SAKLI-ŞİFA
Global iletişim
Saklı-şifa dergisi kitab gazete gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi ve okuyuculara ulaştırılmasıyla ilgili hizmetler “global iletişim ağları aracılığıyla sağlamaktır” ayrıca filim televizyon ve radyo programlarının yapım hizmetleri de sunulmakta ve bünyesin de sağlık ve kurutulmuş bitkiler üzerine araştırma ve premix liyofilizayon danıtma destilasyon bilgi sunum hizmetleri de bulunmaktadır
İnsanlığa soracak olursak bilsinler ki adalet öncelikle “hanede” sonra ise “kurulan düzende” sağlanır “adaletin ne olduğunu” en iyi adaletin görevi onlara soralım “hadi bakalım adalet nerede diye" bir soralim kendimize dersek “adaleti yönetenlere de bir sormak gerek değil mi bağımsız olan adaleti ”!!!
Evren gizzemi yaratanı allah’ı”idrak kavrayamayan”bireysel olarak içi boş çöküntü kutlanış”pisikolojik ruh” için de ahlak yitirmiş “ihrak”anlamını taşıyan sadece”mankafa yanı kafa derisi yüzülmüş” içi boş sadece komut alan”sinsi kişiye dönüşür”pisikolojik ruhen de yalan iftiralarla karşı insanları korku endişe içinde yaşatır.
”Allah Tanrı de zikret” saklı-şifa Çoban
SEN SADECE BU GÜNÜ YAŞIYORSAN ÇIKARI SADECE BİL ..
Ya sonra gelecek nesillerin.. Geriye bakmadan çıkarların için nefsinle oynayarak yenilerine bakalım dan çıkamayacaksın çıkamayacaklar..
“Amel ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu öğrenmek. En büyük zenginlik AKILDIR akıl her gördüğünüz Kur’an dır AYETLELER ,Denizler içinde yaşayan, Havada ucan , Karalar yaşayan canlı cansız yaşam, ve sonsuz evren. İçlerinde yaşayan yaratan tarafından can ve yaşatılan hepsi “ayet” içinde yer alır..
Bunlarla birlikte düşünce bilim ilimle Kara üzerinde yapılan, Deniz üzerinde yüzdürülen ,Hava üzerinde uçurulan yapılan yaptırılanlarda insanoğluna verilen “Tüm kitaplarda ve son Kur’an da ayet içinde yer alır, Bunların hepsine inanmak gelecek düşünceler hepsi ayettir ve ayette yer alır...Tevekkülle Kur’an içinde yazan yazanı anlamak .. İşte bu en büyük ZENGİNLİK tir,
Bunlara inanmış gibi yapıp çıkar için yapılan değişiklikler yoksulluk Kanmak ve kandırmak gelecekte yapılan işler kendi çıkarlarına kullanmak tüm dünyayı ve geleceği yok etmek Kula kulluk edip kendini sömürtmek ilim bilim dişi davranışlar sadece akılı düşünceyi kapatmak kaptırmak .AHMAKLIKTIR.
En korkunç şey ise var olan “güce inanmayarak “ Hep benim demek şan şöhret kendini beğenmek yarını olmayan dünyada ve geçici zenginlikle ,bu gün varsa yarın yok olacağını bilmemek ,kendini BEĞENMEKTİR.
En değerli büyüklük güze şey var olanı yoksullarla paylaşmak, para olmasa da ,bilgi ilim, gülmek sağını solunu hatırlarını sormakta ,din ırk ayrım etmeden, yardımlaşma ise, Arkadaş, dost, Anne babayı, kardeş eş çocukları , ve tüm akrabaları sevmek saygı göstermek...AHLAKTIR..
Sadece kendini kandırılacak şekilde yaşarsan bil ki bir gün esir köle olarak yaşarsın. Ve bil ki gelecek yıllarda sadece 76 YIL önce yerleştirilmiş sadece çıkar için diş dünya ajanları tarafında.. Yönlendirilir, yönlenirsin zaman gelir ,bir gün anlarsın....Devir İyi olanların dünyasından çıktı, sadece iyi oynayanların dünyasındayız..
Çoban hayatı boyunca 50 yıl gördüğü çıkarcılar.. Bunları yapan yaptıran dışa karşı meyil li olanlar oralardan gelecek çıkarlar istediklerini getiren götürenler bunları göremeyenler ise ne gelire çıkara alıştırılmış alışmış bir avuç toplumun diğerlerine kulaklarına üfleyerek kapılmaları açlık açıkta kalma ölüm korkuları aşılayarak korkularıyla pembe dünyaları hayal etmek..
Toplumu hep bölmeye çalışılıyorlar göremeyiş içimizdeki nefis çıkar ve kin nefreti bir başkalarının çıkardığını anlamak anlamamak sadece bilmek bilmeme kliğe göz kırpması kadar iyi kötü kötü iyi olarak geçer ..
Toplum birleşmez ise 76 sene gibi bir 76 sene daha geçerken son mektuplar sonrası neslin bu yola devam ederken ufalanmış parçalamış şimdiden göremeyişin içindeki çıkar benlikte bir yandan istikrarsızlığa yol açan düzeni görmeyişin bir yandan yaşam korkun yapılan alt yatırımlara birilerine hazırlanmasında atalarımız geçmişten ve gelecek 100 sene daha esir yaşadıklarını anlayacak anlatılacak ve sonu olmayan özgürlük savaşını yaşayacaklar.. esir yaşamaları tek sebebi ise senin şimdiki nefis çıkar yaşantında göremeyişimdir...
Asırlardan beri Dik duruşunuz Bu güne ,yakın tarihlerini, asır tarihleriniz ,hep bu topluma her zaman bakın geliyor gene geliyorlar kelimesi aynen şudur “Türkler Türk toplumu” geliyor demeleridir..
Kinle nefretle bakışın karşı görüşleri geçmişlerini bilmeden şimdi mağdur yatarlar timsah göz yaşı dökerler...Bir birilerine dokunacak ve kaos kargaşalarla iyiyi kötü kötüyü iyi edileceklerin arasında ise eskiden gelen iyi kötü olanları göremeyişinizdir..
İki güçlü devlet derler emperyalist sosyalist bular halkını sadece menfaat çıkar için çalışırlar çalıştırırlar ama gördükleri içlerindeki korku vardır 3 .vardır Birlik halk topluluğu ...
Bu hiç birleştirmezler arayı hep bozarlar çünkü özgürlüğün huzurun anahtarıdır.. Bunları hep biliyoruz der eee nereye kadarı hiç demez akşama cebe ne girdiğine bakarsınız yoksa onlardan mısınız.
“Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir Dağlardan, Ovalara İnişimiz Dirilişimiz, Ovalardan Dağlara Gidişimiz Hilal Her Bıraktığımız Şehit Yıldızımız , Her Diktiğimiz Sancak Obamızdır Kendini sorgula sen neden varsın kim için yaşar ,neden yaşarsın
Ne onlardan ne de bunlardan demekle tarih 15 07 2016 dik duruş başlamıştır .Bu dik duruş bu gün tarih yazın hala İÇ VE DIŞ DÜNYA bu düzeni yıkmak isterler.. Ayakta dik duruş oldukça çekinmekteler. .Dik duruşa devam ederseniz.. Devam edilirse bil senin istikrarını başarın artar arttırır ..Her kes gelip geçicidir.. Baki olan halkınız devletiniz ulusunuzdur.. Bu tarih 3 önce yazıldı.. Bilin ki kaos bilinçli çıkartılmakta Hacerlerle sırtlara saplamadalar yaylım oklarıyla saldırmaktalar unutmayın her şey geçicidir.. Halkını düşünen dik duran önder ve gelecek önderler yetiştirin..
Asıl kan taşıyorsan eğer bil bu senin ikinci kurtuluş savaşındı 15 07 2016 şimdiden 76 gelecek esir yıllarınızı 04 07 2019 demokrasi özgürlük savaşınızı bu günden hatırlayın bu özgürlük anahtarıdır diş dünyaya karşı "dik duruş kartıdır".. .. Bu sizin anahtarınız.. Yeni geri kalan 97 yıl sizin esir esaret zincir vuramayışlarıdır.. Ezelden zincir vurulmuş tek akan kan Asıl kanlarınızdır
Hz.Ali (a.s.) Duyurdu ki Halkın arzularını yerine getir , onlara güzel övgü de bulun, tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir .Çünkü yaptıkları güzel işler çokça zikretmek yiğitlikleri hareketlendirir geri kalmış olanları işe teşvik eder. Ön çelikle tanıtarak dış düşmanlara dik duruş başlar..
BU VATAN
BU ANADOLU TOPRAĞI İnsanlığı kardeşliği sevgiyi saygıyı Havası suyu enerjisi sıcak su gibi kaynıyor çünkü sağlık kaynıyor . Senin baktığına herkes bakar, ama senin orda göremediğin benim gördüğümü göremez içteki ve dış dünyanın göz bantlarıyla bağlı...
“Bu sabah yüksek ovadan gelen balla kahvaltı yaptım afyon dan gelen kaymakKonya’nın lavaşıyla Erzincan’ın tulum peyniri ile güvenilir evin bahçesin den geçen seneden kalan cevizimle daha saymakla bitmeyen bolluk bereketle tek miyim dersen dostlar birazdan gelir ocaktaki cay a..
" İnsanlarla konuşun insanların akıllarının erebildiği kadar."
saklı şifa sırlar kitabin dan inanış ,ahlakı güzel sözler, çıkar kanunlar, X labirent yolları,3 den korkan çıkarcılar, önder önderleri tanımamak, iyi in içinde kötü kötünün içinde iyiyi farklı bakış acısı ,eskiden gelen yol eski yollara farklı yollar, bazen onlardan bazen bullardan hiç olmayan orta yol ,zor yolculuk ,bölümlerinden kısa kısa alıntılar ..
BU GÜN ZENGİNLİKLE ÖVÜNEN GÜÇ YARIN ZENGİNLİĞİ KAYBOLACAK KAYGISIYLA İBLİSLERE KÖLE ESARET İÇİNDE YAŞAR.
Ya yaşam içinde insanlığın insanoğlunun anları vakitleri yoksa hayal edemeyeceğiniz günler yaklaşmakta oluşunu göremeyişleri ise şu andaki yaşamlarına ve toplumu toplum olarak yaşamlarına bakmaması ve göremeyişleri ise nefis çıkar benlik bir sebebi ve sebebiyet taşıdığını görmemekten geçmesidir.
Şimdi ne ne kadar yaşadın çok veya az zaman vakit içindesin bir yaşamınıza bakacak diyecek günleriniz ne çabuk geçti anladığınız gün köle oluşunuzun gördüğünüz gündür.
Var olan ebe diyetinizde bir göz kırpması kadar bir zaman varı bu yaşam içinde hissedemiyorsanız bilin ki hala içinizde nefis benlik çıkar için dünya malına tapmış lığınız dır..
Bu yüzdende hep birilerini getirmekle "kendi içindeki başarını" çıkar benlikle yenemeyerek kendi ve toplum başarısızlığın birilerin kölesi esareti içinde oluşunu kendinde ve toplumunda gelecek "başarıyı " önceden görmeyişin dır..
Varsa ki yarınlarınız vakitleriniz hala dünya malına ve sizleri sömüren enperyaliz güçler ne ne kadar zenginde olsan kölesin..
Unutma ki yaşam zamanını savaşını kazanan her zaman en güçlü yada en hızlı olan değildir er yada geç kazanan kişi kazanabileceğini önceden düşen kişidir.
Toplum Başarısı ise hep olarak istenmeden istemedikçe gelmez..
Çünkü göz bantlarıyla bazen de optimun koku tedavileriyle bazen de nefis benlik çıkar ile beyinleri yıkanmış esir köle olanlar içindeki korkusuzluğu çıkaramayışlarındandır
Sebebi ise Korkan korkak virüsler illüzyon gösterir bir kuru ağacı bir yaratık görmek gibi... Doğuş ve batışı batışınızı önceden göremeyişiniz dır...
Her zaman topluma eline fırsatlar da geçse kıymet bilmeyişleri ve kıymetin ne ne kadar önemli oluşlarını göremeyişleri ise "erdemliği unutturulmuş" olduklarından ve benliklerini çıkarı nefsi ön planda tutmaları..
saklı şifa sırlar kitabin dan çoban ruhu kısadan kısalar bölümünden alıntı..
HER ŞEY İYİ NİYETLE DOĞAR VE BAŞLAR ZAMAN DA İSE GİZEMLİ DÜNYADA GİZEM İÇİNDE GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOLARDASIN..
Yalanı bırakmak.. Aslında bu teknoloji insanlara biraz daha sevgi ile yaklaşmakla kuruldu ama insanlar gibi insan içinde maddeleşen şeytan bunlara da musallat oldu.. Evet zaman an gelince afetlerle değil “bu sevgi ile yaklaşan iyi niyetlerle kurulan” teknoloji bir gün insanlığı yok edecek sizlerin elinde değiştirerek bir silaha dönüşerek toplumu bölmek yıkmak için yalana baş vurarak kendi sonunuzu getirecek siniz.. Diğerleri ise yalan haberlerle toplumu kışkırtıcı yayınlarla ve teknoloji kaynaklı akıllı telefonlara kaynak yaparak girenler ise de ruh ve bedenlerini iblise satmış nefsini esaret esir etmiş ve bu günün yüz rengini belli etmeyen köleden ve kölelikten nemalanan teknoloji kışkırtıcı hastalıktan virüslerden başka değillerdir.
Bunlar kanla beslenirler ve bu yüz den renkleri maske taktığından yüz renkleri “gerçek sevgi toplumunda gördükçe” değişirler başarısızlık korkusu yaşayanların içinde ve nefsine dünya malına gömülmüşler içinde balçık çukurun da yer alır...
Korktukları şey sizin sağlıklı oluşunuzdur ve sizleri bir şekilde nefis içine benliğe çıkar yoluna çekmek için virüs aşılarlar.. Şayet Salih toplum insanı isen bunlar bulaşmaz..
Dünya malına önem vermeyen kervanındasındır.. Çölde susuz avarede gezsen helal ve şükürle yetindiğin içindir..
saklı şifa sırlar kitabin dan çöldeki kervan, X Lami ret çıkmaz yolar ve çapraz yol ayrımları, Yaşam ise bir gölge gibi peşinde, bölümünden kısa alıntılar.
HAYAT GELECEĞİ HİSSEDEMEYEN NEFİSE GÖMÜLENLER ÇIKAR İÇİN HİÇ OLMAYI GÖREMEYENLER
Bakın işte böyle bir hayat orta çizgi halk harici herkes kıyasıya mücadele ediyor bazıları pusa yatmış bazıları kazan kaynatmakta dertleri hiç sadece bir mektupla iç içe geçmiş kutucukları derin vadiye biraz daha çekmek dış dünya derki bakın sabah her şey değişecek bunlar eski asırlık tarihleri getirerek Fransız giyotinine sokmak bazıların arkasından namazda sırttan hançerlemek ne den niçin hiç sorguladınız mi kardeşlerim Kürt kardeşim Laz kardeşim Yörük kardeşim Rumeli kardeşim roman kardeşim tek Allah a inanan tek yol ermeni kardeşim ,Tek Allah a inanan tek yol Yahudi kardeşim halkçı kardeşim ,milliyetçi kardeşim hey can kardeşlerim hey Türk oğlu Türk kardeşim...
Hoş görülü bu toprakları sırlardan beri yaşayan atalarınızın emanet ettiği düşmana karşı birlikte savaşanların akan kanları renkli değildi tek renk al kırmızıydı kanlarıydı hoşgörülü kardeşlerim...Bir olmazsak diri olamayız gelecek uzak 100 yıl en yakın 50 yıl son 5 yıl içinde birlikte geçmiş topluluk huzurunu bulmayacaksın .şimdi birlik bir olma zamanı...
Düşmanın silahın çekirdeği kaos.. Barutları ise kimlik, din ,ırk...Silahı çekemeyişleri bu topluğun üzerine bir üstün silah olmayışlarından. Hala var olan asıl atalarımızın kanı kimin kimden üstünlüğünü görememek..
Kız laldık kız verdik kapı komşumuzu nereli oldu ne olduğunu bilmez ayrım gayrim yapmadan yaşar yaşatırdık o zaman ne teknoloji vardı nede bu kadar ahlaksızlık nede bu kadar çıkar vardı hepimiz bir olarak sarılırdık , daha önceleri de yukarıda saydığım topluluk la omuz omuza atalarımız savaştı ondan daha önceleri de birlik beraberlerdi paşa krallar oyunlarla kendi öz kardeşini öldürse de o zamanın halkı dur diye bildi ekecek bir avuç mısır bir avuç buğday ekerek yakın komşusunu da doyurdu.
Şimdi bir bakın herkes sadece yaşadığın yer değil dünya bakın bu toplulukların işi de değil bunlar sadece insanca yaşamak isteseler de son 400 yıllık insan ben hâkime etliği yer altı zenginliği artıkça son 150 senede savaşanların modern silahlar çoğaldıkça son 100 yılında savaşlar yavaşça kalkarak teknoloji hızlandıkça son 50 yılda gider oyunları. Kaos kışkırtıcı karıştırıcı küçük veya büyük devlet ulusları içten ajanlarla darbelerle yeni nesil danışmanlık hizmetleriyle yok etmek yıkmak isteyenleri bir gözden geçirin kime çalışmaktalar 400 yıldan beri insanlık düşünmeyen global dünya kurmak için dinler arası kamuflaj giymiş her yöne meyilli bir sarhoş tekerlek gibi sağ ve sola gülücükler saçan dip derin denizden çıkan sadece her şeye sahip olmak isteyen kendi aralarında bile savaşan 5 kıta arasında onlarda global dünyaya sahip olancam diyen onlarında kulacı kukla iplerinde bağlı şan şöhret devlet kurma hayallerine bel dağlamış ve onunda elinde bir maşayla orada kardeş kardeşliğimizi yok eden insan olmayan sadece dünyaya sahip olmak isteyenleri görememek bu dünya insanlık toplumunu yıkacak..
Çünkü her devletin içinde orta Amerika’dan orta Asya ya olduğu gibi son 50 yıldan beride içe yayılmış tek felomen kokulu ölümcül virüs savaş örümcekleri sarmış 100 yıla yakın bir türlü ele geçirilemeyen tek ülke ise Türkiye ne kadar dik dursan da dirensen de kardeş kardeşin arasını açarlar çünkü gelin hep olalım denmez dedirtmezler.
Artık tek kurtuluş vardır oda birlik olmak sadece 2000 yıldır yakın 100 yıl atalarımızın ahlak yapıların atalarımıza çekmesi...Hep bir şey vardır yıkıldı tamam bu iş oldu denildiği zaman yere düşecek kan aynı damardan akar hep unuturlar. .
Az olsun geleceği plancılara anlata bilmek..
Artık şeytan son hali Azrail’e seslenişi şöyleydi. .Ya Azrail sen ne dikilip durursun git çanlarını alsana... Azrail durur gitmeme gerek yok onlar gelir yanıma sen bak çarene Bu topluluğa akıl sır ermez...
Şeytanlar toplanır Azrail’i aramaya artık son mektupları dağıtırken yakalarlar ...Azrail döner a aaa bende size gelecektim siz dana geldiniz.. Şerrin ne ..
Bizde şer olmaz 3 yıl önceki mektuplar yeni elime geçti onları alın...Neden...Azrail Gelecekten bir mektup der bir de pusula birde bana yazılmış mektup önce pusulayı okuyun not düşmüşler şeytanlara notta şöyle yazar...
Şayet bu pusulayı okuyorsanız daha Azrail mektubunu açmamıştır o zaman hemen bulunduğunuz hava sahasını terk edin biz buralarda geçmişi geleceği şaşırdık şimdi ki zamanınız sizin geleceğiniz olabil şimdiki zamanımız sizlerin gelecek yeriniz olabilir ondan hatalar yapmayın biz buralarda yaktığımız yunan ateşin içine düştük...
Azrail seslenir hey ,hey nereye daha mektubun sonu bitirmedin bir de bendeki mektubu okumadım...Daha sonra daha sonra...
Şöyle aşağılara gideyim som mektupları yerlerine ulaştırayım bu kadar meşguliyet yeter.. “Öfkeden sakın. Çünkü o şeytanın sebep olduğu düşük akıllılıktır. Seni Allah’a yaklaştıran şeyin, ateşten uzaklaştırdığını, Allah’tan uzaklaştıranın da ateşe yaklaştırdığını bil”
Sakı şifa sırlar kitabi gelecekten bir haber var ,andan oğluna anlatımlar, dik duruş , doğu batı , batı doğuya uzanan kardeşlik ,halkın orta yolu, son mektup bölümlerinden kısa alıntılar .
Kan prolaktini yüksek olan kadınlarda adet düzensizliği sıklıkla saptanırken, beraberinde göğüslerden süt gelmesi yakınması olabilir veya olmayabilir. Bunun belirleyicisi bir yandan yükselmenin ne kadar zamandan beri var olduğu öte yandan kadının meme dokusunun prolaktin hormonuna duyarlılığıdır. Gebelik döneminden uzak bir kadının meme dokusunun kan prolaktin yüksekliğine süt üretimiyle cevap vermesi gebelik ve emzirme döneminde olduğu kadar kolay değildir.
Öte yandan göğüslerinden bariz süt gelme şikayeti olan kadınlarda bazen prolaktin hormonu ölçümleri normal bulunabilmektedir. Bunun muhtemel nedeni günümüz laboratuvar yöntemleriyle ölçülemeyen ancak güçlü süt yapıcı özellikleri olan bazı prolaktin hormonu alt türlerinin bulunmasıdır.
PROLAKTİN HORMONUNUN İŞLEVLERİ
Beyinde bulunan ve birçok hormonun salgılandığı hipofiz salgı bezinde üretilerek salgılanan ve lohusalık ve emzirme döneminde süt üretiminden, yumurtlamanın ve böylece adetlerin durmasından sorumlu olan, böylece emzirme döneminde kadını yeniden gebe kalmaktan koruyan prolaktin hormonu çeşitli nedenlere bağlı olarak uygunsuz salgılandığında adet döngüsünün düzeninin bozulmasına ve beraberinde göğüslerden süt veya süt benzeri bir sıvının salgılanmasına neden olabilir.
Prolaktin hormonu hipofiz bezi dışında rahim dokusundan da salgılanan ve muhtemelen adet döngüsü üzerinde henüz tam olarak aydınlatılamamış olan başka işlevleri de bulunan bir hormondur.
Prolaktin hormonu gebeliğin 8. haftasından itibaren kanda artmaya başlar. Bu artışın amacı kadını bebek doğar doğmaz emzirebilir duruma getirmektir. Prolaktin hormonu bu amaçla gebelikte meme dokusunun büyümesini uyarır ve memelerde halk arasında ağız olarak bilinen kolostrum adı verilen ilk sütün üretimini sağlar. Bazı kadınlarda kolostrum memelerden henüz gebelik döneminde salgılanabilir ve bunun normal olduğu kabul edilir.
PROLAKTİN HORMONU NEDEN YÜKSELİR
Prolaktin hormonunun emzirme dönemi dışında kendiliğinden uygunsuz bir şekilde salınımına neden olan durumlar net olarak belirlenmiş değildir ve çoğu durumda araştırmalar sonuçsuz kalır.
Bunun yanında göğüs bölgesine rastlayan şiddetli darbeler, bu bölgeye uygulanan büyük ameliyatlar, uzun süreli ruhsal stres, meme uçlarının sürekli olarak uyarılması (kadının sürekli olarak memelerinden süt gelip gelmediğini kontrol etmek için sıkması belli bir süre sonunda gerçekten süt akışının başlamasına neden olabilir!), bazı karaciğer ve böbrek hastalıkları, prolaktin hormonunun yükselmesine neden olabilmektedir.
Yine depresyon için kullanılan ilaçların bazıları, hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçların bazıları, östrojen hormonu, doğum kontrol hapları ve diğer bazı ilaçlar yan etki olarak prolaktin yükselmesine neden olabilmektedirler.
Hormonal dengesizlikler de prolaktin yükselmesine neden olabilmektedir. Bunlar arasından özellikle tiroid bezinden salgılanan hormonların yetersiz olması prolaktin yükselmesine neden olan ve nispeten sık görülen bir durumdur. Bu nedenle kan prolaktin hormonu ölçümüne sık görülen bu hastalığın ortaya çıkarılabilmesi için TSH adı verilen hormon ölçümü mutlaka eklenir.
Prolaktin hormonu hipofiz bezinden salgılanan ve buradaki salgısı da hipofizin hemen üstünde yer alan hipotalamus bölgesi tarafından kontrol edilen bir hormondur. Bu nedenle hipofiz veya hipotalamusun tüm hastalıklarında kan prolaktin hormonu yükselebilir.
HİPOFİZ BEZİNDE KİTLEYE BAĞLI OLARAK PROLAKTİN YÜKSELMESİ
Hipofiz bezinden prolaktin hormonu salgısı yapan hücreler bazı durumlarda kontrolsüz bir şekilde çoğalabilmekte ve bu çoğalan hücrelerden vücudun ihtiyacından daha fazla prolaktin hormonu salgılanmaktadır. Çoğalan bu hücreler bazı durumlarda ufak kitlesel oluşumlara dönüşebilmektedir. Adenom adı verilen bu kitleler çoğu durumda hipofiz bezinin ve beynin diğer bölgelerini olumsuz yönde etkilememekte, çok ender bazı durumlardaise büyüyerek çevre dokulara (özellikle görme sinirine) etki ederek çeşitli sorunlara neden olabilmektedir.
PROLAKTİN HORMONU YÜKSELMESİ NE GİBİ BELİRTİLER YAPAR
Hiperprolaktinemi sorunu olan bir kadında en sık görülen belirti memelerden kendiliğinden süt gelmesi ve özellikle gecikmeler şeklinde adet düzensizliğidir. Ancak hiperprolaktinemi ara kanamaları, sık adet görme, adet kanamasının azalması ve diğer tüm adet düzensizliklerine de neden olabilir. Adet düzensizliğinin en muhtemel nedeni adet döngüsünde yumurtlamanın olmamasıdır.
Yumurtlamanın olmaması kadında gebe kalamama sorunu ortaya çıkarabilir. Gebe kalamama nedeniyle başvuran kadınlarda yapılan araştırmalarda %5-10 oranında prolaktin hormonu yüksekliği saptanabilmektedir.
Prolaktin hormonu yüksekliği bir hipofiz adenomuna bağlı olduğunda yukarıdaki belirtilere ek olarak baş ağrıları ve görme bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Bu iki belirti hiperprolaktinemi sorunu olan kadınlarda oldukça ender görülür.
TANI NASIL KONUR
Adet düzensizliği, gebe kalamama, göğüslerden emzirme dönemi dışında süt gelmesi şikayetlerinden herhangi biri veya birkaçı ile başvuran kadınlara doktorlar tarafından kanda prolaktin hormonu ölçümü istenir.
Hiperprolaktinemi tanısı alan bir kadında hormon düzeyi belli bir seviyenin üzerinde bulunduğunda genellikle hipotalamus ve hipofizi görüntüleyen bir yöntemle bu bölgede bir sorun olup olmadığı araştırılır. Bu incelemenin amacı kadında hipofiz adenomu bulunup bulunmadığının ortaya konması ve bölgede hiperprolaktinemi sorununa neden olabilecek diğer ender durumların araştırılmasıdır.
NASIL TEDAVİ EDİLİR
Prolaktin hormonu yüksekliğinin yarattığı sorunlar farklı olabileceğinden tedavi şekilleri de farklıdır.
Özellikle göğüslerden süt gelmesi durumunda kan prolaktin hormonu ölçümü birkaç kez alınan kan numunelerinde normal bulunsa bile, hiperprolaktinemi kabul edilerek tedavi etmek uygun bir yaklaşım olarak görülmektedir. Yazının başında anlatıldığı gibi prolaktin hormonunun bazı alt türleri laboratuvar ölçümlerine yansımamakta, böylece gerçekte prolaktin hormonu yüksek olan bir kadının prolaktini "normal" bulunabilmektedir. Ancak bu çok ender görülen bir durumdur.
Tiroid beziyle ilgili bir sorun saptandığında tedavi bu bölgeye yönlendirilir.
PROLAKTİN SEVİYESİNİ DÜŞÜREN İLAÇLAR
Bu ilaçlar hipofiz bezinde prolaktin hormonu üreten hücrelere direkt etkiyle üretimi azaltırlar ve ağızdan kullanılan, vajinal uygulanan veya kalçadan enjeksiyon şeklinde uygulanan şekilleri vardır.
Tedaviye başlamadan önce genellikle yukarıda anlatılan ve prolaktin hormonunun yükselmesine neden olabilecek dış etkenler saptanır ve giderilmeye çalışılır ilaç kullanımı, meme uçlarının sürekli sıkılması gibi.
Sorun gebe kalamama olduğunda genelde prolaktin seviyesini düşüren ilaçlar ve bazen beraberinde yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlar kullanılır.
Sorun göğüslerden süt gelmesi olduğunda prolaktin seviyesini düşüren ilaçlardan faydalanılır.
Sorun adet düzensizliği olduğunda yine prolaktin seviyesini düşüren ilaçlardan faydalanılır. Çocuk istemeyen bir kadında böyle bir durumda yalnızca belirtiyi ortadan kaldıran, yani adet kanamalarını düzene sokan ilaçlardan da faydalanılabilir.
Tesadüfen saptanan ve belirtiye neden olmayan hafif prolaktin yükselmelerinde genellikle tedavi gerekmez. Belli aralıklarla takip edilir.
HİPOFİZ ADENOMUNUN TEDAVİSİ
Görüntüleme yönteminde adenom saptandığında öncelikle adenomun bası belirtileri yaratıp yaratmadığı araştırılır.
Adenomlar iyi huylu tümörlerdir, kanserleşme eğilimi göstermezler ve genellikle çok yavaş büyürler ve hatta çoğu durumda küçülme eğilimindedirler. Otopsilerde hiçbir şikayeti olmadığı bilinen kadınlarda bile %1-5 oranında hipofiz adenomuna rastlanabilmektedir.
Hipofiz adenomlarının çapları bir santimetreden küçük olanlara mikroadenom, büyük olanlara makroadenom adı verilmekle beraber önemli olan adenomun boyutu değil çevre dokulara baskı yapıp yapmadığı, büyüme ve hormon salgılama hızıdır.
Hipofiz adenomunun yaptığı basının yaygınlık derecesi genellikle görüntüleme yöntemine net olarak görülmekle beraber görme sinirine bası varlığını araştırmak amacıyla görme alanı muayenesine sıklıkla başvurulur.
Adenomların büyük kısmı prolaktin hormonunu düşürücü ilaçlarla tedavi edilebilir niteliktedir. Bu ilaçlar hücrelerin sayıca çoğalmasını etkili bir şekilde önleyebilmektedirler ve artık burun yoluyla tümörü çıkarma şeklinde gerçekleştirilen ameliyatlara oldukça ender başvurulmaktadır. Özellikle şiddetli belirtilere neden olan şiddetli baş ağrısı, görme alanının çok daralmış olması veya hızlı büyüme eğilimi gösteren adenomlarda ameliyat gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
TAKİP
Hiperprolaktinemi belirtileri ilaçla giderildikten sonra doktorun belirlediği aralıklarla düzenli olarak kan prolaktin ölçümlerine devam edilir. Adenom varlığında yine belli aralıklarla görüntüleme yöntemleri ve görme alanı muayeneleri tekrarlanır.
Takip tedavinin ilk aylarında daha sık aralıklarla yapılırken, hormon seviyelerinin yükselme eğiliminde olmadığı durumlarda takiplerin arası giderek açılır
PSİKOLOJİK FISILTILAR STRES BEDENİN SİSTEMLERİNE ZARARI SONRASI HASTALIKLAR
“korku ve endişe illüzyonla önce atmosfer daralan yaşam alanlarınız ahlak yapı bozulması yalan ,psikolojik ruh bedeni yormak sonra ufacık bir dokunuşla ölüm makinesine dönüşmek dikkat etmez isen yakında yakından çok yakın”
Kim nerede yaşıyor sormazdı kim nereden geldiği de çünkü hepsi bir kardeş gibiydi. Büyüğünü küçüğünü bilir sevgi saygı vardı..
Aslında değişmedi değiştiren ellerinizdeki akıllı telefonlar ve bunla doğan insanlık nasbı almamış dijital kaos insan aklını illüzyon aştıran ahlak bozucu bilgiler..
O zamanın 8 yaşındaki çocuğun aklı korkusuzluğu bu günün 30 yaşına bedeldi...Ama şimdiki 8 yaşındaki çocuk ise hala annelerin koruması altında onları korkuları aklıları değil elinizdeki akıllı dijital bilgiler.
Korkutan bilgiler bir illüzyon sizleri dijital ortam onları çağırıp savaşı ve savaşmadan ziyade onların zayıflıklarını daha dibe çekmekte korku içinde yaşatmaya çekmekte çünkü gelecek yaşantılarını beyin altı bilgilerle yaşamlarını o yaşta karanlığa götürmekte.
Bunları anne babalar görerek daha çocuk demeyle çocukların içindeki cesaret biraz daha gömmekteler dijital zekaya daha çok yanaşmasını sağlamaktalar. Yapay cesaret sadece yok olmaya götürür, onların uyuşmasına birlikte yardımcı oluyorlar..
Kısa yol çok basit ona güven sağlamak ona verilecek imkan ve başarı hırsı ona verilen harçlığın yarısını kadar birlikte geçirmek ise o yaşam savaşını ilk kazananlardan olur elindeki dijital akılı aklıyla yener gelecekte kazanan hepimiz oluruz....Bir hastalıktır önüne geçilmesi gerekir.. Bu da anne babaya düşer.
.Yoksa bilin dijital akla gelecekte esir esaret içinde yaşarlar onların arkasında ise istilaya hazırlanmış şeytanı akıl beyin yatar illüyon görmeye başlar ölüm ve endişe korkusu sarmıştır ve artık korktukları için ölüm makinesine dönüşür...
"Ona bu nu şunu yapamaz demek değil o istese her şeyi ahlaki yapar diye bilmek"..
Şimdi aşağıdaki eski müziği dinleyin veya dinledin veya bir gün oldu dinledin eskilerini hatırla ve şimdi bir de etrafına bak her asırın getirdiği değişim gittikçe artan gelecek endişesi, şimdi bilki her asırdaki değişim nesil o zamanı kendi zamanını şimdi dinlediği gibi ahlak edep saygı saygınlık töre örf adetler dinlediklerinde esir esaretlerin den kurtulmuş bireysel sorumlu bireysel fert yolunda olacaklar.
Yok aksi ise esir ve esaret içinde bulunacaklar ve teknoloji bölgesel olarak daha ileri boyutlar ulaşarak dalgalar halinde global dünyayı saracak..
Ne ye esir.. Evet suçlu akıllı dijital diyeceksin evet o suçlu ama suçsuz suçlu olan senden buyana bu gelişimi tehlikeyi görmeyişindi..
Aslı ise bilgi toplamaktı ama o silaha çevirdi önce insanlık nefisine girdi ve kendini yok etmeye başladı.. Biraz anlamak zor şu dünyada .Her gelen nesil zincire geçmiş olarak esir esarete yol almakta..
saklı şifa sırlar kitabin dan Akıl oyunu bölümünden psikolojik ruh x çarpraz yol ayrımları bölümlerinden kısa alıntı..
Hızla artan alerjiler kaşıntı “panik ve korku artıkça larvalar güçlenir çoğalır”
Daha önce de söylendi daha da söylenmeye devam edecek insan oğlu doğuştan tüm virüslere karşı duyarlı ve hassas aynı zamanda kırıcı olsa da virüsleri bertaraf eder sadece aldığınız gıdalardan kullandığınız eşyalardan bırakılan larvalar alerji sebep verse de kan ve içindeki savaşan antikorlar galip gelerek savaşı bitirir beden doğuştan gelerek her türlü musibetlere göre dizayn edildi...
Ama vücut ne kadar dirençlide olsa dışarıdan tam (bağışıklık direk kana karışan güç yapay sentetikliği kokteyle) ve insanların insanlara çıkarılan ürünlerle alına ve kullanılan gene dışarıdan yaşam içi alınan gıdalara ve ya eşyalardan (çıkarılan sentetik bağışıklık direk güç) bunlarla eşleşemez eşleşmeyen güç vücudu halsiz bırakarak alerjilere yenilir ve bir birkaç müdahalelerle kurtulur kurtulsa da ve devam ettikçe yeni musibetler çıkar çıkmaması içinde öncelikle sindirim zorluya çak dışarı müdahale önem taşır her kullandığın gıda artık senin yaşamak istediğin ve istedikleri gerçek olmayan yaşama götürür
Virüs mutasyona uğramaz mutasyona uğrayan her yanlış kullanın bedeni yorar buda karşı musibetler mutasyon gibi görünür ve eşleşir” aynı ayna gibi “beden artık şaşırmış (antibiyotikler gibi ver oradan kokteyli yapay sentetik güç der) aslında kimsede suç yok tur insanlık sadece korku panik istek talep de bulunur zamanla hassas bedene eksilen bölümlere saldırır virüs ve her geçen gün mutasyona uğradı denilse de bedenler mutasyona uğradığı sanılmaz çünkü yaşam için sen talep ettikçe yaşam ve yaşantılar orantılı hassas bedenler şekil almaya yüzdeki şişmeler ve renk değişikleri başlar aslıda farkına varmışınızdır neler eksildiğin ilk zaman ise unutkanlık ve hatırlatmalar başlar ona da kolaylık getirir elektronik hatırlatmalar başlar ve “her değişim değişmeyen değişim değişikliğinizi” hatırlatsa da yaşam sizleri talepler istekleri artar.
Dur demeyen olmayacağı (kendi isteklerine göre yasalanmış dünya kanunları )işleri ve bir yola getirir artık mutasyon lanmış yol alırsınız nereye kadar.
Yazıya geçmeden önce geçmişten ve notlardan bir alıntı ikinci dünya savaşı esnasında Norman’dı ya çıkarması askerler o gün müthiş bir şekilde kaşıttılar başalar eski yerli bir asker atalarımızın yaptıklarını yapalım der ama şimdiki zamanda ise hemen anestezi Ten diyot su ile sulandırarak kaşınan yerlere sürün der kaşıntı geçer ve sabahleyindi ebe gümeci toplayıp kaynatarak ve tuz atarak yıkanma suyunuza koyun der kaşıntı yapan böcek türleri (larvalar ) yok olacak şayet o gün zamanı geçmiş ve ne olursa yemeklerinize dikkat edersek bu sıkıntı kalkar bir de etraftan
akkuş akçe cam meşe kabuk toplayıp her kes çadırlıda elbiseli giyim kıyafetleri ve dayana bildiğiniz süre tütsülenin der..
O zamanın subayı bu yerlinin kâğıda alır ve inçeler başlangıç olarak yöresel bölgesel ve veya eski tarih ve zamanı geçmiş kumanyalar ve gıdalardan sindirim sistemine geçerek ve kana karışan ve bazı askerlerde karaciğer yağlanması tetikleyerek alerji olması sebeplerini taşımakta olduğunu ve subaylığı sırasında tütsülenme ve gıdalara önem vererek bu olayı atlatırlar her şey beslenme de sebzeler temizleyici meyveler besleyici olarak yazı notlarına aktarır..
PSİKOLOJİ :BEŞ DUYU ORGANI VE 6 HİS KULAĞA FISILTI ÇOK BÜYÜK TEHLİKE
6 his insan oğlunun içine doğmak olacağı hissetmek RABBİMİN göndermiş olduğu vücut enerjiyle hissedilen fısıltı.
İNANMAK SADECE RABBİME İNAN YETER
Şunu bilmek lazım çarşıya dolaşmaya çıktığım da insanların yüzlerine baktığımda kimsenin kötü yüzlü görmedim herkes yarın için bir şeyler yapmakla meşgul kimi borç ödemede ,kimi çocuklarına bir şeyler götürmek için hayat mücadelesi yapmakta yanı kısaca kafalar meşgul .Sonrası metroya bindim şöyle göz geçirirken etrafa baktığımda kimi telefonla ,kimi bilgisayar, oyunla teknoloji insan oğlunu içine çekmekte bizleri böyle olmasını istiyorlar yaptıkları Beğen ,yorum, paylaş ,içine çeken uçurumlara gidilmekte beğenme hastalığı , beğendiyle yazışma ,beğendiğini paylaş, uçuruma götürmekten başka bir şey değildir. Çünkü okumayı unutturdular.
Gelecek yüz yıllarda bir fısıltı yapay çip yerleştirmek düşünceyle şirketler holdingler ve carter şirketler eline düşmemek sisleri bir fısıltıyla alış veriş çılgınlığı planlar içinde sizleri kontrol top yekûn ele almak planları yapılmaktadır bir nevi virüs yükleyip top yekun hasta etmek kimilerini yok etmek planları içinde insan lığı robot şekle getirmek ,zor ve gerçek planlar zaman gelince anlamak …
Ameliyatla ,doğumlarda ,bir kapsül hapla oyuncaklara ,genel kontrol yükleme bilgisayar tarafından yönetilmek….
Bizler her şekilde dinleniyoruz ,bir akıllı telefon 3 gün kapatın 4 çü gün açın açar açmaz gün tarih ay onaylayın der.. Kapalıydı…Bu gün kullandığınız akıllı ürünlerle girdi. .Amaçları insanlığı yok etmek .Buna siz siber diyorsunuz..
Sadece bu değil senin kan bilgin sen bilme den cihaz nerden meşeliyse hastalığını senden önce bilmekte ,onu da bırak bir maden araştırmaya götürdüğünde içindeki maddeleri ve elementleri senden önce hatta devletinden önce onlar bilir ve o elemendi bünyesinde saklıya bilir .Artık gerisinde sizler düşünün….
BU ÇOK GENİŞ DÜŞÜNCE BU HASTALIKTAN KURTULUN SADECE 30 GÜN ALIŞKANLIKLARI BİR KENARA BIRAKIN
Ailece baş başa geçirin bol oksijen temiz hava yürüyüşler. Sadece bir ay organik yaşa Daha sonra tekrar normale dön. Döndükten sonra normal yemekler plastik gibi gelecek (Yemeklerin yapay gibi gelecek) Ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız , eve dönüş yemeklere tercih edin . Sağlık elinizde çünkü her şey sizin elinizde.
(30 gün son verin Asitli içecekler , ayak üstü yemekler , hazır yemekler , paketlenmiş gıda ve şekerlemeler uzak durun.) Sebze ve meyveleri günlük ve taze mevsimine göre kullanın farkı görün.
Para sesi, atm kağıt sesi , makine cırt ,cırt sesi , Hele , hele ihtiyaç olmadan bilgisayar kullanmayın kullanmaya devam ederseniz sizleri mutsuz edeceğini bilin Beğenme beğendirilme hastalığın dan kurtulmak, şık görünme, yüksek görünme , konuşmayı değişiklik , her kez beni beğenme ruh yapısı , sık ve devamlı televizyon seyretmek Hele, hele burmadan takla atan programlar sisleri bir noktaya bağlama ve ruh yapınızı strese sokmakta içten içe hastalanmak, elektronik oyunlar
Hatta telefondan bile uzak durun sana ihtiyaçları varsa seni bulacaklar gelmiyorsalar doğru yoldasın demektir.(Bunlardan da uzak durun.)
Renklerle tedavi: Yeşil sürükleyici dir beyni boşal tir. Mavi yüksek basıncınızı aşağıya çekerek, kırmızı kan basıncını yükseltir, rengârenk renkler gelişim sistemi bozar insanı hasta eder bu da bilgisayar başında oyun oynayan önce gözler sonradan böbrekleri vurur , çocuklar da zehirlenmeye kadar gider ,psikolojik rahatsızlıklar getirir.
Organik doğal yaşam yapın. (Senin eski diye attığın şey benim içim ve başkası için yeni olabilir ).Deneme 30 gün bakın sağlık nasıl yerine geliyor devamını okuyun.....
ON MÜKEMMEL SİSTEMİ DEVREYE SOKACAK.
VÜCUDUN ON MÜKEMMEL SİSTEMİ
Mükemmel bir varlık olan insanın hayatiyetini sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi için bütün organların sağlıklı olarak çalışması ve birbirleriyle uyumlu hareket etmesi gerekir. Vücudumuzu meydana getiren başlıca sistemler;
Bağışıklık Sistemi,
Sindirim Sistemi,
Dolaşım Sistemi,
Boşaltım Sistemi,
Sinir Sistemi,
Solunum Sistemi
Lenf Sistemi,
Üreme Sistemi,
Hareket Sistemi
Destek iskelet Sistemidir.
İnsan vücudu sistemler ve bu sistemleri meydana getiren canlı bir organizmadır. Vücudumuzdaki bütün organ ve sistemler bir uyum içerisinde çalışır.
Bütün organlar; kan damarları ve sinirleri birbirine bağlıdır. Bu nedenle ,insan vücudunu oluşturan sistem, organ veya dokularda meydana gelen herhangi bir sorun vücudumuzun tamamını etkileyebilir .İnsan yapısında okuyun.
PSİKOLOJİ
Psikosomatik hastalıklar, oluşu ya da seyri üzerinde ruhsal etkenlerin önemli rol oynadığı belirli bazı bedensel hastalıklardır. Eski çağlardan beri ruh - beden bütünlüğünü savunan hekimler ya da filozoflar olmuştur Hipokrat, İbni Sina Duyguların bedensel tepkiler oluşturabildiğini örnekleyen halk deyimleri vardır: Utançtan yüz kızarması, korku ,
Hayalli rüyalar ,öfkeden üzüntüden iştah kesilmesi, kuruntu ,uyku kaçması gibi. Bazı bedensel bozuklukların Dua, Kuran okuyarak tedavilerle yöntemlerle iyileştiği en azından geçen yüz yıldan beri bilinmektedir. Batı dünyasında Her hastanelerde din adamları dua ve ruhani tedavi edilmekle hastaların iyileştiklerini söylemekteler.
Ruhsal Tedavi :Psikosomatik ve psikolojik hastalıklarda dua ve ibadetin iyileştirici
Etki gösterdiğine inanın Günümüzde dünyada birçok modern hastanede iyileşmeye yardımcı olması amacı ile din görevlileri bulundurulmaktadır. Bazı kanser vakalarının “inanç tedavisi” ile iyileştirildiği rapor edilmiştir.
Ruhsal tedavilere ek olarak Kur’an okuma, su sesi, doğa sesleri ve müzik aletleri kullanılır.
Sizler yeni ayakkabıyı yastık altında saklardık yarın bayram olacağını biliyorduk… Çünkü sağlıklıydık bayramı biliyorduk.
“Ne kadar zengin olursan ol, çocuğuna bayramdan bayrama elbise alıyorsan, gittiği yerde huzur ve bereketli olur. Müsriflik ten kaçının en büyük hastalıktır."
Eğer çocuğunuzu iyi yetiştirmek istiyorsanız ona harcadığınız parayı yarıya indirmeniz, onunla geçirdiğiniz vakitti ise iki katına çıkarmanız yeterlidir
Bizler hiç ölmeyecek gibi yaşarken aslında aldığımız her nefesle ölüme daha da yaklaşmaktayız Uyandırıldığımız her gün bize verilen yaşam bir hediyedir
UFAK BİR GEZİNTİ BORSA KURULMUŞ
Doktor dili ve hastalık bölümleri:
Dünya en çok Latince yi bilen devlet olarak biziz bu nu neye borçlu olduğumuzu araştırırsak sağlığa ama dışarıda sorsak insanlara anlamları… dilemeyiz haydi soralım 10 kişiye sorun…cevap % 2 hastane girişlerinde rehberlik eksik …Var olanda danışmanlık iş yoğunluğundan ters tepki…Kavgalar kaoslar…
BİZLERE İNDİRİLEN BİR TEKNOLOJİ:
(Geçmişlerde, şimdikilerde ,geleceklerde ,parmak izleri aynı olan var mi ,hiç böyle bir teknoloji var mı, böyle bir güç, sadece kainatın sahibi )( RABBİMDEN Başka)
Hastalıkta aynıdır En büyük iş doktorlara ,biyokimyacılara ,bu değerli insanların düşünceleri alınarak her hastanın ortalaması alınarak % 90 uyun sağlayacak şekle gelene kadar çalışmalar yapılırsa ve ilaç firmalarına üretim hareketi verilirse ,piyasaya çıkan ürünler eczanelerde hastaya göre sağlıklı bir şekilde dağıtım sağlandıktan sonra her şeyin yoluna girer her insanın sağlık bakanlık kayıt açılması neyi nerde kullandığı bilinmesiyle başlar. Mühim olan kendi bünyesinde değil direk sağlık bakanlığına kayıt..
BU GÜN İÇİN İLAÇLAR 1000 KİŞİDE 80 YARAMAKTA.
Diğer insanlar…..
Hastalar çareyi alternatif tip da ve çareyi yaşamak için çareler aramaktadır. Bu günün dünyası Doktorları alternatif tip araştırmaları yaparken Bizde ne den az neden ilaç firmaları demode ilaçları hala memleketimizde satılıyor ,Dünyayı yerinden oynatacak ,Devletimiz varken ,akıl almaz projelere imza atan iş adamlarımız varken ,Tıp da çağ atlayan doktorlarımız varken neden….
Dünya tatilimi , Hediyeler mi , veya yılbaşında bayramlarda gezmeler mi.Bir gün senin de kapı çalına bilir parmak izi için….
EL ALIŞ KANLIĞI KISA YOL :
Mikropların öldürüleceği ve artık hastalık olmayacağı düşünülerek üretilen antibiyotikler bağışıklık sistemini yıktı ve daha çok hastalığa neden oldu ….
Bu vücuda iyi geliyor üretiliyor peki soralım hastaya veren yetkililere verdiğin ilacın kimyasal birleşimi neler var cevap. Peki ilaç kutuların içindeki yazılar neyi kapsıyor Kimin için yazılıyor…
Doktoru yönlendirecek (BİLGİ) Biyokimya uzmanı
(KİMYASALLAR).Diyetisyendir(BESLENME) bu üçlü üçgen tüm enerjileri toplayıp hastayı iyileştirecek tir.
Üç genin içinde çok büyük enerjiler alacaksınız bilgi ,kimyanız ve öneri bilgileri iyi değerlendirirseniz vücudu yenileyecek siniz her şey sizin elinizde ne yiyor ne içiyorsan sen o sun bir kere başladı mı sonu gelmez.
“Eğer başkalarının yaşaması için bir şeyler yapmıyorsan, vaktini boşa harcıyorsun”
Aslında vücudumuzun bağışıklık sistemini koruyarak tüm hastalıkların önüne geçebiliriz. Vücut, neyi nasıl düzeltmesi gerektiğini bilecek kabiliyette yaratılmıştır.
Çünkü o zaman bağışıklık sistemi canlanmaya başlıyor .Bağışıklık sistemi canlandığında kimseye ihtiyaç kalmadan iyileşme başlıyor, süreç kendi kendine işliyor (Maneviyatınızı güçlü tutun sizden daha kötüleri düşünün) (ilaç siz yaşam örnek mi ben çoban saklı şifa)
ANTİBİYOTİKLERE DİKKAT!
Mikropların öldürüleceği ve artık hastalık olmayacağı düşünülerek üretilen antibiyotikler bağışıklık sistemini yıktı ve daha çok hastalığa neden oldu.
Antibiyotik göz sinirlerine zarar verir. Çünkü böbrekleri vurdu.
Bağışıklık sistemi yetmezliği çok çoğaldı.
Körlük, sağırlık, bağırsak problemleri, ağız problemleri çoğaldı. Çünkü antibiyotikler vücuttaki bütün mikropları öldürdü.
Normal olarak ağızda ve bağırsaklarda yaşayan mikroplar öldürüldükten sonra bağışıklık sistemi yüz de 80 yok oldu ve çöktü.
Bunun yanı sıra hazım ağızdan başlayarak bozuluyor. Hazım bozulduktan sonra metaforik birikinti çoğalıyor ve sonuç olarak hastalıklar da çoğalıyor.
Avrupa ve Amerika’da nadir durumlarda antibiyotik verilir ama Türkiye’de herkese veriliyor.
Bütün ilaçlar çok faydalı deniyor ama sonra korkunç zararları ortaya çıkıyor.
Her gecen gün ,ay, yıl, hep bir üstü verilirse sonu ne..(Vücut her gün kazanı yor kullandığın şey neyse çünkü bir üstünü istiyor...)Bir üstü kullanmamak.. veya azaltarak..
Öncelikle daha önce aldığınız vücudunuzun bazı organlarını tahrip eden ağrı kesici depresyon ilacı, antibiyotik, gibi ilaçları gıdalar ve hayatımıza bir şekilde giren kimyasalları terk etmeyi vücudunuzu temizlemeyi tavsiye ediyoruz,
Aslında vücudumuzun bağışıklık sistemini koruyarak tüm hastalıkların önüne geçebiliriz. Vücut, neyi nasıl düzeltmesi gerektiğini bilecek kabiliyette yaratılmıştır.
Çünkü o zaman bağışıklık sistemi canlanmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi canlandığında kimseye ihtiyaç kalmadan iyileşme başlıyor, süreç kendi kendine işliyor
Bağışıklık sistemini güçlendirme ilacı olmaz (Tek anne sütüdür),okuyun
Sadece ,vücudunuza vermiş olduğunuz tahribatı temizlemeden bağışıklık sistemi güç kazanmaz Meyveler besleyici, sebzeler temizleyicidir.
DÖRT KÜREKLİ
Genler oynandıkça hastalıklar birbirini getirir .Sonrası gelecek nesil daha çok hasta…..Şimdilerde söylenir baban dada vardı….Yakın yarım yüz yılda şunları duyabilirsiniz dedende dedemin atasında da vardı …
Düşünülen tek şey Hap yap kara kazan Hastane eşittir Hasta eşittir Reçete eşittir Pirim
Devletin emekliye ilaç parası altında kurumlara ödemesi …Bu parayı emekliye verilse hiçbir emekli inanın hasta olmaz…. Emekliye Yıllık bir hastaya masrafı Devletin 10.000 tl ….
Bu toplanan parayla sağlık köy evleri organik yaşam standart sahaları yapılsa Ayrıca Avrupa ülkelerinde bu paralar yıllık 10.000 eroyu geçmekte Türkiye genelinde sağlık köy evlerine yabancı sağlık turizm çekilmesi Hem ülkenin kazancı hem karşı ülkenin kazancına çünkü karşı ülkenin hayat yaşam maliyetleri yarı yarıyadır.
Hem ülkemiz ekonomiye katkısı , hem karşı tarafın masrafını yarıya düşürmesi oradaki politikacı ve oranın sağlık kurumu diyeceği bir kelime …Böyle yer var mı….Evet dünyada örnekleri var..
Bir seferde 50 milyarlık alt yapıyla 81 ilde sağlık köyleri yapmayız. Biz her yıl sağlık bozmak için 100 milyar ithalat ederiz . Bir yaşam tarzı…İnanın bu paralar Hastane görevlilere verilse inanın hastanede bir hasta kalmaz gelecek yıllarda ekonomi krizleri olsa da geçmişlerde gibi kafayı sıyıran olmaz. Bu günden bakın her şeye hazır olun bil ne zaman okuyorsan senin gelecek te aynı olacak oku ve karar ver.
Hele bizdeki doktorlara verilse bir de laboratuvarlar kurulsa ne cevher Doktorlar var . Hep gözler dışarda Ha yurt dışı ha Türkiye dedik ya kariyer Gözlerdeki göz bant tını çıkardıktan sonra düşünürüz aklıselim olarak…..
Böyle 30 gün lük yılda 3 Kur yapılsa İnanın Hiç kimse hasta olmaz ,işsizlik sıfır olur. (Ha sigara Ha İlaç ) Çünkü vücuda zarar vermeyi çok iyi biliyoruz . Çünkü kolay para…
İNSAN OĞLU 3 ŞEYDEN KORKAR.
Aç kalmaktan . açıkta kalmaktan ölmekten .Görme, İşitme , Koku alma , Tat alma , Dokunma Vücuttun/ 5 ikazı Bunlar hepsi hastalığı tetikler
Diş tan gelecek tehlikeyi sezerler ufak ikazlarda bulunurlar devam ederseniz unutkanlıklar ,virüsler ,bakteriler girmeye başlar , hasta düşürür ,sakat bırakır .Her şey sizin görmenizde, işitmenizde ,koku almanızda ,dokunarak ,tat almanızda .
KOZMETİK BAY VE BAYAN (KOKU ve TAT)Dan gelen hastalık
Koku ve tat çiçekler önemlidir. Şu anda maliyet düşsün diye kimyasal maddelerle koku renk ve tat yapmaktalar ,bu bir zincirleme hastalık ,bir an önce sağlıkla oynayan fabrikalar ,Helal haramı incelemesi ,Kolonya, Islak mendil, kozmetik, deterjan gıda da kullanılan asit ,renk ve kokular. Sizi her turlu hastalığa itecektir.(Kazandığı para yetmeyince!!! Daha çok para kazanma Hırsı artarak kısa zaman içinde hastalıklar artacak
ALERJİ TESTİ OKUYUN -Çeşitli yiyecek , asitli içecekler . Çiçek tozu. Elbise. Halı. Hayvan türleri. Kozmetik. Mantarlar. Plastik. Mücevher. Dar elbise. Güneş ışınları FAZLASI ve (Tasarruf ampuller İTHAL).Okuyun inceleyin. ( Daha çok hassas ciltler )
Her bitkinin, meyvenin kendine has görünüşü, beş duyu organımızla Bitkileri, meyveleri neredeyse İçerdiği maddeler tanırız. Birbirine çok benzese de birbirlerinden farklı olan özellikleri vardır. Asırlardan beri çeşitli kültürlere mensup insanlar, bitkisel kokuların ağrı kesici, mikrop öldürücü, iltihap kurutucu, kramp giderici, ruh yatıştırıcı tesirlerini keşfetmişlerdir. Mısırlılar, ölülerini mumyalarken; katran ve mür ağacının anti bakteriyel özelliklerinden faydalanmışlar. Başka milletler ise hasta odalarını biberiye, kekik, yavşan, günlük ile tütsüleyerek dezenfekte etmişlerdir.
“Evlerinizi kekik ve yavşan otu ile tütsüleyiniz” Hadis i şerifinin öneminin bu bilgilerle biraz daha açığa kavuşacağı kanaatindeyiz.
Şunu bilin ki tüm böcekleri öldürmek için yapılan ilaçlar ,bir sonraki dönemde daha küvetli olacaklar ,bizlerde bir önceki ilaçlar işe yaramayınca bir küvetlisini alacağız ve zaman geçtikçe onlar daha kuvvetlenirken bizler zehir artıkların da zehirleneceğiz .
Aslın da bizler kendimizi zehirliyoruz .Yaşam elementleriyle bilmeyerek yapmış olduğumuz maddelerle çakıştırarak yeni organizmalarla virüsler üreterek değişik hastalıklar ve bakteriler üreterek canlı organizmalar üretip bunları yok etmek için uğraştığımız taktirde yeni canlı türler üreyecektir.
Ama “ RABBİMİN “ Yaratmış olduğu bitki türleri ile tütsüleyerek öldürmeden uzaklaştırmamız kısa ömürlerin de bu dünyada yapacakları vazifeyi yapıp bir sonra ki döneme geçerek gelecek larvalar kuvvetlenmeyecek . İlaç ve zehir eksilecek .İşte organik yaşam başlıya çak .
Bu tarz yaşamı yaparken kendi bahçenizde ve evinizde başlayarak organik yaşam başlatırsınız. Organik gıdada alsanız vücudunuzu ama çevrenizden başlayarak başlarsanız, tüm evinizi organikleştirirsiniz .
(ÖRNEK: Tüm ışıkları kapayın ve küvetli bir fenerle odanıza tütün o gördükleriniz gece boyunca ağzınızdan girmekte .)
Bir de tütsüleyerek yapın işte o zaman anlarsınız .Yaşamı!!!! Eeee Biz bunları biliyorduk peki bunları bilirken neden yapıyorsunuz.. Hayat ,gün ,yaşam güzel her şey sizin elinizde " RABBİM “sağlık ve yaşamı tüm camlılara sunmuş …
Ama bu günün dünyası hediyelerle bir insan sırtından dünya turlara gidiliyorsa ,bu gün nün teknolojileri arasında çocuklara bu bilgiler aktarılmazsa işitemez ,görmez ,koklayamaz ,tadamaz ,dokunamazsa yanlış dünyayı anlayamaz .
Bu günün dünyasında yanlışları göremediğimiz geri kalan dört duyuyu bilemediğimiz gibi.
Bu gün çarşıya çıkın pazardan, baharatçı dan ,Marketlerden paketlenmiş toz biber ,toz kara biber ,pul biber ,götürün analize size ne çıkacak (boya ,kepek, kara nohut ,domates kabuk ,çörek otu ,mal da palı ürünleri maliyet düşsün diye çoğaltıcı maddeler gerçek ürün %30, katkı % 70 bu biraz vijdanlı. Daha saymakla bitmez salçadan başlayın yapay sumaklara kadar.
Suç mevzuatın ve denetimin, Denetim üretici meşeli adı soyadı ruhsat nosu ,o melekede gidiyorsun sanayisinde ruhsatlı boş çuval alıp için istediğin malı koyup makineyle dikip güzelim insanlara sağlıklı sağlığı bozulan insanlar ben organik alıyorum diye güvenen insanlardan alarak, esnafta güvendiği toptancıdan aldığı için oda gönül rahatıyla satarak ,lokantacılarda güvendiği baharatçıdan alarak, ve, ve sonu gelmeyen satışlar bitiş noktası sağlık merkezi ve hastane sonrası malum…
Kimyasal maddeler her yerde satılıyorsa çarşı ,pazar,.
Üretimlere kota konmadığı süre her zaman sağlıksız ürünler çıkacaktır.
Sertifikalar iyi ve organik yaşam için iyi ama.. Pazar olmayınca .Çıkmaza girerse .
Müşteriye gelesiye kadar şişe her yerde satılıyor. Etiket her yerde basılıyor. Suçlu aranıyorsa üretimin hepsi suçlu. Mevzuatlardan üretime kadar.
İhracat da gümrük mevzuatlarda diş devletlerin titizlikle incelerken.
İthalatta ucuz olsun da ne olursa olsun denilen zihniyet.
Hayvan küspesi diye gelen ürünler imalat yağ fabrikalara giderse.
Atık yağlar toplanıp belirli ısıdan geçerek ………koyup, diğer……koyarak çökertip , yakıtlar serbestçe yapılıp bunlar kullanılıyorsa kullanıyorsanız kimseyi suçlamayın … nefes aldığımız dünyada adalet tartınızı kendiniz tartın..!!! Çöpteki dokunduğum şey akıl mı...!!!!
Dışarı dan yem ve katkı malları diye gelen bakliyatlar çerez diye satılırsa!!!!
Suçluyu içinizde arayın ,yaygınlaştıran, üreten, satın alan, para gelsin de nasıl gelirse gelsin denirse.!!!!
Daha ileri giderek en şifa bal arılar ve koyanlar, hastalıklar olmasın diye arıların ve kovanların içine sıkılan asitler, asitlere ellerini bile sokamayacak, kadar tehlikeli zehirli olan bir ürünü ne kadar sağlıklı olacak.. Bir de mevzuatın içinde yüz de şu kadar olması lazım ibaresi bulunurken bu ürünler nasıl oluyor ithalle mü sade ediliyor ve piyasada yer alıyor.. sizce SAĞLIK NE KADAR OLUR. O KOVANLARDA BİN BİR DEVA VAR DIR. Çünkü dünyaları bir kovan.
Dünya genel anlamda döner var oluşu o yaşam..ben75 80 85 yıllarına dönüp baktığımda insan oğlunu kuponlarla kandırıp sağlıksız ürünleri pazarlayanlar ve yeni teknolojiyle tanıştırıp geri dönüşümsüz para alanlar, şak şaklayıp yer kapışanları …. o insanları 2015 te gördükçe o yıllara dönmek için güneşi doğudan değil batıdan döndürmeye çalışan insanları gördükçe!!!! …”ALLAHA” şükrediyorum Adalet tartısı şaşmayacak .yaşam boyunca görme duyumu doğru tartacak…
Biliyor ve bilmiyor giydiğiniz elbiseler ,çamaşırlar ,pantolonlar kısaca ithal gelen kumaşlar çöpte toplanan pet, plastik geri dönüşüm den kazanılan metaller sizleri ne gibi hastalık bekliyor bilginiz var mı başta istenmedik kaşıntılar ve sonra gerisi.( Daha çok hassas ciltler )
Matematikte 9 büyük sayıdır. Ama bilinmez ki her şeyin başlangıcı ve büyük tehlike Bir dır . Bir başlayınca sonu gelmez tehlikeler gelir, Bir kakmazsa başlangıçta olmaz biri yok etmeden sağlık gelmez Bir kereden bir şey olmaz deme çok şeyler olur.!!!!
Koku ve tat çiçekler önemlidir. Her şey zamanında toplanırsa şifa .Bitkiler şifa olur , hiçbir zaman yağmurlu, sisli ve rutubetli havalarda toplanmamalıdır.
Yalnızca sağlıklı, temiz ve haşarat sız (larvası, kurtsuz ve böceksi) bitkiler toplanmalıdır. Bitki toplanan yerlerin, çevre kirliliğinden etkilenmemiş olması gerekir.
Şifalı bitkiler, otoyol, tren yolu kıyılarından kesinlikle toplanmamalıdır. Bu bitkiler, motor egzozlarından çıkan dumanların içerdiği kurşunla kirlenmiş olduklarından zehirlidirler.
Bitki toplanan bahçelerin, tarlaların, çayırların yakınında veya uzağında haşerata karşı ilaçlama yapılmamış olmalıdır, çünkü rüzgâr o zehirli ilaçları çevreye taşıyabilir. Kirli-mikroplu suların kıyıları ve endüstri alanları civarları da toplama yapılmayacak yerlerdendir.
Güneşli günlerde bitkiler sabah erken saatte toplanmalıdır. Ayrıca hangi bitkiyi nasıl kullanacağınız, bitkinin hangi organının drog hazırlamaya elverişli olduğunu (çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk veya bitkinin tümü) bilmek de çok önemlidir.
Çiçeklerde en etkili zaman, çiçeklenme başlangıcında çiçekler ise tam olarak açtıklarında, genç ve tazeyken toplanmalıdır .Dikkat edilmesi lazım.
Yanlış bir toplama aksilikler yaratabilir, Görme, işitme ,koku ,tatma dokunmak tanımak önemlidir.
Bitkiler rastgele toplanamaz tarım müdürlüklerinden toplayıcı sertifikalı belgeli toplayıcılar tarafından toplanması lazımken bu gün önüne gelen toplamakta neyi nerden bilmesi gerekirken ve toptancılar ,paketleme fabrikaları bu bitkilerin hangi sertifikadan ,bölge meşeli olduğunu belirtmek meşeyi il ilce tarım müdürlüğünden alarak ibraz edilmesi lazımken bu günün dünyasında satıcılara gidip sorsanız hangi bölgeden sorsanız bilmezler.
Nemli, güneşli, tarla yakınlarından mı, fabrika yanlarından mı ,tren ,kara yolundan mı ,ne, ne kadar biliyorsunuz.!!!!!!. (Sizin bilmeniz lazım çünkü bir bedel ödüyorsunuz. )
Şunu bilin ki insanlar kadar doğanında bu bitkilere ihtiyacı var. Tarım müdürlüklerin den kısa bir eğitimden geçerek gerçek toplayıcılar tarafından neyi ne zaman toplayacağını bilirse insanlara ve doğaya zarar verilmez .
İşte o ufacık bitki bir şifa ,doğa için savunma silahıdır .Bir yaprak, bir dal, bir çiçek, senin hayatın. Büyük şehirlerde dikkat edin hep şifalı ağaçlar .Sokak, ve caddelerinizin pis havasını temizliyor.
SORU: Sokak ve caddenizdeki ağacın ismi, ve ne, ne işi yaradığı
SONUÇ: % 98 Bilmiyor.
İlaç firmaları milyon dolar yatırarak sertifikalı hijyen fabrikalar kurarken
“RABBİM” Doğaya emriyle bu hikmet ve nimete bizlere verirken ,bir vesileyle bu hizmeti sunanlara ve dikenlere saygı duymak düşer.!!!!!
Bazı ağaçlar zamanı dolar kesilir yeni fideler dikilir, makinalar la yerine genç ağaç dikilir, eski ağaç ve yapraklar gübre olur.
(Bazı ağaçlar ömürlük örnek çınar )
Çınar ağacı niçin dikilir biliyor musunuz bu mübarek ağaçtan şimdiki zamanda kullandığınız mürekkep imal edilirdi (eski zamanda) şimdiki zamanda çünkü doğa her şeyi veriyordu.
Gelin ağaç dikim zamanında bir çınar dikelim ..Dünyada gelece, e bir servet hatıran olsun. Belki gelecekte bir dua edenin olmasa da gelecekte rüzgarla sallanması bir kuşun dalına konması bir ağaç kurdun yemek bulması dünya da yaşayan canlıların diktiğin ağaçtan nimetlerinden yararlanması bile sana dualar getirecek .
Her dinden her canlı inananlar için Sen yaşıyor san , dokunuyorsan , görüyorsan, duyabiliyorsan ,tadabiliyorsan , koku alabiliyorsan, inanmadığına inanıyorsan sende inanıyorsun demektir.
İnsan, samimiliğini kaybettiği anda Allah'tan uzaktadır.
Samimilik, kalbinin “Allah yolunda” yolunda yürümek demektir.
“Bilin ki bugün hepimiz buradayız yapacaklarımızla ama Yarın hepimiz ordayız yaptıklarımızla.”
(Ahenk ve ekoyu bozmayın, bozdurmayın.)
Sonuç cahillik yaptık deriz:
Bazı insana cahil deriz eğitim deriz. HAYIR (Yanlış o sadece kurnazdır.)
Cahili geleceği için hazırlık yapar ama bilmez ki geleceğinde ne gibi sağlığında fazla faz la harcayacağını bilmez kazandığını zanneder ,anlar ama geriye dönüp baktığında iş işten geçer, telafisi zordur düzel demez, hata yapılmıştır dönüşü yoktur.
“ Dürüstlüğün kuralı yoktur. .sadece dürüsttür ..Tarih kayıtlarında yazar.. anılır. “
“Bilin ki bugün hepimiz buradayız yapacaklarımızla ama yarın hepimiz ordayız yaptıklarımızla.”
Hızla artan alerjiler kaşıntı “panik ve korku artıkça larvalar güçlenir çoğalır”
Daha önce de söylendi daha da söylenmeye devam edecek insan oğlu doğuştan tüm virüslere karşı duyarlı ve hassas aynı zamanda kırıcı olsa da virüsleri bertaraf eder sadece aldığınız gıdalardan kullandığınız eşyalardan bırakılan larvalar alerji sebep verse de kan ve içindeki savaşan antikorlar galip gelerek savaşı bitirir beden doğuştan gelerek her türlü musibetlere göre dizayn edildi...
Ama vücut ne kadar dirençlide olsa dışarıdan tam (bağışıklık direk kana karışan güç yapay sentetikliği kokteyle) ve insanların insanlara çıkarılan ürünlerle alına ve kullanılan gene dışarıdan yaşam içi alınan gıdalara ve ya eşyalardan (çıkarılan sentetik bağışıklık direk güç) bunlarla eşleşemez eşleşmeyen güç vücudu halsiz bırakarak alerjilere yenilir ve bir birkaç müdahalelerle kurtulur kurtulsa da ve devam ettikçe yeni musibetler çıkar çıkmaması içinde öncelikle sindirim zorluya çak dışarı müdahale önem taşır her kullandığın gıda artık senin yaşamak istediğin ve istedikleri gerçek olmayan yaşama götürür
Virüs mutasyona uğramaz mutasyona uğrayan her yanlış kullanın bedeni yorar buda karşı musibetler mutasyon gibi görünür ve eşleşir” aynı ayna gibi “beden artık şaşırmış (antibiyotikler gibi ver oradan kokteyli yapay sentetik güç der) aslında kimsede suç yok tur.
İnsanlık sadece korku panik istek talep de bulunur zamanla hassas bedene eksilen bölümlere saldırır virüs ve her geçen gün mutasyona uğradı denilse de bedenler mutasyona uğradığı sanılmaz çünkü yaşam için sen talep ettikçe yaşam ve yaşantılar orantılı hassas bedenler şekil almaya yüzdeki şişmeler ve renk değişikleri sırtta ve vücudun her yerinde kahve renkli sivilceler başlar aslıda farkına varmışınızdır.
O bir başka virüs değil aynı virüs önce atmosferi bozar sonra nefes almanızda vermenizde .karaciğer vurmasıyla kan şeklini bozarak içinizde baskıyla nefeslerinizi keser hal alır.
Neler eksildiğin ilk zaman ise unutkanlık ve hatırlatmalar başlar ona da kolaylık getirir elektronik hatırlatmalar başlar ve “her değişim değişmeyen değişim değişikliğinizi” hatırlatsa da yaşam sizleri talepler istekleri artar.
Dur demeyen olmayacağı (kendi isteklerine göre yasalanmış dünya kanunları )işleri ve bir yola getirir artık mutasyonlanmış yol alırsınız nereye kadar.
Yazıya geçmeden önce geçmişten ve notlardan bir alıntı ikinci dünya savaşı esnasında Norman’dı ya çıkarması askerler o gün müthiş bir şekilde kaşıttılar başalar eski yerli bir asker atalarımızın yaptıklarını yapalım der ama şimdiki zamanda ise hemen anestezi ten diyot su ile sulandırarak kaşınan yerlere sürün der kaşıntı geçer ve sabahleyindi ebe gümeci toplayıp kaynatarak ve tuz atarak yıkanma suyunuza koyun der kaşıntı yapan böcek türleri (larvalar ) yok olacak şayet o gün zamanı geçmiş ve ne olursa yemeklerinize dikkat edersek bu sıkıntı kalkar bir de etraftan akkuş akçe cam meşe kabuk toplayıp her kes çadırlıda elbiseli giyim kıyafetleri ve dayana bildiğiniz süre tütsülenin der..
O zamanın subayı bu yerlinin kâğıda alır ve inçeler başlangıç olarak yöresel bölgesel ve veya eski tarih ve zamanı geçmiş kumanyalar ve gıdalardan sindirim sistemine geçerek ve kana karışan ve bazı askerlerde karaciğer yağlanması tetikleyerek alerji olması sebeplerini taşımakta olduğunu ve subaylığı sırasında tütsülenme ve gıdalara önem vererek bu olayı atlatırlar her şey beslenme de sebzeler temizleyici meyveler besleyici olarak yazı notlarına aktarır..
TEKRAR GÖZ ATALIM
VÜCUTTUN / 5 İKAZI GÖRME, İŞİTME, KOKU, TAT, DOKUNMA GÖRME, İŞİTME, KOKU ALMA, TAT ALMA, DOKUNMA VÜCUTTUN/ 5 İKAZI BUNLAR HEPSİ HASTALIĞI TETİKLER
Diş tan gelecek tehlikeyi sezerler ufak ikazlarda bulunurlar devam ederseniz unutkanlıklar, virüsler, bakteriler girmeye başlar, hasta düşürür, sakat bırakır. Her şey sizin görmenizde, işitmenizde, koku almanızda, dokunarak, tat almanızda.
Kozmetik bay ve bayan (koku ve tat)dan gelen hastalık
Koku ve tat çiçekler önemlidir. Şu anda maliyet düşsün diye kimyasal maddelerle koku renk ve tat yapmaktalar, bu bir zincirleme hastalık, bir an önce sağlıkla oynayan fabrikalar, helal haramı incelemesi, kolonya, ıslak mendil, kozmetik, deterjan gıda da kullanılan asit, renk ve kokular. Sizi her turlu hastalığa itecektir.
(Kazandığı para yetmeyince!!! daha çok para kazanma hırsı artarak kısa zaman içinde hastalıklar artacak.
Alerji testi okuyun çeşitli yiyecek, asitli içecekler. Çiçek tozu. Elbise. Halı. Hayvan türleri. Kozmetik. Mantarlar. Plastik. Mücevher. Dar elbise. Güneş ışınları fazlası ve (tasarruf ampuller ithal). Okuyun inceleyin. (Daha çok hassas ciltler)
Her bitkinin, meyvenin kendine has görünüşü, beş duyu organımızla bitkileri, meyveleri neredeyse içerdiği maddeler tanırız. Birbirine çok benzese de birbirlerinden farklı olan özellikleri vardır.
Asırlardan beri çeşitli kültürlere mensup insanlar, bitkisel kokuların ağrı kesici, mikrop öldürücü, iltihap kurutucu, kramp giderici, ruh yatıştırıcı tesirlerini keşfetmişlerdir. Mısırlılar, ölülerini mumyalarken; katran ve mür ağacının anti bakteriyel özelliklerinden faydalanmışlar.
Başka milletler ise hasta odalarını biberiye, kekik, yavşan, günlük ile tütsüleyerek dezenfekte etmişlerdir. Resulüler (sa.) efendimizin “evlerinizi kekik ve yavşan otu ile tütsüleyiniz” hadis i şerifinin öneminin bu bilgilerle biraz daha açığa kavuşacağı kanaatindeyiz.
Şunu bilin ki tüm böcekleri öldürmek için yapılan ilaçlar, bir sonraki dönemde daha küvetli olacaklar, bizlerde bir önceki ilaçlar işe yaramayınca bir küvetlisini alacağız ve zaman geçtikçe onlar daha kuvvetlenirken bizler zehir artıkların da zehirleneceğiz. Aslın da bizler kendimizi zehirliyoruz.
Yaşam elementleriyle bilmeyerek yapmış olduğumuz maddelerle çakıştırarak yeni organizmalarla virüsler üreterek değişik hastalıklar ve bakteriler üreterek canlı organizmalar üretip bunları yok etmek için uğraştığımız taktirde yeni canlı türler üreyecektir.
Ama “rabbimin “yaratmış olduğu bitki türleri ile tütsüleyerek öldürmeden uzaklaştırmamız kısa ömürlerin de bu dünyada yapacakları vazifeyi yapıp bir sonra ki döneme geçerek gelecek larvalar kuvvetlenmeyecek. İlaç ve zehir eksilecek. İşte organik yaşam başlıya çak.
Bu tarz yaşamı yaparken kendi bahçenizde ve evinizde başlayarak organik yaşam başlatırsınız. Organik gıdada alsanız vücudunuzu ama çevrenizden başlayarak başlarsanız, tüm evinizi organikleştirirsiniz.
(Örnek: tüm ışıkları kapayın ve küvetli bir fenerle odanıza tütün o gördükleriniz gece boyunca ağzınızdan girmekte.)
Bir de tütsüleyerek yapın işte o zaman anlarsınız. Yaşamı!!!! ede biz bunları biliyorduk…peki bunları bilirken neden yapıyorsunuz. hayat ,gün ,yaşam güzel her şey sizin elinizde " rabbim “sağlık ve yaşamı tüm camlılara sunmuş …
Ama bugünün dünyası hediyelerle bir insan sırtından dünya turlara gidiliyorsa, bugün nün teknolojileri arasında çocuklara bu bilgiler aktarılmazsa işitemez, görmez, koklayamaz, tadamaz, dokunamazsa. Yanlış dünyayı anlayamaz. Bugünün dünyasında yanlışları göremediğimiz geri kalan dört duyuyu bilemediğimiz gibi.
Kimyasal maddeler her yerde satılıyorsa çarşı, pazar, !!!
Üretimlere kota konmadığı süre her zaman sağlıksız ürünler çıkacaktır.!!!!
Sertifikalar iyi ve organik yaşam için iyi ama. Pazar olmayınca. Çıkmaza girerse!
Müşteriye gelesiye kadar şişe her yerde satılıyor. Etiket her yerde basılıyor. Suçlu aranıyorsa üretimin hepsi suçlu. Mevzuatlardan üretime kadar.!!!!
İhracat da gümrük mevzuatlarda diş devletlerin titizlikle incelerken.!!!!
İthalatta ucuz osunda ne olursa olsun denilen zihniyet.!!!!!
Hayvan küspesi diye gelen ürünler imalat yağ fabrikalara giderse.!!!
Atık yağlar toplanıp belirli ısıdan geçerek ………koyup, diğer……koyarak çökertip, yakıtlar serbestçe yapılıp bunlar kullanılıyorsa kullanıyorsanız kimseyi suçlamayın … nefes aldığımız dünyada adalet tartınızı kendiniz tartın...!!! çöpteki dokunduğum şey akıl mı...!!!!
Dışarı dan yem ve katkı malları diye gelen bakliyatlar çerez diye satılırsa!
Suçluyu içinizde arayın, yaygınlaştıran, üreten, satın alan, para gelsin de nasıl gelirse gelsin denirse.!!!!
Daha ileri giderek en şifa bal arılar ve koyanlar, hastalıklar olmasın diye arıların ve kovanların içine sıkılan asitler, asitlere ellerini bile sokamayacak, kadar tehlikeli zehirli olan bir ürünü ne kadar sağlıklı olacak.
Bir de mevzuatın içinde yüz de şu kadar olması lazım ibaresi bulunurken bu ürünler nasıl oluyor ithalle mü sade ediliyor ve piyasada yer alıyor. …sizce sağlık ne kadar olur.!!! O kovanlarda bin bir deva var dar. Çünkü dünyaları bir kovan.
Dünya genel anlamda döner var oluşu o yaşam. Ben75 80 85 yıllarına dönüp baktığımda insan oğlunu kuponlarla kandırıp sağlıksız ürünleri pazarlayanlar ve yeni teknolojiyle tanıştırıp geri dönüşümsüz para alanlar, şak şaklayıp yer kapışanları
O insanları 2015’te gördükçe o yıllara dönmek için güneşi doğudan değil batıdan döndürmeye çalışan insanları gördükçeİ” Allah’a” şükrediyorum adalet tartısı şaşmayacak. Yaşam boyunca görme duyumu doğru tartacak…
Biliyor ve bilmiyor giydiğiniz elbiseler, çamaşırlar, pantolonlar kısaca ithal gelen kumaşlar çöpte toplanan pet, plastik geri dönüşüm den kazanılan metaller sizleri ne gibi hastalık bekliyor bilginiz var mı başta istenmedik kaşıntılar ve sonra gerisi.!!!! (Daha çok hassas ciltler)
Matematikte 9 büyük sayıdır. Ama bilinmez ki her şeyin başlangıcı ve büyük tehlike bir dır. Bir başlayınca sonu gelmez tehlikeler gelir, bir kakmazsa başlangıçta olmaz biri yok etmeden sağlık gelmez bir kereden bir şey olmaz deme çok şeyler olur.!!!!
Koku ve tat çiçekler önemlidir. Her şey zamanında toplanırsa şifa. Bitkiler şifa olur, hiçbir zaman yağmurlu, sisli ve rutubetli havalarda toplanmamalıdır. Yalnızca sağlıklı, temiz ve haşaratız (larvası, kurtsuz ve böceksi) bitkiler toplanmalıdır. Bitki toplanan yerlerin, çevre kirliliğinden etkilenmemiş olması gerekir.
Şifalı bitkiler, otoyol, tren yolu kıyılarından kesinlikle toplanmamalıdır. Bu bitkiler, motor egzozlarından çıkan dumanların içerdiği kurşunla kirlenmiş olduklarından zehirlidirler. Bitki toplanan bahçelerin, tarlaların, çayırların yakınında veya uzağında haşerata karşı ilaçlama yapılmamış olmalıdır, çünkü rüzgâr o zehirli ilaçları çevreye taşıyabilir.
Kirli mikroplu suların kıyıları ve endüstri alanları civarları da toplama yapılmayacak yerlerdendir. Güneşli günlerde bitkiler sabah erken saatte toplanmalıdır. Ayrıca hangi bitkiyi nasıl kullanacağınız, bitkinin hangi organının drog hazırlamaya elverişli olduğunu (çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk veya bitkinin tümü) bilmek de çok önemlidir.
Çiçeklerde en etkili zaman, çiçeklenme başlangıcında çiçekler ise tam olarak açtıklarında, genç ve tazeyken toplanmalıdır. Dikkat edilmesi lazım. Yanlış bir toplama aksilikler yaratabilir, görme, işitme, koku, tatma, dokunmak tanımak önemlidir.
Bitkiler rastgele toplanamaz tarım müdürlüklerinden toplayıcı sertifikalı belgeli toplayıcılar tarafından toplanması lazımken bu gün önüne gelen toplamakta neyi nerden bilmesi gerekirken ve toptancılar ,paketleme fabrikaları bu bitkilerin hangi sertifikadan, bölge meşeli olduğunu belirtmek meşeyi il ilce tarım müdürlüğünden alarak ibraz edilmesi lazımken bu günün dünyasında satıcılara gidip sorsanız hangi bölgeden sorsanız bilmezler nemli, güneşli, tarla yakınlarından mı, fabrika yanlarından mı, tren ,kara yolundan mı ,ne ,ne kadar biliyorsunuz.!!!!!!. (Sizin bilmeniz lazım çünkü bir bedel ödüyorsunuz.)
Şunu bilin ki insanlar kadar doğanında bu bitkilere ihtiyacı var. Tarım müdürlüklerin den kısa bir eğitimden geçerek gerçek toplayıcılar tarafından neyi ne zaman toplayacağını bilirse insanlara ve doğaya zarar verilmez.
İşte o ufacık bitki bir şifa, doğa için savunma silahıdır. Bir yaprak, bir dal, bir çiçek, senin hayatın. Büyük şehirlerde dikkat edin hep şifalı ağaçlar. Sokak ve caddelerinizin pis havasını temizliyor.
Soru: sokak ve caddenizdeki ağacın ismi ve ne, ne işi yaradığı!
Sonuç: %98 bilmiyor.
İlaç firmaları milyon dolar yatırarak sertifikalı hijyen fabrikalar kurarken!
“Rabbim” doğaya emriyle bu hikmet ve nimete bizlere verirken, bir vesileyle bu hizmeti sunanlara ve dikenlere saygı duymak düşer.!!!!!
Bazı ağaçlar zamanı dolar kesilir yeni fideler dikilir, makinalar la yerine genç ağaç dikilir, eski ağaç ve yapraklar gübre olur. (Bazı ağaçlar ömürlük örnek çınar)
(Ahenk ve ekoyu bozmayın, bozdurmayın.)
Sonuç cahillik yaptık deriz:
Bazı insana cahil deriz eğitim deriz. Hayır (yanlış o sadece kurnazdır.)
Cahilliği geleceği için hazırlık yapar ama bilmez ki geleceğinde ne gibi sağlığında fazla faz la harcayacağını bilmez kazandığını zanneder, anlar ama geriye dönüp baktığında iş işten geçer, telafisi zordur düzel demez, hata yapılmıştır dönüşü zordur.ve yoktur.
SADECE 30 GÜN
Sadece bir ay organik yaşa daha sonra tekrar normale dön. döndükten sonra normal yemekler plastik gibi gelecek (yemeklerin yapay gibi gelecek) ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız , eve dönüş yemeklere tercih edin . Sağlık elinizde çünkü her şey sizin elinizde.
(30 gün son verin asitli içecekler, ayak üstü yemekler, hazır yemekler, paketlenmiş gıda ve şekerlemeler uzak durun.) sebze ve meyveleri günlük ve taze mevsimine göre kullanın farkı görün.
Para sesi, atm. kağıt sesi , makine cırt ,cırt sesi , hele , hele ihtiyaç olmadan bilgisayar kullanmayın kullanmaya devam ederseniz sizleri mutsuz edeceğini bilin beğenme beğendirilme hastalığın dan kurtulmak, şık görünme ,yüksek görünme , konuşmayı değişiklik , her kez beni beğenme ruh yapısı , sık ve devamlı televizyon seyretmek ,elektronik oyunlar hatta telefondan bile uzak durun sana ihtiyaçları varsa seni bulacaklar gelmiyorsalar doğru yoldasın demektir.(bunlardan da uzak durun.) organik gibi doğal yaşam yapın. (Senin eski diye attığın şey benim içim ve başkası için yeni olabilir). Deneme 30 gün bakın sağlık nasıl yerine geliyor.
Gerçekler: insanları izlerken, tanışırken, konuşurken, anlatırken, ön yüzleriyle konuşur, arka yüzlerini belli etmez menfaati ve çıkarları kaybolur diye, işte o zaman siz arka yüzünüzle konuşunki gerçekleri görebilesin. Kırıldığında insanlarla araya mesafe koymak lazım. Hissediyorlarsa yanına geleceklerdir.
Gelmiyorlarsa doğru mesafeyi buldun demektir. Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirsin. Seni hiçbir zaman çözemez işte o zaman gerçek yüzüyle her zaman iyi günde kötü günde hep yanına gelirler.
SAĞLIKTA YERİNE GELİR.
"Sende menfaat ı çıkarı olan bir kişi seni altın semerlerde gezdirir. Çıkarlar menfaatler bitince çivili semeri senin sırtında gezdirir”
“Başkasına sadakatiniz, kendi başarı kapasitenize İhanetiniz anlamına gelmeye başladıysa, gitme zamanı gelmiş demektir”
.
ROMATİZMA: SOĞUK SICAK 169 GELEN AĞRI
Vücudumuzun hareket etmesini sağlayan kaslar, kemikler, eklemler ve bu yapıları birleştiren bağlarda ön planda ağrı ve hareket kısıtlılığına bazen de şişlik ve şekil bozukluğuna neden olan hastalıklara genel olarak romatizma adı verilmektedir
Romatizmalı hastalıklar genel olarak kadınlarda daha sık görülmekte ve yaş ilerledikçe sıklığı artmaktadır. Bununla birlikte erkeklerde daha sık görülen ya da ön planda gençlerde görülen hastalıklar da vardır
Soğuktan kaynaklanan hastalıkların başında gelir. Bir nevi soğuğun insan vücudunda nüfuz bul:dır. San su şeklinde vücutta saklanır, elem ve sızı verir.
Soğuktan kaynaklanan hastalıklar bölümünde uzun uzun anlatmıştık. Onlara ek bilgi olarak, Reıllah (s.a.v) Efendimizin arpa ve tuzu ısıtıp zeytinyağı ilave ederek romatizmalı yere bağlattığını
hatırlatmakta fayda görüyoruz. Sarmasak yemek romatizmaya en iyi ilaçtır.
SİYATİK (SİNİR SİSTEMİ ROMATİZMASI)
Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, siyatiğe, yaylada otlamış 2 yaşındaki koyunun kuyruk yağını doğayıp kavrulmasını ve onun 3 gün içinde yenmesini tavsiye buyurmuşlardır, Ravi, kime tavsiye ettimse hepsi şifaya kavuştu haşiyesini de not düşmüştür.
Yavşanotu, karabaş otu karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir.
Ayak karıncalanması, ayak ağrısı ve şişlik
Ayak ağrılar önemli nedeni, romatizma, böbrek rahatsızlığı ve damar tıkanıklığıdır.
Maydanoz, limon, sinameki kaynatılıp balla tatlandın arak günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir.
NAMAZ VE ROMATİZMA
Namaz, insanı ruhi yönden temizlediğini, abdestin fazla elektriği alıp nötürlediği ve stresi önledi gerçeğini artık çokları kabul ediyor.
Namaz hareketlerinin, beden eğitimi yönünden faydası vardır. Hiçbir jimnastikçi bu hareketleri günde 80 kere tekrarlamaz. Genellikle sabahları 30-40 kere hızlı hızlı yapar ve kalbi yorar, namaz ise hareketler yavaş yavaştır (tadili erkan vardır).
Yapılan araştırmalarda namaz kılanlarda eklem romatizması 50 yaşın üzerinde başlarken, bu, namaz kılmayanlarda 40 yaşında görülmeye başlar. Namaz, eklem romatizmasını engelleyen çok etkili bir ilaçtır.
ROMATİZMA SIÇAK SOĞUK
Tüm ağrılar romatizma değildir vücudun 169 çeşit ağrıya maruz kalır Tesdittini kliniklere kontrol olup neticeyi bulmanızdır.
Sindirim sistemlerden de gelebilir ,kalp ten ,hormonlardan, bu ağrılar dışarı vurabilir ,bir şey kullanırsın geçer ,bir şey kullanırsın geçmez , kabahati yaptığın karışımda veya aldığın üründe bulursun ama hepsi mükemmel ürünler gerçek yağ kullandılarsa ama tahmin etmen çünkü herkes iyi ürün yapmak ister .
Piyasa önemlidir bunun için kullanıcılar şuna dikkat etmesi lazım romatizma soğuğu mu , sıcağımı seviyor veya iltihaplımım ona göre almak lazım içindeki karışımlar yakıcımı, soğutucumu bilinirse aldığınız her ürün fayda gösterecektir.
NOT.. Bulunduğunuz yaşadığınız ortamlarda önemli
AKILLI YAĞ Bal mumu ve 18 çeşit yağ karışımlı Bölümünde okuyabilirsiniz
ARI TERAPİ EKLEM İLTİHAP
AYAK ŞİŞİ, BURKULMA
Böyle hallerde soğan doğranır, biraz tuz ve zeytinyağı katılıp şiş olan yere bağlanır. Kırık çıkık var mı diye filim çektirmeyi ihmal etmeyiniz.
Bedende oluşan küçük şişme ya da berelenmelere (bir kimyacıdan alacağınız) damıtık acı fındık suyunu mümkün olduğu kadar gecikmeden pamuğa dökerek uygulayın. Bu işlem şişmeleri durduracaktır.
Karakafes otu yağı ya da aynı otun merhemi çizilme, berelenme ve burkulmalara iyi gelir. Karakafes otu yapraklan bu tür yaralanmaların verdiği acıyı azaltır ve iyileşmeyi hızlandırır. Ancak, bu şifalı bitki derin olan yaralarda kullanılmalıdır. Çünkü karakafes otu iyi bir doku iyileştiricisi olduğundan üst deriyi iyileştirir ve yara daha derine işleyebilir.
Bin bir delik otu ile öküzgözü bileşimiyle yapılan merhem, berelenme ve burkulmalara özellikle deride acı ve yangı varsa çok iyi gelir. Aynısefa çiçeği taçyaprakları, kasıkotu ya da mürver çiçeği yaprakları bere, burkulma ve küçük yaralar için rahatlatıcı olur.
KEMİK AĞRILARI
Sarmasak, hardal, karabiber, anason, kaynatılmış kuyruk yağın köpüğü 1lt suda kaynatılıp süzülür üzerine az saf zeytin yağı Pele selenle, mersin yağ, biberiye, defne tohum yağı eklenir içindeki su bitinceye kadar kaynatılır çıkan yağ bekletilir kemikler ovalanır adaleler ovalanır naylon ile sarılır.
Bu şekilde 20 dakika 4 dakikalık masaj 30 dakika tartılmış tuz kil tuz kum konarak istirahat edilir. Kalkarken ayrı masaj
KEMİK ERİME VE EKLEM AĞRILARI
Kadınlarda dönemden sonra başlayan bir tür rahatsızlık ortaya çıkar Doğal kalsiyum (yumurta kuru) yapılır (2. kur balı yumurta kuru)
Şekere kalsiyumu yok etkiyi için kemik erimesi ve eklem ağrıları peyda olur Onun için 48 saat seker kullanmayarak ayda 3 kere tekrarlanır Limon içine 6 adet aspirin koyarak ateş içine koyup pişmiş halde dize bağlanır Bu her türlü eklem ağrılara koyulur.
Ayrıca alabalık yağı sürülür Kendiniz yaparsanız daha güvenceli olur Yapılışı alabalık parçalara süzüldükten sonra yağ elde edilir
Hibuskus kekik çayları içilir 40 kilit çayları da yaparak diğer kısımlara da faydalı duruma düşerek bu hastalıklardan kurtulursunuz.
Limon rendelenir, 1 litre suda kaynatılır karışım afiyetle yenir.
Genel kontrol olunması lazımdır Sebebiyet doğada çoktur.
Sarımsak, karabiber, günlük, defne yemişi veya çiçeği pişirilerek yenecektir.
KREÇLENME KUYRUK YAGLI BAL
Bir kilo kuyruk yağını su da kaynatarak üste çıkan köpük günü alın temiz kapta toplayın ,petek bal ile karıştırın ılık olarak kireçlenme üzerine sarın 7 gün boyunca kullanın farkı görün.
SUYUN İTME GÜCÜ/BOŞA GİDEN ZENGİNLİK
Boğazlar ,şelale, dağ dorukları ve deniz kıyı akıntılar yer altı hareketli sular
Simav Çayı (Susurluk) Gönen Çayı Meriç Ergene Bakır çay Gediz Büyük Menderes Küçük Menderes Aksu Asi Ceyhan Dalaman Çayı Göksu Manavgat Çayı Seyhan Çoruh Sakarya Yeşilırmak Kızılırmak Fırat Dicle daha bir çok nehir akarsular 100 yıllardan beri boşa akmadalar köy, kasaba, ilçe iller den geçerek boşa giden enerji 5,10,20,50,100, sonsuz KvA elektrik enerjiler , et entegre , çitlikler , fabrikalar , kendi elektriklerini kullanabilirler ve kooperatifler kurmakla hem bölgelerine kâr ve fazlasını satmakla kara geçerek devlet kalkınmasına ve bölge zenginline katkı sağlayacak suyun itme gücünden yararlanmak
Karadeniz'e; Sakarya, , Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh ırmakları; Akdeniz'e; Asi, Seyhan, Ceyhan, Tarsus, Dalaman ırmakları; Ege Denizi'ne; Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Meriç nehirleri; Marmara Denizi'ne; Susurluk/Simav Çayı, Biga Çayı, Gönen Çayı dökülür.
Bazen de köyler de boşa akan sular sadece şöyle düşünür bu gün köye ne yapsam da oradan cebimi doldursam der “demez ki ben köyüme halkıma bir şeyler yapmalıyı mı “ hiç mi hiç düşünmezler. Düşünseler de kısa devre yapar..
Aslında öyle değildi akıl elektriksiz çiftlikler, dağ evleri, yazlıklar ,elektriği olmayan şehre uzak köyler deprem, doğalgaz, su gibi ölçüm istasyonları ,farklı akademik uygulamalar, ar-ge projeleri ,sanayi uygulamalarına otoprodüktör sistemleri acil iletişim sistemleri, telekomünikasyon sistemleri ,tekneler, deniz uygulamaları askeri uygulamalar.
Devlet karı düşünmek basit üretimlerle göz bantlarımızı açmak lazım havanın çok kirlenmemesi ve iklim değişikliğine katkı, bölgesel temiz hava ve oksijen, küresel ısınma bu oluşumların önüne geçmek elimizde ve artı yeni sektörler ,ve yeni iş sahaları. BUNLAR HEP SAKLİNET- Enerjilerimiz saklı net telekomünikasyon bunlar bitmeyen projeler le halkın içinden çıkacak insanlık için projeler illa birilerine vermek aslında insanlığı halkını köle etmek gibidir ila devletten desteği gerekmez aç önünü bu dünya dünyaları için yeşil alan yapar güçü toplar.
Elektrik üretim sistemimiz bilinen yöntemlerin dışında tamamen kendiniz üretebilirsiniz 24 saat elektrik üretir, ürettiğiniz elektriği ister kendiniz kullanın isterseniz devlete satılır.
“Bu yazılar 2009 2013 2017 yıla ait “Örnek Bir Hesaplama 50 Kw Üretim yapan bir sistemin ortalama aylık geliri 6000 TL dır.
Günümüz teknoloji dünyasında, enerji ihtiyacı her geçen gün artmakta ve bu nedenle de enerji üretmen teknikleri geliştirilmektedir. Bu amaçla, rüzgar, güneş ve buhar enerjisinden faydalanma yollarına başvurulmuştur. Ama hep amaçları başkadır.. Ne ne kadar kazanmak..
KULLANILAÇAK MALZEME
5.5 KvA sistem 2.5 kva rüzgar türbini ,şarj cihazları, Tam sinüs inverter ,3 kva güneş paneli4 adet jel 200 amp akü artı değirmenler.
SICAK SU KAYNAKLARININ KULLANIM ALANLARI
ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİNDE
Sıcaklığı 60 180OC arasında değişen sular, elektrik enerjisi üretiminde kullanılabilir. Bunlardan sıcaklığı 150OC üzerinde olan jeotermal kaynaklar, yüksek basınçlı bir buhar haline geldiğinden buhar makinelerini işleterek elektrik enerjisi üretecek güce ulaştırır.
Nitekim ülkemizde Afyonkarahisar Geçek, Denizli Kızıldere ve Sarayköy, Aydın Germencik, İzmir-Seferihisar ve Balçova, Kütahya-Sivas şu anda tespit edilmiş, en zengin jeotermal alanlardır. Ancak bunlardan sadece Denizli Sarayköy ve Aydın Germencik yakınlarındaki jeotermal alanlara santral kurulmuş ve üretime geçirilmiştir.
Söz konusu alanlardan Afyonkarahisar Geçek yaklaşık120 900m derinlikte dört önemli jeotermal enerji rezervine sahip, oldukça önemli bir kesimdir.
Diğer enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında son derece ekonomik olan jeotermal enerji için, yukarıda adı geçen diğer alanlarımızda da bir an önce santraller kurulmalıdır.
Santrallerin ekonomik işletme ömürlerinin 40 60 yıl arasında değiştiği, kapasitelerinin ise sınırlı olduğu yolundaki görüşler hatalıdır.
Çünkü jeotermal enerji, kendini yenileyen ve hammaddesi bedava olan bir enerji türüdür santral işletmeye açıldıktan 5-6 yıl sonra kendi masraflarını tamamen karşılar.
Hammaddenin bedava oluşu diğer kaynaklara oranla enerjinin, %50-80 daha ucuza mal olmasını sağlar.
Son yıllarda buharlaşma noktası düşük gazlar kullanılarak, sıcaklığı 60-90OC arasında değişen sıcak sulardan elektrik enerjisi elde edilmektedir.
Bu durum enerji açığı bulunan ülkemiz için oldukça sevindiricidir. Çünkü ülkemizde sıcaklığı 60OC ve üzerinde çok sayıda termal kaynak vardır.
Bursa-Merkez ilçe Bademlibahçe kaplıcası (53-84OC),Yalova Valide Hamamı kaynağı, Balıkesir Gönen kaplıcaları (77-83OC), Balya ilçesi Ilıcadağ kaplıcası (58-63OC),Edremit ilçesi Derman kaplıcası (54-60OC), Çanakkale Ayvacık ilçesi Gülpınar kaplıcası (38-100OC), Ezine ilçesi Kestanbol kaplıcası (62-73OC), Yenice ilçesi Hamdibey kaplıcası (38-80OC), İzmir Dikili ilçesi Bademli kaplıcası (41-70OC), Dikili kaplıcası (42-64OC), Manisa Salihli ilçesi Kurşunlu kaplıcası (52-73OC), Turgutlu ilçesi Urganlı kaplıcası (50-78OC), Kula ilçesi Şehitler kaplıcası (60OC), Soma ilçesi Menteş kaplıcası (42-62OC), Afyonkarahisar Sandıklı ilçesi Sandıklı kaplıcaları (60-70OC) ile İhsaniye ilçesi Gazlıgöl kaplıcası (60-80OC), Kütahya Simav ilçesi Eynal kaplıcası (66-78OC), Gediz ilçesi Gediz Ilıcası (57-75OC), Bolu Seben ilçesi Bağlum kaplıcası (62-73OC), Mudurnu ilçesi Sarot kaplıcası (60-63OC), Ankara Kızılcahamam ilçesi Kızılcahamam kaplıcası (44-86OC), Kırşehir Çiçekdağı ilçesi Mahmutlu kaplıcası (63-70OC) bunlara örnek oluşturur.
Adı geçen hidrotermal kaynaklardan bir kısmının şehir merkezinde yer alması (Bursa-Bademli bahçe kaplıcası), bir kısmının ünlü termal tesisler olmaları (Afyonkarahisar-Sandıklı kaplıcaları, Yalova-Valide Hamamı kaynağı, Balıkesir-Gönen kaplıcaları, Ezine-Kestanbol kaplıcası) nedeniyle santral kurulmasına uygun görünmemektedir.
Ancak bu sıcak sulardan konut ve işyeri ısıtmasında yararlanılabilir .diğer kaynaklar ise ekonomik fizibilitelerinin araştırılmasından sonra santral yapımına açılmalıdır.
SAKLI VADİDE ŞİFALİ RÜZGARLAR SUYUN RÜZGARIN HAVANIN VE HAVA KABARÇIKLARIN İTME GÜCÜYLE ELEKTRİK
İyi bir şekilde balansı yapılmış bir ufacık rulman suyun itme gücü ile 10,100,1000 rulmanı döndürür .
Yapılacak ilk iş şase üzerine konumlandırılmış bilye yatakları, yanı rulmanlar, güç volanları ,ve volant milleri ,ilk hareket dinamosu , bağlantı kasnakları , bağlantı kasnak kayışları.
Birinci güç volanta montajlı sabit dişli ,alternatör , ikinci hareket destek dinamosu ,ikinci hareket destek dinamosuna bağlı büyük kasnak ,ikinci güç volantı milindeki küçük bağlantı kasnakları sol kısım iki adet ,bir ve ikinci güç volant millerine montajlı bağlantı kasnakları sağ taraf , ilk hareket dinamosuna bağlı büyük kasnak , birinci güç volant miline sağ iç tarafta montajlı küçük kasnak. geriye kalan suyun itme gücü ne kalıyor .
Belki size isimler yabancı gelebilir bir tornacı, bir bobinajca işi bilir geri kalan mucitliğinizde ,ondan sonra bak neler düşüneceksin .
BULDUM , BULDUM deme çoktan bulundu sen sadece işletme giderlerine çare buldun arazindeki çaresizliğe bir şey yapmayı buldun. Öğle fabrikalar var ki : Bir aylık elektrik giderinde 100 personel çalıştırır.
SİZLERE GEÇMİŞ İZİN VERİLMEYEN BİR PROJE STUTTGART ALMANYA (SARI, MAVİ ,KIRMIZI, YEŞİL RENKLERDE ÇÖP TOPLAMA POŞETLERİ)
1991 - 1997 Yılında Almanya da iş gelişme için gezerken bir çöp arıtma tesisi gezerken aklıma gelen bir fikri Türkiye ye uygulama aklıma gelerek çöp arıtma tesisi kurmak istedim ama ne yazık buna müsaade etmeyerek geri çevrildim.
Rapor yüzlerce kişiye iş ,köy ,ilçe ,il ısıtması , elektrik maliyeti yarıya düşmesi yanı kısaca doğaya ve insanlığa yararı olan projeyi geri itilmesi beni tamamen üzmesi şunu anladım ki bir gün geleceği (Çöp arıtma yakıt rüzgar türbin su itme gücü ve hidrojen soğuk vizyon) gerçekleşecek başkaları tarafından abiler dayılar varken bana düşür mi anladım .
O zamanları alkışçı olsaydım farklı olurdu kullanılmış makine getiremezsin ama ne hikmetse 6 ay ve 1 2 yıl sonra gemiler dolusu hurdalar geldi kimindi kimlerdi kimlerin şak şakçılarıydı..
Bir köy de çöp artığı 30 günde.. Bir ilçe de çöp artığı 30 günde .Bir il de çöp artığı 30 günde ne kadar olduğunu biliyor musunuz...Çünkü maliyet sıfır hammaddeyi insanlar üretiyordu..
GÜNEŞ PANELİ (GELECEĞİN ENERJİSİ) RÜZGAR TÜRBİNİ
Havanın bir akışkan olduğunu hayal etmek oldukça zor çünkü hava görünmez. sıvılardan farklı olarak hava daha çabuk hareket eder ve bulunduğu ortamın her yerini kaplar.
Havanın hızlı yerleştirmesi ile içindeki parçacıkların hareketi de hızlı olur havanın bu özelliğini kinetik enerjiye dönüştürme işlemine Rüzgar Enerjisi adı verilir.
Aynı mantıkla su gibi sıvı maddelerin yer değiştirme özelliğini kullanarak enerji elde etmeye de hidro elektrik adı verilmektedir ve üretilen merkeze hidro elektrik santrali denilir.
Rüzgar enerjisinden elektrik üreten merkezlere de rüzgar Santrali denilmektedir.
Rüzgar Santralleri kurulduktan sonra pervaneler rüzgarın (havanın) hareketiyle bağlı oldukları şaftı döndürür uygun bir jeneratör ile de bu hareket enerjisi elektrik enerjisine dönüştürülür.
Rüzgar enerjisi güneşin doğmasıyla başlar gece oluşan soğuk hava tabakasının yere yakın bölümleri, güneşin ışınlarıyla hemen ısınmaya başlar fizik derslerinden de hatırlayacağınız üzere ısınan hava genleşir ve yükselir bu anda atmosferdeki soğuk hava tabakası yere doğru iner sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesiyle de rüzgar oluşur.
Rüzgar Türbini En basit anlamda bir rüzgar türbini 3 bölümden oluşur.
1.Pervane Kanatları:Rüzgar estiği zaman pervanenin kanatlarına çarparak onu döndürmeye başlar. Bu sayede rüzgar enerjisi ile kinetik(hareket) enerjisi elde edilmiş olur. Pervaneler rüzgar estiğinde aynı yönde dönecek şekilde tasarlanmışlardır.
2.Şaft:Parvenelerin dönmesiyle ona bağlı olan şaft da dönmeye başlar. Şaftın dönmesiyle de motor içinde hareket oluşur ve motorun çıkışında elektrik enerji sağlanmış olur.
3.Jeneratör(Üreteç): Oldukça basit bir çalışma yöntemi vardır. Elektromanyetik indüksiyon ile elektrik enerjisi üretilmiş olur. Küçük oyuncak arabalardaki elektrik motoruna benzer bir sistemdir. İçinde mıknatıslar bulunur. Bu mıknatısların ortasında da ince tellerle sarılmış bir bölüm bulunur. Pervane şaftı döndürdüğü zaman motor içindeki bu sarım bölgesi , etrafındaki mıknatısların ortasında dönmeye başlar. Bunun sonucunda da alternatif akım (AC) oluşur.
Günümüzde kullanılan rüzgar türbinleri, tarlalarda kullanılan yel değirmenlerinden daha karmaşık bir yapıdadır. Ülkemizde yel değirmenleri pek yaygın kullanılmaz.
Güneş panelleri, barındırdığı silikon hücreler sayesinde üzerine düşen güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine çeviren modüler yapılardır. Foto prensibine göre çalışan güneş panellerinin üzerine güneş ışığı düştüğünde panel uçlarında doğru akım üretilir. Monokristal, Polikristal yada Amorf yapıda olabilen güneş panellerinin verimleri %5 ile %20 arasında değişmekte olup, en yüksek verime sahip olan türü Monokristal dır.
Güneş panelleri istenilen güce bağlı olarak seri ya da paralel olarak bağlanabilmektedir. Güneş panelleri, şarj regülatörleri vasıtasıyla her mevsim en ideal şarj alınmasına olanak sağlarlar
Havada bulunan çok miktarda bulan bir enerjide hidrojen 150 yıl önce keşfedildi. Dünyada petrol ve otomotiv endüstrisi hidrojenden önce büyük pazarlar oluşturdular.
Hidrojenin gelişmesine de engel oldular. Şu anda hidrojene engel olunamıyor. Çünkü eskiden olduğu gibi fosil yakıtları ile enerji elde ederek yürümeyeceği anlaşıldı. Para için değil ama belki geleceği kurtarmak için insanlar alternatif çareler aramak zorunda kaldılar.
Bu nedenle hidrojen bugün daha önemli hale geldi. Diğer önemli konu da, petrol bölgelerine egemen olmak için yapılan savaşlar ve devletlere getirdiği maliyetler. Şu anda savaşların faturasını insanlar ödüyorlar. Bunun göstergesi de eskiden varili 20 dolar olan petrolün şimdi 60 dolara çıkmasıdır.
Buhar türbinlerinin de, bu amaçlarla üretilmiş olan bir sistemdir. Buhar türbini, yüksek bir basınç altında olan buharın sahip olmuş olduğu termal enerjiyi, mekanik enerjiye dönüştüren sistemin adıdır. Burada bir enerji üretimi söz konusudur. Buhar türbinlerinin en önemli kısımlarından bir tanesi, tambur şeklinde döner bir mildir.
Bu mile rotor adı verilmekle birlikte, rotor silindir biçimindeki koruyucu yapıdaki bir kılıfın içerisine konumlandırılmış durumdadır. Kazandan gelen buhar silindirden geçer ve de bir buhar jeti haline dönüşür. Ardından da rotora takılmış olan bileziğin üstündeki kanatlara çarpar. Bu çarpma işlemiyle birlikte, buharın boşa gitmesi engellenir ve de bir enerji üretilmiş olur.
En iyi sonucu alabilmek adına buharın püskürme hızının, kanatların dönme hızının iki katı olması gerekmektedir. Kazandan gelmekte olan buharın atmosfer basıncı, 14 kadardır.
Bu basınca sahip buharın buhar türbinindeki silindirden püskürme hızı ise saniyede 600 metreden daha fazladır. Buhar türbinlerinde bir ya da birden fazla rotora takılmış bilezik bulunabilmektedir.
Eğer ki türbinde bir bilezik bulunursa, saniyede 600 metrenin üstünde bir hızla buhar gelirse, buharın bütün enerjisinin alınabilmesi için kanatların oldukça hızlı bir şekilde dönmesi gerekmektedir.
Bu durumda kanatların oldukça hızlı dönebilmesi oldukça zor bir eylemdir. Bu nedenle de, buhar ilk kanar bileziğinden çıkar ve ardından silindir üzerinde bulunan başka bir kanat dizisinden geçirilmektedir.
Bu kanatların ismi ise, statordur. Yani buhar ilk kanattan ikincisine aktarılır. Ardından da ilk kanata geri aktarılır. Bu yenilenip duran bir süreçtir.
Her geçiş sırasında, buharın hızı biraz daha düşürülmüş olmaktadır. Buharın hızı azaldıkça, basınç oranı da düşmektedir. Bunun sonucunda ise, buharın türbinde kapladığı alan daha da fazla olmaktadır.
Buhar türbini, İngiliz mühendis olan Charles Parsons tarafından geliştirilmiştir. Bu mucidin geliştirdiği buhar türbini, günümüzde bütün dünyada kullanılmaktadır. Buhar türbinlerinin kullanıldığı alanlar ise öncelikle elektrik santralleridir.
Elektrik santrallerinde bulunan üreteçler, bu türbinler sayesinde çalıştırılmaktadır.
Aynı zamanda buharlı gemilerin pervanelerinin döndürülmesinde de, buhar türbinlerinden faydalanılmaktadır. Parsons un üretmiş olduğu ilk türbin, 7,5 kw gücünde bir türbindi. Bu da 10 beygir gücüne tekabül etmekteydi.
Günümüzde, ise 2000 megawattın üzerinde buhar türbinleri tasarlanmaktadır. Bu da 2.680.000 beygir gücü anlamına gelmektedir. Parsons dışında başka mühendisler tarafından da değişik türlerde buhar türbinleri tasarlanmıştır.
Bu türbinlerden birisi, yüksek hıza ve de tek dizi kanata sahip olan küçük buhar türbinidir. Bu türbin, 1882 senesinde mühendis Karl Gustaf de Laval tarafından geliştirilmiştir. Bu mühendis aynı zamanda, redüktör adı verilen dişli çark donamını da bulmuştur.
Bu donanımın bulunmasındaki amaç ise, yüksek bir hızla dönmekte olan türbin aracılığıyla düşük hızdaki bir pervaneyi döndürebilmek ya da bir makineyi çalıştırabilmektedir. Buhar türbinleri, günümüzde gemilerde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Gemilerdeki buhar türbinlerinde pervanenin hızı düşürülmesi gerekmektedir. Bunun nedeni ise, yüksek hızda dönen pervanelerin veriminin az olmasıdır.
Buhar türbinleri, iki tipte olmaktadır. Bu tipler, yoğunlaştırıcısı veya yoğunlaştırıcı tiplerdir. Yoğunlaştırıcı türbinlerde, türbinden çıkan buhar, soğumak için bir yoğunlaştırıcıya gönderilmektedir.
Bu sayede buhar su haline getirilmektedir. Bundaki amaç ise, bir vakum ortamı sağlamaktır. Vakum, buharın türbin içinde püskürmesi amacıyla kullanılmaktadır. Suya dönüşen buhar, kazana pompalanır ve burada tekrar buhar haline getirilir.
Bu türbinler, gemilerde ve elektrik santrallerinde kullanılır. Yoğunlaştırıcısı türbinler ise, türbinden çıkan buhar sanayi işlemlerinde ve de binaların ısıtılmasında sık bir biçimde kullanılır.
Bizde bu teknolojiyi kendi sistemimize uyarlayıp elektrik üretim işini 24 saat sürekli hale getirip hem doğaya hem de insanlığa faydalı olmaya çalıştık sudan elde ettiğimiz hidrojen enerjisini kullanarak elde ettiğimiz buhar enerjisinde elektrik enerjisine rahatlıkla çevrilir.
NEDEN TEMİZ ENERJİ
1- Tertemiz bir dünya..Fosil yakıtlar bir gün bitecek, fakat artıkları bize yaşanılmaz bir dünyayı miras bırakacak, rüzgar ve güneş ise bize sunulan , değerini bilemediğimiz tertemiz kaynaklardır.
2- Üretimin onuru.. Temiz enerji; her evden, her tesisten, ülke üretimine yapılan bir katkıdır. Güneş veya rüzgar yeterli iken küçük yatırımlar sisteme destek verir. Güneş enerjisi açısından Avrupa ülkeleri bizden çok daha dezavantajlı durumda olmalarına rağmen konutlarda devlet tarafından desteklenen ciddi yatırımlar gerçekleştirmişler ve bu yatırımlarına artarak devam etmektedirler.
3- Güçlü bir yedek enerji. Yapacağınız yatırım günlük kullanımlarınıza ilave olarak, size her an karşılaşabileceğiniz elektrik kesintilerinde uzun süreli yedek enerji kaynağı olarak hizmet edecektir. Bugünden öngöremeyeceğimiz, temenni edilmeyen acil durumlarda paha biçilemeyen faydalar sağlayabilir.
En basit örnek olarak, çok önemli bir milli maçın ortasında kesilen elektrikle karşılaşıldığında, komşularla birlikte maça sizin evde devam etmenin hazzına paha biçilemez.
Bir başka önemli örnek ise elektrikler kesildiğinde çalışmayan doğalgaz kombi cihazları basit bir sistem ile çalışır halde tutulabilir. Alarm sistemleri, haberleşme sistemleri, acil ikaz sistemleri vb. gibi çok önemli örnekler çoğaltılabilir.
4- Hayal perest değil, gerçekçi yatırım..1,5 kW 'lık bir rüzgar jeneratörü veya 300 watt'lık güneş paneli ile evinizin tüm elektrik ihtiyacını karşılarız diyenlere inanmak zor. Bilimsellikten uzak abartılı teklifler sizi yanıltacak ve bu sistemlere karşı güvensizlik yaratacaktır.
Rüzgar jeneratörleri; yüksek ve etrafı açık olan şehir dışındaki alanlar için daha uygundur. Buna ilave olarak sisteme PV( fotovoltaik) paneller (güneş panelleri) ilave edilmesi tavsiye olunur.
Şehir içi (yoğun yerleşimli) alanlarda güneş panelleri daha uygundur.
Elektriği olmayan, benzin veya dizel jeneratörle çalışan, şebekeden uzak yerler için rüzgar jeneratörü veya güneş panelleri son derece uygun ve kazançlıdır.
Yatırımların geri dönüş süresi normal şartlarda 5-6 seneden kısa olmamaktadır. Kurulacak sistemlerin ortalama 20-25 yıl ömürlü olduğu düşünülürse, uzun vadede kârlı bir yatırımdır.
Çevreye olan pozitif katkısı ve yedek enerji olarak faydaları da düşünüldüğünde tercih edilebilecek bir yatırımdır. Bilinçsiz ve yetersiz projeler size fayda sağlamak yerine sizi uğraştıracak yeni elektromekanik çöpler yaratabilir.
TEMİZ ENERJİ NE DEMEKTİR..
Temiz enerjiyi kısaca kendini sınırsız tekrarlayan yenilenebilir ve hammadde bağımlısı olmayan enerji olarak tanımlayabiliriz. Temiz enerji kaynaklarının kullanımı için önemli olan diğer kriterler ise taşınabilirlik, bakım ihtiyacı olmaması, ihtiyacın olduğu yerde üretim, hiçbir atık çıkmaması, sessiz üretim olarak sıralanabilir.
Türkiye hem güneş bakımından hem de rüzgâr bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Bu zenginliği boşa harcama lüksüne sahip olmayan yurdumuz için tükenmeyen bir kaynak olan rüzgâr ve güneş önümüzdeki yılların temel ısıl enerji ve elektrik kaynağı olmaya adaydır ama ne hikmetse gene abi dayılar başta..
GÜNEŞTEN NASIL ELEKTRİK ELDE EDİLEBİLİR..
Güneş panelleri güneş kolektörlerinden farklı olarak sıcak su değil, elektrik enerjisi üretirler. Panel yüzeyine gelen güneş ışığı, panellerin yapıldığı özel yarı iletken malzeme sayesinde elektrik üretmesini / dönüştürmesini sağlar. Sistemin çalışması için direk güneş ışığı almasına gerek yoktur, aydınlık da yeterlidir, bu sayede bulutlu havalarda dahi üretim yapılabilir.
RÜZGÂRDAN NASIL ELEKTRİK ELDE EDİLİR..
Rüzgâr türbinleri kanatları sayesinde rüzgârın kinetik enerjisini elektrik enerjisine çevirirler. Üretim kapasitesi / gücü, türbin kanatları büyüdükçe ve rüzgâr hızı arttıkça artar.
SOLAR ENERJİNİN AVANTAJLARI NELERDİR ..
Solar enerji üretmek ve kullanmak için gerekli cihazları elde ettikten sonra güneş bizlere bedava enerji vermektedir. Bu yıllar boyu sürer. Solar eneji devamlı ihtiyaç duyduğumuz diğer enerji kaynaklarına olan bağımlılığımızı azaltır. Ayrıca güneş enerjisi temiz ve yenilenebilir bir enerji olduğu için doğayı korur.
Güneş ve Rüzgar enerji sistemleri nerelerde kullanılabilir..
Rüzgâr ve güneş enerjisi sistemleri ülkemizde şebeke elektriğinin ulaşmadığı ve/veya mevcut olduğu her yerde kullanılabilirler.
Elektriksiz çiftlikler, dağ evleri, yazlıklar. Elektriği olmayan şehre uzak köyler. Deprem, doğalgaz, su gibi ölçüm istasyonları. Farklı akademik uygulamalar, ar-ge projeleri. Sanayi uygulamalarına otoprodüktör sistemleri.. Acil iletişim sistemleri.. Telekomünikasyon sistemleri. Tekneler, deniz uygulamaları .Askeri uygulamalar Rüzgâr ve güneş enerjisinin kullanıldığı başlıca örnekler olarak sıralanabilir.
TEMİZ ENERJİ SİSTEMLERİ SADECE ELEKTRİK OLMAYAN YERLERE Mİ KURULUYOR..
Elektrik bulunmayan bir araziye şebeke elektriğinin çekilmesi trafo kurulması gerekebileceği ve direk dikim masrafları nedeniyle bir hayli maliyetli olmaktadır. Güneş ve rüzgârla kurulan bir sistem şebeke elektriği çekilmesinden daha ucuza gelecektir. Şebeke elektriğinin bulunduğu durumlarda ise kurulan güneş ya da rüzgâr enerjisi sisteminin kendini geri ödeme süresinin uzunluğundan dolayı şimdilik tercih edilmemektedir. Kısacası şebeke elektriğinin mevcut olmadığı yerlerde de kullanılabilir.
Bulunduğum yerde şebeke elektriği var, ama ben yine de temiz enerji sistemi kurmak istiyorum, yasal olarak bir sakıncası var mı
Şebeke elektriği olan yerlerde güneş ya da rüzgâr enerjisi kullanımıyla ilgili yasal bir sakınca yoktur. Belediyeden veya başka bir kurumdan herhangi bir izin belgesi almanıza da gerek yoktur.
Fakat bu bölgelerde sistemin kendini geri ödeme süresi uzun olabileceğinden dolayı teoride mümkün olmasına rağmen pratikte uygulama yapılamayabilir.
Temiz enerji kaynakları ile hangi cihazları çalıştırabilirim..
Güneş ve rüzgâr enerjisi ile teoride her türlü cihazı çalıştırmak mümkündür. Fakat tüketim arttıkça ilk yatırım maliyet de artacaktır. Bunun yanı sıra, güneş panelleri ve rüzgâr türbinleri doğru akımda elektrik üretirler, günlük hayatımızda kullandığımız birçok cihaz ise ALTERNATİF AKIM (AC) kullanır.
Bu nedenle sistemlerde üretilen elektriği ALTERNATİF AKIMA çevirmek için bir invertör kullanılır. Anlık olarak çok fazla güç çeken klima, elektrikli ısıtıcı, dalgıç pompa gibi cihazlar ekipman masrafını çok arttıracak ve projenin ilk yatırım maliyetini yükseltecektir.
HANGİ TEMİZ ENERJİ KAYNAĞINI TERCİH ETMELİYİM..
Hangi enerji kaynağının sizin için daha uygun olduğu, sistemi kurmak istediğiniz bölgedeki doğal şartlara bağlıdır. Çok güneş alan bölgelerde güneş panelleri yüksek verimde çalıştığı gibi rüzgârlı alanlarda da rüzgâr türbinlerinden faydalanılması uygundur. Fakat genel olarak bu iki kaynağın birlikte kullanılması yaz aylarında güneş panelleri ve kış aylarında rüzgâr türbini yüksek verimde çalışacağı için daha iyi bir sonuç verecektir. Rüzgâr sistemlerinin kurulumu güneş enerjisi sistemlerine göre daha ucuzdur, fakat rüzgârdan verimli faydalanılabilecek yerler güneşten faydalanılabilecek yerlerden çok daha az olduğundan iki sistem de tercih edilmekte ve uygulanmaktadır.
NE KADAR BÜYÜKLÜKTE BİR SİSTEME İHTİYACIM OLDUĞUNU NASIL BELİRLEYEBİLİRİM..
Ne kadar büyüklükte bir sistem kurmanız gerektiğine dair bir fikir edinebilmek için paket sistemlerimizi inceleyebilirsiniz. Bu paket sistemlerde kurulacak sistemin gücü, hangi elemanlardan oluştuğu, ne kadar üretim yaptığı, bu üretim değerleri ile hangi elektrikli cihazları hangi sürelerde çalıştırabileceğiniz ve bütçe fiyat bilgisi bulunmaktadır. Bulunduğunuz bölge, şehir ile lokal çevre şartları da ( güneş ve/veya rüzgar potansiyeli ) ilk yatırım maliyetini etkiler.
PROJELENDİRME İÇİN SİZE HANGİ BİLGİLERİ İLETMEM GEREKECEK..
Paket sistemleri inceledikten sonra bir temiz enerji sistemi kurmaya karar verdiyseniz projenin size özel detaylandırılması için bizi aramanız gerekmektedir. Paket sistem tümüyle sizin gereksinimlerinizi karşılıyor ise direkt olarak sipariş verebilirsiniz.
Proje üzerinden bazı değişiklikler yapılması istenildiği durumda ise bize, -anlık çekilen maksimum güç miktarı (W)- ve -günlük toplam tüketim (Wh/gün)- verilerinizi ulaştırdığınız takdirde projenize ait teklif en kısa zamanda size ulaştırılacaktır.
Bu verileri kendiniz elde edemiyorsanız, projenin yapılacağı yerde kullanılacak elektrikli cihazların tam bir listesini ve kullanım alışkanlıklarınızı (hangi cihazı kaç gün ne kadar süreyle kullandığınız gibi) yazarak bize gönderirseniz tüketim verileriniz hesaplanarak size uygun bir proje hazırlanacaktır.
TEMİZ ENERJİ SİSTEMİ NELERDEN OLUŞUR, BÜTÜN BU CİHAZLARI SİZDEN TEMİN EDEBİLİR MİYİZ..
Temiz enerji sistem birimleri.. Üretim Elemanı güneş paneli ya da rüzgâr türbini.. Akü / Batarya (üretilen enerjiyi depolayabilmek için opsiyon el.. Şarj Kontrol Cihazı akülerin şarj seviyesini ayarlayabilmek için İnverter doğru akımı ALTERNATİF AKIMA çevirebilmek için Metal Konstrüksiyon. .PV Konektör, Solar Kablo ve diğer …
Olarak sıralanabilir. Rüzgâr enerjisi sistemlerinde şarj kontrol birimi türbine dâhil olduğundan ayrıca kullanılması gerekmez. Sistem için gereken bütün cihazları firmamızdan temin edebilirsiniz.
HAVA KAPALI OLSA YA DA RÜZGÂR DURSA DA YİNE KESİNTİSİZ OLARAK GECE-GÜNDÜZ ELEKTRİK KULLANMAYA DEVAM EDEBİLİR MİYİM..
Sistemlerimiz asgari 2 gün süreyle hiç üretim yapmasa dahi kesintisiz (gece-gündüz) elektrik kullanmanıza olanak verecek şekilde hazırlanmaktadır. Bu 2 günlük süre sizin isteğinize veya ihtiyaca göre arttırılabilir...
BAHÇE YA DA TARLA SULAMA İÇİN GÜNEŞ VEYA RÜZGÂR ENERJİSİNDEN FAYDALANMAK MÜMKÜN MÜDÜR..
Sulama sistemlerinde kullanılan geleneksel pompa cihazlarının anlık çektiği güç miktarının yüksek oluşu sistem maliyetini çok arttırmaktadır, bu nedenle pratikte uygulama yapılamayabilir, yani ekonomik olarak cazip olmayabilir. Temiz enerji sistemleri için özel ekonomik pompa sistemleri bulunmaktadır, eğer siz bu pompalardan edinebilirseniz rüzgâr ve güneş uygulaması yapılabilmektedir.
EVİMİN ISITMA İHTİYACINI GÜNEŞ VEYA RÜZGÂR ENERJİSİNDEN SAĞLAYABİLİR MİYİM..
Elektrikli ısıtıcılar çok yüksek miktarda akım çektikleri için yatırım maliyetini büyük oranda artırmaktadırlar, bu nedenle ısıtma amaçlı bir sistem kurulması mantıksızdır. Fakat sadece ısı pompası sistemi uygulandığı takdirde ısı pompası için gereken enerji güneş ve rüzgârdan temin edilebilir ya da güneş kolektörleri kullanılabilir. NORM ENERJİ nin ısı pompası veya güneş kolektörü vb. TERMAL alanda çalışmaları bulunmamaktadır.
ÜRETTİĞİM ELEKTRİĞİ DEVLETE YA DA BAŞKA BİR KURUMA SATABİLİR MİYİM..
Avrupa ülkelerinde uygulanan çift yönlü sayaç sistemi ülkemizde henüz uygulanmamaktadır. Bu sistem ürettiğiniz elektriği akülerde depolamaya gerek kalmadan şebekeye satıp kullanacağınız elektriği de yine şebekeden satın almanız prensibine dayanır.
Bu sayede akü / batarya ve şarj kontrol masrafı ortadan kalkmakta ve temiz enerji sistemlerinin şebeke elektriği bulunan yerlerde de uygulanmasına olanak sağlanmaktadır.
Çift yönlü sayaç sistemlerinde eğer üretiminiz tüketiminizden fazla ise fatura ödememenin yanı sıra ürettiğiniz enerjiden gelir elde etmeniz de mümkündür.
Bu sistemin Türkiye’de ne zaman faaliyete geçeceği hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber enerji kanunlarında son dönemde yapılan değişiklikler böyle bir uygulamaya giden yolu açmıştır. Tarifeler ile altyapı ve uygulamalara yönelik yönetmelikler / düzenlemeler beklenmektedir.
GÜNEŞ ENERJİSİNİ AYDINLATMA İÇİN NASIL KULLANABİLİRİM..
Güneş panellerinden gündüz boyunca elde edeceğiniz enerjiyi aküler vasıtasıyla depolayarak gece boyunca da kullanabilirsiniz. Ev, bahçe, ofis, teras, park vs kullanım alanlarında bedava aydınlatma sağlama imkanına sahip olabilirsiniz. Bu sayede kesintisiz aydınlatma yapabilirsiniz.
Alarm, güvenlik sistemleri ile afet vb. acil durumlar için de son derece güvenlidir. Özellikle şebeke elektriğinin olmadığı yerler ile CFL, LED gibi tasarruflu / ekonomik aydınlatma ürünleri ile ideal sonuçlar almak mümkündür.
Güneş panellerini taşınabilir olarak kullanmak mümkün müdür.. Örneğin, karavanımın üst kısmına monte ederek kullanma imkanı var mıdır..
Elektriğinizi yanınızda taşıyabilirsiniz. Karavanınızın üst kısmına panelleri yerleştirerek gündüz boyunca eklektiğinizi kullanabilir ya da akü yardımıyla depolayabilirsiniz. Bu sayede karavan içindeki cihazlarınızı kolaylıkla çalıştırabilirsiniz.
SATIN ALACAĞIM GÜNEŞ PANELLERİNİN ÖMRÜ NE KADARDIR ..
Güneş panelleri 50+ yıl çalışabilmektedir. İlk 20 / 25 yıl süresince anma kullanma koşullarında ve fabrikasyon imalat hatalarına karşı performans garantileri mevcuttur.
Eğer ürünlerinizden satın almak istersem nasıl sipariş verebilirim..
İhtiyaç duyulan güç ve bunu karşılamak için gerekli panel, regülatör, akü ve inverter ya da direkt kendi istediğiniz herhangi bir ürün için teklifinizi bize yazılı olarak iletmeniz yeterlidir. Sizinle mail ya da telefonla irtibata geçilecektir.
YENİLENEBİLİR ENERJİ İLE ÇALIŞAN BİR SİSTEM KURDUĞUMDA SÜREKLİ BAKIM YAPMAM GEREKİR Mİ ..
Güneş panelleri ve rüzgar türbinleri sürekli bakım gerektirmez. Güneş panellerinin arada bir temizlenmesi, rüzgar türbinlerinin de yağlanması gerekebilmektedir. Bunun dışında özel bir bakıma ihtiyaç duyulmamaktadır. Akülü sistemlerde batarya seçimi, uygunluğu ve işletme ömrü önemlidir.
BAZI GÜNEŞ PANELLERİ İLE DİĞER EKİPMANIN FİYATLARI UCUZ, BUNUN SEBEBİ NEDİR ..
Güneş panelleri yüksek verimli, kaliteli, belgeli, garantili ve uzun ömürlü olmalıdır. İnvertör ve regülatör gibi ürünlerde de verimin yüksek olması çok önemlidir. Akümülatörler ise solar uygulamalara uygun yapıda, uzun işletme ömrüne ve yüksek döngü (şarj-deşarj) sayısına haiz olmalıdır.
Markası, üreticisi ve menşei belli ürünler tercih edilmelidir. Çok uzun yıllar boyunca kullanacağınız güvenilir ekipmanlar ile uzun vadede ilk yatırım ve bakım-işletme maliyetiniz çok daha ucuza gelecektir.
ŞEBEKE BAĞLANTILI / ON-GRID / GRID CONNECTED SİSTEMLER NEDİR, NASIL ÇALIŞIR
Tüm dünyada ve Avrupa ülkelerinde yaygın uygulanan çift yönlü sayaç veya çift sayaç sistemi ülkemizde henüz etkin uygulanmamaktadır. Bu sistemde ürettiğiniz elektriği akülerde depolamaya gerek kalmadan şebeke ile karşılıklı alışveriş imkanı mevcuttur.
Ürettiğiniz fazla elektriği şebekeye satmanız, üretiminizden fazlasına ihtiyacınız olduğunda ise fazla elektriği yine şebekeden satın almanız prensibine dayanır. Bu sayede akü ve şarj kontrol masrafı ortadan kalkmakta, çevre dostu temiz enerji sistemlerinin şebeke elektriği bulunan yerlerde de uygulanmasına olanak sağlanmaktadır.
Çift yönlü sayaç sistemlerinde eğer üretiminiz tüketiminizden fazla ise, fatura ödememenin yanı sıra ürettiğiniz enerjiden gelir elde etmeniz de mümkündür. Bir diğer olasılık da karşılıklı mahsuplaşma olabilmektedir.
Bu sistemin KKTC ise ne zaman faaliyete geçeceği hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber, enerji kanunlarında son dönemde yapılan iyileştirmeler / değişiklikler ile böyle bir uygulamaya giden yol açmıştır.
Yoğun ve uzun güneşlenme potansiyeli olan bu coğrafyada enerjide özgürlüğe giden en kolay, pratik, ekonomik ve kesin çözümdür.
Sistemler yaz-kış kullanıma müsaittir. Kendi santralınıza sahip olabilirsiniz BAĞIMSIZ / OFF-GRID / STAND ALONE sistemler nedir, nasıl çalışır..
Bu sistemlerde ise prensip olarak yedek enerjiye, yani gündüz güneşten sağlanan elektrik enerjisini depolamaya ihtiyaç vardır. Bu amaçla uygun akümülatör / batarya grupları kullanılır.
Fotovoltaik modüller ile aküler arasında özel solar şarj regülatörleri bulunur. Depolanan enerji direkt dc olarak örneğin 12, 24, 48 volt gibi kullanılabilir. 220 volt ac gerilim gereken yerlerde solar serisi dc / ac invertörler kullanılır.
Hatta 380 VAC - 3 Faz elektrik enerjisi elde etmek bile mümkündür. Uygulama ve ihtiyaca bağlı olarak, kapalı havalar da öngörülmektedir. Asgari 2-3 günden başlayan otonomi (kapalı hava) süreleri için önlem alınır.
Gündüz depolanıp gece kullanılan uygulamaların yanı sıra 7 / 24, yaz / kış kesintisiz çalışacak şekilde tasarım ve projelendirme yapılabilir. Genellikle şebeke enerjisinin hiç olmadığı yerlerde kullanılır.
Ancak elektrik enerjisi olup da sık kesinti veya ciddi voltaj problemleri yaşanan yerler için de güvenli ve ideal çözümdür.
Kendi ürettiğiniz bağımsız, kesintisiz ve güvenli elektrik enerjisine sahip olabilirsiniz..
Yukarıdaki hususlar bağlayıcı olmayıp, güncel mevzuatlara ve teknolojik gelişmelere göre revize edilebilir.
Bir yazı dizisi var olan güç rabbimden insan oğluna verilen nimet vesileyle yaşa diye hikmet biz insan oğlu ne yaptık dünya yaşayanlarına .İzin verdi bu dünya hepimizin rüzgar, güneş ve sudaki enerji hidrojen
Günümüz teknoloji dünyasında, enerji ihtiyacı her geçen gün artmakta ve bu nedenle de enerji üretmen teknikleri geliştirilmektedir. Bu amaçla, rüzgar, güneş ve buhar enerjisinden faydalanma yollarına başvurulmuştur.
Buhar türbinlerinin de, bu amaçlarla üretilmiş olan bir sistemdir. Buhar türbini, yüksek bir basınç altında olan buharın sahip olmuş olduğu termal enerjiyi, mekanik enerjiye dönüştüren sistemin adıdır. Burada bir enerji üretimi söz konusudur.
Buhar türbinlerinin en önemli kısımlarından bir tanesi, tambur şeklinde döner bir mildir. Bu mile rotor adı verilmekle birlikte, rotor silindir biçimindeki koruyucu yapıdaki bir kılıfın içerisine konumlandırılmış durumdadır.
Kazandan gelen buhar silindirden geçer ve de bir buhar jeti haline dönüşür. Ardından da rotora takılmış olan bileziğin üstündeki kanatlara çarpar. Bu çarpma işlemiyle birlikte, buharın boşa gitmesi engellenir ve de bir enerji üretilmiş olur.
En iyi sonucu alabilmek adına buharın püskürme hızının, kanatların dönme hızının iki katı olması gerekmektedir. Kazandan gelmekte olan buharın atmosfer basıncı, 14 kadardır. Bu basınca sahip buharın buhar türbinindeki silindirden püskürme hızı ise saniyede 600 metreden daha fazladır.
Buhar türbinlerinde bir ya da birden fazla rotora takılmış bilezik bulunabilmektedir. Eğer ki türbinde bir bilezik bulunursa, saniyede 600 metrenin üstünde bir hızla buhar gelirse, buharın bütün enerjisinin alınabilmesi için kanatların oldukça hızlı bir şekilde dönmesi gerekmektedir.
Bu durumda kanatların oldukça hızlı dönebilmesi oldukça zor bir eylemdir. Bu nedenle de, buhar ilk kanar bileziğinden çıkar ve ardından silindir üzerinde bulunan başka bir kanat dizisinden geçirilmektedir. Bu kanatların ismi ise, statordur. Yani buhar ilk kanattan ikincisine aktarılır. Ardından da ilk kanata geri aktarılır. Bu yenilenip duran bir süreçtir.
Her geçiş sırasında, buharın hızı biraz daha düşürülmüş olmaktadır. Buharın hızı azaldıkça, basınç oranı da düşmektedir. Bunun sonucunda ise, buharın türbinde kapladığı alan daha da fazla olmaktadır. Buhar türbini, İngiliz mühendis olan Charles Parsons tarafından geliştirilmiştir.
Bu mucidin geliştirdiği buhar türbini, günümüzde bütün dünyada kullanılmaktadır. Buhar türbinlerinin kullanıldığı alanlar ise öncelikle elektrik santralleridir. Elektrik santrallerinde bulunan üreteçler, bu türbinler sayesinde çalıştırılmaktadır.
Aynı zamanda buharlı gemilerin pervanelerinin döndürülmesinde de, buhar türbinlerinden faydalanılmaktadır. Parsonsun üretmiş olduğu ilk türbin, 7,5 kw gücünde bir türbindi.
Bu da 10 beygir gücüne tekabül etmekteydi. Günümüzde, ise 2000 megawattın üzerinde buhar türbinleri tasarlanmaktadır. Bu da 2.680.000 beygir gücü anlamına gelmektedir. Parsons dışında başka mühendisler tarafından da değişik türlerde buhar türbinleri tasarlanmıştır. Bu türbinlerden birisi, yüksek hıza ve de tek dizi kanata sahip olan küçük buhar türbinidir. Bu türbin, 1882 senesinde mühendis Karl Gustaf de Laval tarafından geliştirilmiştir.
Bu mühendis aynı zamanda, redüktör adı verilen dişli çark donamını da bulmuştur. Bu donanımın bulunmasındaki amaç ise, yüksek bir hızla dönmekte olan türbin aracılığıyla düşük hızdaki bir pervaneyi döndürebilmek ya da bir makineyi çalıştırabilmektedir. Buhar türbinleri, günümüzde gemilerde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Gemilerdeki buhar türbinlerinde pervanenin hızı düşürülmesi gerekmektedir. Bunun nedeni ise, yüksek hızda dönen pervanelerin veriminin az olmasıdır.
Buhar türbinleri, iki tipte olmaktadır. Bu tipler, yoğunlaştırıcısı veya yoğunlaştırıcılı tiplerdir. Yoğunlaştırıcı türbinlerde, türbinden çıkan buhar, soğumak için bir yoğunlaştırıcıya gönderilmektedir. Bu sayede buhar su haline getirilmektedir. Bundaki amaç ise, bir vakum ortamı sağlamak tır. Vakum, buharın türbin içinde püskürmesi amacıyla kullanılmaktadır.
Suya dönüşen buhar, kazana pompalanır ve burada tekrar buhar haline getirilir. Bu türbinler, gemilerde ve elektrik santrallerinde kullanılır. Yoğunlaştırıcısı türbinler ise, türbinden çıkan buhar sanayi işlemlerinde ve de binaların ısıtılmasında sık bir biçimde kullanılır.
SU DAKİ ENERJİ
Atom.. ağırlığı 1,00797, yoğunluğu 0,0899 g/1, kaynama noktası -252,76°C ve erime noktası -259,06°C'dir. Sıvı hidrojenin yoğunluğu 0,070 g/cm3tür. Kristal hâlindeki yoğunluk ise 0,088 g/cm3tür. 1H, 2H, 3H şeklinde üç tâne izotopu vardır. En hafifi ve en çok bulunanı kütle numarası 1 olan (1H) izotopudur. Bu izotopa protiyum da denir.
Bir proton ve bir elektrondan meydana gelmiştir.
Döteryum ..2H olup kararlı izotoptur ve çekirdeğinde bir Proton
ile bir nötron vardır. Tabiî olarak meydana gelen hidrojen yaklaşık % 0,0156 kadar döteryum izotopu ihtivâ eder.
Aynı şekilde tabiî su, az oranda döteryum oksit (D2O, ağır su) ihtivâ eder.
Trityumun (3H) çekirdeğinde 2 nötron 1 proton bulunur. Trityum radyoaktif element olup, yarılanma süresi yaklaşık 12,5 yıldır.
Trityum tabiî olarak eser miktarda bulunur. Nükleer reaktörlerde elde edilir ve "reaksiyon mekanizması"nı inceleyen ilim adamları tarafından geniş ölçüde kullanılır.
Hidrojen, iki atomlu moleküler yapıya sâhiptir. Hidrojen molekülünden serbest hidrojen atomu elde etmek için çok büyük enerjiye ihtiyâç vardır. Serbest hidrojen atomları tekrar molekül vermek üzere birleşirken çok miktarda ısı ve enerji salar (103,4 kcal). Bir tâne olan elektronunu kaybetmiş hidrojen atomu 1+ yüklü olur ve buna proton denir.
Proton dâimâ bileşik hâlindedir. Yalnız başına bulunmaz. Ancak iyonlaştırılmış gaz içinde bulunabilir. Suda iyonlaşma sonucu meydana gelen proton, su molekülü ile birleşerek hidronyum iyonunu (H3O+) meydana getirir.
Hidrojen atomları arasındaki bağ hemen hemen kovalenttir.
Moleküllerde iki hidrojen çekirdeği arasındaki mesâfe 0,74 Å'dur. Hidrojenin indirgen özelliği vardır. Metal oksidleri metale kadar indirgeyebilir. Doymamış organik ve azot bileşikleri hidrojen ile doyurulabilir.
Bulunuşu: Hidrojen tabiatta çok yaygın olarak bulunur.
Bileşikleri yönünden de en zengin elementtir. Dünyâyı meydana getiren elementler arasında atom yüzdesi olarak, 15,5, ağırlık yüzdesi olarak da 0,8'dir. En çok, su bileşiğinde, azotlu bileşiklerde ve karbonlu bileşiklerde bulunur.
Hidrojen serbest hâlde az olarak tabiî gaz kuyularında, kömür depolarında ve organik bozulmalarda Atmosferin yüksek kısımlarında daha yoğundur. Güneş ve yıldızlarda da mevcut olduğu spektral analizlerle anlaşılmıştır.
Elde edilişi: Hidrojen ticârî olarak en çok hidrokarbon yakıtlarından, çeşitli metodlar uygulanarak elde edilir. Metan, etan ve bâzı hafif hidrokarbonlar, 650 ilâ 1000°C arasında nikelin katalitik etkisi ve buhar ile muâmele edilir. Bu işlemin sonunda hidrojen ve karbonun oksidleri elde edilir.
Kızgın kok üzerinden sıcak su buharı geçirilerek karbonmonoksit (CO) ve hidrojen elde edilir ki bu karışıma sugazı denir.
Kömürün koklaştırılması sırasında da hidrojen elde edilir.Laboratuvar çapında hidrojen aktif metallere asit etki ettirmekle:
Zn + H2SO4 ® ZnSO4 + H2
ve suyun elektrolizi ile elde edilir:
2H++ 2e ® H2 (katodda) 2OH--2e ® H2O+ 1/2O2 (anotta)
Keşfedilişi: 1776 yılında Sir H.Cavendish tarafından çinko, kalay ve demire seyreltik sülfat veya hidroklorik asit etki ettirilerek elde edildi. H.Cavendish hidrojenin hava ile karışımının su buharı vermek üzere patladığını gördü ve bu elemente tutuşucu hava ismini verdi.
1783'te Atoine Lavoisier bu elemente hidrojen ismini verdi ki bunun mânâsı su meydana getirici demektir. Hidrojenin kendinden daha ağır iki izotopu olan D ve T, 150 yıl sonra keşfedildi. Döteryum 1931'de ağır sudan elde edildi. Trityum ise 1934'te bulundu.
Bileşikleri: Hidrojenin bileşikleri diğer elementlerinkinden daha fazladır. Çünkü, asal (necip) gazlar hâric bütün elementler ile reaksiyon verir. Hidrojenin herkes tarafından bilinen ve tabiatta çok miktarda bulunan bileşiği sudur. Su ve karbondioksid bileşiklerinde hidrojen, daha elektronegatif olan elemente kovalent bağla bağlıdır.
Mamafih hidrojen atomları daha elektro pozitif olan alkali metallerle ve kalsiyum, baryum gibi, elementlerle iyonik bileşikler teşkil edebilir.
Ortaya çıkan ve hidrür denilen bileşikler suda hidrojen vererek ayrışır.
Hidrojenin flor, klor, brom veya iyot ile yaptığı bileşiklerin sudaki çözeltileri asittir.
Diğer yaygın asitlerin bileşikleri nitrat (HNO3), sülfat (H2SO4) ve fosfat (H3PO4) asitleridir. Hidrojen iyonlarının bir çözeltideki konsantrasyonu pH cinsinden ifâde edilir. ( PH cetveli)
Reaksiyona girme kâbiliyeti pek fazla olmamakla berâber ısı veya güneş ışığı gibi bâzı şartlar altında oksijen ve klorla patlama şeklinde reaksiyon verir. İçerisinde % 4 ile % 74 arasında hidrojenle ihtivâ eden hava yanıcı ve patlayıcıdır. Hidrojen, oksijen ile yakıldığında çok yüksek sıcaklıkta bir alev elde edilir.
Oda sıcaklığında hidrojenle oksijen arasındaki reaksiyon, çok tanecikli platin katalizörü olmadığında çok yavaştır. Hidrojen 700°C'de pratik olarak ânında tutuşur.
Halojenler, bor ve benzeri elementlerle, verdiği bileşikler uçucudur. Metallerin elektropozitif karakterlerine bağlı olarak iyon bağlı veya kovalent bağlı bileşikler verir.
Kullanılışı: Hidrojen üretiminin üçte ikisi amonyak elde edilmesinde kullanılır. İkinci derecede önemli kullanma alanı petrol rafinasyonundaki katalitik parçalama işlemidir.
Üçüncü derece kullanıldığı alan metanol îmâlatıdır. Bundan başka yağların hidrojene edilmesinde de kullanılır. Doymamış, yağların hidrojenlendirilmesi ile margarin elde edilir ( Hidrojenlendirme). Hidrojenlendirme işi aynı zamanda birçok organik bileşiklerin îmâlâtında da kullanılır. Plastik madde yapımında plastifiyan olarak kullanılır. Metalurjide kaynak işlerinde yakıt olarak kullanılır.
Hidrojen yandığı zaman çevreye kirletici artıklar vermemektedir.Bu yüzden otomobillerde yakıt olarak kullanılmak istendiğinden bu konuda çalışmalar yapılmaktadır.
Atom numarası: 1 Simge: H Kütle numarası: 1.00797 Kaynama Noktası (C): -252.7 Erime Noktası (C): -259.2 Yoğunluk: 0.071 Buharlaşma Isısı: .108 Kaynaşma (Füzyon) Isısı: 0.014 Elektriksel iletkenlik: --Isıl iletkenlik: 0.0004 Özgül Isı Kapasitesi: 3.45
ÖZELLİKLE SUYUN BİLEŞİMİNE GİREN GAZ HALİNDEKİ BASİT CİSİMDİR.
Hidrojen, Evren'de en bol bulunan elementtir. Güneş'in ve yıldızların maddesinin büyük bir bölümü hidrojenden oluşur. Dünyada hidrojeni serbest halde bulmak kolay değildir. Havada pek düşük miktarda hidrojen vardır, ancak volkanların fışkırttığı gazlarda veya doğal kaynaklardan fışkıran gazlarda geniş oranda hidrojen vardır.
Atmosferin yüksek kesiminde, hidrojen, hidrojen tacı adı verilen bir örtü meydana getirmiştir.
MADDELERİN EN HAFİFİ
Renksiz, kokusuz bir gaz olan hidrojen, bütün maddelerin en hafif olanıdır (havadan 14 kat hafiftir). Böylece bütün öteki gazlara oranla, gözenekli duvarlardan, hattâ akkor durumuna gelecek derecede ısıtılmış demir gibi bazı maddelerin içinden bile, daha hızlı geçebilir, iyi bir ısı ve elektrik iletkenidir ve sıvı hale getirilmesi pek güçtür.
Kimyasal yönden hidrojen basit bir maddedir (bir hidrojen atomu tek bir çekirdek veya proton ile bunun çevresinde dönen tek bir elektrondan oluşur).
Isıtılmış halde birçok elementle karışır. Bu çeşitli tepkileri, sanayide geniş uygulama alanları bulmuştur.
Oksijenle birleşince su (doğal halde pek çok bulunur) meydana getirir. Oksijen ve su karışımı, oksihidrik üfleç'te de (kaynak makinesinin alevinin mavi rengi, yanan hidrojenin özelliğidir) kullanılır.
Azot ile birleşince, yapay gübre ve patlayıcı maddeler üretiminde kullanılan amonyak oluşur. Başlıca sanayi gazlarından olan metan, hidrojen ile karbon karışımıdır.
GÜDÜMLÜ BALONLAR VE FÜZELER
Eskiden hidrojen, hava gemilerini (balonlar, güdümlü balonlar v.b.) şişirmekte kullanılırdı, ama çabuk alev aldığından, yerini helyum gazına bıraktı.
Silâh sanayii günümüzde hidrojeni, füze yakıtı olarak kullanmaktadır. Gerçekten de, sıvı halde (üretimi ve depolanması güç bile olsa), çok yüksek bir enerji verme gücü olmasına karşılık az yer kaplar.
Nihayet, insanların yarattığı en öldürücü silâhlardan birinin, korkunç hidrojen bombasının da yapımına girer.
Hidrojen, evrenin kütlesinin %75'ni oluşturan ve evrende en çok bulunan elementtir.
Ana hatta bulunan yıldızların çoğunluğu plazma halinde olan hidrojenden oluşur. Elementel hidrojen dünyada az bulunur. Endüstride
Metan gibi Hidrokarbonlardan üretilebildiği gibi, pahalı olsa da suyun elektrolizinden de üretilebilir. Hidrojenin en yaygın doğal izotopu, nötronsuz protiyumdur.
Hidrojen pek çok elementle bileşik verebilir, suda ve pek çok organik molekülde bulunur. Suda çözünen moleküller arasındaki Asit-baz tepkimlerinde önemli rol oynar. Schrödinger denkleminin analitik olarak çözülebildiği tek nötral molekül olduğu için, hidrojen atomunun enerji basamakları ve bağ özellikleri Kuantum mekaniğinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
HİDROJENİN TARİHİ
Hidrojen 1500'lü yıllarda keşfedilmiş, 1700'lü yıllarda yanabilme özelliğinin farkına varılmış, evrenin en basit ve en çok bulunan elementi olup, renksiz, kokusuz, havadan 14.4 kez daha hafif ve tamamen zehirsiz bir gazdır.
Güneş ve diğer yıldızların termonükleer tepkimeye vermiş olduğu ısının yakıtı hidrojen olup, evrenin temel enerji kaynağıdır. -252.77°C'da sıvı hale getirilebilir.
Sıvı hidrojenin hacmi gaz halindeki hacminin sadece 1/700'ü kadardır. Hidrojen bilinen tüm yakıtlar içerisinde birim kütle başına en yüksek enerji içeriğine sahiptir. 1 kg hidrojen 2.1 kg doğalgaz veya 2.8 kg petrolun sahip olduğu enerjiye sahiptir.
ANCAK BİRİM ENERJİ BAŞINA HACMİ YÜKSEKTİR.
Hidrojen gazını yapay olarak ilk defa T. Von Hohenheim (ayrıca Paracelsus, 1493 - 1521, olarak da bilinir) tarafından güçlü asitlerle metalleri karıştırarak elde etmiştir.
Bu kimyasal reaksiyon sonucu elde edilen bu yanıcı gazın yeni bir element olduğunun farkına varamamıştır. 1671 yılında hidrojen Robert Boyle tarafından demir çubuk ve seyreltik asit çözeltilerinin reaksiyonu sonucu üretilerek yeniden keşfedilmiştir. 1766 yılında Henry Cavendish metal asit reaksiyonuyla elde edilen, havada yanan, yandığı zaman su açığa çıkaran hidrojenin ayrı bir element olduğunun farkına varmıştır.
Cavendish'in hidrojenle tanışması cıva ve asitlerle yaptığı deneyler zamanında olmuştur. Başlangıçta hidrojenin cıvayı oluşturan birimlerden biri olduğunu, cıvanın asitle reaksiyonundan ortaya çıktığını düşünmüş, buna rağmen hidrojenin pek çok önemli özelliğini gerçekci şekilde tasvir edebilmiştir.
1783'te Antoine Lavoiser Laplace ile Cavendish'in bulduklarını tekrarlarken, yandığı zaman su üreten bu gaza hidrojen adını vermiştir. Hidrojenin ilk kullanım yerlerinden biri balonlar ve daha sonraları zeplinlerdir. Bu amaçlar için hidrojen metalik demir ve sülfürik asidin reaksiyona girmesiyle elde edilmiştir.
Hidrojen Hindenburg adlı, havada yanarak yok olan zeplinde kullanılmıştır. Balonlarda daha sonraları oldukça patlayıcı olan hidrojenin yerine inert helyum kullanılmıştır.
HİDROJENİN KEŞFİ
Hidrojen gazını yapay olarak ilk defa T. Von Hohenheim (ayrıca Paracelsus,
1493-1521 olarak da bilinir) tarafından güçlü asitlerle metalleri karıştırarak elde etmiştir. Bu kimyasal reaksiyon sonucu elde edilen bu yanıcı gazın yeni bir element olduğunun farkına varamamıştır.1671 yılında hidrojen Robert böyle tarafından demir çubuk ve seyreltik asit çözeltilerinin reaksiyonu sonucu üretilerek yeniden keşfedilmiştir.1766 yılında Henry cavendish metal asit reaksiyonuyla elde edilen, havada yanan, yandığı zaman su açığa çıkaran hidrojenin ayrı bir element olduğunun farkına varmıştır. Cavendish'in hidrojenle tanışması cıva ve asitlerle yaptığı deneyler zamanında olmuştur.
Başlangıçta hidrojenin cıvayı oluşturan birimlerden biri olduğunu, cıvanın asitle reaksiyonundan ortaya çıktığını düşünmüş, buna rağmen hidrojenin pek çok önemli özelliğini gerçekci şekilde tasvir edebilmiştir.1783 te Antoine Lavoiser Laplace ile Cavendish'in bulduklarını tekrarlarken, yandığı zaman su üreten bu gaza hidrojen adını vermiştir. Hidrojenin ilk kullanım yerlerinden biri balonlar ve daha sonraları zeplinlerdir.
Bu amaçlar için hidrojen metalik demir ve sülfürik asidin reaksiyona girmesiyle elde edilmiştir. Hidrojen Hindenburg adlı, havada yanarak yok olan zeplinde kullanılmıştır.
Balonlarda daha sonraları oldukça patlayıcı olan hidrojenin yerine inert Helyu kullanılmıştır.Kuantum teorisinin gelişmesindeki yeri 1 proton ve 1 elektrondan oluşan hidrojen atomu, basit atomik yapısı, ışık emilim ve yayma spekturumu sayesinde atomik yapının geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır.
Hidrojen molekülünün ve ona karşılık gelen H2+ katyonu basit yapısı kimyasal bağların doğası hakkında önemli bilgiler vermiş, bunu 1920'li yılların ortalarında hidrojen atomunun kuantum mekaniği uygulaması izlemiştir.
EVRENDE HİDROJEN
Hidrojen evrenin kütlece %75'ini, atom sayıca %90'nı oluşturur ve bu oranlarıyla evrende en çok bulunan elementtir.
Bu element yıldızlarda, dev gaz gezegenlerinde büyük miktarda bulunur. Moleküler hidrojen bulutları yıldızların oluşumuyla bağlantılıdır. Hidrojen yıldızların proton-proton
NÜKLEER FÜZYON REAKSİYONUYLA ENERJİ ÜRETMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNAR.
Evrende hidrojen atomik ya da plazma halinde bulunur. Plasma hali atomik halinden oldukça farklıdır. Bu halde hidrojen elektronu ve protonu bağlı değildir ve bu oldukça yüksek elektrik iletkenliği ve ışık yayılımına (güneş ve diğer yıldızlar ışık yayar) sahiptir.
Yüklü partiküller elektrik ve manyetik alanlarda oldukça etkilenirler. Mesala, güneş rüzgarında dünyanın magnetospheri ile etkileşerek Birkeland akımları ve auroraya yol açarlar. Uzayda hidrojen nötral atomik halde bulunur.
Normal şartlar altında hidrojen biatomik gaz (H2) halinde bulunur. Hafifliği nedeniyle diğer daha ağır gazlara göre yerçekimi kuvvetinden kolayca kurtulur. Bu nedenle dünya atmosferinde hidrojen gazı oranı oldukça düşüktür hacimce 1ppm
Hidrojen atomu ve H2 molekülü uzayda bolca bulunduğu halde dünya da bunların üretimi ve saflaştırılması oldukça güçtür. Bütün bunlara rağmen hidrojen dünyada en çok bulunan üçüncü elementtir. yeryüzündeki hidrojen su, hidrokarbonlar gibi kimyasal bileşiklerin içinde bulunur.
Hidrojen gazı bazı bakteri ve algae tarafından üretilir. Günümüzde methan gazı önemi artan bir hidrojen kaynağıdır.
HİDROJEN ATOMU IZOTOPLARI
Hidrojenin doğada üç izotopu vardır. Bunlar 1H, 2H, ve 3H. Oldukça kararsız diğer izotoplar (4H - 7H) laboratuar koşullarında sentezlenmiştir.
1H %99.98 ile hidrojenin doğada en çok bulunan izotopudur. Bu izotop çekirdeğinde yanlızca bir proton içerdiğinden protium denilmiştir.
2H `HİDROJENİN DİĞER KARARLI İZOTOPUDUR.
Döteryum olarak da bilinir. Çekirdeğinde 1 proton ve 1 nötron içerir. Deuterium yeryüzündeki hidrojenin %0.0184'nü oluşturur. Radyoaktif değildir ve belirgin bir kirliliğe yol açmaz.
Suyun içinde hidrojen yerine deuterium bakımından zenginleştirilmiş suya ağır su denir. Deuterium ve bileşikleri kimyasal reaksiyonlarda radyoaktif olmayan etiketlemelerde ve 1H-NMR da çözücü olarak kullanılır.
Ağır su nükleer reaktörlerde nötron kontrolü ve soğutucu olarak kullanılır. Deuterium ayrıca ticari çekirdek füzyonda olası yakıttır.
3H ayrıca tritium olarak da bilinir. Çekirdeğinde 2 nötron ve 1 proton içerir. Radyoaktiftir ve 12.32 yıl yarı hayatıyla beta bozulmasıyla Helyum-3 e dönüşür. Azmiktarda trityum cosmik ışınların atmosferik gazlarla etkileşmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca nükleer silah testlerinde de havaya salınır. Tritium kimya da ve biolojide radyoetiketleme deneylerinde kullanılır.
Hidrojen, izotoplarının değişik isimleri olan tek elementtir. IA grubu elementleri, Ca, Sr,Ba gibi aktif metallerin su ile reaksiyonu sonucunda hidrojen gazı elde edilir.
Ca(k) + 2H2O à Ca2+ (aq) + 2OH-(aq) + H2 (g) Uygulamaları Hidrojen zehirsiz ve havadan 14,4 kez daha hafif bir gazdır.
GÜNEŞ VE DİĞER YILDIZLARIN TERMONÜKLEER TEPKİMEYLE VERMİŞ OLDUĞU ISININ YAKITI HİDROJEN OLUP, EVRENİN TEMEL ENERJİ KAYNAĞIDIR.
-252,77 °C'ta sıvı hale getirilebilir. Sıvı hidrojenin hacmi gaz halindeki hacminin sadece 1/700'ü kadardır. Hidrojen bilinen tüm yakıtlar içerisinde birim kütle başına en yüksek enerji içeriğine sahiptir (Üst ısıl değeri 140,9 MJ/kg, alt ısıl değeri 120,7 MJ/kg). 1 kg hidrojen, 2,1 kg doğalgaz veya 2,8 kg petrolün sahip olduğu enerjiye sahiptir.
Petrol yakıtlarına göre ortalama 1,33 kat daha verimli bir yakıttır. Buna karşın, enerji olarak kullanılabilmesi için doğadaki bileşiklerden ayrıştırılması gerekir. Üretilmesi de göz önünde bulundurulduğunda petrol gibi hazır yakıtlar kadar kârlı değildir.
Ancak hidrojenin diğer yakıtlardan önemli bir farkı, güneş veya rüzgar enerjisinin yardımıyla sudan üretilebilmesi ve kullanıldığında tekrar suya dönüşebilmesidir. Bu özellik hidrojenin herkesin üretimine ve kullanımına açık bir yakıt olmasını sağlar.
Hidrojen doğada serbest halde bulunmaz, bileşikler halinde bulunur. En çok bilinen bileşiği ise Su Dur :Hidrojen gelecek yüz yılın yakıtıdır.
Isı ve patlama enerjisi gerektiren her alanda kullanımı temiz ve kolay olan hidrojenin yakıt olarak kullanıldığı enerji sistemlerinde, atmosfere atılan ürün sadece su ve/veya su buharı olur.
Bunun dışında çevreyi kirleten hiçbir gaz ve zararlı kimyasal madde olmadığı gibi geleceğin çağı hidrojen dir.
KARBON MONOKSİT VEYA KARBONDİOKSİT GİDİ ÜRETİMİ OLMAZ.
Bu gün romanlar kitaplar sürekleyiçiliği “bu gün sizlere okunur “hale getirilip sizle re sunulan romanlar yazarın yazdığı gibi değil “çeviri ve düzeltilerek” felsefe tarih edebi yatcı ve veya editor tarafindan düzeltilerek onaylanarak sizlere okunur halde sunulur.
Bu site gerçek dili ve imla hataları olsada”ne edebiyatcı ne de tarih felsfe ve veya editor” tarafıldan düzeltilmış olarak yazılmamıştır ve bu site yazarı aklının erdiği doğruların ve de verilen aklın içinde dilinin çözebildiği ve “tamamen terçübesine ” göre yazmış olarak sunulmuştur.
Bu sitede yer alan yazıların tümü, bilgi edinmek isteyen ziyaretçiler için hazırlanmış gelişen teknoloji de asrın neleri getireceği bu düşünürün düşündüğüne düşünerek terçübesine “terçübeleri ekleyerek” yol almasını sağlar
Bu bilgiler, hiç bir zaman “hastalık ve diğer” sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalı”öncelikle ahla’ki yapısı yıkılmamış”doktor diyetisyen ve herbalis ler tarafından yetkili eczacılar güvenilir yanında bitki aromatik okul mezunu veya kimyağer calıştıran izni alınmış aktarlar tarafından güvenli şekilde satılmalı ve kullandırılmalıdır
Bu genel bilgi sitede yer alan yazıların her türlü kullanımı ve uygulanması sonucu doğan"hukuki ahlaki mesleki "sağlık ve yaşamsal sorunlar sadece bu eylemi gerçekleştiren kişilerin sorumluluğunda bunlardan dolayı ortaya çıkabilecek hiç bir sorun dan site ve yazar sorumlu kılınamaz saklı-şifa sırlar kitabı Çoban Selçuk uysal
NOT: Kan bilgilerinizi bilmeden “hemogram ve biyokimyanızı” taramadan araştırmacı doktorunuza danışma dan bitki ve bitki türlerini kullanmanız tavsiye edilmez.