilerle dolar nefis doyumsuzluk hep oyun oynar iyi olanı çalar çırpar eksik olarak bu daha iyi der satar yaşam ve enerji içindeki ruh enerjidir o her şeyi yerli yerine koyar..

Derler neden piyasaya sürmüyorsun, derim hey arkadaş bu kadar akü elektrik şebekeleri varken ve o kadar insan içlerinde güçlü akımlar var ki sana dış dünya hareket enerji vermez seni alaşağı yaparlar “sadece çoban kendi dağında, kendi ihtiyaçlarında kullanır enerjiyi ”

Bu gelecekte dünya savaşı çıktığı zaman da acil elektrik üretmek içindir bil ki yaşam hayatta yaptığın işler ne olursa olsun bu dünyaya uymaz gelecekteki yok olacak dünyaya ait bu gün birileri yapar çizer planlar gelecekte kötü enerjiyi görür yaşam şarjına balar bir enerji gelerek birileri okur acil yaşam ihtiyaçlarını sağlar....

Muhabere ne kadar teknolojide beşinci boyut küvetlide olsa gene eski 7 8 9 telsiz kurtarır...
 
Sen ne olursan ol şeytan maske takmış zenginler kulübündeysen.. Bir yere varırsın...Oda gençlikte de yapmadık gelecekte de yapmayız yapamayız gelecek için korku paniği kötü enerji sağlar . 

Neden yapamayız dersek seni işine taş koyarlar kendi akrabaları varken havuzlar açılır milyar krediler verirler yapsan da iç ve dış dünyaya dik durmaz isen hiçbir şey elde edemezsin bu sefer onların demokrasisi çalışır seni alaşağı derler iyi iken olmuşun kötü bak etrafına dik duran ülkeye dev ülkeler hedef oku oluverir . 

“Kısa bir örnek şimdi sevilen tüpüler olarak seçmiş seçilmiş güzel şeyler yapmış olabilirsin işte burada başlar bir şeyin akılda kalması için zamanın bir günün içinde önce seni kötülerler sonra tüm oklar sana çevrilir sonra öyle bir oyunla zamanı geleceğinde ve kötü iyi arasındaki zamanda  önce kotu imajlar bırakmışlığın sonra o ara zamanda bir den tekrar iyi olmak insanların kafasında soru işaretleri kalkarak artık o en güvenilir olur kötü iyi olmuş az gitmiş iyi olmuş kötü bu dünya da ve gelecek dünyanız da hep olacak”.. 

“Örneği şöyle bu gün görsellere çıksam dünyanın en güzel ürünü yapsam her kes dikkatle dinlese dinlerken idea edilen şey kötü çıksa o gün herkesin o şey neyse kafada kalır bu da yerler silinse de izi kalır şekli olur az gider uz gider bu seferde en güzel saklanmış şeyi ortaya çıkararak o kafada kalan şey artık hiç silmeyecek hal alır bu bir akıl yıkanma eri alır iş geçer gen yanıldık dense de insanlık gene aynı oyunlara maruz kalır” 

AKILDA KALACAK TEK ŞEY HEP TEK HAMLEDİR İŞTE BİTMEYEN SONSUZ ENERJİDİR İYİ VEYA KÖTÜ İSE İNSAN ELİNDEDİR..
“Eskimiş bir demokrasi eskiden beri gelen değişken demokrasi içine bir bakın” 
Bu sefer ülkeler arası diğer dev görünen ülkelere sana ne oluyor deseler de o ülkenin yönelimini dış güçler al aşağı eder arka perde oyuncuları ise yeni adam koyarlar söz dinleyen az gider uz gider kabul eden yeni tasmasını takar fayda etmeyen tasmayı çıkarırlar ağız konuşamayacak koruma tasması takarlar. 

Hiçbir enerjisi kalmayan da çıkar demokrasi altında halkı toplar toplar toplamasına da yeni tasması takılana hastalıklı virüs aşılarlar Mumhanesin de der hastalık teşhisi koyarak suikast kurban gider sonrası kısa zamanda unutulur. 

ARTIK DÜNYA İNSANLIĞI ÇARESİZ YOK EDİLME ASIRLARINA ÜLKELERİ YÖNETENLERİ ALAŞAĞI EDECEK İYİ KÖTÜ KÖTÜ İYİ KARIŞMIŞ KARIŞIK ZAMANINDAYIZ 

Demokrasi 2500 yılık felsefeler eski Latin zamanlarına dayanan bu gün o zamanın zengin güçlüler bu günün aynı temelde oturtturulmuş evrensel insan hakları çıkar nefis aynı yolda ise eski düzenler aynı yolu izler hep gelecek zamanlar ise geleceğin aynası olarak geçmişleri geçecekleri gösterse de insanlık uzatılan ipte yürüyecek. 

 “Ta ki gerçek beden enerjisini ya kalasıya kadar bu da hep bir birlikte doğan ışık kurtuluştur bu da tarihte olmayan gelecek yıllarda tarihi sıfır demokrasi enerjisini yakalamasıyla başarı sağlar”. 

Demokrasi ve evrensel insan hakları sıra ile gelse de bir kişiye demokrasi yoktur nerde görülmüş bir etrafınıza bakın veya evrensel insan hakları  güçlü ve oyun oynayan korkuları bir değil birden fazla olan bunları çıkartılan kanunlarla al aşağı ederken başka ülkeleri ve ya ülkeye düşman ettirerek bir ülkeyi yok ederken o bur ülkeyi de zayıf düşürerek ve bazen de içerden dışarı destekli kaos veya planların içinde yok ederler ama bir değil ülkenin yarıdan çoğu ses getirirse düşmanın korkuları odur ki hep bir dahaki zamana der bırakırlar.  Demokrasi olur 

BAZEN BU DEMOKRASİ DEĞİŞİR VE YER DEĞİŞİR AYNI  1960 1980 2016 

Yoksa birler nefis çıkar peşindeyken çoğunluklar aç açıkta kalır ve yok ederler aslında zaman gelince de o birler çoğunluğun içinde çıkar sonra adına demokrasi denir veya insan hakları der bazen de evrensel hak der dururlar bunlar hep kötü ii iyi kötü enerji sağlarlar. 

Demokrasi olsaydı hala eski demokrasi eski felsefeler eski ideolojiler düşünceler düşünürler eski düzenleri düzelterek yeni düşünürlerle bir asırları asırlar içinde getiren zamanı eskiye göre iyi kötü kötü iyi asırlara uyum sağlayarak yaratanın vermiş olduğu akıl ilim içinde bilimi keşfederek (sahte düzen bozar) nefis çıkar peşinde olmazlardı. 

Bu asrın demokrasisini gerçek yaşarlardı eskiden beri gelen kötü enerji demokrasisi var oluştan beri gelen kabil savaşlar çıkmaz ve gelen elçiler gerçek hak demokrasisini silmezler yakmazlardı eylemler den ziyade yaratanın buyruğunu insanlığa beyan ederken o zamanların demokrasisi bu güzel elçilere zülüm etmezlerdi ve 2500 yıldan hatta para bulunduktan beri gelen bu yaşamışlık demokrasisi sadece zenginlere demokrasiyi bir güçlü silah olarak kullanılmaktadır . 

İşte buda para varsa demokrasi var daha var olması içinde oklar çevrilir ,tüm ülkeler bunlar olmasaydı “gerçek demokrasi olsaydı” bu sevgi kötü sevgi olur muydu bu yaşam kötü yaşam olur muydu ve veya nefis çıkar demokrasisi olur muydu. 

BİR SORGULAMAK 
Bir bakalım ,para için de hasta hastalıklar danışmanlıklar savaşlar lobiler ilaçlar gerçek demokrasi si ve insan hakları evrensel yerinde para olmadan nasıl çalışırdı çalışmaması içinde de tüm kötü enerji güçleri kullanarak bu yaşamışlık yaşam için de her şey yerinde olsa sağlıkta içinde para olur muydu kaos ve endişe olacak ki çıkar demokrasi ağacı alında ve adı altında şeytanı güçleri doğacak 

Demokrasi dedikleri yer sadece onlar için o zaman bir arena idi aslanlar gladyatörler araba savaşları adına spor dendi ,”şimdi dünya arenasının” içinde her oluşum var saymakla bitmez eskilerin yaşamışlığını tarihler felsefeciler bu nu yaz dedikleri içindi her nesil yazdıklarını öğrendi ama son defterler kitaplar okunmadı okunsa da şimdiki zamana eşleşmiyor “eşleşen sadece adı olan demokrasi “ 

Seyirciler ise gene dünya içindeki pembe dünya içindekiler bir ülkeyi kuklacıların  kuklası kuklanın kulası da kendi ülkesini  kuklası iç hainler başka güçlü devleti zayıflatmak amaçlı oradaki insanları göçlere zorlayan yok eden ve hala kuklacılarda başka ülkelere kuklalarını oynatmaya başlarken sizler bunları yapanların ne ,ne kadar gerçek demokrasiyle eşleşir. . 

”Bu dünyada kim görmüş ve var olduğu gibi yazılmayan yazdırılan gibi yazılıp okuyan okutulan ne eski asırlarda ne de bu asırda görecek” 

Akıl sorgulaması yaparken o aklın çalışması için ya şarja takın yada beben içinde su kaybetmişlerinizle akıl içinde yönetim panellerini oksitleşmiş panelleri doğru akımla  yenileyerek bu akımı sağlayacak tek yapabilecek ve doğru enerji sağlayacak doğru akımı yakalayarak zaman aynasında kör noktalara bakarak gelecek zamanları geçmiş yüz yılı yeni yüz yıl içinde tekrar yenilenen akımla doğru akılla da daha güçlü yol zirvelere yol alarak hep bir demokrasi ile çoklu demokrasi mekanizması mekanizmalar la çarklar işler işler.. 

AKILDAN HİÇ ÇIKMAYACAK 

”Sağlık var ise kaos yok ise savaşlar yok ise her şey güzel olsa para olur mu” 
İşte bu denge ise nefis çıkar parayı bulmak güçlenmek için biz insanoğlunu bu dünyada araç içinde kullanılmakta kim kullanmak ta oluşumuz anlamak çok basit oluşu ve zor oluşu (ben olmakla) başalar oysa iyi enerjiyi bulmak akıl içinde her hareket bir enerji olduğu gözle görünmekte. 

ZAMAN GEÇSE DE 

Sadece vakit zamanı bekleriz geridekilere not yazarak.. Helal lokmanda kapsül olursun birileri gelir barut verelim der, ”maazallah yaratanından korkarsın” patlar bir gün yok olursun..Ne geleceğini ne neslini kurtarırsın.. Az mı çektin diyenlere çocuğun ve yeğenlerin var diyenlere, şöyle bir bakarsın. 

“Barut vardı çekirdek yoktu bazen de çekirdek vardı barut yoktu şayet her ikisi bir gün olursa bil yaşam demokrasi için tek atımlık var” 

Benin üreteceğim ürün üretemediğim için bir şeyler bırakamadığım için beni yıkmaz, şu dünyaya gönderilmişim ama geçici dünya da dünya malını bir türlü anlatamamış olmak beni yıkar zaman öyle ki geçmiş zaman hatırlansa da giden zaman ve gelecek zaman içinde şimdi yaşarken yaşamışlık hatırlanmaz giden zaman ise gelecekten yaşamışlıktır  

Biz ona deriz kader ve alın yazısı, olacağı varmış ve ya yokmuş ,kısmet değilmiş der asıl ise yaşamından sonuna kadar önce den yazılmış olması sen ne yaparsan yap ağzınla kuşlarda tutsan senin kendine marifetin zaman ve zamanları değiştiremez sin.  

İşte bu güne kadarda gelen uygarlıklar ve bundan sonrada gelecek yaşam tarzları var olan zamanı değiştirebilmek içinde de olanlar “ilim içinde bilimi aramak yerine bilim ile ilmi yok ettirmek” ve yapay zeka ile gelecek yüzyıllarda ve sonraki asırlarda evren dengesini kaybettirmek kendilerine tanrı ilah etmek için %99 teknoloji akımla % 1 akıl üstü akıl ise tek atış barut çekirdeği topuklarına sıkmak gibi olur olsa da bir zamanlar sonra her iki akım çakışır var oluş büyük patlama gibi insanlık hal alır. 

Sadece bu mu veya insanlık için ne yapsan da yap kurşun geçirmez yanmaz levhada yapsan koruma kalkanı da yapsan da sadece kendine kullanacak kadar yapabilirsin ve ya ihtiyacın kadar yaparsın..

Ona da gerek kalmaz nefes aldığın gibi vereceğini biliyor biliyorsan eğer , ölüm seni nerede olsa yakalayacağını biliyorsundur ve veya tekrar bilmiyorsan bil neler yapsan da, ölüm bulur seni.. Kaçamazsın.. 
 Tabanı yok sayanlar 1956 Yüz yılın devamı

Çöldeki vaha ..susuz kalmak serap görmeye başlar .Aslını araman serabı yeşil vadiye dönüştürür. Neslin için oku.. Yanız kalmak dağlardaki yaşam yaşatmayı doğayı yaratılışını yaşamı görmek bakmak Kuranı okumak gibi dir..ölümü son mektubu hatırlatır .Bu insanca sevgiyle sarılıp hiç paylaştınız mı.. Bir tebessümü.. 

İşte buda şu asırda demokrasi dedikleri şey bir şeye adlandırılan aynı doğuş ilk ismin gibi tüm isimlerin bir tek yerde toplanması ise bazen nefis çıkar düşünenler olabilir ama sonn8unda o kan töre kültür yeri geldi mi yeni bir ad alaz temelden var oluş Halk gücü halkın gücü uyanışı olur adı vatan birliğidir kardeşliktir.. 

Şeytan bile ezelden beri bu insanlık gücünden ne nerde olsa korkar tam 99 yıldan beri bu hava sahasında dolaşsa da bu sefer oldu ile başlar arkadan gelen tufan bora soğuk suyun şakası olmaz gibi şeytan ateşi duman olur buharlaşır şeytan şaştığı gibi gider şikayeti Azrail’e o der onlara karışılmaz onlar kendileri gelir sen ,sen ol bu hava sahasını terk et geldiğiniz gibi gider bu seferde başaramadık sözleri ile mırıldanarak  gidersiniz.. 

Mırıldanırken ses çıkarmayın aslan ve yanız dolaşan kurtları uyandırırsınız uyanırlarsa (sen şeytanken şeytanların aklına bile gelmeyen “onların karşısında” maske takmış insanlık nasibi almamış lığınız timsah gözyaşları döken şirin mi şirin melek olursunuz)  koşar insan hakları evrensel demokrasi örümceklenmiş kurumlara gider dertlenir ve masa başına geçer bir yüz daha planları yapar yapsanız da nafile şimdiden söylemesi var git işine nerde ne yaparsan git nerde çıkartılmış ise oraya.. 

ŞİMDİ ZAMANI BU VATAN KARDEŞLİĞİ BU VATAN TOPRAKLARI

BU ANADOLU TOPRAĞI İnsanlığı kardeşliği sevgiyi saygıyı Havası suyu enerjisi sıcak su gibi kaynıyor çünkü sağlık kaynıyor .Senin baktığına herkes bakar, ama senin  orda göremediğin benim gördüğümü göremez. 

                  "  İnsanlarla konuşun insanların akıllarının erebildiği kadar." 

 GİDİP GÖRMEK GÖRÜP TE GELMEMEK

Biz hepimiz şunu söylemek isterim her kez konuşur sizler bir evin ,bir arsan ,bir tarlan ,bir yazlık ,bir yayladık gider, yıl boyu anlatılır, senin olana sahip çıkarsın ve kimseyle paylaşmak istemezsin… 

Söylemek isterim toplumda kaç kişi bu gün için doğuya gidip şifalı sularından sağlık aradınız ,kaç kişi gidip Yaylalılar dan şifalı bal ,yöre insanlarına gidip sohbetler  ettiniz gidip yemek kültürlerini  töresini ,gördünüz tattınız …Doğuyu batıya batıyı doğuya töre, kültür tanımıyorsak oraya gidip gördüğümüz yerleri  yaşamıyorsak.. …Şunu bilin doğuyu batıya ,batıyı doğuya görüp tanımıyorsa o yerler bizim değildir…
 
Ama benim dir çünkü havasını suyunu enerjisini salığımı ne önemlisi  insanlık doğu ve batıdan alıyorum…..Çünkü İnsanlık alıyorum, Enerji topluyorum...Ben tek başıma aldığım enerjiyi  sizlerle aldığım gibi paylaşıyorum ..İşte bu topraklar benim biye bilirim ben var oldukça benim gibiler var oldukça ne doğuyu ne batıyı alırlar….Biz oralardaysak onlar olmayacak tır…..İzletilen sadece Korku filimi izletiyorlar, oyuncular ,aktrisler, figüranlar yabancı aktörler orada ,buyurun filim setine…
 
Sizlerin gönülleri orada ama unutmayın onlarda sizleri bekliyor. Diyecek siniz can güvenliğimi.  Güldürmeyin kimin can güvenliği vardı 15 temmuzda…

Anadolu toprağın yaşayanların Enerjisi vardı o yeter Artar bile….Yoksa enerjiden şüphemi ediyorsunuz kim kazanırsa ondan yana mı….YOK  Öyle değil Beyin deki zerrecik kardeşliği ağır bastı virüs girmedi emin olun…

EYYYY Adil denilen …. Avrupa da yaşayanlar veya Dünyanın neresinde olursan ol…Sen yabancıysan yabancısındır…. 

Türkiye deki  insanlığı göremezsin….. Şanzelize , Nord  ta kahve içmek için ordaysan ona gerek yok , Diyarbakır bakırcılar Çarşısı, Şur da ,bur da ,Kahvaltımı Mardin ,Urfa, Elazığ  da ,Su mu  Van da var, Venedik e tek kürekliye gondola binmek mi,    ,hayalin de fors mü ,şan, şöhret mi  El üstünde tutulmak mı, ONA Gerek yok eninde sonunda el üstün de tek kürekli değil ama dört kürekli ye binecek sin… 

Ha bunu da söyleyeyim yolda parasız kalırsan her kapıyı çalma orası TÜRKİYE DEĞİL. Sana adres olarak hayim ve ya kiliseyi gösterirler….

ANADOLU TOPRAĞINDA her kapıyı çaldığında tanrı misafiri olarak karşılarlar bu nu hiç mi hiç AKLINDAN çıkarma…..Sadece Töreyi  bil yeter…..
 
 GÖNÜL İSTER SADECE HAYDİ….

Tüm otobüs firmaları, tüm uçak firmaları ,tüm tur operatörleri .tüm hoteller, nice şirketler var

haydi paylaşın doğuyu batıya ,batıyı doğuya sadece ve sadece tanışıp töre kültür düzeyi paylaşmaya var mısınız haydi geçler. 

Bu Anadolu toprakları sizin .sizler oraya gidemezseniz de onları getirin sadece hükümetlerden devletten beklenmez bu gönül işidir sevgi işidir iş saygı sevgi erdemlik işidir. 

       “iş gönüldedir çoban sadece konuşur ,ama imkanım olsa yapacağım budur”
Dünyanın Enerjisi Burada TOPRAKLARI Ondan isterler Ondan sonra insanlığı insan olmayı yok ederler 

Duyurdular halkın arzularını yerine getir ,onlara güzel övgü de bulun tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir. 

Çünkü yaptıkları güzel işler çokça zikretmek yiğitlikleri hareketlendirir geri kalmış olanları işe teşvik eder öncelik le tanıtın. 

Her kim “Allah yolunda” yürüyen  kimseyle  uğraşılırsa bilsin ki . Parçalanacak ülke beklerken parçalanacak ülke olursunuz “ Allah” yolundaki samimiyetiniz  yok ise İçinizdeki parçalanma zamanınız  gelmiştir. 

20 Milyon altın verip devlet kurmadık, bedeller ödendi atalarımızın kardeş kanları dökülerek kuruldu bu topraklar.

Bu topraklara vatan bayrak ve namus  için bedel ödenecek se vereceğimiz can ve kandır.. 

             “Sadece Dağlarda yaşayan çoban gerisini siz düşünün”
                                           Bir gider Bin gelir”  
  
BUYRUĞU DUYURDULAR ZAMAN İKİ TÜRLÜDÜR.

Bir gün lehine ,Bir gün de aleyhinedir Dünya elden ele gezen bir yurttur .Her ne kadar zayıfta olsa ondan senin olanlar sonunda sana ulaşır her ne kadar güçlüde olsan zararına olan şeyleri  kendinden uzaklaştıramazsın. 

Kaç para kaybettiğim değil, Kaç insan kazandığım önemli. Parayı kolay kazanırsın ama insanı zor. 

 24 SAAT
İnsanlar yaşantılarını 24 saat yaşayan sinekten evrende az yaşadığını bilseydi hayatlarını dolu başarılı ,”Hak ,Hukuk tanıyan, Töre, Kültür, Din, Bilim ,Evrensel yaşam enerjisini” çıplak ayakla bastığı toprak kendi canı yandığı gibi onun da canı yandığı hissedip yandığını bilseydi bu dünyada her şeylerini  paylaşırlardı.. 

                  “Her şey kapıda… Ama nafile geri dönüş yok” 

 İSTER İSTEMEZSİN BU GÜN NE OLACAKSIN
Bu gümde sabah oldu sabahlar gelecek dur diyemiyorsun vakit geçmesin diyemiyorsun yarın hemen gel diyemiyorsun. Kendine sor .Dur durmuyorsa gel gelmiyorsan . 

BU TELAŞ NE.

Yapacak işin yok, gurbetçiye yolda kalmışa, gerçek istemeyen evsize bak ki ,dağları aş ,zamanları durdur ,yarınları yakala ,bak gör zaman faktörü yok olacak ,yarınlara daha güvenle bakacaksın, her boş vaktin dolu saatlerindir, her boş vaktinde yarın gelmesini istemez dolu vaktinde bir an önce vakit geçmesini istersin, karar ver bu gün ne olacaksın ,gül koparıp defter arasında kurutup sevmek değil ,hayatı boş görmek değil ,yaşatmak yaşama inanmak için her sene gülü dalında görmektir. 

24 saat doldu veya dolmak üzere boş zamanınız doluydu ,zaman doluydu, dolu zamanı ne ,ne kadar boşalttınız ,hiç yarınlara ertelediniz, işte insanoğlunda boş her zaman doludur ,sadece yarınları düşünmek gerekir dense de o anı dolu boşaltmadan ,boşu doldurmadan yarınları düşünemez ,ne olacak kendine yardım edemeyen kimseye yardım edemez, niyetin dünyayı kurtarmak ise, işe kendi dünyanla başla, yaşamak kendi kendini yapısal yapında töre kültür ahlak ile adam etmektir ,zeka ve bilgiyi kullanarak etinden ,kemiğinden kendi heykelini yapmaktır." 

Benlik , Senlik Her kez Bu dünyalık için yarışta Bu ne çaba Bu gün herkes el üstünde Gidecek ,yağmur çamur demeden  beni taşıyacak 4  arkadaşın olsun yeter.
 Geçmişten gelerek  Vatan bayrak halkı için şehit düşen şehitlerimin   
                                          Ruhuna Fatiha.. 
                   Yaralıların acil şifa Allahtan dileyim ve isteyimdir…
 
"TÜRK' Türk toplumunda yaşayanlara insaniyetten evvel Türk toplunu yaşamak için yaşayanları yaşatmak için milletini toplumu düşün dür. 

İnsanların insaniyet dedikleri şey, göz boyamak için icat edilmiş bir boyadır sadece kuklacıların ipine bağlanmış insanoğlunu pembe dünyalarında sahte cennet krallık vererek sahte plaket kahramanlık la ödüllendirilir. 

İnsaniyet maskesi taşıyan öyle milletler kurumlar vardır ki emirleri başka, başka yerlerden alarak paravan şirketlere çalışır güçlü ülkeler kendi gölgesin den korkar hale gelişi sebebi ise o gölge ve sayelerin de emir alarak insan insanlık içine kaos fitne atarak insanlık içine karışır öyle insanlar vardır ki maskelerinin altında canavarlar yaşar insanlık bir birlik olmaya değil sadece şu ana kadar nefis çıkar endişe içinde insan yaşamını sokmaları onlar için bir silah insanlık içinde ise karamsarlık fitne eşliğinde İnsaniyeti gören olmadığını illüzyonlarıyla ya uyuturlar yada bir ipe bağlayarak kuklacının kuklası olur. 

Allaha tanrıya , insanlığa sağlam süreklilik sabır irade gücü güçlüklerde ,sabrını, tahammülünü ayni zamanda gayretini çabasını mücadelesini yaratılışa dinler arasında dualar edilse de insanlık olarak yurt bayrak yaşadığı toprakları içinde şükür ve yaşam mesuliyet duygusu ver dense de o mesuliyeti  içinde yurdundan inancımdan eksik etme. 

Akıl birlik içinde zaman asra uygun düşüne bilme akıl içinde şeytanı fısıltıları uzak nasip etmesini ve en büyük küvetin Türk nün yurdu Türk topluluğu içinde bir birlik içinde insanlık için ırk din nesil içinde birliğimizi ve asırlar ,asırlar içinde zaman zamanlar içinde (bilim ile ilmi yok edecek şeytanı iblislerle dünyayı istila edecekleri)  birlik beraberlikle bertaraf etmek Türk aşkı öğret bu aşkı da aşkı Türk toplum aşkı olduğunu öğret" 

Dünyanın korktuğu korkarmış gibi korktukları bir varlık olmasa da korktukları kendi hazırladıkları şey ise insanlığı balcık çukurlarına çekmeleri bu nu anlayamayan insanlık kendi içinden arkandayız deyip insanlığı her iki tarafa da çukura çekmesi bazen müttefik olurlar bazen arkalardan zil calip oynarlar bir kurumun en güçlü ordusu da olsa da hala güçlü orduyu yok etmek için yurdu parçalamak için akıl beyinleri yıkanmışlara güçlü silah lobileri danışmanlık hizmeti müttefik dedikleri ülkenin düşmanlarına yardım ederler. 

İşte dünyanın iki yüzlü maskesi altında insanlık nasibi almamış insanlarını bir şekilde kandırılmış kandırmış insan topluluğu hal durumları sergilenmekteyken göremeyen gözler ise gelecek nesillerini köle etmek için bir avuç insana kanmış bir topluluk işte bir avuç insan için ve bunlara kananlar için sabır küvet ver Türk ,Türk toplumuna  

ARŞİV 15 07 2016    O İŞARET

Hayatım boyunca doğdum darbe içinde geçti, gençlik ve askerlik darbe içinde geçti, aradaki çerezler kararlar, şu zamandaki darbe.. Bu bir kıyımdır.  
 
Dava sen ben yaşama değil sadece öldürmekten anlarlar sadece devleti işgal etmek.
Geçmişte yapamadıklarını içerden yetiştirerek yıkmaktı oyunları erken bozulan sanatçılar masum asker polislerimizi oyuna alet ettiler asker polisi yok edersek işgal ederiz. 

Halkı Pembe rüyalara sokarız Halk 1980 darbesi gibi yorgundur uyuturuz hesabı yapmaktayken önceden ve sonradan demokrasi dedikleri şeyin halkın gücü bir halkı görünce Bir Türk OSMANLI  tokattı bir daha almak onlara evrende yıldız saymaya ve veya ben evrene gittim geldim mi deyişleri kaldı. 

Geçmişten hatırlatma Türk Osmanlıyı yenemeyeceğini  anlayan İngilizler ve dünya anlayınca bu sefer kaos fitne hesabına girişirler sizleri Türk Osmanlıdan kurtarıp krallık vereceğiz der hikayeleriyle oyalatırken ve krallık verir ve sonra alır ve kralı da öldürür hep hayatları oyunla savaşı kazanmışlardır ve oyuna gelenler son yüzyılın esiri olmuşlardır.

Yüce rabbim yaratan masumların duasıyla iman , inanç ve ulaşılması zor bir tarihi bir sesle ve iletişimle yarattığı insanoğluna duyurdu ol demesiyle her şey oldu sadece düşünün. 

BİLİNMEYEN HESABI UNUTTULAR HALKIN NE AKSİYON

Yapacağını Türkün doğarken asker olduğunu atlamışlar tek bayrağını tek vatanı ekmeğini aşını yedirir mi zannettiler şimdi birlik zamanı beraberlik zamanı vatanı bayrağını düşünüyorsan sarılma zamanı diğer sahneleri bozma zamanı dünyayı ayağına getirme zamanı kıyamete biraz vakit var hatırlatma zamanı…..
 
Sevdiğinin gözüne bak ertesi günü 15 den 16 yı düşün Onun için milletçe el ele Tek vatan Tek bayrak 

Hayatım boyunca da okuduğum kitaplarda ve yaşadığım 2 adet baş komutanın sözü
1-        1919 dan 1922 BAŞKOMUTAN HALKA ATATÜRK Ya istiklal ya ölüm Orada Türkü ,alevisi ,lazı ,kürdü ,Yörük, Çerkez, Rumeli’si , nineler, dedeler, savaş meydanındaydı hep si oradaydı ve vatan için halk kazandı. Tek BAYRAK ,Tek VATAN için. 

Evet o zamanda vardı muhalefet, ülkenin her tarafını sarmış içerden o ülkeleri kabullenmiş kabul edenler bile vardı mecliste “Mustafa kemale” sen askersin ordunun başına geç dendi ağız ucuyla “Mustafa kemal” biliyordu arkasında halkını ama gene meclisse sizler baş komutanlık verirseniz ordunun başındayım.. 

Verdik dendi biliyorlardı zor savaş olacağını hiç tahmin etmedikleri bir şey vardı komutanlık almadan önce emanet bırakılan ülkeyi çoktan askerini yerleştirmişti doğuştan o ana kadar cephede bir vatan aşkıyla bir asker oluşu düşmanın her hamlesini bilen bir komutan kısa zaman içinde aldı ve geldikleri gibi gittiler.. 

2- 2008 den 2014 2016 BAŞKOMUTAN HALK ve Önderiyle Ya demokrasi ya ölüm. . Orada Türkü ,alevisi ,kürdü ,lazı ,Çerkez’i, Yörük, dadaşı ,gak kuşu ,Rumeli’si ,nineler dedeler , kısaca ,vatan millet Meydanlardaydı oradaydı tek bayrak tek vatan tek millet .TEK DOĞRU Çizgiden-----------------------------YÜRÜMEK. Kazanan Halktır Halk gücü kazanmıştır halkın çoğunluğu bir ülke önderi getirir işte o işaret gelir vatan bayrak içindir . 
             Bir baş komutanlık anlamı bir daha çıkmayacak anlamı değildir
                   Bu bayrak vatan halk için içimizden hep var olacak 

Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin manevî varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. 

Başkomutan ya da Başkumandan, savaşta bir devletin bütün Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerine komuta eden en büyük komutandır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Cumhurbaşkanı'nın, TBMM adına temsil ettiği kurumdur. 

Olağan halde meclis toplayıp Başkomutan mı atanacak atayalım ondan sonramı yapın denenecek vatan bayrak halk için bir zaman yoktur . 

              Bazı kararlar vardır bekleyerek yapılır. Bazen de bir iletişim kafidir 
        “Zamanında kıvılcım çakmayan sonunda meşalede yaksa fırsatı bulamaz"  
                Sen ben değil vatan bayrak millet için halk halkın birliğidir   

Başkomutanlık yeni asırda şudur bayrak vatan halk meclis kararını beklemez (ne muhalefetin ne de  hükümetlerin elinde olmaz ne de askerin ne de emniyetin ne de valiliklerin nede eğitimcinin ne de imam ne de şirketlerin) son 79 yılda gördük neyin nerde imza atılacağını kararların bu yaşayan toplum için olmadığı gibi gördüklerimiz şirketler ve dış dünyanın çıkarlarına göre verilen kararlar oluyor.

Bu da olmaktaki ülkeyi 79 yıldır ülkeyi ayakta uyutmak devleti bir şirket olarak ve içerdeki toplumu çalışan köle esir bir lokma ekmeye çalıştırılan sömürülen ülke olarak görmek ve ne nasıl muhasebe şekliyle de ayak uyumu sağlamak için dış kurların yükselmesi ithal bahanesiyle Fiat artışı tekrar kur düşse de Fiatların düşmeyeceği ve bazı bazı gerektiği yerde düşürülüp az gider uz gider.

Tekrar bir bahaneyle zirve yapan Fiatlar asgari ücretler artsa da bu paranın eskiye göre asgari ücret altında kalsa da gene halkı bir şekilde mali hazineye toplanan paralarında gene başka yollardan şirketlere pompalaması bu güne kadarda devlet deniz deyip hükümetlerin devleti şirket gibi yönetilmesi için ve 79 yıldan beride seçim ,seçim diyenler şirketlere şirkete yönetici idareci her beş yılı beklemeden beş yıl bitiminde kıyasıya soluk almadan yarışanlar.

Geminin omurgası kurulmadan devlet denizine kaptan olmak isteyen dolup taşmaktayken bir zaman sonra artık yeter diyen halkın zaman gelince %80 ile ve veya %60 ile yukarıda saydığımız kişiler harici de çoğunluğu alacak Asya Avrupa Anadolu yiğitlerinden biri gelmesi.

Gene yukarıda sayılan yok meclis yok falan ,falan hiç beklemez hele ayak oyunlarını hiç dinlemeyen başkomutanlığı halkın gücü eline alıp % 60 halkın çoğunluğuyla  seçilen yiğide verir o yiğit ise geri %  kalan kişilere de gelin bakalım sizler 79 yıl devlet denizi deyip halkın hakkını muhasebesini görelim oracıkta her şeylerini devlet hazinesine alır.

Bir başkomutanlık halkını toplumu düşünen dış ve iç dünyadan her konuda temizlemek içinde dışarıdan ham madde beklemez sabun otu ile yıkar gerekirse Arap sabununa çevirir onla yıkar yıkarken de gelin bakalım devlet hazinesinden çaldıklarınız geçi duran ziynet eşyalarına işte bunu gören halk maaşlarında ve köylüsünden çiftçisine  bir kısmini fedakârlık ederek ülkeyi kısa zamanda devletini yakılan limanlarda gemini omurgalarını kısa zamanda bitirerek gerçek halkın gücü ortaya çıkar.

 “Yok öyle kısa zamanda unutulmak unutmak hala şirketmiş gibi her kes yarışta”.

AYRIM KAVRAMLARA DÜŞMEYİN  YEM OLMAYIN BU SİZE GELECEKTE BİR İŞARET KAVRAMLARI ANLAYAMAZ SANIZ BİLİN NESİLLERİNİZ HELAK OLUR

 YIL 2016 2017

15 TEMMUZ SONSUZ ANISINA

Herkesin sahip olduğu Bayrak Vatan ve içinde yaşayan Halkındır. Bu Halk gücünü yaratandan alır, Halkın isteği ile kurulan Cumhuriyettir ,bu halkın üzerine sıkılan kurşunlar, ve sıkanlar bizden değildir.. 

Ölen şehitler oyuncak değil, gazilerimiz kukla değil, oyun içinde oyun hele hiç değil, sadece yok etmeye çalışan diş güçlerin, ve içeride ki maske takmış hainlerin, bu halkı yok etmeye çalışan ,şeytanların işidir….

15 temmuz 2016 kimsenin değildir sadece ve sadece içinde şehitlerin ,gazilerin , bu bayrağı vatanı ezanların için dökülen kanların “yaratana tevekkül “ iman eden Halkın ve hak edenlerinindir. Benlik yoktur her kesim den sahiplenmek vardır….

İnsanlar huzurluysa bilin ki orda “Allah” korkusu eşitlik, iman , ilim, bilim, edep ve adalet vardır. YANI KISACA Cumhuriyet vardır Halkın gücü var olacaktır ebediyetten

Cumhuriyet gücü “yaratanın adaletin” den ve insanlara vermiş olduğu güçten gelir

Bu gün sahip ve sahip çıktığın topraklar, ve birileri birilerine bakarak birileri de birbirine bakarak ,biride birisine bakarak ,biride birileri birini beklerse beklentilerle Vatan Bayrağa Halka sahiplenmek isteniliyorsa bil ki , neslin diş güçlere gelecek yıllarda köle ve esir olmaya mahkumdur..

“ Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir “

Bazıları mesaiye kadar çalışsalar da, bu toprakta yaşayanlar ataları gibi “şehadette “ kadar yaşarlar. O kendi için yaşamaz, Vatan Bayrak Halkı için yaşar ,çünkü bilir, tereddüt etmeden arkasından gelecek, “şehadet” liyi. beklemez yeri dolacağını bilir…

“ Dağlardan, Ovalara İnişimiz Dirilişimiz, Ovalardan Dağlara Gidişimiz Hilal” “Her Bıraktığımız Şehit Yıldızımız ,Her Diktiğimiz Sancak Obamızdır”“ Kendini sorgula sen neden varsın kim için yaşar ,neden yaşarsın ”

Diş dünya oyununu aklınızdan çıkarmayın bu oyunlar şirket ve nemalanmadır, diş güçler hakkı olmadığı halde, uzaktan kumandalı sistemlerle ,Ortadoğu’yu ne, ne kadar pay alırız hesaplarıyla ,organize işlerdir, ne, ne kadar para kazanırız hesabında olanlar bilsinler ki mazlumların felaketleri çok yakındır, “Rabbim isterse” çölde yazın kar yağdırır…Ahır zamanına yüz yıllardan beri gelen bu son basamakta, artık yaşa ve yaşat…

24 saat doldu veya dolmak üzere.. Boş zamanınız doluydu zaman doluydu dolu zamanı ne ,ne kadar boşalttınız hiç yarınlara ertelediniz…İşte insanoğlunda boş her zaman doludur. Sadece yarınları düşünmek gerekir. Dense de ..o anı dolu boşaltmadan ,boşu doldurmadan yarınları düşünemez…Ne olancan …Kendine yardım edemeyen kimseye yardım edemez...Niyetin dünyayı kurtarmak ise, işe kendi dünyanla başla.. "Yaşamak ,kendi kendini adam etmektir. Zeka bilgiyi, ve ilmi ,kullanarak. ..Etinden ,kemiğinden kendi heykelini yapmaktır."

Bu gün halkın vergisiyle silah mermiler halka sıkılıyorsa , onlara verilecek tek atımlık silahtır…O NU VERİRKEN BİLE düşünülerek verilmesi gerekir….Kanla beslenir kin kusarlar Çünkü korkak virüslerdir.

İnsanın Vücut bağışıklıklarını güçlendirmezler savaşı kazanmak ve yaşamak için hasta düşürürler, onların zihniyetinde yaşatmak yoktur…VİRÜS Hükümlülüğünü sürdürmektir…. Virüslerden kurtulmak için Önce kapı önünü süpürmeyle başlar..

Yarından Sonrası için, bu gün başlayacağın yol yarını ne olacağını bilmemenden başlar.. Fikir ,bilim ve ilim sahibi olmaya, mal sahibi olmaktan fazla ihtiyaç duyacağımız gün, gerçek zenginliğin sırrını bulacağız...İşte o zaman gerçek adaletle yüzleşme anıdır .onun yolu “yaratana tevekkül ”etmekle başlar…

Hz Ali Oğlu Hz Hasan’a şöyle buyurdu “Amel ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu benden öğren. En büyük zenginlik akıldır, en büyük yoksulluk ahmaklıktır, en korkunç şey kendini beğenmektir, en değerli büyüklük güzel AHLAKTIR..

Hz. Ali (a.s.) Duyurdu ki Halkın arzularını yerine getir ,onlara güzel övgü de bulun ,tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir .Çünkü yaptıkları güzel işler çokça zikretmek yiğitlikleri hareketlendirir geri kalmış olanları işe teşvik eder.” Tanıt ki bedenleri çelik gibi olsun

Öncelikle tanıtmaktır. Ve bilin hain gene yüzlerine maske takmıştır, sizde Akılla, maskelerini düşürmek tır ….

“İlim bir noktadır. Cahiller onu çoğaltmış insan oğlunun ne kadar yetersiz anlayış körlüğü kavrama yetersizliğidir”.” Allah’ın” bizlere bağış etmiş olduğu beynimizi kullanmadan acıziyet için de olduğumuzu anlattığı gibi, aynı zamanda var oluş, büyük patlamayla ulaşmıştır ”.İşte bu da halkın gücüdür.

Var oluştur, var oluş temelinde ”Allaha” tevekkülden geçer ,oda Vatan Bayrak , Bir ve Diri oluşumudur…Temel den bir oluş, gelen tehlikeyi “Allah’ın” izniyle püskürtür, ”Allah” her şeyi zamanını bilendir…

Anılabilmek için bil, bir birlerini iyi tanıyabilmek için göz, her ilik lime uyum için renk ve deri ırk, duya bilmek için kulak ,hepsini algılayacak beyin akıl verdi..

Düşünemeyen ,bir toplum, kendi yaşam alanına halkana topluma zarar vermektir, ve sadece yok olmaya esir ve köle olmaya muhtaçtır. Bu da inceldiği yerden değil güvendiğin yerden kopmasıdır…

15 07 2016 Zaman ahir zamanı, Tevekkül eden ipe sıkı sıkı sarılmıştır…İşte orada halkın gücü ve toplum vardır .Bu güç var oldukça gelecek neslin var olmaktır… Oda Vatan Bayraktır. Her mazlumu korumak ,Akan kan ise gazi, ve şehit, her dikilen sancak ise obamızdır…

“Elle düzeltmek devletin, askerin ve polisin vazifesidir. Dille düzeltmek eğitimle, öğretmen ve din adamlarının görevidir. Kalben buğz etmek de avâm halkın fakir halkın 15 07 2016 vazifesidir.

Silahsız elle düzetmektir” Ve hep böyle bilinir… Üst her zaman geçici, ama taban halk hep var olandır ,var olandan seçilir. Töredir, ve önderdir Taban var oldukça vatan bayrak hep var olacaktır.. "Gücün kaynağı asıl Türk topluluğundadır, o gücüde yaratandan alır, ve tevekkül etmesinden "

Halk içeride ki hainleri süpürürken ,önder dışarıdan gelecek ve hainleri süpürür gücünü de yaratana inanan tevekkül eden halkından alır.. İşte orada huzur istikrar vardır.

Kanmayın kandırılmayın, Birlik beraberlik içinden hainler çıkarda o hain milleti kandırır iyi kötü, kötüyü iyi ederek halk arasına münafıklık sokup halk ta inanarak kandırılarak ,kanarsa, bil ki ,bilin ki, zaman vakit gelince senide harcarlar, ve sonrası ,seni halkını ,halkı da un ufak ederler ,kendi kendine düşman yaparak, helak olur gidersin.. 2 uçakla,2 helekopterle,20 tankla üst as görünen 2000 kişiyle bu toprakları verecek seniz. O köyde, o kasabada, o şehirde ,Bu topraklarda ,sevdiklerine son kez sarıl, bir da ha son kez göreceksin.. Şunu Bil ki yaratan hiç mi hiç affetmeyecek…

Bu ülkeye nice düşmanlar müttefik olduğumuz halde göz dikti "1941 den 1945 Harbinde Hitler şöyle konuşmuştur bu topraklara 2000 tankla girsek te 1 tankla çıkamayız"

Yaratan sana kan verdi asıl kan, sana dik durman için, toprağına sağlam basabilmek için kemik verdi, ,iyiyi kötüyü, zalimleri ,zülüm edenleri ,görebilmen için göz verdi, nereden acı çekenleri duy diye kulak verdi, sana bunları anlaya bilmen ,masum, mazlumları hissedebilmen için ,sana akıl verdi sana korkuyu yene bilmen için korkunun korkulu rüyası ne büyük silah korkusuzluk verdi,..

Her toplum asıldır, ama içlerinden şeytanlar çıkar ,o şeytanlar bilin ki “Allah’ın yarattığı “ insan ırkını yok etmek için, dünyaya gelmişlerdir ,içlerindeki kan kan değildir. Gelecek dünyayı daha iyi tanıya bilmek içinde ,imtihan yeri olarak seçmiştir. İsteseydi kuşu ,isteseydi bir ağacı, isteseydi yarattıklarını konuştururdu, en sevdiği insan oğluna verdi Okuyun ,okutun , konuşun, anlatın, anlaya bildikleri kadar, işte orada, huzur istikrar olacağını…

Aklın Gücü de “tek dostunun tek koruyucun, tevekkül etmenden “Allah a” sevginden, şahadet e koşmandan sana verilen cesaretten, cesaret var olduğunu bildiğin içinde zafer geleceğini bilmenden. Türk ve Türk toplumun içinde var olan kandır. Bu kan bilin ki son kanda olsa, gelecek nesilde ilk kan olarak dünyaya hüküm salacak ,çünkü o “Allaha tevekkül “edendir .Çünkü o oluşum dur. Büyük patlamadır.. .. "Birlik Halkın gücü dür." 

"Çobana bir M48 yeterli gelecektir" Bir başladı mı sonu gelmez." 

"Göklerin ve yerin mülkü yalnız “Allah'ındır”. O diriltir ve öldürür.

Sizin için "Allah'tan" başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır" 
                          

BİR TÜRK BU OYUNU BOZAR TÜRK TOPLUM HALKIDA SÜPÜRÜR Geleceği iyi analiz eden bu halk varken Saat 17:30 dan 15 -16 -17-18-07 2016  sabahı 96 saat uykusuz Bir sabah çayı ..Bu halka zincir vuracak akla şaşarım

TARİHİNDE 100 yılın içinde   Türk Türkiye de  2 kırılma noktası

1 . İstanbul dan–1919 Samsun   2. İstanbul dan Ankara 15 Temmuz 2016

1910 1915 Müttefik Almanya ORTA DOĞUDA İngilizlerin oyununa gelmiş sizlere krallık vereceğiz sözleriyle aldatılmış Araplar sırtımızdan vurarak kalleşçe zor duruma koyulan Osmanlı askeri  müttefik olan Almanya  NE HİKMETSE SEVİNMEKTE nasıl müttefik bunlar unutuldu mu biraz kozmik odaları bir karıştırın ve görecek siniz .

Bu mu deyip…Tarihleri unutturmayın ..Bir gün sizde unutulacaksınız.. Şimdi aynı sahneyi 2016 gene orta doğu el almak ama bir engel var demeniz..  NE İŞİNİZ VAR.  Paylaşamadığınız. Türkiye’yi almaktı amacınız.. Başaramadınız başaramayacaksınız..

Bu sahne bir dış oyunun perdelemiş olduğu sahneler ve içerideki hain figüranlar..

Duyurdu ki Halkın arzularını yerine getir ,onlara güzel övgü de bulun ,tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir .Çünkü yaptıkları güzel işler çokça zikretmek yiğitlikleri hareketlendirir geri kalmış olanları işe teşvik eder. Öncelikle tanıtın ,tanıtın ki bedenleri çelik gibi olsun..

Hayırlı insanlarla arkadaşlık etki onlardan biri sayılasın şer insanlardan sakın ki onlardan sayılmayasın”

Gene  yüz yıl öncesi İngiliz oyunu  gene Arap topraklar bu sefer bu  Türk halkı oyunu bozar. OSMANLI TOKATI : Açık bir el, sıkılmış bir yumruktan daha güçlüdür Kışın bize ürün verecekler…Yazın biz onlardan bir şeyler alacağız.. Yanı kısaca sömürecekler ..

Bir yüz yıl daha boşa zaman geçer. Çoğunluğun gittiği yolda tek başına yürümek daha hayırlı...Yanlış bildiğin yoldan herkesle yürüyeceğine doğru bildiğin yolda tek başına yürü…

TÜM şehitlerin ruhuna FATİHA ..YARALILARIN acil şifa ALLAHTAN dileyimdir…

Unutulmayan zaman Tarih 15 07 2016 Sonsuza kadar Şimdiki 15 07 2019

Oğuzların kanı ,Can Dostların kanı, yanı Türk kanı. Türk Topluluğun kanı

TABANI YOK SAYAN DARBELER  1956  

Son çizgi vatan bayrak varsa taban, taban  yoksa  bil ki sen esir ve kölesin…

Bazı kişiler peynire kürdana batırır yer, dağdaki ,kürdanın ham haliyle batırır yer ,bazı kişiler pirzola yer tonla para verir ,dağdaki meşe külüyle kül bastı yaparlar köylü dostlarını çağırarak yer yerden 40 santim yükseklikten uçarak gider, köylü ondan 10 dakika sonra gelir.

Köylü bir gün yaratanına kavuşur, bir bakar nefis şan şöhret, ya dünya sizin değil miydi ,hani ölmeye çektiniz ,beni dünyanızda köle esir, hakkımı, giyimime, hakir, fakir ,gördünüz, ama bilmediniz ,dünyanın sahibine, tevekkül ettiğimi ,benim zenginliğimin, neslimin zenginliği gönül zenginliği, hak, ve hakkıyla çalıştırdım ,onun verdiği nimet ve hikmetlere şükür ettim, dünyada kiracıydım ,kiramı  helal, imanla ödemeye çalıştım, ama şeytan bazen ,hatalar etmişsem sizler gibi sıradayım, bir kuşa ,köpeğe, ağaca, bir görünmeyen ,yoksula ,hatta karıncaya, görüp ezmeme gayretine girdiysen, affedilmek için ,o bile  sorguda olacak, ben bile garantide değilim.

Ama “Allahlımı görmeye arzuluyorum” Peki karşıdakiler kim…Sen kendine bak, gene şanslısın sorgudasın, onlar sorgusu olmayan mazlumları masumları öldüren caniler, katiller, bayrağını, halkını vatan Hainleri…

Resulullah  (s.a.a) Ahir zaman alametleri  hakkındaki  bir hitabında buyurdu ki “Namazı zayi etmek ,şehvet peşinde gitmek ,heva hevese uymak zenginleri  ululamak  ve dini dünyaya satmak ahir zamanın alametlerindendir.

O zaman  mü ’minin  kalbi, gördüğü kötülüklerden ve onları önlemeye gücünün olmadığından dolayı ,tuzun suda eridiği gibi karnında erir.”

(Nefsin arzû ve isteklerine hevâ denmesi, kimde bulunursa onu Cehennem' düşürdüğü içindir. Hevâ  sahiplerine de ehl i hevâ denmesi, bunlar Cehenneme düşeceği içindir. ) 

1956  Dan 15 07  2016 Anı ve öneki halleri yazılacak

ARŞİV 13 07 2016 DOĞA VE YARATAN RABBİMDEN TEK İSTEĞİM TEK DİLEYİM MUNAFIKLARDAN / OYUNLARDAN TÜRK ASKERİMİ VE POLİSİMİ MİLLETİMİ KORU RABBİM

Bir gün Avrupa’ya bir gün Rusya gidenler yakında çapanoğlu çıkar bazı elçiler ülke içinde portakal rengi giyer sonraki hamlelerine hazır hale getirir er ülke içinde kaos karmaşa  sıralanmış bir kutucuktur içinde ne çıkar bilinmez .

Bu sadece orta doğu değil küresel oyun bu virüsler çok çabuk yayılır yeni sahneler ararlar  bazen ülkelerin içi bazen Afrika  bazen de doğu Asya Çin denizleri hep yeni sahneleri  ararlar çünkü bunlar yok edicidir

Küçük, amaca uygun savunmadan ya da intikamdan anarlar çünkü erdem olamazlar, onların nefretleri, zeka ve akıl yoksunluğundan dolayı, yok etmekten başka bir çözüm tanımaz.                         

En kolay hastalıklı olanlar, aslında en beceriksiz ve korkak virüs ırklardır .   

Ama bilmezler aynı oyun sahnede bir kere oynanır serisi ise sır verilmeyen saha da eşit olmaktır sıkılmış kin yumruktan açık el güçlü olduğunu olacağını bilmezler.

Arkasında insan oğlu yoktur sadece şan ,ihtişam ,boyun ,eğmiş  kendi vatandaşını  yok edecek şekilde korkak virüsler ve Banka şirketler filas borsaları  silah ilaç lobi  şirketler car terler  vardır.

GENE  SAHNEDE  oyunlar vardır…Daha farklı oyun….Kardeş kardeşi düşürecek virüslerdir yakın ve yakın yıllarda görmek olacak hala insanlık nefis pembe rüyalarında gelecek nesillerini yok etmekle meşgul olacak.

ŞEYTANDAN SAKINIR ALLAHA SIĞINIRIM…

Gelecek için uyumamak lazım uyanık olmak lazımdır ve sağlıklı olmak lazım “Bir şey inceldiği yerden değil.. Güvendiği yerden kopmasın “Zamanında kıvılcım çakmayan sonunda meşalede yaksa fırsatı bulamaz ”bulamayacaktır çünkü zaman geçtikçe derin çukurlara çekilip balçık çukurlarında kaybolacaklar..

Çünkü bitti denilen şey biz ben onlardan daha iyiyim diyenlerin peşinden kötü iyi olacak iyi kötü olacak ve gösterilen şey sizlere bir illüzyon gibi gelecek az gidilecek uz gidilecek iyi kötü karışık gelen giden gözüken şey ise şeytanı larvaları uykuda olacaklar zaman yer belli olmayacak bu ülke bundan başka ülkeler can derdinde göçlere maruz kalacak sizlerin göremediğiniz şeyler başkaları n  gölgesinde gayelerinde oluşunuz bu da çıkar yolunda gözleri bantlı tümsek varmış gibi olduğunuz yerde zıplamanız.

BİRİNCİ YILI

AYRIM KAVRAMLARA DÜŞMEYİN 15 TEMMUZ ANISINA

 İnsanlar huzurluysa bilin ki orda “Allah” korkusu eşitlik, iman , ilim, bilim, edep ve adalet vardır. YANI KISACA Cumhuriyet vardır.

Cumhuriyet gücü “yaratanın adaletin” den ve insanlara vermiş olduğu güçten gelir

Bu gün sahip ve sahip çıktığın topraklar, ve birileri birilerine bakarak birileri de birbirine bakarak ,biride birisine bakarak ,biride birileri birini beklerse beklentilerle  Vatan Bayrağa Halka sahiplenmek isteniliyorsa bil ki , neslin  diş güçlere gelecek yıllarda köle ve esir olmaya mahkumdur..

           “ Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir “

Diş dünya oyununu aklınızdan  çıkarmayın bu oyunlar şirket ve nemalanmadır, diş güçler hakkı olmadığı halde, uzaktan kumandalı sistemlerle ,Ortadoğu’yu ne, ne kadar pay alırız hesaplarıyla ,organize işlerdir, ne, ne kadar para kazanırız hesabında olanlar bilsinler ki mazlumların felaketleri çok yakındır, “Rabbim isterse” çölde yazın kar yağdırır…Ahır zamanına yüz yıllardan beri gelen bu son basamakta, artık yaşa ve yaşat…

Öncelikle tanıtmaktır. Ve bilin hain gene yüzlerine maska takmıştır, sizde Akılla, maskelerini düşürmek tır ….

“İlim bir noktadır. Cahiller onu çoğaltmış insan oğlunun ne kadar yetersiz anlayış körlüğü kavrama yetersizliğidir”.” Allah’ın” bizlere bağış etmiş olduğu beynimizi kullanmadan acıziyet için de olduğumuzu  anlattığı gibi, aynı zamanda var oluş, büyük patlamayla ulaşmıştır ”…

Var oluştur, var oluş temelinde ”Allaha” tevekkülden geçer ,oda Vatan Bayrak , Bir ve Diri oluşumudur…Temel den bir oluş, gelen tehlikeyi “Allah’ın” izniyle püskürtür, ”Allah” her şeyi zamanını bilendir…

Anılabilmek için bil, bir birlerini iyi tanıyabilmek için  göz, her iliklime uyum için renk ve deri ırk, duya bilmek için kulak ,hepsini algılayacak beyin akıl verdi..

Düşünemeyen ,bir toplum, kendi yaşam alanına halkana topluma zarar vermektir, ve sadece yok olmaya esir ve köle olmaya muhtaçtır. Bu da inceldiği yerden değil güvendiğin yerden kopmasıdır…

15 07 2016 Zaman ahir zamanı, Tevekkül eden ipe sıkı sıkı sarılmıştır…İşte orada halkın gücü ve toplum vardır .

Bu güç var oldukça gelecek neslin var olmaktır… Oda Vatan Bayraktır. Her mazlumu korumak ,Akan kan ise  gazi, ve şehit, her dikilen sancak ise obanızdır…

Ogün fakiri orta gelirli din dil ırk hepsi oradaydı neden sordunuz mu bu ülkede yaşan insanların her kültürü yaşayışı özgür bıraktığı yer oluşu iç içe geçmiş akraba oluşundan..

Hz Ali (a.s) Üzerinde yamalı gömlek görüp nedenini sorduklarında şöyle buyurdular ”Bununla kalp mütevazı  olur , asi nefis ram olur ve müminler ondan örnek alır. Dünya ve ahiret iki uyumsuz düşman ve iki farklı yoldurlar . O halde kim dünyayı  sever ve gönül verirse , ahirete buğzeder  ve ona düşman kesilir Bunlar doğu ve batı gibidirler.”

“Elle düzeltmek hükümetlerin ,askerin ve polisin vazifesi Dille düzeltmek eğitimle, öğretmene din adamlarının görevi .

Ama bir son vardır ki o silahın üstüne silah olmaz

Kalben buğz etmek de avâm halkın 15  07 2016 vazifesidir.   Silahsız elle düzetmektir” Ve hep böyle bilinir…

Üst her zaman geçici, ama taban halk hep var olandır ,var olandan seçilir. Töredir, ve önderdir Taban var oldukça vatan bayrak hep var olacaktır..

"Gücün kaynağı asıl Türk topluluğundadır, o gücüde yaratandan alır, ve her din tevekkül etmesinden "

Halk içerdeki hainleri süpürürken ,önder dışardan gelecek ve hainleri süpürür gücünü de yaratana inanan tevekkül eden halkından alır.. İşte orada huzur istikrar vardır.

Yaratan sana kan  verdi asıl kan, sana dik durman için, toprağına sağlam basabilmek için kemik verdi, ,iyiyi kötüyü, zalimleri ,zülüm edenleri ,görebilmen için göz verdi, nereden acı çekenleri duy diye kulak verdi, sana bunları anlaya bilmen ,masum, mazlumları hissedebilmen için ,sana akıl verdi  sana korkuyu yene bilmen için korkunun korkulu rüyası ne büyük silah korkusuzluk verdi,..

Her toplum asıldır, ama içlerinden şeytanlar çıkar ,o şeytanlar bilin ki “Allah’ın yarattığı “ insan ırkını yok etmek için, dünyaya gelmişlerdir ,içlerindeki kan kan değildir.

Gelecek dünyayı daha iyi tanıya bilmek içinde ,imtihan yeri olarak seçmiştir. İsteseydi  kuşu ,isteseydi bir ağacı, isteseydi yarattıklarını konuştururdu, en sevdiği insan oğluna verdi  Okuyun ,okutun , konuşun, anlatın, anlaya bildikleri kadar, işte orada, huzur istikrar olacağını…

Aklın Gücüde “tek dostunun tek koruyucun, tevekkül etmenden “Allah a” sevginden, şahadet e koşmandan sana verilen cesaretten, cesaret var olduğunu bildiğin içinde zafer geleceğini bilmenden.

Türk ve Türk toplumun içinde var olan kandır. Bu kan bilin ki son kanda olsa, gelecek nesilde ilk kan olarak dünyaya hüküm salacak ,çünkü o “Allaha tevekkül “edendir .Çünkü o oluşum dur. Büyük patlamadır 

NESİLLERİN DIŞ DÜNYAYA DİK DURUŞLARI ZAMAN VE VAKİT DİK DURUŞ SİZLER İÇİN TİK TAK

En iyi bilen RABBİM dır.

Hz Muhammed imam kapısı  Hz Ömer adalet kapısı H.z Ali (s.a.a) ilim kapısı…” İlim bir noktadır. Cahiller onu çoğaltmış insan oğlunun ne kadar yetersiz anlayış körlüğü kavrama yetersizliği dir”.” Allah’ın bizlere bağış etmiş olduğu beynimizi kullanmadan aciziyet için de olduğumuzu  anlattığı gibi, aynı zamanda var oluş, büyük patlamayla ulaştı”…  

Cahil yoktur sadece o kurnazdır..

BİR GÜN GERÇEKLER ORTAYA KONULACAK

10-11-1956 Öncesi de var..  Vatan Bayrak Halkım için Dik duruş

Ne değerli Annemi kaybettiğin 10-11-1999.. Ayrı bir gün kendisinin ben bir gün gideceğim ama sen ve gelecek neslin yaşayacak sonsuza kadar beni benden sonra ,sen senden sonra ,neslin neslinden sonra ,nesillerin hep soyunu anacak ebedi dik duracak.

Yıkılma sadece kimin önce gideceği belli değil şimdi senden önce gidiyorum, ölümü bildiğin halde boyun eğmek yakışmaz ATALARINA...Dik duruşunla ölüme gitsen de ,senin soyun dik duruşu düşmanların  korkulu rüyası olacak..."Tüm ölmüşlere şehitlere Fatiha"

BİR ŞIMARIK ŞEYTAN GİDER DÜNYA IŞIĞI KAPATACAK KARANLIK ŞEYTAN GELİR SONRA ODA GİDER DÜNYADA HEP ŞİRİN GÖZÜKÜRLER ASIL İSE YOLDA YÜRÜYEMEYECEK HALLERİ VARDIR ÇÜNKÜ ARKALARINDA ONLARI YÜRÜTTÜRECEK GÖZ VE ELLERE BAĞLANMIŞ İPLERİ VARDIR

Karanlık tan daha karanlık dünyaya hoş geldiniz lobilerin zamanları yok diyenler geçmiş dönemi geri getirmek için her karanlık grupları sahaya sürerek pençeleri orta sahayı elde edemeyenler atlas okyanusu büyük okyanusa ve dünya çember halinde pençeleri dünyaya demokrasi dersi verenler.

Eskiden kalma demokrasi dersi alma verme zamanı deyip evrensel insan hakları savunan arkasına saklanmış lobiler kandırılmış halkı kışkırtan silah ve din ırk şan şöhret çıkar fırsat ,fırsat arayanlar grup medyalar çıkar peşinde dünya da kan dökecekleri ve küresel görüşler dünyaya yeni yol verecek düzeni başlamak için her yolu denemek ve gecikmiş ve geri kalmış geçmiş 5 yılı ve geri gelmesi geri kalmışlık için her fırsatı deneyecekler ve deneyecekler.

Kendilerinin yazmış olduğu savaş virüs küresel güç kaynaklı güçlü devleti sürecek günleri ve "gelecek günler yazılmadığı " için güçlü ülkenin son fırsatı pençeleri geçiremeyen kısımlar yeni düzeni bozmak için son fırsat deyip saldırıya geçmeleri an meselesi haline gelecek.

Ama şu var ki sahneler aynı olup gelecek dedikleri şey ise bu gün yaşanmış yaşayacakları haldır sonlarını bilselerdi veya görebilselerdi arkalarında duran kanlı pençeleri görselerdi gelecek bu günün yansımasını net görmüş olacaklardı her kader dediğiniz şey önceden yaşamışlığınızdır sadece aynı anne karnındaki yaşamışlığı bilememek gibi sonradan bilmek ise bu gün bu anı yaşamıştım demek gibi bilememek ise aç gözlülük dünyaya hakimiyet sağlamak sayda say bitmeyen doyumsuzluk e sonra..

Tek karanlık günler gelmemesi için o ülkenin şaibeli eyaletlerde seçimleri tekrarlanması tek karanlık dünyanın aydınlık yola yürümesi masada bilek güreşidir yenilen durmadan yeni şey ister ama arkaları bir ipe bağlıysa bir ödül ile eline lolipop vererek oyalarlar o toplumu..

Ama küresel güç gene galip gelecektir her türlü oyunlara hazırdır demokrat der sonra cumhuriyet olur ama gene kanun çıkaramaz gene daha karanlık yola sürekler.

Her kez 350 yıllık veya 500 yılık sonrası devlet olmuşlar dünya demokrasi özgürlük deyip kendi ülkelerinden kalkarak o ülkenin yerli halkını yok ederek o ülkeye özgürlük deyip ve dünyaya özgürlük demokrasi dersi verenler bilsinler ki var olduğundan beri var olan ırkı ve 2000 yıllık ve daha gerisi yıllar dize getiremeyen ve diz çökmeyen o ülkenin geçmişini unutanlar var.

Oluşundan beri insanlık yurt için vatan ırk milliyetçi güçler bundan sonra dünyaya demokrasi ve mazlum koruyacak ülkeden biraz ve çok  eskimiş demokrasi yerine yeni “halk gücü” dersi alması lazım olacak.

Belinki 350 yıldan deri başlangıcında kölelik ırk din ayrımları yaparken ve oranın yerli faklını yok ederek adına özgürlük devleti kuranlar bu asırda demokrasi ve özgürlük adı altında ülkeleri masum insanları özgürlük diye veya kendi yanlısı lobilere fırsatlar vererek.

O zamanın yerli halkını yok ederek şimdiki asırda oranın halkına özgürlük getirilecek diye ölüm kusan sözde özgürlük adına ölüm kusmak ordu kurmak ülkelerin iç yönetime kışkırtıcı ve yıkmak için ve kendine esir esaret edecek sözde özgürlüğüne nasıl inalı çak ve fırsatçılar çıkar için kendi ülkesini esir esaret edecek zihniyetler varken nasıl huzur özgürlük görülecek..

Şimdi düşün şimdi bak o özgürlük devleti ne bak demokrasi özgürlük nerede kaldı o özgürlük deyip bir sonra ki arka perdesine bak o ülkeyi yöneten arka perdesi küresel güç orada yaşayanları sadece kukla kuklacıların adı cumhuriyet demokrasi adı altında arkasında ipler görünmeyen küresel dünyayı ele alacak karanlık şeytandan başkaları değildir.

Her türlü oyuna açıklar oyunları bitmez ama hep bir ülkenin hava sahasındasın dan şeytanlar korkar.

10  /11 / 2020 BIRAKILAN ÜLKEYİ BAKIN NASIL GELDİ BURALARA..

Şunu da bilmek gerekli bilin ki küresel güç devletleri yoktur para ile kanun ve ordu kurarlar evet aynen o ülkenin emperyalizm güçler özgürlük adında temellerinde kanlı özgürlükleri vardır. ve de

Hem soykırım hem de sömürgecilik işte bu yüzden ki o ülke çıkarında çıkarı için diş politikaları ister cumhuriyetçi ister adaletçi  küresel güç o ülkenin üçü ayağı ordusunu bile satın almıştır.

O güçte küresel gücün silah lobisidir ondan dolayınki içerde atışsalar da sadece halkını göz boyamaktadır.

Çünkü özgürlük deyip başka ülkeleri zenginliklerini almak için ülkeleri güçlerini en aza indirmek için daha gerisi ise parçalayıp yeni yeni savunma silah pazarları kurarak o ülkede ordular kurarak gittikçe genişleme politikasıyla üçlü maymun iş başında olur ve olurlar.

Eşit zamanda kendi çıkarları ülkeler ülke diğer ülkelere saldırtır iş buradan başlar adına da özgürlük kılıflarıyla kamuflaj geçirerek kendilerini ülkemizi savunuyoruz adında terör olmadan terör estirirler savaş yerine savaş suçluları olmamak için gladyatörler savaştırır daha olmadı ise yeni terör kurdurur bir bahane ile şirin gözükerek kurtarmak için geldik derler orada ki masum halkı zulümlerle göçe zorlar baş kaldıran olursa diğer ülkelerden kılıfları hazır olur.. 

Diğer güçlenen ülkeler ve ülkeye de hop ne yapıyorsunuz insan hakları demokrasi evrensel var diyerek hatta barbarlık yapıyorsunuz dedirterek hatta o ülke içinde kozalarını kendi şeytan ateşinde suda buhar içinde kozaları açmasını sağlayarak güçlenen ülkeyi ve ülkeleri karanlıktan daha karanlık dibe çekmek için (önce içteki kozalarda ipekli kaftan içinde hayal eden kişi ve kişiler) güçlenen “ülkeye hedef oklarına maruz bırakarak “ artık sunumlar paneller entrikalar iç teki kamu düzenine bile saldırırlar saldırtırlar..

Çoban derki Evet ben muhasebeci değilim dertleri ney derseniz tam 79 yıldır yediler bitirilemez olan ülkeyi top yekûn çökermek biliyor musunuz son 50 yılda defalarca okuyun beş trilyon dolar yediler, yediler bitirilmeyen kaybolan servetler kim kimlerin elinde olması varken kimlerin elinde bir araştırın “sıfır fazla değil eksikte olabilir”

İşte burada “iyi oldu kötü kötü oldu iyi “ bu iki li vatan bayrak halkı için politikaları dış güçlere karşı aynı görüşte olsaydı” iyi kötü kötü iyi kafa karışıklığı olmadan” isterse kim gelirse gelsin deyip “iyi olan gibi dik tek” ve kötü “vatan bayrak için iyi gibi tek yumruk olsaydı”

Diş ta ki önce küresel ve kuklası emperyalizmlerin kuklanın ipine şan şöhret çıkar adı altında ipe bağlanmış önceden içten içeride 100 yılın bitimi yeni yüz yılın oyunu görecek kadar olurlardı ama kime anlatırsın ipe bağlanmış yeni yüz yılın askerleri sadece maske altlarında önce insanlık nasibi almamış şirin gözüken şeytan kurşun askerler var

İşte bu yüz den ki güçlenen ülkeyi parmak sallayan ve sallatanlar arka perdesinde kuracakları dağıtacakları psikolojik baskı palanları yanı kısaca savaş kaos kışkırtıcı içerden ve dışardan halkı içine önce ekonomi baskı politikaları halkın alım gücüyle uğraştırarak ve dışardaki güçlenen akımı bizim ne işimiz var oralarda dedirtecek kadar içteki kozaları konuşturarak güçlü emperyalizm güçler “masum mazlum”  

Ülkelerde kan dökerken kendi ülkesinde bizim oralarda ne işimiz var demesiyle” küresel güçlere “sizin deniz ötesinden gelip buralarda ne işiniz demiyorsa” bir anda kötü iyi olmak şirin gözükmek için demiyor ise yaşadığı ülkenin bayrağına ve vatanına halkına nasıl sahip çıkabilir sorgulanması gerekir bildim bileli de seçim ,seçim der dururlar bunların üretecek tek şey her defasında seçim olmalı.

Çoban derki Bilin ki bu kan içinde gibi blok zinciri yerleştirilmiş yaratılıştan beri her anı kayıt edilmiş gibi istenildiği zaman içinden bilgi akışından gelecek hamleler akla düşünce yükler gelecek ve geçmişi alır alarak virüslerle hem savaşır hem savunur sizler hala bir ileri gidemeyişiniz ise bu gün teknolojiyi buluşunuz ama ne yazık ki sonuna varamayışınız keşfedemeyişinizdir

Sorgulanma zaman alır anlayamamak sadece korku içinde yaşamaktan ibarettir esir esaret bir 100 yıl daha yaşamamak için neslini düşünen o ülkenin halkı dik ve tek güçlü olmaktan ve her ne kadar şimdiki yaşam içinde insan ve halk dünya malında yaşam farkı nefis çekse de gelecek nesli için bu gün kuru emek tuz soğan yemesi vatanın bölünmezliği gibidir geçmiş 100 yıl öncesine dayanır.

Bir sorgulayalım geçmiş yüzyılı bende arşivlerden yazıları.. 

Sık anlat ki beden çelik akıl anlama kavramında olsun her şeyin göründüğü gibi oluşu güzel sözlere güzel eğitilmiş fizik edebiyat felsefe tarih coğrafya evren astronomi bilim içinde ilmim dalında anlatılar oluşu ve kör düğüm atmış insanoğlunu toplamış kör kuyuya atmış oluşu bile atılmış atan atanı da atanlar dağlamış deli bir kişilerde kanmış kandırılmış yanılmış yanılmazlıkları çok sık zikir etmek bile gelecek nesiller kör düğümden kurtulmasını sağlar.

Bir yüz yıl bitiminde akıl akıl üstü beyinler duvarlarda asılı diplomalar ilim bilim adamları 79 yıldır nasıl ilmik ördüğünü örüp kördüğüm edilişi acaba şimdi nasıl bir akılla geçmişten beri gelen hala ben olma peşindeler anlamak zor zor ama köydeki nefis yolunda her adım nefis çıkar yolunda iken gelecekte başka ,başka ilmik ören yok mu sorusu şimdiden gözleri boyayan ve şimdiden nasıl bir şeyler yapsam da pembe dünyama kavuşsan akıllar eğitim görmeden çağıl gözüküp nasıl göz boyasam peşindekileri koştursan diyen benlik bil ki gelecekte gene aynı kurnazlar çıkması yakın olur.

Bir gelecek akıl ise şimdiden geçmişi bilip kim kimler ne neredeydi yapılan her şey onların eli yok mu sorusunu bu halk bilmiyorsa bil ki hala nefise bayrak yurt düşünmeyen halkla doludur bir bakması lazım ya be insanoğlu her seferinde biz der durursunuz son 50 yıl 79 yıl demiyorum sizler içinde değimiydiniz sorusu nefis çıkarları gölgeler sayeler içinde yaşayacakmış gibi koşucu olduğu için akla gelmez akıllarına illüzyonlarla bakar kör olarak gene uyuturlar sonra kandık kandırıldık anıldık gene dersiniz şimdiden gençlik  açın gözünü çok açık ara erdemlikle söylendi bir daha kanmak acaba ne olabilir..

GEÇMİŞ 94 YIL 94 SAAT UYKUSUZ GEÇEN ZAMAN

Kurtuluş savaşı o zamanın şartlarıyla bu gün aynı eş zamandır o zamanda her koldan saldırdılar içten ve dıştan ne kadar “atalarınız ,atalarımız ,atamız “ yemedi içmedi kuru ekmekle savaştı ve neslini sizleri bu zamana getirdi için yurt bayrak emanet etti ve sizlerde bu gün ne kadar saldırılar olsa da içten dıştan güçlendikçe daha güçler aha saldırgan gelecek zamanlar içinde ekmek ve tuz soğan bir sonrakine unutulmasın diye hatırlansın diye iz vermektir.

Ama belinki karanlık geçelerde yıldız parlaması gibi siyah kahve veya koyu çayın içinde suda erimeyen bir beyaz parçanın karalıktaki parlayan yıldızınız ve geçiş kapınız olacaktır bu gün karanlıkta yol almanız gelecekte  kenetlenen halk karanlıktaki ışığı eninde sonunda huzur barışı görecek ve görecektir .

Aslına bakacak olursanız bu Habil kabilden beri dünya insanlığında huzur barış yoktur şeytan bazen şımarık bazen karanlık gelir gelir ama hep 2000 2500 yılık daha öncesi de var bu Türk toplumun dan şamarı yer her türlü kılığa girse de..

EK BÖLÜM 15 11 2020

BÖLÜMÜNDEN 116 DAN SON MEKTUP YAZI DİZİSİNDEN

Hayat yaşamın ilk notu  ve ilk sayfasından 35 yıl önce Bölüm 116 / Ayet 116  “ Hep bu rakamı görüp hatırlayacaksınız ”  "Göklerin ve yerin mülkü yalnız “Allah'ındır”. O diriltir ve öldürür. Sizin için "Allah'tan" başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır"

Habil kabil den buyana gelen her seferinde kılık değiştiren her asra göre maske takan şeytan son asırda şan şöhret makam nefis para dünya üzerine serpiştirilmiş bir sanal halde maddeler.

İnsan ırkının insanın bedeninde maddeleşerek ruh psikolojik ruh halleri geçmişten gelen ideoloji fikir ırk din dil hallerini bahane ederek dünya malına kendilerini veya başkalarını putlaştırarak amaçları “tek yaratanı tanrı Allah’ı unutturmak”

Evet bitmeyen zamandan gelen kin nefret insan içlerinde maddeleşmiş şeytanın bedenini yaşatan insan küresel güç kılıf değiştirmiş şeytandan başkası değildir.

İnsanlık kin nefretleri hareket ettirir asır ve asırlar zaman kısa zamanlara bölen şeytan bitmemiş Habil kabilleri zaman içine yayar.

Önce asırlar içinde savaşlar çıkartarak insan ırkını bölemeyen şeytan zamanlar içine yararak küresel güçten emperyalizm güçler sosyaliz güçler kurar bunda da insan ırkını bir şekilde yok ederek sonradan insana şirin gözükmek için demokrat cumhuriyet evrensel demokrasi özgürlük barış adı altında ve bunları yöneltecek bir lobiler kurarak küresel güç önce ipleri bir bir bağlar.

Bağlananlar bir tasmayla güçler ayrımı altın da tasmaları takarak tasmaları takılanlar da ellerinde bazen bir sopa bazen ellerinde bir maşa tutarak kendi aklı bulanmış pembe hayaller içinde dünya ülkeler arasında dolaşan şan şöhrete makama tapmışları bir şekilde bularak ve yetiştirerek o ülkenin din ırk fikir aydın insan kılığına yetiştirmek ve şirin maskeler bay bayan fark etmeksizin her kılığa giren şeytandan başkası değildir.

Bu sonda olmayacak ilk başlangıçta olmayacak Habil kabilden beri bitmeyen zaman perdeler tek tek açılacak bir masum ülkenin toprağına göz diken bir toplum o ülkenin masum insanlarını yok ederek o hakkı olmayan toprakları işgal ederek o ülkede hüküm süren pembe hayalciler  gene şeytanın tuzağına düşerek zaman ve zamanlar sonra aynı ülkeyi hepsinin yok etmek için girişir masum ülkenin insanları toprakları için şeytanın kurduğu lobiler aracıyla eli maşalı ve sopalı pembe hayal peşinde kandırılmış kanmış göstermelik (kutsallar kutsal asalarda ) sadece ölüme giderler dünya ve (ahiret arasında kalırlar) masum ülke içinde toprağını “savunanlar ise sadece Allah yolunda şehit olurken yaratan o ülkeye müjde verir

"Göklerin ve yerin mülkü yalnız “Allah'ındır” O diriltir ve öldürür. Sizin için "Allah'tan" başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır"

Ahiret arasında kalanlar “masum insanlarla” savaşanlar  ise “Hz lut peygamberin bedduasıyla” kandırırmış kandırmış yönetime ve lobilere güçlere küresel güçlere şan şöhret makam nefis dünyasına tapmış ve bu duruma sokanları yaşadıkları şimdiki dünyalarında her türlü korkuyu yarı ölüm uykusunda kabir azapları vererek dünya da eşi görülmemiş hastalıkları verir bu hastalıkla gene aynı nefsine doymamış insan oğlunun elinden çıkar.

Evet bu bitmeyecek herkes vatanı için vatan milliyetçi olacak o toplum içinde yaşayan herkes sizler bilin ki güçlerle savaşmıyorsunuz sizler şeytanın esir etmiş olduğu küresel güçle savaşıyorsunuz onlar kaybetmezken savaşlarını lobiler ve güç hâkimiyetlerini kurmak için ve kaybetmemek için her türlü kendi ülkelerinde her kılığa girerler hep bir birlerini kötülemek her oyunu oynarlar neden dersen asır ,asır önce zenginliği kaybederek bir dünya savaşında başkasına bir güce zenginlikleri kaptırırlar dünya üzerinde güç ayrımcılarda kollara ayrılarak özgürlük eskimiş demokrasi adına diğer ülkelerin toprak zenginliği kapmak için o masum ülkeleri lobiler kanmış kandırılmışlarla o ülkeyi kan gölüne çevirerek ve zengin toprakları alarak güce güç katmak için ve gücünü geçmiş asırlarda almış olduğu gücü şimdiki asırda yaşadığınız asırda kaybetmemek için her asır gibi şeytanın oyununa gelerek asır önce zenginliği alanlar ise şimdi gene şeytan küresel güç oyunu güçleri başka ülkelere kaydırarak gücünü yaşadığınız asırda kaybetmemek için her türlü oyuna girer küresel güç burada da bile devleti olmayan güç başka yerlere gücünü kaydırarak yer değiştirir.

“Onlar için devlet şirketlerdir. İş başındadır”.

Her kim gelirse de gelsin şeytan her türlü dünya üzerine saldıracaktır çünkü her kılığa giren “yaratanın yaratmış olduğu insan ırkını yok etmek gelirse de asırda yaşayan her kes bilisin ki gelecek her asırda aynı oyunlara kanaca kandırılacak yaşayacağı yaşamışlığı geçmişte yaşamışlığı gibi gelecekte aldatılmaya kalacaktır..

Her kim gelirse gelsin bilin bu dünyada bir “Türk varsa bilin şeytanın oyunlarını bozar” dünyayı yok eden küresel güç parasıyla ordu kuran kanunlar çıkartan kiralık ordu oyuncularda sahneler kursalar güçler , ayrımı da güçte olsa güçlerde olsa lobiler sopalı maşalı kim olursa olsa da bu dünyada “Tek bir ırk vardır masum mazlumları koruyan bir Toplum oda havasından suyundan kardeşliğinden bir tutan tek ırk Türk, Türk  oğlu Türk’tür”

Her yaşam da bu sayıyı her ortamda görecek sadece 3 satırı aklınızda kalacak çıkartamayacaksınız 116 Hep bu rakamı görüp hatırlayacaksınız "Göklerin ve yerin mülkü yalnız “Allah'ındır” O diriltir ve öldürür.  Sizin için "Allah'tan Tanrıdan " başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır"

Dünya insanlığı anlaması bilmesi için bilmelidir ki (Diğer güçler ise bu dünya üzerinde devlet kuramayan ve şecide edilmeyecek şeytan sizleri önce din savaşları ırk savaşları ideoloji fikir savaşları ekonomi savaşları ve elamanları ise bağışıklığınızı yapay gıdalarla yavaşça yok etmek zamanlar geçtikçe hastalıklar artması ile de yaşamlarınızı zora sokmakla olduğunuz bulunduğunuz yerden uzaklaşamayacak alt yapıya geçim zorluklarıyla da ahlak yapısal yapıyı da bozarak psikolojik ruh yapısını da ekleyerek şeytanlaşmanın yolunu açacak “ sizleri tek yaratandan” uzaklaştırmak ve kendilerini (tanrı ilah etmekten ) başka bir şey değillerdir..

Hangi asırda yaşıyorsan bil Karanlık dünyanın daha karanlık dünyası gelmekte ondan olmak ki her ülke karanlık güçlerden korunmak için “sadece dik durmak dünya malına kapılmamak” devam edecek son mektup bölümünden kısa alıntılarla

EK  24 11 2020 GELİŞ 2029 2035 VAHŞET Mİ VAHŞET 

Olmadı böyle şöyle vardı yoktu söyleyin neyi öğrenmek istersiniz ders yaşam içinde mi yoksa olmayan gerçeği yazılmayan her zamana göre felsefe mi yoksa tarih mi gelecek için matematik mi şimdikiler gelecekler bu gün iyi günüz olduğu anımsatır o gün sağlam olmak için bu günden geleceğin aynası olursan 2029 la rı 2035 le ri sağlam dik olursun..

Matematikte 9 büyük sayıdır .Ama bilinmez ki her şeyin başlangıcı ve büyük tehlike Bir dır . Bir başlayınca sonu gelmez tehlikeler gelir ,Bir kakmazsa başlangıçta olmaz biri yok etmeden sağlık gelmez bir başlangıcı iyi kötü arsında e oyuncudur.

Bir kereden bir şey olmaz deme Helal ve haramı şükür ü  bilirsen çok şeyler olur..

Adalet bilmek istersen “Allah de zikret Allah de” Doğumlar geldiği gibi bil haksız adalete son mektuplarda arkasından gelir..

“Cahil yoktur sadece o kurnazdır.. Bir gün gerçekler ortaya konulacak.

Yaşamdan belki son umutlar başarı ve  sağlık bekliyorsun. .Sen iste azimle " Tanrı " yardım edecektir..

Bazen Bedenin ruhuna borçlu bazen de ruhun bedenine borçlu " Yaratan " sanal hayal desende başarıların için ol diyecek ..Sen yeter ki iste.

Başka başarılara başkalarına yapa bilme başarısı vereceksin .yaşam ve yaşatma şansı örnek teşkil edeceksin öğrenmek öğretmek yaşam eğitimiyle gelir ve başkalarından yardım bekleme yardım eden tek " O " vardır.

Bak musibet virüs hastalıklar zengin fakir bir eşit musibetin hastalık adaleti sen farklısın demiyor.

              “Yaratanın adaleti ise elçileriyle yapılacakları sizlere gönderdi”..

En büyük görev :Eğitimcide Eğitim Gelecek Öğrenci seçimi Öğretmenlere düşüyor Düşmektedir. Bazı öğretmen  korkusundan okula gitmeyen çocuklarla ilgilenmek her şey öğretmeni elimdedir

Öğretmen her zaman öğrencinin kılavuzu dur. Öğrencinin her şeyi öğretmenidir. En kötüsü de, inceldiği yerden değil de, sağlamlığa en güvendiğin yerden kopması.

Ne hikmet kutsal öğretmeninden almış olduğu vatan bayrak halkın kültürünü töresini aldıkları eğitim bir an kurnazlığa çıkara yol almakta bir bakalım farklı bir şey var.

Bir daha geri dönelim eksik bir şeyler var mı çok 2016 öncesi türbinlere konuşmalarda ülkesini düşünmek geçen ve ağlayarak göz torbaları şişmiş derken konuşurken timsah gözyaşı döken dökenler artık gel diyenler bu ülkeye 2016 sonrası eskimiş eski demokrasi getir anlamları ve 2016 o an elde edilemeyen ülke ve nasıl olacak çırpınanlar 2 3 4 5 8 oyunlara senaryolara  derslerinde hep oyunlara takılmışlar dersleri hep kaynatmışlar..

Şimdide yeni oyunlara hazırlananlar ve 365 gün her gün anlamlı günlerde bir birileri her seferinde biz, biz gelince der dururlar sizler sadıkta cevap vereceksiniz  der durdukları bitmeyen ve ertesi gün günlere göre değişken renkler şimdi ise en “kutsal öğretmen” günde birileri çıkar her seferinde ne konuştuğunu bilmeden konuşmamış gibi davranış (aynen şöyle bir eğitimci kutsal öğretmene bir iktidarın peşinden koşuyorsanız sizlere “öğretmen demem der ağır konuşma “sonrası son kısmında aynen şöyle der sıra sadık öncesi “tüm öğretmenlerle konuşacaksınız hiç bir parti gözetmeyeceksiniz hepsiyle görüşeceksiniz” derken bir önceki konuşmayı hangi kategoriye sığdıracaksınız..

İşte bu da 79 yıl içinde son 50 yıldır hükümetler içinde yer alanlar gelecek yıllarda gene aynı sahneler hazırlarlar sanki geçmiş tarihlerde başkaları varmış gibi ülkeyi almak için 2 3 5 6 8  sayısız oyunlara girerek eskiden daha eski insan hakları yeni göstererek halkı uyutmaya çağrı yaparak yol alırlar..

Ne hikmetse de 2000 yıl  da öncesi ülkesi korumak için eğitim almış başarılı yerlerde görevler almış bir kutsal görevi yaparken (dış dünyanın seçmiş olduğu liderinden ) kendi ülke içinde ve ülke içinde seçilmiş kutsal görevi yapmaları için ülke içinde o ülke görünümlü benzeyenler casuslar şimdide dışarı (güç ülkenin yeni seçilen ülkesini sanki babasına şikâyet edercesine baba gel bize demokrasi  dersi ver.

Diyen ve de kendi ülkesini güçlü oluşunu görmeyen kendi acizliği kendi ülkesi mi yoksa yetiştirilmiş bir birilerimi sanki ülkenin bir ferdi değil sanki ithalatçı hükümetleri yönetenler (25 30 yıl öncesi ekonomi uzmanı getirdikleri ) yoksa özgürlük deyip diğer ülkeler yok olduğu gibi gerçek yaşam ülkesini top yekûn yok etmek gibi bir şey )

Bir şekilde en basıp yoldan makamlara ulaşarak ülkesi mi bilmem ama sanki ülkeyi kendi ve ya yetiştirilmiş parçalanacak ideoloji fikirlerini elde etmek için birilerine ülkeyi teslim etmek almak gibi bir şeyler mi var..

Dağda yaşayan bir çobanım “yaşarken eğitim almış biri olarak” hiç okula gitmeyen bir çobana anlatamazsın sadece “vatan bayrağını düşünür” sadece çıkar fırsat ve içerdeki larvaları duvarlarda asılı diplomalı gerçek ülkesini düşünmeyenlere anlatırsın  anlatmasına anlatır ama tekrar, tekrar vatan bayrağını düşünenlere çok zordur dağdaki çobanlar ve balık tutanlar geçmişte bir şekilde bayrak vatan için hapis yatmışlar ülkesi için son kanına kadar akıtır bir sizin eskimiş demokrasi dersi daha der ve “gerçek halkın gücü dersi “verir sonu olmayan bir dekine 15 07 2016 gibi olmaz bu sefer iş çok farklı olur.. saklı şifa sırlar kitabin dan yaşam içinde insanlığın yazılmış anlarından kopmuş insanların çıkar için yazdıkları bölümünden  

Ek 27 11 2020 Bir şımarık şeytan gider dünya ışığı kapatacak karanlık şeytan gelir Açık denizler derinlerdeki servet inadına doymaz illa yıkmak istedikleri küresel güce dik duran ülke..

Bitmeyen oyunlar dünya ekonomisi ne çomak sokarak insanlığı demokrasi adına denilen şey onların istila ölüm kaos kışkırtmak mekanizmaları gene iş başında ülkeyi bir şekilde sen git artık ben gelip ülkeyi cumhuriyetten çıkarıp küçük eyaletlere bölüp özgürlük getirecek le gene başlarlar bu nu net gören “lider liderleriydi ” sesiz sedasız bu ülkeyi bayrak vatan yıkmak parçalamak isteyenleri oyun kurucularını tek tek ayıklar..

Kötü emelli dış dünya ve demokrasi denilen sözde evrensel adına çıkarlarına göre bizden büyük yok diyen  inanç kılıflarına bürünmüş hiçbir dine uymayan sadece şeytan oyunları dan iblisten başkaları olamaz..

Çok geciktik diyenler tüm dünya şeytana burunmuş liderleriyle sözde demokrasi güçler özgürlük adına maşalı pembe dünyada gezenleri sahte cesurlukla ülkenin içine iç içe geçmiş hem dışta hem içteki hain larvalar 15 07 2016 gerçekleştirmek isterler sahte demokrasi özgür sahte cesurlara da o ülkenin halkı vatan bayrak bölünmez iman gücüyle çıplak elle Osmanlı tokat ı atarlar ve tokat yiyenlerde sonradan anlatırlar ..

Artık şımarık şeytan gitmekteyken küresel zenginler iblisler eski karanlık şeytanı tekrar cımbızla karanlıktan aydınlığa çıkartarak dünyayı daha karanlığa itmek dünya insanlığını güçlü devlet altına alıp güçlü devlet de dünya insanlığını da köle haline getirme çaba içine atarlar bir yandan din kılıfı yandan ırk ayrıştırma insanlığı kaoslara sürmek bunu yapacak nefise şan şöhrete koltuk ideoloji sevdalılarını bulut eskiyi filmleri yeni den senaryolar yazarak başka, başka yerlerde bahar dedikleri sonradan portakal renkli sahne yazarlar ve yazmaktalar.

Ekonomiyle alamadık darbeyle alamadık halkı ayaklandırdık gene alamadık sandık sandık dedik gene indiremedik diyen senaryo yazıcılar şimdi yeni senaryo yazarlar ülke içine sermaye vererek örgütleşen bir avuç guruplar sizlere şan şöhret vereceğimle başlar araştırmacılar planlayıcılar anketler dış duyanın veri tabanlı kayıtlarına blok zinciri içinde istedikleri bilgileri almak içinde veri tabanlarından program karşılığı servetler ödeyerek alırlar parayı çok veren anketten yer alır artık başlar yeni güçlü anketçiler paralarını gene dış dünya şirketlerine kaptırırlar  

Her türlü takla atmaya girişenler her kese bu ülkeyi parça parça eyalet başkanlıkları verme vaatleriyle ülkeyi koltuk ,koltuk diyenlere sunarlar filim içinde daha başka sahnelerde hazırlarlar bir sahneyi de açık denizlerde o ülkenin bayrağını taşıyan gemiye korsanlık düzenlerler ve düzenleyen ve emirleri verenler mahkemeye gitseler de ömürlerinde alacağı parayı çok fazlasını çoktan almışlar ve sadece sorumlu haksız korsanlar işlerinden men edilseler de ceza almazlar  İtalyan ve yunan adalarında villalarda yaşarlar demokrasi ve evrensel insan hakları da korsan ülkeler sorumluluktan haklarlar haklanırlar bunların her geçen günleri önce den yazılmış sahnelerdir ve zaman gelince oynarlar

Sahne içinde önce 2 3 5 6 8 oyun hazırlarlar sonradan bölünüp arkada birleşen 2 3 5 oyunlar sahne için de yer alır şöyle geçmiş te yapamadıkları ülke liderini ve ülkeye sahte suç mit tırları senaryoyu fragman için hazırlarlar bu seferde açık deniz tüm dünyanın ortak denizidir.

Orada bir filim sahnesi hazırlayan kendi denizlerinde yapamayan ve açık denizde her türlü oyunu hazırlarlar sahnede kurulur artık hayal ederler her türlü oyun vardır deniz kanunlarında misilleme yapsın planı ,Libya’ya daha sonradan askeri müdahale yapmasın silah deyip durdururken Libya topraklarına silah sevkiyatı oradaki kara korsanı harekete geçirmek, artık ortalığı düzeltecek karanlık şeytanı bekleyerek sessiz sedasız karanlık şeytan adamları bir yandan tür atarken birileri de sahte mit sahte deniz planları hazırlarlar buda oyunların içinde yer alır..

En büyük plan ise misilleme yapsın diye bekleyen eskimiş demokrasi evrensel şeytanın aklına gelmeyen oyuna girerler içerde ve dışarda kanunsuz misilleme yapması hatasını bekleyen yıkamadıkları ülkeyi lider ve lider yardımcıları dünya mahkemesi divan yoluna ve ceza yoluna girmesini  sağlayan kışkırtmak sahnesi hazırlayan içten ve dıştan görsellerde sunarlar bu demokrasi ve evrensel korsan ülkeler ve ülkesi değil i unuturlar “bu ülke oyunları çok önceden gören gerçek “adalet ülkesini ve hukuk ülkesi olduğu” sayfalarını geçmişte kaybettikleri gibi gene açık denizde kaybetmişlerdir”

Yardıma giden gemi gemiler sadece insanı yardım bilmelisiniz ki yüzünüz karalık şeytanın karalığı bulaşmış olması eskimiş demokrasi evrensel ülkeler artık çoban için korsan ülkeler olması hala orada insanlığı yok etmek için oyunlar içinde oyunlar gerçekleştiriyorsanız bilin karanlık şeytanın oyununa geleceksiniz ve bir çok kandırılmış veya kanmış Avrupa ülkeleri turuncudan kırmızıya renklerine girecek ülke içinde güçlü devletin ajanına senin arkandayız deyip başka ülkenin gücü azaltarak yeni sahnelere girecekleri kesin aşınadır.

Bunlar göçmen kuştur her gittikleri yerde hastalık yayarak ilerlerler sonuç kuş aklı kandıracaklarını zannederler maşa ile masum insanları yok edecek ve ederek ülkelerine halkına sus payı olarak ta petrol yerine kanlı para götürürler bazen de silah lobileri ilaç lobilerin parasını bir kısmini halkına bir kısmını karşılığı olmayan bastıkları paranın bir kısmını da merkezlerine geri kalan parada küresel güçlerin paylarına vererek ilerlerler

Asıl hak ise bu sefer bu korsan ülkelere karşı açık denizde o ülkenin bayrak insanı yardım  gemileri o ülkenin savaş gemileri korur haktır çünkü denizde korsan vardır koruma planına petek gözler girer bu sayfayı gene kaybedecekler..

Oyun deniz kanun 100 yıl bitimi boğaz deniz yolları hatayı burada beklerler bekleyenler her türlü oyuna girerler larvalar çok hızlı deniz anaları toplanması lazımdır uyumamak nesiller için uyanık olmak bu bir işarettir  

saklı şifa sırlar kitabin dan Savaş virüsleri geçmişten bu güne anlık yazı not ekler bölümünden. selcuk uysal çoban saklı şifa

SADECE GERÇEKLERE

Sonsuzluğa dik duruş aynı hiç değişmeyecek demiştir benim bedenim et kemik olacak ama gelecek nesil hepimiz olarak et kemik olacak..

Evet bütün dünya anlamıştır ki gerçek evrensel ve demokrasi tüm insanlığı bütünleyen bir Atatürk’ü dünya anlamıştır ki bir türkün önünde bir önder önderin arkasında ataların getirmiş olduğu savaşçı ruhu var olduktan sonra bir Türk varsa orada Mustafa kemal Atatürkler var olduğunu anlamaları ve anlamış olmaları, olmayanlar ise her zaman aynaya bakmadan kanlı eller ve iki yüzler olsalar da önce yaratanın ilkeleriyle ve yaratanın inan gücüyle daha çok Atatürklerin geleceği ben Atatürk değil hepimiz bir Atatürk olduğunu anlayacaklar, anlayacaklar ki geçmişten gelen atalarına saygıları Kaanların turan soyu savaşçı ruhu olduğunu bir ırk Türk ırkının Ata Türkiye’sini anlayacak.. Ülkede arkasında halk var ise o ülke hep dik duracaktır her kes etten kemiğe oluşumu olacak her seferinde halkın içinden bir güç doğar o güç arkasında ülkenin çoğunluğu varsa o her zaman bayrağına vatanına dik duruştur aynı bayrağı temsil eden halkın birliğidir halkın gücüdür halkına  renk değiştiren ise bilsinler ki bu halkın gücü olduğu süre o yaşadığı dünyasında dar gelir ve hesabi ağır olur..

Şimdi iki kavran düşünmektesiniz sadece evrensel demokrasi ve bu gün için Atatürk arkasına saklanmış ama “bir avuç kadar kişi ve kişiler” Fitne fesatla yüzlerine maske takanlar hiç benim sememmiş bir ikili toplun yaratmaya çalışsanız da bilin eğitim görmemişler siniz sizler eğitim gördüm düşünceleriniz sadece benlik yoluyla çıkan sadece kurulan ülkeyi cumhuriyeti ve Türk toplumununum dışarı esir edecek bir ruh taşıyan bir avuç kişilersiniz bu da oluyor ki eğitim görmüş çağıl kurnaz oluşudur.

1923 1938 yılına kadar % 20 dünyada büyüme hızı varken ve “atanın ölümü” sonrası hızla düşen zihniyet dışarı bağımlıkla bu hale sokmanız ve şimdiki tarihlerde maskeler düştükçe ve o kadar geçen zaman içinde hiç mi anlamayacak anlayacak anlatacak eğitimci çıkmadı çıksa da nere nerde hangi hesap peşinde.

Düşman sadece sarışın çakır gözlü adam ölüme gelmedikçe bu ülkeyi alamayız evet inatla hasta yatağından kalkan önder ölümüne kadar boy gösterdi ve 1938 ölüm geldi ama diş dünya bir kez daha gördü halkıyla yaşadığını gördü bir öldü 1000 Atatürk doğdu GÖRÜNCE ..

Dış dünya bir avuçla gene kurnaz eğitimle kimlikler değişti saldırı devam etse de bırakılan felsefe hiç eskimedi daha çok yenilendi.

Evet çıktı 2 ci dünya savaşından kaçan bu ülkeye sığınan zulümden kaçana kucak açan ileri yönde eğitimcileri fakülte öğrenim üyesi olarak barındıran ve daha sonra yaşayacakları ülkeye iki oyunlara sokan ve öncesi ve sonrası bizden çıkan eğitimcileri arka planda tutarak kimileri nefis kimileri benlik kimilerini ağzını bağlamak kimilerini sürgün kimilerini asmak ve bizden olmayan bu ülkeye kaçan sözde eğitimci dedikleriniz le bizden görünümlü nefis girmiş maskeli eğitimciler gelecekte yıkma planlarıyla ilk önce çıkar adalet kanunları eğitimciler değil miydi değilse bile karda yürüyüp izini belli etmeyenler grubundadır

Eğitim beyin yıkama eğitimi değil sonradan tarihleri değiştiriyorsunuz zaman perdesinde sadece zamanınızı duymak tarihlerinize göre felsefe yapmaktasınız sadece ben olarak ve sonradan genç beyinler yanlış pardon yanıldık diyerek hep yanlışlıklarla yol alacak yetiştiren kim mi  sonradan zamanlar asırlar gelince anlam taşır önceki sonraki an ve gelecek zamanlar atlatıldıkları bir sonrakine aktararak yol alacaklar.

Bir önder ise geleceğe hiç değişmeyecek Türk Ata felsefeyle gelir gider ve asrınızın bir değişmeyen geleceğe dönük felsefeyle bir Atatürk gelir gider her asır gelecek felsefelerde devan eder bir geçmişi görerek gelecek dik duruş geleceklere felsefelerle Atatürkler gelir ve sancaklar açılır ata yurtlar gelir.. Bu türkün kanında vardır..

Yok öyle masa başlarında çıkar eğitimi.. Şimdi sor sorgula kendini ben nerede yer almaktayım..

Ağaca çıkmış ağzında peynirli karga mı yoksa aşağıda bekleyen tilki mi.

Eğitimden önce yalanı bırakıp ahlak gelmesi işte orada kışkırtmaktan önce gerçek ve gerçekler gerçekçi olma yatar..

Evet uyutulan dev artık uyandı zaman çok sert geçer ama diz çökülmez diz çöktürülür gen onların diz çökmesi ise gene bir oyun olduğu aşınadır.

saklı şifa sırlar kitabin dan nesiller  dik duruş .cumhuriyet bölümünden kısa alıntı .

DİK DURUŞ

Adı Türk

1881 Cumhuriyet 1938

Bil sen Turan, arkadaş ,yurttaş korkma Türk ebediyi sonsuzluktur..10 11 2018 bir dakikalık ister gece yarısı 3 .30  ister dikleri 9.05 geçe DİK DURUŞ dış dünyaya en büyük silahın Adı Türk 1881 Cumhuriyet 1938 ve Atalarınızın sonsuzluğuna .

Ya küçük ülkede yaşaya can yada şimdiki ataların bıraktığı ülkede. Bil düşman tek derdi var yıkmak..

Cumhuriyet bir günde kutlama değil cumhuriyet ebediyete kadar kutlamak.. nesiller derinleri okudukça daha iyi anlayacaksınız 23 aralık 1876 kanun u Esasi kuruldu daha öncesi de 1796 dan başlar bir ön ayağı da var 1453-1457 İstanbul. ‘un fetih in den sonra iblislerin yenin etmiş Türk ırkını yok etmek Anadolu’yu almak "EVET" Mustafa kemal doğmamıştı...

Kargaşa fermanlar sürerken 1881 ışık doğar ve hayatı boyunca Halkı için Vatan bayrak için çalışır ve tek Başına gider Türklüğü devamı için Osmanlıdan alınan emanet bayrak ve sancak sonsuzluğa yol alır 1938 /11 /10...Ata saygısı alır halkından da Türk'ü ..Siz saygı duruyorsanız bilin atalarınıza saygı durmak tasınız.. “EVET” Mustafa kemal ölmüş tur .

BU YURT Atatürk le dolmuştur içerde hala hainler varken bile halkın Atatürklerinden hep çekinmişlerdir hep te çekineceklerdir sonsuza denk bu bir Türk halkıdır halkın gücü dünya eşitliğe sağlana Türk topluluğudur

Neden sorun bu halk der dünya şeytanlarına kananlar Ama dilmezler yaşamlarının bu topraklar olduğunu anahtarı olduklarını sığınmak için en güvenilir olduğunu zaman gelince anlayacaklar ilk 7 yıl 23 te bitiyor sonrası 29  35 yıllar çok daha çabuk ve sert  zamanları geçince önceleri Türkler geliyor dedikleri ataları sonradan şükür Türkler var diyecek zamanlar çok yakın. 

ŞİMDİ TEKRAR BAŞLARA DÖNELİM.. 

HER DOĞUŞ SAYGIYLA DIŞ DÜNYAYA DİK DURUŞTUR...

Bu da Türk halkının ölmediğini göstergesidir.. sizce hala okumadınız mı. .geçmiş tarihleri ve şu anki yaşantınızı.. Hala neredesiniz.. Nefis ve çıkar yolundasınız.

Kendinize gelecek karanlık dünyaya bilgiyle ışık tutun....Şimdi Tunceli belediye desen anlatsan komünist dersiniz Halk ve ozan müziği dinledim diye ateist dersiniz. .Ben sadece ALLAH DER zikir ederim.

Hep siyaset suçlusu olarak görmemiz bir birlerimizle kavgalar ederek başka kişileri suçlu ararken bir siyaseti uçlarken ana temel 50 yıl içine sızan sızdırılan bir türlü temizlenemeyen ve şimdi bunları bilerek bilindiği halde karşı suçlananın elinde kozları olmasıyla bu kozu gerektiğinde oy kaybolma falan falanlar eklenerek halka yansımasıyladır.

Bu kozları gerekliği zaman çıkartacak dış güçlerin ve içerdeki elamanların her defasında başaramadıkları eski dönemlerde bile önce yanlarında gözüken sonra “ülke halkı dış dünya ayakların altına alınacak halktan korkuları” yapılamayan yapanlarda dış dünyanın ambargolarına rağmen ayakta dik durmak önde tutulan ve kendileri kurdukları terör dedikleri yenle teşkilatlarıyla yetişmiş yetiştirilmiş elamanlarıyla girişimleri.

Bir o gün bir siyasi ayağına bağlı değil bu bundan sonra kurulan kurulacak o zamanın siyası grupların devamı ve ülkeyi parçalanmak için ilk taşlarından bu zamana gelen yeni o zamanlarda bile görev almış ve bu zamanda her fırsatı bekleyen devlet kurumlarında bile bu zamana kadar kaç yılınız da olursanız olun görev yapan devlet kurumların içinde bile hatta şimdi sanki bir birlerine aile soy kütükleri devam etmekte bir bakın son 50 yılı ve sonrası terör 40 yıl değil tam cumhuriyetten beri gelen ve 1936 dan beri  de terör o günün Fransızların İngilizlerin İtalyanların bazen yer değiştirerek ve 1950 ler de güçlü devletin bu bölgeleri içten yıkmak için her türlü tezgâh oyunlarıdır..

Evet bunlar bir tezgah ve de hala içten içe oyunlar sergilemekte bu nu görenlerde hala tüm oklar çevrilse de gene ne olursa olsun dik duran ve gene çevresindekiler ne derler korkusu olmadan dik durmaları dış dünyanın bu güne kadar yıkmak parçalamak için kurmuş oldukları düzen yıkılır.

Bir daha hiç ayağa kalkamaz ama bur da halk önem taşır çıkar menfaat beklemeden siyasi muhalefetler fırsat bir koz fırsat arar o koz ellerine geçmesiyle de “iyi bir anda kötü olur” kötü düşünceler iyi rol alır artık ülke ve bayrak gider ülke tamamen bir kaos düşmanların beklediği de bu olur 1950 ilk koydukları taşı başarmış olur ve bu iş oduyla sonlandırırlar..

ASLINDA TARİHLER ÇOK ESKİDİR

Evet bu iblis her dinleri kullanır fitne fesatlar vererek ilk 1454 yılında ticari ateşe İtalya da açılır.

İnsanlık nasibini almamış bir azınlık kaos fitnelerle bu güne şirketler kuruluşuyla gelir dinleri kullanarak insanlığın en hassas noktasına vurur kandırılır kanılır...

Bazen olur ki çıkar için anıları kullanır bukalemun bazen de üç maymunu ..Şimdi sırayla bakalım eksikleri akıl düşüncenizle tamamlaya bilirsiniz.

İlk Ateşe den sonra Fransa’yı örnek almak ve Anadolu tarihlerini bekleyen karanlık yılların başlaması.

1454 İtalya daha sonraları 1796 Artık Osmanlı değişmekteydi...Acısını en son çeken sırtında yükü ve öz vatanı karanlık dünyaya karıştı son paşa...

Dış dünyanın alamadığı bu topraklar Fatih sultan Mehmet bir cağ kapatıp bir çağ açması İstanbul fetihten sonra dış dünyanın ”biz bu şekilde alamayız” felsefeleri ı artık yüz yılların yemini edilerek İstanbul alınacak ve Anadolu alınacak Türkleri bir şekilde yok edilecek yeminler edilerek oyunlar yüz yılar sürecek oyunlar kaoslar başlamış yıllara girildi..  

Fitne fesat münafıklar türedi türedikçe yükler başladı modernleşme yılları arkasında gelen karanlık dünya daha modernleş me derken daha Avrupa da tuvalet yoktu...

“O yılların öncesi bir cami yapılır ustalar der mimarım nereden başlayalım ..önce senin ihtiyacından başla tuvalet abdest almak için şadırvan ve temizlenmek için banyolardan başlayın”

Evet son paşa Sonrası. .Sultan Vahdettin 16 Mayıs 1926 günü akşam geç saatte vefat etmişti. 65 senelik bir hayat ve Osmanlı Devleti'nin son padişah ve son halifesi artık veda etmişti. Padişahın na’şına otopsi sonrası bir tabuta konulmasının ardından acı dolu günler yaşanır. Alacaklılar cenazesinin haczettirirler...

ŞİMDİ ÇOK ÖNCELERE TEKRAR DÖNELİM..

Fırtınaların estiği geriye dönelim dış dünyanın...Kurdukları oyunlar sırayla gelir.. Daha Mustafa kemal doğmamıştır... Bir heyet toplandı ve 23 Aralık 1876 yılında Tersane Konferansı'ndan bir gün önce Kanun-i Esasi ilan edildi.

19. Yüzyılın ortalarından itibaren çıkan Genç Osmanlılar hareketinde Fransız Devriminin etkileri görülür. Aydınlar arasında demokratik fikirlerin gelişmesi ve bazı dış etmenler sonucunda 1876 yılında ilk Osmanlı anayasası (Kanun-i Esasi) yapılarak meşruti monarşi rejimine geçilmiştir. Daha Mustafa kemal doğmamıştır..

Fransız İhtilaliyle millet anlayışı siyasi içerik kazanarak bir siyasi ideoloji haline geldi. her milletin kendi bağımsız ulus devletine sahip olması fikri önce Avrupa’ya, sonra tüm dünyaya yayıldı. Milliyetçilik 19. yüzyılın en etkili siyasi ideolojisi oldu. 19. yüzyıla “Milletler Çağı” denilmiştir. Daha Mustafa kemal doğmamıştır..

1789 Fransız İhtilali’nden sonra Milliyetçilik akımları yayılmıştı. Milliyetçilik fikrinin yayılması en fazla Osmanlı Devleti gibi çok uluslu devletleri etkiledi ülke bünyesinde bulunan etnik gruplar arasında ayrılıkçı eğilimler arttı.

Bu durum dağılmayı hızlandırdı. Milliyetçilik akımları önce Balkanlarda kendini gösterdi. Yunanistan 1832’de, Sırbistan ve Romanya ve Bulgaristan 1878’de Osmanlı Devletinden ayrıldı. Daha Mustafa kemal doğmamıştır..

31 AĞUSTOS 1876 TAHTA ÇIKMIŞTI.

Ülke sorunlarla boğuşurken, Sadrazam Mehmed Rüştü Paşa istifa ettikten sonra yerine Abdülhamit Han, Mithad Paşayı bu göreve getirmişti. Mithad Paşa göreve getirildikten sonra Avrupa’nın eşitlikçi ve parlamenter sistemini ülkeye adapte etme çabasına girişti.

Bütün bu çalışmaların ardından Fransız hukukundan adapte edilen ve 28 kişilik Cemiyet i Mahsusa’ nın düzenlediği Kanun u Esasi, 23 Aralık 1876 tarihinde O günkü yetki (Bakanlar Kurulu) onayı alındıktan sonra açıklanmıştı.

Açıklanan anayasa metninin aslında padişah odaklı çıkartılması, eşitlikçi yapıya ve meclis dokunulmazlığına tersti. Çünkü bu metin her ne kadar anayasal bir düzeni destekler gibi görünse de Osmanlı saltanatının mutlak otoritesini de pekiştirmekten öteye gidememişti. Daha Mustafa kemal doğmamıştır..

Evet beklenen bu acı içinde geçen yıları gören yaratan anayolunun zikir eden insan geleceği gören yaratan bir daha iblislerin bu milletin sırtında olacağını gören Allah.. Zaman ve yılları ortaya koyar ve tarih insanlık için bir daha yazılır..

Düşmanı hala yok etmek için uğraşsa da. o andaki paşalar bu milleti ahını alacak bir ışık geleceği görürler. Düşman hep nefisle oynamış paşaları hep yanız bırakılmıştır...

Yıllar sonra yanız kalanlar gelecek ve daha sonra gene yalnızlar gelecek, hep yalnızlar gelerek bu Anadolu insanını Türklüğü hiçbir zaman ilelebet yıkamayacaklar..

Bunu bilen bir ulus vardı ve içindeki kan asıl Türk kanıydı son kan olsa da Türk gene doğacağını bilmekten gelen nesilleriz...

Şimdiki tarih bir bakalım gene kışkırtma bazıları der ya sev ya terk et, bazıları da der tarih bizi çağıyor.. iblis çok iyi bilmekte insan da ki inat kim nefretti iyi okumaktalar ve kışkırtma hastalığına her zaman bir boşluk bulur ve yerinde hemen maddeleşir”

ŞİMDİ O TARİHLERE GERİ DÖNÜP BAKALIM.

1881 Mustafa kemal doğar ve yıllar geçer.. Kısa yazıyorum doğduğundan beri ölümüne kadar bir bavuluyla geçtiği yıllar. .Bir elinde bavulla cepheden cepheye koşarlar asıl komutanlarıyla paşalarıyla...

Ama nafile o yılar müttefik ordular oyunların içindelerdi.. Amaçları son kozlarını oynuyorlar sanki soykırım yapıyorlardı.. Kendilerini ateşe atmıyor dünya insanlarını savaşa sokuyorlardı. Vatanlarına çok uzak insanlar iblislerin oyununa gelmişlerdi...Yarım milyona yakın insan öldüler.. Sanki bir şey olmamış gibi 2 yıl sonra ellerini sallayarak İstanbul’a yerleştiler...Bir düşünün nereden nerelere...

Ve İstanbul işgal edildi..16 mart 1920...nedenlerden bir tanesi. esir ve esaret içinde yaşatmak geçmişten gelen yeminlerini İstanbul’u işgalle Anadolu’yu almak ve parçalamak tüm dünyaya bölge, bölge dağıtmak..

ŞİMDİ SİZ BU ZAMANDA OLSANIZ NE YAPARDINIZ...

Hatırlayın 15 07 2016 ben çok iyi hatırlıyor 4 gün geçe gündüz elimden ne gelirse yapacaktım ölmeyi bile göze aldım siz ne yapardınız 1919 da gelen tehlikeyi yapılanları okuyup duyup veya görünce ne yapardınız

TEKRAR KALDIĞIMIZ YERE O TARİHE DÖNELİM..

İngilizler.. yaptıkları...Subayların otoritesini kırmak bilhassa Mustafa kemal.. Milli mücadeleyi Türk halkının kötü göstermek.. Kandırılmak.. Bir yanda da ileri gelenleri uzaklaştırmak gizli suikastlar yapmak. .Bazı mebuslar tutuklandı bazıları Anadolu ya kaçtı İstanbul’u işgalden İstanbul’u Anadolu’ya göçe zorlandı Anadolu işgal devletleri birleşerek İstanbul’da Türklerin elinden alınacaktı...

Yemin etmiş İngiliz Kraliyet ve harçlı ordusu savaş yerine İngiliz yeni savaş strateji teknikleri oyun kaos la Avrupa da ki tüm krallık ve imparatorlukları yıkmaktı istedikleri oldu son Osmanlıyı yıkmaktı zaman ve asırlar boyu kaos fitneyle içten içe dıştan desteklerle her oyunu oynayarak güçlü orduyu parçalayarak yıkmaktı ve yıktılar..

Kendilerini Dünyanın en güçlü su gibi kendini gösterdi.. Ama Korktukları BİR TÜRK VARDI Mustafa kemal. .Zamanlar içinde yenilmez Türk'ten O zaman ve şimdiki zamanlarda hep İngiliz oyunlarıyla kurmak isteseler de "yaratan mazlumları gören göz" kısa yıllar içinde başına bir başka ulusu musallat eder 1939 başlayıp 1945 yılların da sonra zenginliğini ve liderliğini sömürgecilik ve zulüm eden Amerika'ya kaptırır..

Şimdi gene bakın 2016 yılara herkes kimin peşinde önce milleti esir etmek için önderi yok etmek evet sonra kim gelecekti teke tek dövüşen bir er meydanı varsa yenen gelecekti o kimdi karşı hamleyi yapan suçlular kim kimse yok sadece gelecek olan güçlü devletin 50 yıl önce hazırlanmış planı gelecekti devlet ulus küçük parçalara ayırmak kralcılar vererek şimdiye kadar gelen ordu hükümet muhalefet liderleri de başa getirip  sonra yok edip sonra halkı bir şekilde yok etmek Türk ırkından kurtulmak sonrada İslam’ı Müslümanlığı yok etmekte olacaklardı ama gene başaramadılar.

Ama ne derler korkusuyla ilerleyenler ve hala yıkmak için ülkeyi teslim almak için hayal edenler alsalar da bu halk gücü bu ülkeye sıfır tarihli siyaset önder getirecek

 

VATANIN İŞGALİNE DÖNELİM

Evet şimdiki tarih.. siz olsanız o tarihte ne yapardınız ve şimdi bu zaman olsa ne yapardınız.. Teslim mi yoksa ölümüne mi vatan...

Tarihçiler ya siz topluma anlatamıyor yada toplunda hiç Türk kalmadı mı.. Bunu anlayamayacak kadar kafalar kuma sokulmuşsa o tarihte vatanı kurtarıcılar subay ve komutanlara dil uzatılıyorsa kusura bakmayın işgal edildiğinde İngilizlere yardım eden içteki hainlerden farkını olmaz..

İstanbul’un 16 Mart 1920 günü İtilâf Devletleri tarafından işgali, Millî Mücadele’nin bir dönüm noktasını teşkil ettiği kadar, hem Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’dan bu tarihe kadar olan kurtuluş faaliyetlerinin işgalci devletler üzerindeki etkisini göstermesi ve hem de, işgalci devletler arasındaki, rekabet ve menfaat mücadelelerini ortaya koyması bakımından, Millî Mücadele’nin önemli bir olayını teşkil etmektedir.

Bilindiği gibi, Yunanistan’ın 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgali, hem Atatürk’ ü harekete geçirmiş ve hem de Millî Mücadele’nin en önemli itici gücünü teşkil etmiştir.

Artık sessiz gemi yola çıkmış ve samsun limanında Türk gençliğine bayrağı yemin etmiş sancak alınarak ilk yapılacak işlemler ve toplanacak ordu..

Bu toplantı olsa da olmasa da bu vatan milliyetçiliği ve işgal güçleri bertaraf gene edilecekti..

Bir komutan gerekliydi evet Mustafa kemal doğumundan ölümüne kadar cepheden cepheye bir savaş bir ışık komutandı evet Türk toplumuna gönderilen bir hediye idi...

Şimdi yaşam o zamanın Türk halkıyla mücadele eden atalarınız sizi bu zamana getirdi..

21 22 Haziran 1919 Amasya Tamimi, 23 Temmuz 7 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi, 4 11 Eylül 1919 Sivas Kongresi, bu itici güçten hız alan üç büyük millî hamle olmuştur.

Geçmişte milliyetçi akımı Avrupa’da bağımsızlık ilan edilen devlet gibi...Bunlar dış dünyanın oyunları bozulmaya başladı ..Tekrar toplumu toplamak çok zordu içten ve dıştan bilhassa Fransızların çetelere bu gün dersim bölgesinde ve ermeni çetelere silah iç isyan temellerini gören Mustafa kemal bu kurtuluş savaşı şart oluşumuydu ya öleceğiz ya öleceğiz Anadolu halkını ve neslimiz Türklüğü ayakta tutacağız.. Bu gün bende olsam bu sözü söylerdim..

İşgalciler işgal eden devletler Artık her kez korkmuştur...Herkes geldikleri gibi gidecektir...Ama geldikleri gibi değil çok acı içinde gittiler ders alarak...

Artık son karar Mustafa kemal bir savaş komutanıydı tecrübesi çok olan bir komutan sırlarla dolu savaş teknikleriyle gizli yaprak dökümü misali savaş oyunları tüm dünyanın sonradan değer verecek bir komutanıydı..

Neyin nerden gelecek tehlikeyi bilen içten ve dıştan savaşmayıp kaçıp uzaklaşan kurtuluş savaşı içinde bulunmak istemeyenler hainlerle bir cehennem edecekti içten fitne fesat kışkırtıcı insanlarla dolu bir cephe idi.

Çok gizli savaş sırları içinde bir ağ kurarak güvenilir komutanlarıyla savaş planını hazırlamış bir günde her şeyi halledecek durumdayken tek bir şey beklemekteydi....

Evet Bir Baş komutanlık...Evet anayolunun dört tarafına dağılmış bir isim baş komutan Mustafa kemal idi...

Vatan için duyan bir böcek bile haberdarı olan vatanı kurtarmak için koşan bu millet sizlerin atalarınız..

Daha düne kadar 15 07 2016 Hatırlayın...Evet geçit vermeyen dağlar Maraş yiğit kadınlar ve efeler ,Toroslar çubuk Muğla aydın bekçileri efeler ağalar Fransız İtalya yanları, durduracak cesaret bulamayan düşman müttefikler yunan destek yollarını kesen Yörükler bilhassa İtalyanlar çok iyi bilir dağları geçmeye çalışanlar ceza olarak kulakları kesildi karınları doyurup geldikleri ülkelerine gönderildi...vatan için üç cepheyi kesecek hilal ay...

Kahraman telgrafçılar muhabereyi iyi kullanan üst subaylar savaş meydanına ve düşmanlara gelecek tüm destek yerler yerle bir edilerek fazla asker kullanmadan savaş in er meydanına toplamaktı...

Çok askerle yakın döğüşüsün az askerle iyi hazırlanmış planla çok askeri yok edersin Akşehir Polatlı Şuhut Dumlupınar kaçış yolunda tutulamayan düşman sadece gözlerini İzmir de aştı..

İzmir işgal edilirken düşmana ilk silah sıkan kahraman ,menemen bunları bu kısa yazıda anlatmak üzün olabilir ama benim için kahramandırlar onlar merminin barutu idi atalarınız mermilerin çekirdeği oldular siz o tarihleri bir daha okuyun sizler bu zamana kolay gelmediniz...

Şimdi ise ver yansın konuşmalara basit yönden bakmaktasınız gözleriniz kapalı kulaklarınız duymazdan gelmekte nefsiniz ve çıkarınız içinde konuşamıyorsunuz...

BİLİN BAŞKA VATANINIZ YOK...EVET DAHA BİTMEDİ..

İsviçre ,Almanya ve İngiliz bilgi kütüphane Osmanlı arşivlerine daha da en üstün savaşı gören komutanların yazdıklarını okuyun görün ve kulaktan dolma sözlere bakmayın bilin çölde su aramaktasınız bulsanız da serap olduğunu görmektesiniz az bir erdemlik ve nesliniz için çölde bilgiyle yeşil vadiyi bulursunuz...

Değerli komutanlar ve atalarınız bu mücadeleyi yapmamış olsaydı şimdi siz Türk olur muydunuz.. Bir kendinizi sorgulayın. Nerelerde ne olurdunuz.. Hangi zamanda nerelerde olurdunuz.. Hatta siz olur muydunuz...

O gün kurtuluşa karşı çıkanlar bu gün içinizde o zamana dil uzatanlarla aynı saftalar oluşu hala tehlikenin geçmiş olmadığı anlamını taşır.. Evet geçmemiştir.. Tehlike aynen yolunda gitmekte oyun içinde oyunlarla Türklüğü yok etmek hala parçalamak isteyenlerle dolu bir dünyası içindeyiz...

TEKRAR 1936 DÖNELİM.

Savaş bitmiş cumhuriyet kurulmuş gene Fransız 1936 iç Anadolu   Dersim bölgesin de silah yardımı yaparak gene ayaklanma yaptırma planı  yaparken hasta yatağından kalkan Mustafa kemal vatanı için gene yollardaydı.. Fransız şunu söyler yeşil gözlü komutan ölmedikten sonra bu vatanı alamayız...

Mustafa kemal Allah rahmetine kavuşur iyisiyle kötüsüyle ölür. Bu vatan arkasından ağlamaktadır...Dış Dünya vatan arkasından ağlıyorsa hiç bu şekilde hiç alamayız..

Seneler geçer içeriye a b c her türlü alfabe planları koyarlar ajan bile yetiştirirler bu millet ataları atalarına gelenler atalarına saygı duruşu bulunurlar ve şimdiki nesille gelir gene hiç mi hiç alamayız der dururlar...

Bu seferde içten içi kışkırtmalar başlar...o seni bu senin ..Evet yarın YARINLAR SENİN dış dünyaya en büyük bir dakika  halk gücün der hep korkar korkacakta dik duruş silahından ..

Sadece kurulan kurtarılan bayraklarla el değişen ata ataların anısıdır bu topraklar.

İyi okuyamazsan iyi oyuncuların iyi gösterilen oyunların içinde esir olarak yaşarsın   Bil ki seni her türlü aldatırlar.

Bil bu kaos kargaşa yeminleri şimdilik bitmeyecek... sen DİK DURDUKÇA ebediyete kadar ve yaratan rabim ise sonsuza kadar koruyacak.. “ Allah de zikret Allah de”.

saklı şifa sonsuz sırlar kitabi internet yayınlanmamış stratejik savaş bölümünde çok ayrıntılı yazıların bir kısım alıntıları ...

ÇÖLDEKİ VAHA. VE GÖLGE  

Nesil geçmişleri geri getirerek saygı durmak senin hareketlerine bakar. "Allah yaratan Tanrı "ise sadece kim olduğuna bakar ve neslinin ne olacağına.. Tevekkülün le KORUR...Sonsuza kadar

Gölge sanat ve sanatçının baktığı gibi bakma o sadece işini sergiler .Sen yaratılanın sanatına bak "Allah de zikir et "Allah de".. Bunun içinde tek bir anlam sadece vatan bayrak halk şehitler ve daha sonradan gelecek vatan komutanları var olduğunu var olacağını gösteriyor. Bak bastığın topraklara bir gölge düşüyorsa korkma "Allah de zikir et " Allah de "o Atalarının senin gölgen...

Her asırda gelecek gölgelerden çekinme o sana huzur barış özgürlük verecek.. Bil ki Tarih yeni sayfalarla açılacak geçmişi okudukça seni ve neslini gölgeler yaşatacak.. "Allah de zikir et" Allah de"

Devamı 10 kasım saat 09.05 dik duruş  ve 16 Temmuz saat 03 50 selayı dinlemek  gibi bölümünde okuyacaksınız internet saklı şifa sırlar kitabin da sonsuza kadar okunacak ve saklanacak bir hazine gibi kim bilir bir gün birileri tablet buldum der...

 Sen "Allah de zikret Allah de”

Susuz kalmak serap görmeye başlar .Aslını araman serabı yeşil vadiye dönüştürür. Neslin için oku.. “Allah de zikret Allah de “ Yanız kalmak dağlardaki yaşam yaşatmayı doğayı yaratılışını yaşamı görmek bakmak Kuran’ı okumak gibi dir..ölümü son mektubu hatırlatır .Bu insanca sevgiyle sarılıp hiç paylaştınız mı.. Bir tebessümü...”Allah de zikret Allah de” 

Bir ayettir oğul yeri var dır. İnsanlıktan nasibini almamışlardan seni kurtaracak “sen Allah de zikret Allah de”

DÜNYA İÇİN SÖYLENEN SÖZ

"Bir toplum Allah ın emrini emrettiklerini yerine getirmezse Allah o insanoğlu toplumun için den en kötüleri o toplumun başına musallat eder."

Her bir toplum zalimlik yaparsa bilsin ki onun için uzun. Zalimlik görenler için bir perde bir anlıktır. “Allah de zikret Allah de”

(Sabır taşıdır)

"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. "

"Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir."

"Hiçbir silah insan ırkı kadar küvetli olamaz .Silahı yapanda insan ırkıdır. Ama unutulan güç en büyük silah doğadır. ”Kimse karşı koyamaz". Bir anınız Zaman vakitti varken...Bazı insanlar bize armağandır, bazıları ise ders... Sen ben değil bayrak vatan millet için birlik için “Allah de zikret Allah de.”

Geçmişi asırları bırakın kenarı son 200 yıla bakın ülkene değil dünyaya bakın inceleyin artık dünya bir gelişme yaşanmakta buluşlar teknolojiler her buluş insanlığı iyi olması için düşünülse de sadece yok etme mekanizması mekanizmalar genişledikçe yer altı yer üstü zenginlikler kapma savaşları savaşlarda yok olma yerine algılama yardımlar bahanesiyle başkalarını savaştırma savaş çıkarmak içinde başkalarını kışkırtma fitne fesatla her iki üç ülkeyi savaşlara çekmek dünyanın her yerinde savaşlar vardı eskiden beri gelen sadece teknoloji bu kadar ileri değilken duyulamıyordu  teknoloji ilerledikçe daha çok ülke ülkeler sonrası dünyada neler oluyor demeye başladık dünyaya bir şey olmuyordu aynı idi sadece varoluştan beri bitmeyen savaşları yaşam ilerledikçe önce haberciler postalar telgraflar teknolojilerin gelişleri ileri boyuta giderek büyümesiyle dünyadaki olup bitenleri daha hızlı öğrenmek ve açlık açıkta kalma korkusu sonraları ölüm panik stres depresyonla artan hastalıklar lobilerin ilaçların kullandıkça insanlığın psikolojik ruh yapıları bozarak insanlık yapısını bozmak kim kimler yapıyor derseniz içinizdeki kendi insan yapınız değiştikçe fırsat fırsatçılara dünyayı istila edecek küresel güçlere yer zemin hazırlayarak bu gelişimi 200 yıl öncesi sonrasında ne olacaklarını çözen bir yapılaşmanın planlarının baş aktörleri bu insanlığı sonrasında kendi haline bırakarak insanlığın kendi kendini yok edişini seyretmekten başkası değildir.

İşte burada eskiden beri gelen sonradan kaoslar açan açtıranlar her savaş sonrası o ülkeye ülke içine sonradan açılacak larvalar bırakır planlanan sonradan gelecek içten kaoslar her yaprak açtıkça kaos zinciri başlar ve ilk taşlar konulur aynı santrac taşların dizildiği gibi dizilir karşı oyuncu ise o ülkenin yönetimi ve halkı ilk hamleler başlar yıllar yıları kovalarken o gün duymadığınız diğer ülkelerde de taşlar dızlamış oyunlar başlamış lığı görmez dünyada ne oluyor bitiyor bilmeden yaşam zorlukları içerdeki kaoslar kışkırtmalar seni daha çok santraç oyununa bağlar gözünü kaldıramaz o zamanın teknolojileriyle duymaz göremezsin sadece gözün yaşam için özür beklersin bedenler yorulmuş kendi ülkende barış huzur istersin ..

Bir an hayallerin gerçek olur karşı oyuncu yormuş ol maliki seni artık köle esir etmiş sakin bir şekilde yaşatır enin bir şey yapmamanı çağıl bilgisiz gelişmelerden uzak sadece yaşaman için ekmek bulacak pay verir apara açık borçlandırır başka ülkelerle ticaret alışverişini kestirir gerektiğinde huzura bıraktığı zamanı geri çekerek yaşam alanını kısıtlar evet böyle bu zamana kadar ise geri kalmışlıkla her karşı oyuncuya çekimser bakılır hep korkuyla ve içeriden de nedeler korkusu artar..

Artık teknolojiyle her yeri görmekte oluşunuzda dünyaya ne oluyor demenizle başlar bu gün 2017 de görmeniz duymanız ap açık korku telaş ne olacak dünya halimize der kıyametler yakın de kıyamet gününü erkene çekmek içinde kıyamet savaşını erkene çekmek isteyenlerle dans edilir son kehanetler zamanını gökten yer yüzüne inecek ilahi güç beklenen insanlığı yok edecek şekle getiren insan topluluğu türer ama eskilerde bugünlerin eş dünyasına gidelim görseller anı teknoloji olmadığı tarihlere gidelim.

Örnek yüz yılı alalım 1900 yıl o günün teknolojisiyle bu günün teknolojini çakıştır ve tekrar 1936 yılına gelin 1900 1936 ya kadar dünyadaki savaşları eşleştirin o zamanın teknolojisi ülkeler içinde dünya da neler oluyor biliyorlar mıydı yok.

Şimdide 2000 yılını alalım 2017 kadar teknolojisiyle göz geçirelim o zamanın bir ülke derken kendi kafalarını kaşırken ,dünyada an ve an teknolojiyle  bakalım dünya açlık korku savaşında görür korku panik sarar etrafını hiç düşünmez sadece dünyaya ne oluyor der savaşlar artı der ama hiç akla getirmez elindeki telefon teknoloji savaşını elinde tutar yok oluşunu kendi topuğuna sıkar..

Tekrar 1900 1936 1950 1960 1980 1999 bu tarihler dünyaya o ülkelerde önceden taş bırakılan yerler 1457 yılına gitmiyorum veya daha da eski yılara 2017 yılı dünyaya ne oluyor derken 1900 yılarda da dünyada da her yerde bu günün savaşları vardı sadece duyunlar anı değil 3 ay 6 ay veya 12 ay sonra gelen bazen de ilgilenen haberlerle  sadece okunan sonradan unutulan arşivlere girer kimse kıyamet beklemez yaşam olur aç tok bayrak ülke için o lokmayı da cepheye gönderirlerdi  işte bunun sebebimde her ülkeye bırakılan kaos savaş taşlardır.

Bu gün ve geçmişlerin sebeplerini eş bilmeden savaşanlarda önceden taş bırakılanların önce tasmalı kulacının kuklası iplerle sıralanmış kuklaların kuklası her zamanlar geçtikçe hala dünyanın son alametleri der durmaktan öte gidilemeyecek bu da ayrıca sözlü dünya içine safra taşı gibi hal alır..

Bir ülkeye bırakılan taşlar savaş sonrası hemen başlar 1923 ten sonra  bitmiş savaş hala düşmanlar için bitmemiştir çünkü geldikleri gibi gitseler de o taşları zaman gelince sonradan adına terör denen ve daha sonra savaş suçlusu sayılmayacak garantörler danışmanlıkla paralı asker eş silah lobilerine eş ilaç lobilerine de eş ırk din insan halkları eskimiş demokrasi evrensel arkasına saklanacak (NATO UTAN anlamın da eş)

1936 da dağlarda Fransız eşliğinde terörü estirenler 1950 de danışmanlık hizmetleriyle sızan güçlü şirketler (devleti olmayan) bu gün adı küreseller şirketler o ülkenin öz halkı gibi eğitimci hoca imam din görevlisi ana temele saygın bir kişi kişileri yetiştirerek bu gün bir ülke değil dünyaya önceden taş bırakılan tüm yerlerde o günden bu güne savaş entrikaların çoğalması değil aynı hız da devam etmesine eş sadece fark daha hızlı teknolojilerle duymamız o da korku panik telaş..

Bu da dışarının o topluna önce eziyeti sonradan memnun kalacak yetiştirilmişe ajanlarıyla bizim çocuklar adında o halkın saygın duyduğu kurumlara güven artışıyla darbelere memnun oluşları halkı gelecek yılarında biraz daha dairesel halka haline gelmesi daraldıkça daralan kesimler her şeyi anlamaya başlayınca içerden başlayan kutuplaşma gene o daire içine sızan sonradan başka taşların iç içe geçmiş kutucuklar halinde ilerlerken hala uyanmış gözüken halk uyku içinde uyanmış lığını daha çok seneler sonra anlaması anlayacağı günde hala uykuda oluşunu anlaması an meselesi olduğunu da bu gün yaşamışlığı ise hala pembe dünyasında oluşları ve nefis doyumsuz oluşları ise gayeler sayeler gölgeler arayışları oluşundan ibaret.

“Uyanış bir günlük olsa da düşmana korku salar düşman her zaman temkinli yanaşır “

Bazen yalaka şeklinde sızdırır bebek kucakta yanaşarak vicdanları kamçılar uyutmaya çalışır aslında ara sıra “timsah ağlama taktikleriyle” ağlamayana mama verilmez misali akıldan geçirir artık çocuk buyur önceleri mama peşimde süt peşinde sonra para ,para akmaya başlayınca hortumlar döşenir.

Sonrada havuzlar borular gittikçe genişleyen göletler göller sonrası barajlar o da yetmeyince o ülkenin tamamı.

Derler topla silahla esir etmişleri köleleri korku salar ve o ülkenin her ferdini asmak için yok etmek için zaman ayırmaz önce krallık sonra kralcıları sonradan da tüm halkı köle veya esirler içinde baş kaldıranımda yok edici rollerine girerken 

Uymuş gözüken dev dirilir yukarı bakarak hani sen uyumuştun uyutmuştuk sön söz daha söylenmemiştir anlar  analar anlarda o serpiştirdiği taşlar da bir fidanın yaprakları gibi hepsi bir birini tanımaz ama gen genetiklerinde teknoloji genişledikçe parolanmış blok zincirinden çıkartılarak sürüm yazılımına girer.

OYUNA OYUN HAMLELERİ BAŞLAR BİTMEYEN BİTMEMİŞ BİTMEYECEK DAHA DA GENİŞLEYECEK SAVUNMAYI ARTIRACAK HAMLELER GELİŞTİREREK YOL ALINACAK

BİR TÜRK ÖZGÜRLÜK HAYKIRIŞI 7 ÇİHANI TİTRETİR. .

"Bir mıh nalı kurtarır ,bir nal bir atı ,bir at komutanı ,bir komutan bir orduyu ,bir ordu bir ülkeyi kurtarır"….Unutulmayan bir söz…

Şu an aynısı yaşanmış HALK tarafından yaşatılmıştır daha bilmediğiniz göremediğiniz, kalp biniz de yaşayan huzur barış kısa zamanlıkta olsa gelecek yeni nesillerde huzuru barışı daha çok yaşayacaklar..

Zaman vakitle her şey daha çok anlaşılacak anlaşıldıkça savunma için musibetlerle savaşılacak hiçbir şey bitmeyecek sadece koruma kalkanın savunman güçlü olma ve halkı hakla birlikte bayrağını ve yurdunu koruman dan ibaret olmasın sağlaman ve dik durman.. 

ALLAH DE ZİKRET ALLAH DE”   

10 Kasın 09 .05 Ataya saygı duyduğunuz dik duruşumuz ve 16 temmuz 03 50 halkın gücünün dik duruşu sela nın dinlenerek duası Atalarınıza saygı duruşunuz gibi rahmetine şükrüne duası gibi .

Hep dış dünya içten dıştaki hainler karşısında dik duracağımız , nesillerde vatan ,bayrak ,halkı, insanlık için gelecek nesillerinizde Ataya saygı duruşu gibi ,Düşman karşısında dik duruşumuz gelecek nesillerde ansızın bir sela duyuşunuz sizlere haber ikazı gibi , dik duracağı gelecek 10 kasında düşmanların göreceği VE 16 Temmuz dik duruşumuz kanıtı olacaktır....

sen tevekkül et .Allah de zikret Allah de”

Her bir asır yanız basiret kalp nuru insanları getirir hep örnek alınarak dik duruş sergilenir. .Atalarımızın soy kütüğü gibi. ..

Atalarımızın soy kütüğüne yolculuk yapsak şimdiki şeytanlaşmış insan soyları görünmezden görürdük .Ham Sam Yasef, soyundan gelen Türk vardı..

Soyunu neslini bilmeyen gelecek soyundan nesillerin başlarına gelecekleri şimdiden bilsin yok.....

Dünyada tek kalsan da bil ki ilelebet bu nesil devam edecek Düşman bu Türkün son kanı dese de bil dünya için ilk kurtuluş kanı olacak ve dünyanın son kanı olacak..

“Allah de zikret Allah de”

Bazı Ülkeler...Hz..Lut as...peygamberin mazlumları masumların haklarını korumak için, ihtişamlı yaşantılar içinde olan doyumsuz dünya malından kopamayan insan oğlunun içine giren nefisleriyle şeytanı ruhlar aşılayan iblisler le hayatı boyunca savaşır..

Artık başa çıkamaz

Hz Lut as..."Beddua". Dönemine girdiklerinden ülkeleri yok olacaktır. .Şaşırmış bir millet olarak yok olup gideceklerdir....Bu işe alet olan devletler ülkeler, kendi içlerinde şeytanı ruh taşıyarak kendi ülkelerinde telef helak olacaklar...”

Allah de zikret”

Tek kurtuluş eman dileyerek Tevekkülle Kutsal Emanetleri korumak Türk ırkına düşer..

KORKMA Bil ki Tevekkülle imanlı adım tüm inançla yollar düz olacak. .Koruyan ve koruyanın gücü var...Sadece git al ve koru hepsi helak olacaklar.. Seni koruyacak

”Allah de zikret Allah de”.

Seni ebediyete kadar koruyacak.. Doyumsuzluk şan ihtişam yükleyen iblisler tevekkülle "Allah'a Tanrıya" inananları, bir birine kaoslarla birbirine düşüren, iblisler dünyaya çok öncelerden insan nefsine girdiğini göremeyen insanoğlu son asra geldiği bir işaretini göremeyecek kadar kör oluşu... Kendi elleriyle yok oluşun kanıtı. olacak...

Ufak ve Büyük hatalar olur onlar kendi benlikte çıkamayan, bir tür asalaktır ,onlar bir safradır ,geçmişten gelen haram zehirli lokma düşmanlar tarafından yedirilmiş vatan ve ülke hainlerin sonları bilin an ve andan yakındır..

Korunman için zikret Allah de zikret. Allah de”

Çünkü geleceği için " Yaratan Rabbim " Eman dileyin buyurmuştur...

Hala şan ve ihtişamla doyumsuz insanoğluna ne Doktor nede, Çobanlar hiç ümit vermemiştir.

Sizin kafalarınızda kurduğunuz korku güçler bir illüzyondur yada onlar için çalışan ofis boylardır, halktan görünüp halktan olmayanlar ,halkını mal etmiş kalkındırmış, bazı görseller bilin içinde teknoloji içinde ilk sizleri satrançta piyon olarak kullanır..

Sancaklar oralara dikilecekse git dik, ve gidip alalım, bu günleri yarına bırakırsak düşman her zaman güçlenir gözükse de ,korku salmaya başlıyorsa bil ki hiçbir Türk’e cesaretleri olmadığı günleridir.

Sadece  kaos kargaşa çıkarır göz banttı içeri hamle sokmaya başlar sahada serbest hareket sağlamaya çalışır oda sana tedirginleştirir korkarsan bil ki kokmuşundur ,sana halkın bir şey derler diye korkmak yakışmaz..

Eğer senin ve halkın için neyin değerli olduğunu biliyorsan bil ki halkında biliyordur git ve onu al konuştuklarını anlatamıyorsan, gördüklerini söyleyemiyorsan, o zaman otur yaz...Ta ki anlaşılasıya kadar...

Şayet tarihleri hatırlamıyorsalar, anlamıyorsa, akılları ermiyorsa edemiyorsa tarih yeniden yazalım, yazdıralım tarih yazıldığında onlar dünyaya düşmemişlerdi...

Türkün ne olduğunu ne yapacağını  kıza bir özet geçelim... ..

Bu işlerde Türkün var olduğunu hatırlatalım. Maşa uçundakileri değil ,Maşaları tutan elleri yok edelim.. Sen onların gücünü söyle sende nasıl güç olduğunu söyleyeyim, onların gücü sadece kendi halklarını ,halkını düşünmeden yaptığı işlerdir. Çuvaldız battı mı o güç sadece püfff... Anlamak zorda olsa yakındır anlamaları...Doğanın kazılan çukuru çok derin...

Yarını olmayan dünyada verilen bir nefes var ise...Vazgeçilmez gene aynı yer olacak...Var olan millet , gününü yaşatan yaşatacak yurttaşlara saygılarım ve sevgilerimle.   

Dik duruş sonsuza denk.. Hep ordaydık hepimiz orada olacağız... Bu gün buralardaysak gelecek günler ve asırlar orada olacağız gidilecek yer yok sadece sancaklar açacak zalimlerden mazlumları koruyacak güç vardır Çünkü Türk’üz.....

Bir kere dış dünyaya dik duruş tek yumruk şimdi hepsi gelsin ,hiç ayrım yok ufak tefek hainde olsa, sadece gözleri dünya malında, çünkü şeytanın istemiş olduğu dünyadalar, bunların amaçları, cumhuriyet, faşist, komünistlik, değil, aç kalmış, açık kalmış, umurun da değiller yaratanın gönderdiği kitaplarla hiç ilgileri yok, sadece şan şöhret peşinde dünyayı ele geçirip ,güçlüler, güçsüzler ayrımı ,iyiler kötüler anlayışı olan bir zihniyet kargaşa kaos çıkaran ,tüm insanlığı köle etmek isteyen bir avuç zebaniler...

İnsanların içine girip kaos planlarıyla, zebanilerin son asır zamanlarına girdiklerini, insanoğlu her gün  ve her geçen yıl ,ay, insanoğlu görmekte ve anlamakta , ne kadar insanoğluna kötülük yapsalar da, bir kere daha anlamaların için dış dünya son asrın   "atanın" ruhundan koruttukları gibi içinde bulunan asır içinde "uzun adamın" veya halkın çoğunluğundan yanı arkasında kim olursa halkın gücünden korkan hatta gölgesinden ve gelecek asırlarda “gelecekler önderler” var oldukça dünyaya Türkün halkın gücünden dik duruşu ile düşmanın diz çöktüğü asırlar çok yakın. olacaktır..

Bu iş saygı, kurtuluş cumhuriyet hep dış dünya ya hep dik duruşu görecekler, tüm zebaniler hepsi gelse de ,biz hepimiz hep sonsuza kadar Türk olarak ve Türk toplumu insanlık olarak ,dik olarak ayakta olacağız ...

Bu bir dakika değil, ansızın gelen sela dünyanın dik duracağı zaman vaktine girdik, son olarak hatırlatır. .

Her hasırda gelen atalarımız bir sonrasına öndere dik duruş sancağı bırakır gelecek önderler bayrakları elden ele alır sancakları diker, son asırlara kadar...

Her verilen hediye nefes bir sonrakine devreder.. Sonsuza dek.. ”Allah yaratan”  yolunda tevekkülle Aydınlığa dik duruşuyla bir sonrasına gençliğe, gençlere aydınlık yolu bırakır.. Bu sancak sonsuza kadar gençlerin elinde olacak...Ne mutlu Türküm diyene..

Sanat sanatçının sanatına baktığın gibi bak. .Bunun içinde tek bir anlam sadece vatan bayrak ve halk şehitler ve daha sonradan gelecek vatan komutanları var olduğunu var olacağını gösteriyor....

Bak bastığın topraklara bir gölge düşüyorsa korkma o senin gölgen.. Her asırda gelecek gölgelerden çekinme o sana huzur barış özgürlük verecek...

Her asırda kahraman atalarımız vardır yaşarken heykelini istemez, onların yurttaşları halkı var düşmanlara düşmana karşı bu toprağı savunan kanlarıyla toprağı hamur etmiş halkın gücü içlerinde et kemikten kanla oluşan atalarının heykelleri var her saldırıya çelik bedenleri var ..

Dikilen heykeli ve halkın gücü olarak, kendi şahsı görüş olarak görmüyorsanız ve veya görüyorsanız yanılmamaktasınız veya yanılmaktasınız çünkü insan bir yaşamı var inançlı ve ya inançsız ve veya başka dinden ,bu ülkede yaşamaktaysanız düşman her zaman hala bu heykel ayakta duruyorsa ezanlar susturamadık veya hala Türkün uyutamadık diyorlarsa bil gene başaramadık ve savaş korkusu olacağı kesin ve aşınadır ....

Sadece tarihlere ve yaşlılar yaşıyorsa çok iyi bilir unutulmaz unutturulmaz.

Hep bu gelir aklıma koyulan taşlar ve kutucuklar 1923 ten 1936, 37,38 son aylar Fransız ajanlar Anadolu hala kopartılamamış , yok edilememiş çetelere silah vermekle bu hamlelerle almak isteseler de.

Hasta olarak Bir hamleyle ayağa kalkar ve emreder ."Kartallar şahinler dağlarına bu gün emir verilenler gibi "

"Fransız şöyle haykırır, daha sarışın mavi gözlü ölmedikten sonra bu toprakları alamayız" der..

Dursalar da her seferinde ,Avrupalı Dış dünya iblisleri ,kaoslar kargaşa çıkartmak isterler eski tarihler gibi ,şaha kalmış atlara toslarlar ,çeliği, barutu ,öğlen yemeği gibi gören bu Türk insanlarına baktıkça kendilerine gölge düşen Uzun adam görürler toslarlar...

Her asırda bir Türk geleceği hiç akıllarına gelmez ,bu seferde bayramlarda bayram yerlerinde (tilt makinelerin) içinde bulurlar. .Bazıları da masalara saklanmış (üç maymunu) oynasalar da masa başında bekleyen eli sopalı ninelere düşerler..

Daha siz ayakta mısınız deseler de kendi aralarında asırlarda geçse bir nane yiyemeyiz nine hatunlar hala ayaktalar...

Biz bir yol bulalım sıvışalım başka yollardan geliriz hayalleriyle, nineler görmezden gelir salı verir, belki iblislerden kurtulmuşlar diye. .Ama nafile....Yenilen pehlivan er meydanında yenildikçe bir gölgenin ayak ucuna düşer....

Ne işiniz var .bir derinden cevap gelir bizim ne işimiz vardı der dururlar. 


SONRASI ŞEYTAN VE AZRAİL 

Şeytan Azrail’le konuşup oradan ayrılan Azrail taşın üzerine oturur içinden der anlayamadığın bir şey köylü süte su koyar ormancı fazladan orman kestirir zengin sosyal yardım alır bayram seyran paylaşma yerine evine erzak yapar hükümetler ihale yolsuzlukları yaparlar secim seçilenler her türlü ayak oyunları yapar hacısı hocası para olmadan cenazeleri yıkamaz güzel ezan paraya göre okur sol elle para verir sağ ele faiz alır.

Yollarda dans eden arabalar yollarda yakıt harcanan paralar her türlü entrikalar mafyalık  çete bir birleriyle ölümüne döğüşler ,bir müzik açıp az önce ölümüne döğüş şen birlikte oyun oynayan kavga döğüş olur sonrası halay zıllık çekenler.

Bu toplum içinde kan gövdeyi götüren olsa da iç içe geçmiş aile olmuş bu toplum mu nasıl ayırırız der dururken şeytanım ama bunlar ben den daha şeytan bir hamlemde yeneceğim yerde “bu taş heykel ve ansızın sela “sanki bunlar olmamış gibi “bayrağına vatanına halkına” nasıl kenetleniyorlar.

Hele ne demeli Azrail’e en yakın yaşlıların sopalarından kafa kalmadı ya bebeler ne yapar bilmem bilmekte istemem.

Azrail dönüş yolunda geçerken şeytanı görür sen hala bu hava sahasında ne oturup duruyorsun der hem kafana ne oldu kaşıyıp duruyorsun her halde bu durumda gördüklerin duydukları yapılan hal durum şeytanlığı bırakıp cennet yoluna mı sapacaksın öyle gözüküyor.

Sen onların yaptıklarına bakma “sıla yolu ata yolu önem taşır” onlar “vatan bayrak toplum halkı için sila yolunda şerbet içmek için yarışırlar ve içerler” daha öncede dedim onlara ben gitmem onlar gelir “önce ben gide cem diye kargaşa bazen de sıraya arkadan öne kaynak olurlar sırada bile hem ağlarlar hem de güle oynayarak gelirler”

Sen şeytanken anlayamazsın ben Azrail’ken sadece bu saha dinlenmem yerim başka yerde dilenemiyorum ben den saklanan çok var saklansa da gene yoruyorlar bazı insanlarda tek bacağını assam da bu hava sahasında iki bacağını asılmışları zor olmadan alır bu hava sahasında biraz dinlenip ve “senin baş ettiklerini de  önüme katıp kapı önlerini süpürüp top yekûn götürüp gidiyorum” bazen de önüme  katıp yoluma koyuluyorum ondan bu hava saha yormaz sonradan “şeytanları adam eder cehennem yolundan cennete seçtirirler” sen ,sen ol bir daha bu sahadan geçerken “iyi melek ol maskeler takılmış maske altında insanlık nasibi almamış olma”

Ben den söylemesi.. Sadece “Allah de zikret” ve şükret fazlada takılma yoksa bana diğer yerlerden iş çıkmaz şeytan ve şeytana tapmışları göremem oluverirler bir melek..

GELECEKTEN BİR HABER VAR OLABİLİR Mİ

Şeytanlar şeytanca hareketlerini yapmaya devam ederken nefis çıkar doyumsuzluk insan bedenine hızla girmeye devam ederek gelecek asırlarda daha çok şeytanlaşan insan ırkını bedenlerine sahip olacak.

Neden derseniz bilin geçmişler de de bu günün hızla duyduğunuz görsellerde  “savaş kaos yayılım entrikalar sömürgecilik bu gün çok hızlı duyduklarınız aile şiddeti ahlak yüz kızartıcı hırsızlık yağmacılık eski asırlarda da sütün ak gibi değildiler ”

Yapıları insanlığa işlenen suç olaylar geçmiş asırlarda “bu kadar teknoloji olmadığından” hızla gelişen yukarıda “sayılan ahlakı yapılar” hızlı gelişen olaylar insan bedenine duyarak görerek hızlı olmadığından girmediğinden bir olayın bir haberin veya “bir keşfin önceler asırlar sonraları yılar daha sonraları aylar sorası günler ve daha çok duyumlar anlar ve zamanlar iletişimi geç olduğundan ”

Bu asrın öncesi sonrası bu gün insanlık hep bunu der “eskiden bu kadar ahlaksızlık yok tu derle kendini teselliyi eder “ akla hiç getirmez iyi veya kötü haberi şimdiki yaşamışlığında bir mektubu aylar sonra aldığını veya memleket haberini mektup veya çevirmeli telefonla aldığını üzüntü kederler aynı bu gün hızlı duyuş eskiden geç duyuşlarla teselli.

Şimdiki zaman asır ise teknoloji elinizdeki harikalar yaratan zannet seniz de bu günden geleceği göstermekte ve geleceğiniz de bu günden geçmişi yaşamışlığınız..

Yanı insanlık ateş buldu kurdan için et attı kokusu geldi pişmiş et oldu et kebap oldu bu asra kadar hep bir birini kovaladı hep kolaylıklar istedi o yetmeyince doyumsuzluklar başladı.

O da yetmeyince her kafadan sesler çoğaldı bir kaba küvetle lider oldu oldu ama aç kalan insanlarını doyurmak için her yere saldırdı saldırıya uğrayan eli armut tutmadı o da saldırdı geçeleri gündüzleri ölüm korkusu yaşadı  yaşadığı çevirdi toplumunu rahat uymak için her yere saldırdı oldu sana her yer savaş.

Savaşlardan kaçan başka kıtalarda oraları sahiplerini yok ederek toplum kurdu ondan önce de bu raya gelesiye kadarda kaç uygarlıklar yıkarak uygarlıklarından krallıkların dan kaçarak gelseler de ülke kurmak için bir akıl küvetli lider seçerek toplumunu yaşam için o kendi toplumu önce sömürerek ve az zaman sonra halkları açken kendilerine çıkar kanunları çıkartarak maaşlı ordular kurdular.

Zaman geçtikçe içerdeki sömürme yetmeyince yakın olan hızla artan yerleşim yerlerine bir keşif kollarıyla ve açık ve güçlü yollarıyla ülkelere zülüm ederek yol aldılar zamanlar geçerek züllümler zülüm makinalara zülüm istila etmek için makineleri korkutmaya bırakarak daha çok şiddete insanlığı maruz bırakarak ülkeler göçe mecbur kaldılar.

Zamanlar asırlar geçti baktılar araya bir köprü kuralım bizim emir komuta üzerinden bizim uygarlığımıza uyum sağlayanları bir çatıya toplayarak ve  aynı zamanda bizi koruyan bizden olmayanlarımda bize saldıranlara saldırtalım.

Şeklinde ülkeler sonra kıtalar büyüyen bir savaş makinası ile önce ülke sonra sadık olanları kalkan misali bir müttefik kurum kuralım bu kurumada ve bağlı ülkelere de ürettiğimiz geliştirdiğimiz envanterlerimizi satarak ve bağlı olmayan sadık olmayan ülkelerde içerden gasp ettiğimiz ürünleri de bize yanı kuruma bağlı olan ülkelere de satarak ülkemizi kalkındırarak geleceğimizi bu günden görmek” her savaş açılan güçleri ülkeye getirmeyerek orda bırakarak hem genişleyelim hem de satarak pazarlayarak güce güç katalım.

Bize sonradan en gel olacaklarımda tespit edip işe yaramaz yedekleri de “sizler yapmayın biz verelim” der üretim yaptırmayız önlerini keserek de ülke içerisin den de kışkırtı sözler çıkartarak ofis boylarımızı yönlendiririz ” sözleri rafa kalkar sonradan daha tehlikeli gördükleri üretimi de bir birimizin üzerine atarak ta yollarına devam ederler.

İşte bunlar hep gelecekte gelecekten şimdiden görmek gibidir.

Bu günün teknolojisi bile geleceği bu günden başınızdan geçecekleri söyler oda bugüne kadar topladıkları bilgiler adına yapa zeka dedikleri şey de insanlığın geleceği gelecekte akıl içinde bu gün yansıması bazen dersiniz ya “ben bu anı yaşamıştım “yaşamışlığı bıraksak ta her defasında göz göze görsek te görülse de sadece geleceği görmemek anımsamamak bu gün aynanın kör noktasında kalması gibi.

Şimdi başka açıdan bakalım ne zaman dan beri özgürlük demokrasi keşif altında demokrasi insan hakları adı altında bir kıta içinde yaşam ülkesi altında asıl sahipleri soy kırımla uğratarak daha sonra özgürlük adı altında yansıyan bir güneş olur.

Bir düşünce bu oluyorsa başka kıtalarda güneşi görenleri zincire vurup bir mal gibi satarak köle esir ediliyor ve edilerek o güneş bir tek ırka güneş var olurken aynı insanoğluna karanlık olmakta..

Gene aynı insan oğlu doyumsuz boyutu gene köle yerine ülkelerindeki zenginliği almak için çıkarlar doğrusunda değiştirilmiş önce dini ortaya koyup insan evrensel boyutunu çıkara göre beyinler yıkanırken şirin gözüken değişen değiştirilmiş ve o ülkenin kendi kültürel yapıyı değiştirerek şart koşulan boyutları karşı gelene de işkenceler el ayak kol bacaklar hatta boyunları kesilenleri yok ederek işlerine yaraması için köle etmek ve bunun adına da sonradan insan hakları diyerek yaptıkları marifetmiş gibi o zamanın yaptıkları bu gün bu asırda ayak altlarında kafa kol bacak.

Ülkelerin içinde önemli yerlerde heykel yaparak bir sonraki nesillerine göstermek yaptıkları geçmişten geleceğe gelecekten geçmişe nesil boylarınız boyları bunları yaparken “düşünebilen akıl geçmiş neslimiz şimdiki bu nesil bu genişleyen dünyada nasıl evrensel insan hakları” savunmakta veya savuna bilirler.

Savuna biliriz diyecek güçleri bulamazken çok başlı canavar üreterek aynı zamanda iki yüzlü olmak o günün özgürlük barış demokrasi deyip te bu gün bu züllümler aynı ülke ülkeler geçmişten bu güne çıkarlar için gelecek te aynı geçmişe ve geleceğe eş olmuyor.

Oluyor olmuyor muyuz dedikleri gün kısasa kısas hatırlarına gelir veya gelmiyor mu işte işlerine göre insanlığı gözde sözde bir tutan çıkarları için öbür yüzü çeviren ters düşeni düşman görmek görmemek görevsizlik samimiyetsizlik eş olan iki yüzlülük veya kişinin  kendine insanoğlu kişiliği sahip olmadığı olamadığı duygudur ekseri nefisse sahip olanlarda gözüken psikolojik ruh u  geçmiş bu gün sonrasını görmezden gelirler şekil bozukluğu olmuyor mu.

Diğer alt yapısı ise düşünceleri dinlemeyişi her sözde hakım olması erdem olamayış değerlere sahip olma hakkı, hakkı olmadığı halde haklardan hak iddia etmek güçten daha güçlü tanrıdan bile üstün görmesi özelliklere sahipmiş gibi davranış bu da davranış bozukluğu bu da çocukluk zamanlarında insanlığa karşı kötü bir şekilde aşılanması oluşundan kaynaklanmakta buda kavramlara yol açarak korku endişelerle her yere saldırması ruh hali alırken şeytan artık içinde yer tutmuştur.

Artık ahlak yok olmuş ana temel ahlakı bozarak insanlık alt temel yapıları bir şekilde yıkılması insanlığı iki kutup ayrılma ayrıştırma ve ülkeleri ülkeler içinde psikolojik ve teknolojileriyle ve bilgi akışlarıyla gelecekte “insanlığın doğuş yapıyı” nesilden nesle anımsatmalı şeklini ve ahlakı düşünceleri insanlığın ana temelinin bozarak bozmak yolunda oluşları dır.

Bu da töre ,kültürel yapıyı, büyük küçük saygısızlığı orta sofraya sererek gelecek asırlarda ve şu an teknolojiyle “aslı kişiliği unutturulup” yanlış acılarla çapraz uygulamalı anlatımlarla “kişinin aslı kendi ifade ettiği kuralları prensipleri silip” yeni sürümlerle yeni akıl üstü aklıyla yapayları sergileyerek şartlı saydırarak saldırtarak  teknolojiden öğrendiği kişi ve kişilere her topluma kendisine öğretilen öğrenilen yazılanı yapay zekanın kuruluş alt yapısına işlenen işlemciler insanlığın ruh yapısal yaşayışı yazılıp okunan görüne bilen kendi aklı yıkanmış akılla bu gün ve gelecekte gelecekten bu güne uyulasıdır.

Şeytanlar bir ifade değildir şeytanlıklar insan bedeninde maddeleşmemiş bir yapıdır “insan yapısı 12 enzimler birleşmesiyle doğru yapıyı insanlık oluşudur ” oysa 13 CÜ yapıda maddeleşmeyen maddeleşerek şeytan oluşudur.

Her beden içinde koza vardır belirli süre içinde ya yok eder yada var oluşa doğru yol alır benlik nefis çıkar beğenme beğenilme psikolojik ruh bu da teknolojinin getirdiği hızlı şarjla doluşu dolduruluşudur ve ülkeler arası dolduruşa gelmektir..

Doğuşta maddeleşme yoktur varsa da sonradan babasına çekmiş annesine çekmiş yanı kısaca sülaleye çekmiş laflar duyulur duyarsınız akıl belirli yaştan sonra gelişir o zamana kadar dil din ahlak kültürel töre insanlığın getireceği her saygı sevgi öğretilir öğretilen beben algılaması varoluşu yer sağlayıcısı akla işlerse iyi ruhla çoğalmayı tercih eder ederken ,geçen zaman içinde dünya malına nefis kapılır işlemci zarar görürse kötü ruhla çoğalmaya başlar “her kafadan sesler gibi “bunları bertaraf etmek için de “beden kalp ayaklar akıl ile giderse” kendi tek akılla çoğalmayı tercihi ile dünyanın sınav imtihanından iyi olarak geçer.

İşte burada diğer boyut daha çıkar korku nefse doymamışlar insanlık gelişimi içinde bu yollar çok yönlü ayrışımlar ayrıştırırlar asırlar zamanlar içinde başka insanlığı her türlü kötülerler “mesela örneğin içlerindeki ruh yapısalı “şeytan” çok önce bildiği için o kişilerin içine girerek ülke ülkeleri TÜRKLER GELİYOR der.

Nesilden nesle aşılarlar bazen de “artık eski çağ yok şimdi yeni çağ derler” bir şey daha var ki asıl öyle olmadığını bu sefer tüm dünyayı kaplayacak teknolojinin” üst boyu tu yapay zeka” bu herkesin ahlak psikolojik ruh yapılarını kapsayacak bu gün farkında olmamak gelecekten bu günü görememek aslında hatırlatıyor.

Gelecek yaşantınızı bu günde göstermekte “nasıl yani “bak bugün dünya haline içinizden belki 80 90 la ra dönsek dersisiniz oturduğunuz sandalyede balkondan açık denize boş bakar gibi.

Şimdi belki eski radyoyu açıp taş plak dilemek istersiniz o gün ne oldu haberleri de saat başı kaçırmaz halinizi bu gün hissedebilir gibisiniz.

Haber haberleri yıllar sonra görmeniz buymanız yıllar geçtikçe aylara günlere saatlere saniyelere saniye altı geleceği görme hızı artıkça insanlık bu boyutunda geleceği görmeyişi ise bu gün benlik çıkar nefis yaşaması içinde yer alır.

Geleceği görmek gelecekten haber almak ise toplumca tüm insanlık bir sosyal haklar bu da halkın gücü bir çatı altında nesilleri toplumca huzur yaşantısını sağlamak ama hiç öyle olmayacak gelecek bu gün gelecek her gelecek geçmişinize eş geçmişler ise gelecekten bu  güne haber etse de insanlık hala dipsiz kuyuya çekilerek yol almakta sebebi ise bu gün pembe dünyada yüzmeleri yaşamaları ve ya bir gözlükle gerçeği korkutan gerçeklerle yapay zekanın sanal dünyalar oluşunda..

Artık çok zor sadece psikolojik ruh yapı için den yok edebilirsin kim bilir belki der bu zamana kadar her geliş hatırlatıldı bu sizlere ders olsun sınav imtihanlarınız kopya çekmekte meşgulken benim işime yaramazsınız..

Peki ya sonra.. “Allah de zikret” 

 DAĞDAKİ ÇOBANIN PARA MATBAA MAKİNESİ

Çok önceden yazıldı dünyada neden her devleti kapsıyor ama ticari bir şirket ise hep kazanıyor basit yönden anlatayım örnek çoban çok güçlü gücü her kesi korkutuyor oturmuş matbaa makinesinin önüne durmadan para basıyor kafasını kaldırana da bir katakulli ile vur abasına der misali vururken bir yandan örümcek ağlarını geriyor yapışanı asıyor kesiyor gerektiğinde başka, başka elamanlar koyarak her kesi bölgeler dışı parasını mecbur ettiriyor oda yetmedi mi karşılığı olmayan paradan da dışarlardan hammaddeler alıyor işliyor satıyor bazen de seni koruyacağız silah mühimmat vererek karşılık bedel alıyor ve veya bir güven gene muhatabı olmayan evraklar vererek gün ve saati gelince ödemenin yan diğer komşularına kafa kaldırmaları  için ona da pazarlama yapıyor ortalığı kızıştırarak evrakları alan kişide dağlara yankılanan sesleri duyarak çoban, çoban bizi kurtar sesleriyle ses ekolarıyla çoban daha çok parasına talep ettiriyor..

Çoban artık dağ ken sıra dağlarını kurmakla ve örümcek ağları sardırarak ağaçlardaki Basraları yok ettirerek dağlardaki arıları aç bıraktırıp arı yoksa insanlık aç teorisiyle eko düzeni aşılama olmayarak ta doğa dengesini de bozara insanlığı biraz daha aç ekonomiyle geriyor..

Doyumsuz çoban atık halka hakka dünya fanusunu daralan insanlık bu dağlar ovalar çobandan sorulur felsefesiyle yol alırken  kedi gibi mırıldanır çoban aslan olmuştur “daha sizlerin iyi günleriniz der” bir ara yüzünü yıkamak için içeri girer bir görünsün ki çoban yüzlü bir maskeymiş bunu hissedenlerde ele geçirilememiş başka dağlardan diğer çoban gibi “insanlık nasibi almamış” çobanlar türer..

Dünyada insanı o kadar dağlar içinde 3  4 dağlar arsında sıkışan dağlar kafa kaşır her kafadan ses çıkarken bir birileri gerçek çobanlığa soyunur adına şey diyorlarmış “hiçbir yere bağlı olmayan para birimi kripto sanal dijital para bir birileri de herkes kendi parasıyla alış veriş”

Birinci maskeli çoban hemen aklına gelir “lan sakken ben dünyaya kendi paramı mecbur etmişim” şimdi birileri ve hepsi olursa  benim para paradan çıkar, para icadından beri de yıkılan uygar ülkelerin parası tarih olurken benim para her hangi bir yerde de kullanılmaz ve kendi param da olmaz..

Maskeli çoban artık her türlü diğer çobanların vanalarını kesmeye mecbur ettirir zora sokar ortalığı kaosa bırakır.

Biliyor başına geleceğini haydi diğer ülkeleri de toplayayım kafasını kaldıranın kafasına masa altından masalar altından diğer acemi çobanlara sopa vurarak ortalığı kızıştırarak savaşlar la ekonomiyi daraltarak sonradan işime yarayacak sanal paranın hakkında üç kâğıtlar oyunlar yaparak bazen de yer altı servetleri yer değiştirerek borsalarda bazen alta kadar indirir  ve alttan oralardan tekrar toplayıp yukarıları oynayarak dünyaya biraz nefes aldırayım misali sonradan boğazlarını daha çok sıkarım der akıl “akıl üstü akıllar”.

Yoksa esir esaretleri köleleri hepsi açlıktan gidecek gereksizler der sonra ben nereden bulayın köleyi der devletler ve ülkeler arkasın dan arkasın dan tezgahlar kurarım der..

Çoban maskeleri de asıl yüzleri gibi kararmış hal alırlar.

Çünkü bu gibi çobanlar ülkelerinde ülkesinde insanlığı bir gereksiz olarak görürler ülke içlerinde şirket kolları da bir çalışan maskeli çobanlar ve şirketlerine giren her kimseyi de maskeli çoban olarak gördüklerinden korkularından masada oturdukları koltuk aşağıda kalır az giderler sohbet derinleşir koltuk yükselerek karşıyı en tabanda oturan görmeye başlarlar..

Evet insanlık böyle hayat boyunca dalgalar sonra dalgalar sonraları da katil dalgalarla doğuşuma zamanı gelmiş sonradan çıkacak Tsunami  ile dağları yutma zamanı çok az kalmış olması..

Tsunami etkisi kıyı alanlarıyla ölçülse de ama bu zammın ise insanları ve maskeli çobanların yıkıcı güçlerine maruz kalınır .

Bunlar denizlerde görülse de bir karınca sürüsünün okyanusları aştığı gibi hem doğayı hem dağları hem de insanlığı gereksiz görenler “devlet sabit sahip olan  halkın olsa da” dünya içinde devletlerin hükümetlerin  boyunlarına taktıkları tasmayı takanlar tarafından sahte çoban maskeliler ve baş çoban maskeliler bir ara birlikte çalışsalar da sonradan ayaklarına sıkılan birer sahnede oryantal dansçı oluverirler..

Bunlara daha çok yenik olacaksınız son 7 ci sene geçmek üzere 2023 te doluyor bilin dolmasıyla 12 +2 2025 2035  2037 de ise bir yenisiyle ortalarda yer alacaksınız .

Gelecek gelse de şimdiden geleceği yaşamışlığınız sadece görememek ise aynı “anne karın içindeki 9 ay 10 gün gibi “yaşantınız gibi bu gün orayı bilemediğiniz ama nerden geldiğinizi bilmişliğiniz aynı gelecek zamanda bu zamanları hissede dilmek ise şimdiki halin gelecekte evet gelecekte bir gün gelecek de şimdiden görmek ise de bu gün hala aç kalma korkunuz açıkta kalma korkunuz ve en büyüde esir esaret razı olup maskeli çobanlardan korkmanız ve teslim etmeniz.

“Sizler gerçek elçilerle gelen çobanlar çok önceden ikaz etti”

Bilemeyişiniz onların gözüyle insanlığı gereksiz görenler aslında aslı şeytan ve iblis insanlığın içinde olan ise “imtihan sınav için bırakılan akıl ile maddeleşmeyen” nefis dünya malı ile maddeleşen şeytanlaşma .

Sadece kurtuluş ise halka ,halka yok etmek için önce yaşadığın devlet toprağını koru düşmanın bu yer kimin derler ise bayrağını görsünler yaşayan kim derseler halkın bu toplumun yumruğunu ve halk gücünü görmeleri sadece kâfi gelir.

Kafi gelmesi içinde sevgi saygı birlik beraberlik paylaşma koruma ve bunla da toprakların içinde her bireyin bir kooperatif gibi olması işte o zaman aç açıkta ölüm korkusu olmadan halkın gücü olarak ve insanlık için “şad et şerbeti” yolu olur..

“Her kim dünya üzerinde  yaratılışın düzenin korur ise yaratanın inanç sahibi olur ve de üstünlük üzerinde olur”

Çoban

Bitmez 

 

  
DUYURU MODÜLÜ SAKLI-ŞİFA
ZİYARET İSTATİSLİĞİ SAKLI-ŞİFA
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam8
Toplam Ziyaret1316976
ALTIN GÜMÜŞ BAKIR SAKLI-ŞİFA
AlışSatış
Dolar34.088734.2253
Euro37.628037.7788
ALKALİ ANTİOKSİDAN ANTİ AGİNG MEDİKAL SU SAKLI ŞİFA
https://www.skli-sifa.com